Danıştay İdare Dava Daireleri Kurulu 2019/2955 Esas 2020/3629 Karar
Karar Dilini Çevir:
Danıştay
Dairesi: İdare Dava Daireleri Kurulu
Esas No: 2019/2955
Karar No: 2020/3629
Karar Tarihi: 30.12.2020





DANIŞTAY İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU         2019/2955 E.  ,  2020/3629 K.
"İçtihat Metni"

T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2019/2955
Karar No : 2020/3629
TEMYİZ EDEN (DAVACI) : … Birliği
VEKİLİ : Av. …
-ARŞI TARAF (DAVALI) : … Bakanlığı
VEKİLİ : Hukuk Müşaviri Av. …
İSTEMİN KONUSU : Danıştay Onuncu Dairesinin 28/03/2019 tarih ve E:2014/167, K:2019/2520 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: 29/12/2012 tarih ve 28512 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan İş Sağlığı ve Güvenliği Hizmetleri Yönetmeliği'nin öncelikle yetki yönünden iptali, Yönetmeliğin yetki yönünden iptal edilmemesi halinde 1. ve 3. maddesinin, 4. maddesinin 1. fıkrasının (f) ve (g) bentlerinin, 14. maddesinin 1. fıkrasının, 3. fıkrasının (a) ve (b) bentlerinin ve 6. fıkrasının ve EK-3 numaralı ekinin iptali istenilmiştir.
Daire kararının özeti: Danıştay Onuncu Dairesinin 28/03/2019 tarih ve E:2014/167, K:2019/2520 sayılı kararıyla;
Dava konusu Yönetmeliğin 1. ve 3. maddelerinin incelenmesi:
Yönetmeliğin 1. maddesinde Yönetmeliğin amacına, 3. maddesinde ise Yönetmeliğin dayandığı kanun maddelerine yer verildiği,
İşyerlerinde iş sağlığı ve güvenliğinin sağlanması ve mevcut sağlık ve güvenlik şartlarının iyileştirilmesi için işveren ve çalışanların görev, yetki, sorumluluk, hak ve yükümlülüklerini düzenlemek amacıyla yürürlüğe konulan 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu'na dayanılarak çıkarılan ve 29/12/2012 tarih ve 28512 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan İş Sağlığı ve Güvenliği Hizmetleri Yönetmeliği'nin, iş sağlığı ve güvenliği hizmetlerini yürütmek üzere kurulacak işyeri sağlık ve güvenlik birimlerinin kuruluşu ile ortak sağlık ve güvenlik birimlerinin yetkilendirilmeleri, yetki belgelerinin iptali, görev, yetki ve sorumlulukları ile çalışma usul ve esaslarını düzenlemek amacıyla düzenlenmiş olduğu, Yönetmeliğin amacının 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu'nun amacı ve ilgili maddeleri ile birlikte değerlendirildiğinde dava konusu düzenlemelerde herhangi bir hukuka aykırılık bulunmadığı,
Yönetmeliğin 4. maddesinin 1. fıkrasının (f) ve (g) bentlerinin incelenmesi:
Yönetmeliğin "Tanımlar ve kısaltmalar" başlıklı 4. maddesinin 1. fıkrasının (f) bendinde yer alan ortak sağlık ve güvenlik birimi (OSGB) tanımının, 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunun'da yer alan ortak sağlık ve güvenlik birimi tanımı esas alınarak, aynı doğrultuda yapıldığı; bu nedenle dava konusu düzenlemelerde herhangi bir hukuka aykırılık görülmediği,
Yönetmeliğin 4. maddesinin 1. fıkrasının (g) bendinde sorumlu müdürün işyeri hekimliği veya iş güvenliği uzmanlığı belgesine sahip, OSGB’lerde tam süreli istihdam edilen ve bu birimlerin iş ve işlemlerinden Bakanlığa karşı sorumlu olan kişi olarak tanımlandığı,
Yönetmeliğin "Sorumlu müdürün görev, yetki ve sorumlulukları" başlıklı 18. maddesinde ise; "(1) OSGB sorumlu müdürü;
a) OSGB personelinin görevlendirilmesinin takibinden,
b) OSGB kayıtlarının tutulması ve düzenli olarak arşivlenmesinden,
c) Genel Müdürlük tarafından istenen belgelerin hazırlanmasından,
ç) OSGB’lerin başvuru, yetkilendirme, vize işlemlerinin takibinden sorumludur.
(2) OSGB’lerde tam zamanlı görevli bulunan işyeri hekimleri veya iş güvenliği uzmanları aynı zamanda sorumlu müdürlük görevini de yürütebilir.
(3) OSGB’lerce talep edilen veya bildirilen her türlü bilgi ve belgeye ilişkin iş ve işlemlerde, Genel Müdürlük tarafından sadece sorumlu müdür muhatap kabul edilir." düzenlemesinin yer aldığı,
Bu durumda, OSGB’lerde tam süreli istihdam edilen ve bu birimlerin iş ve işlemlerinden Bakanlığa karşı sorumlu olan kişi olarak tanımlanan sorumlu müdürün Yönetmeliğin yukarıda yer verilen 18. maddesinde belirtilen görev, yetki ve sorumluluklar yönünden Bakanlığa karşı sorumlu kişi olduğunun anlaşıldığı; dolayısyla dava konusu tanımda hukuka aykırılık görülmediği,
Yönetmeliğin 14. maddesinin 1. fıkrasının, 3. fıkrasının (a) ve (b) bentlerinin ve 6. fıkrasının incelenmesi:
"Görevlendirme belgesi ve sözleşme" başlıklı 14. maddesinin 1. fıkrasında, işyerinde çalışanlar arasından işyeri hekimi ve iş güvenliği uzmanı görevlendirilmesi durumunda bu kişilerle işveren arasında; OSGB’lerden hizmet alınması durumunda OSGB ile işveren arasında sözleşme imzalanacağının öngörüldüğü; 3. fıkrasının (a) ve (b) bentlerinde sözleşme ve görevlendirme belgelerinin Yönetmelik'teki eklerine uygun olarak düzenleneceğinin belirtildiği; 6. fıkrasında ise, sözleşme veya görevlendirilmeleri Genel Müdürlükçe onaylanmayan işyeri hekimi, iş güvenliği uzmanı ve diğer sağlık personelinin İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu kapsamındaki görevlerine başlatılamayacağı ve yetkilerini kullanamayacağı kuralına yer verildiği,
6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu'nun "İş sağlığı ve güvenliği hizmetleri" başlıklı 6. maddesinde yer alan mesleki risklerin önlenmesi ve bu risklerden korunulmasına yönelik çalışmaları da kapsayacak, iş sağlığı ve güvenliği hizmetlerinin sunulması için işverenin çalışanları arasından iş güvenliği uzmanı, işyeri hekimi ve on ve daha fazla çalışanı olan çok tehlikeli sınıfta yer alan işyerlerinde diğer sağlık personeli görevlendireceği, çalışanları arasında belirlenen niteliklere sahip personel bulunmaması hâlinde, bu hizmetin tamamını veya bir kısmını ortak sağlık ve güvenlik birimlerinden hizmet alarak yerine getirebileceği, ancak belirlenen niteliklere ve gerekli belgeye sahip olması hâlinde, tehlike sınıfı ve çalışan sayısı dikkate alınarak, bu hizmetin yerine getirilmesini kendisinin de üstlenebileceği yönündeki hüküm dikkate alındığında, iş güvenliği uzmanları ve işyeri hekimlerinin sözleşme yapma özgürlüğünü kısıtlayıcı düzenlemeler olmadığı; iş güvenliği uzmanları ve işyeri hekimlerinin OSGB’lerinde çalışabilecekleri gibi belgelerine uygun işyerleri ile sözleşme yaparak çalışabileceklerinin öngörüldüğü,
Ayrıca sözleşme veya görevlendirilmeleri Genel Müdürlükçe onaylanmayan işyeri hekimi, iş güvenliği uzmanı ve diğer sağlık personelinin İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu kapsamındaki görevlerine başlatılamayacağı ve yetkilerini kullanamayacağı yönündeki düzenlemenin de davalı Bakanlığın iş sağlığı ve güvenliği alanındaki kontrol ve denetim yükümlülüğünün bir gereği olduğu; iş sağlığı ve güvenliği alanında hizmet verecek kişilerin gerekli şartları taşıyıp taşımadıklarının bu kişilerin göreve başlamasından önce denetlenmesi gerektiği,
Açıklanan nedenlerle, Yönetmeliğin 14. maddesinin 1. fıkrasının, 3. fıkrasının (a) ve (b) bentlerinin ve 6. fıkrasının hukuka uygun olduğu sonucuna varıldığı,
Yönetmeliğin EK-3 numaralı ekinin incelenmesi:
Yönetmeliğin Ek-3 numaralı ekinde OSGB ile hizmet alan işyeri arasındaki hizmet sözleşmesi örneğine yer verildiği; sözleşme örneğinde OSGB, hizmet alan işyeri, görevlendirilecek işyeri hekimi, iş güvenliği uzmanı ve diğer sağlık personelinin gerekli bilgilerinin yer almasının öngörüldüğü; sözleşme örneği içeriği davalı Bakanlık tarafından yapılacak yetkilendirme işlemlerinde zorunlu olan hususları içerdiği; bununla birlikte tarafların yapacakları sözleşmeleri gerekli bilgileri içermesi kaydıyla daha detaylı veya farklı bir şekilde düzenleyebilmelerinin önünde bir engel bulunmadığı; bu itibarla Yönetmeliğin Ek-3 numaralı ekinde de hukuka aykırılık görülmediği gerekçeleriyle,
Davanın reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, dava konusu Yönetmelik'te işyeri sağlık ve güvenlik birimleri ile ortak sağlık ve güvenlik biriminin birlikte düzenlendiği, işyeri sağlık ve güvenlik biriminin işletmeye özgü, işletmenin iç işleyişinde yer alan bir organizasyon olduğu, ortak sağlık ve güvenlik birimlerinin ise işyeri dışındaki bir tüzel kişiliği ifade ettiği, bu çerçevede farklı niteliklere sahip bulunan iki müessesenin aynı yönetmelikte düzenlenmesinin kamu yararı ve hizmet gereklerine uygun olmadığı ve bu haliyle dava konusu Yönetmeliğin yetki yönünden iptalinin zorunluluk arz ettiği, ortak sağlık ve güvenlik birimlerinde görev yapan sorumlu müdürlere tüm iş ve işlemler yönünden sorumluluk yüklenmesinin ortak sağlık ve güvenlik birimlerinin hukuken sorumsuzluğuna yol açacağı, bu durumun hukuken kabul edilemez olduğu, dava konusu Yönetmeliğin 14. maddesinin 1. fıkrası ile 3. fıkrasının (a) ve (b) bentlerinin Anayasa'nın 49. maddesine aykırılık ihtiva ettiği, bu düzenlemelerle ortak sağlık ve güvenlik birimlerinde görev yapacak olan iş güvenliği uzmanlarının çalışacakları işyerini seçme olanağının ortadan kaldırılmış olduğu, bu durumun çalışma ve sözleşme hürriyeti ve 6331 sayılı Kanun'un amacıyla bağdaşmadığı, dava konusu Yönetmeliğin 14. maddesinin 6. fıkrasında sözleşme ve görevlendirilmeleri Genel Müdürlükçe onaylanmayan işyeri hekimi, iş güvenliği uzmanı ve diğer sağlık personelinin görevlerine başlatılmayacakları kuralına yer verildiği, mezkur hükümde idareye tanınan yetkinin sınırları ve kapsamının belirlenmediği, bu haliyle anılan düzenlemenin hukuki belirlilik, hukuk devleti ve eşitlik ilkeleri ile bağdaşmadığı, Yönetmeliğin ekinde yer alan ve iptali istenen sözleşme örneğinde hizmet akdinin temel unsurları olan hizmetin niteliği ve bedel unsurlarına yer verilmediği, asgari unsurları ihtiva etmeyen ve hizmet sözleşmesi niteliği taşımayan dava konusu Yönetmelik ekinin iptalinin hukuken zorunlu olduğu belirtilerek, Daire kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu'nun 30. maddesi uyarınca işyeri sağlık ve güvenlik birimleri ile ortak sağlık ve güvenlik birimleri konusunda Bakanlığın düzenleme yapma yetkisine sahip olduğu, dava konusu Yönetmeliğin 18. maddesinde ortak sağlık ve güvenlik birimlerindeki müdürlerin iş ve işlemlerden ötürü Bakanlığa karşı sorumlu tutulduğu, dolayısıyla ortak sağlık ve güvenlik birimlerinde görev yapan müdürlerin tek başına iş ve işlemlerden ötürü Bakanlığa karşı sorumlu tutulmasını öngören Yönetmeliğin 4. maddesinin hukuka aykırılık içermediği, dava konusu düzenlemede iş sağlığı ve güvenliği hizmetlerinin sadece ortak sağlık ve güvenlik birimlerinden temin edilebileceği yönündeki iddianın asılsız olduğu, iş sağlığı ve güvenliği hizmetlerinin doğrudan işyeri hekimi ya da iş güvenliği uzmanlarınca da sunulabildiği, ortak sağlık ve güvenlik birimleri ile ilgili düzenlemelerin üst mevzuata ve uluslararası örneklere uygun olduğu, işyeri hekimi, iş güvenliği uzmanları ve diğer sağlık personelinin göreve başlamadan önce Genel Müdürlükten onay almasını öngören düzenlemenin de hukuka aykırı olmadığı, nitekim dava konusu düzenlemenin belli bir meslek grubunun hak ve yetkilerini düzenlemekten ziyade iş sağlığı ve güvenliği hizmetlerinin iyileştirilmesi amacını taşıdığı, Yönetmeliğin dava konusu edilen ekinde yer alan sözleşmenin hizmet akdi niteliğinde olmadığı gerekçesiyle iptalinin istendiği, hizmet akitlerinin 4857 sayılı İş Kanunu uyarınca herhangi bir şekle tabi olmadığı, dava konusu Yönetmeliğin ekinde öngörülen sözleşme örneğinin Bakanlığın onay ve denetim işlemlerinin yerine getirilmesi sırasında vakıf olunması gereken bilgiler gözetilerek düzenlendiği, tarafların arzu etmeleri halinde ekte belirtilen sözleşme örneğini detaylandırabileceği belirtilerek, temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'NIN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile Daire kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Danıştay dava dairelerinin nihai kararlarının temyizen incelenerek bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan;
"a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması,
b) Hukuka aykırı karar verilmesi,
c)Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması" sebeplerinden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin reddine,
2.Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin Danıştay Onuncu Dairesinin 28/03/2019 tarih ve E:2014/167, K:2019/2520 sayılı kararının ONANMASINA,
3.Kesin olarak, 30/12/2020 tarihinde oybirliği ile karar verildi.




























Full & Egal Universal Law Academy