Danıştay İdare Dava Daireleri Kurulu 2019/2893 Esas 2020/3009 Karar
Karar Dilini Çevir:
Danıştay
Dairesi: İdare Dava Daireleri Kurulu
Esas No: 2019/2893
Karar No: 2020/3009
Karar Tarihi: 10.12.2020





DANIŞTAY İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU         2019/2893 E.  ,  2020/3009 K.
"İçtihat Metni"

T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2019/2893
Karar No : 2020/3009
TEMYİZ EDEN (DAVACI) : … Su Dağıtım Paz. Mak. San. ve Tic. A.Ş.
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVALILAR) : 1- … Bakanlığı - ANKARA
VEKİLİ : Av. …
2- … Valiliği
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : Danıştay Sekizinci Dairesinin 21/03/2019 tarih ve E:2015/5905, K:2019/2028 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Bursa ili, İnegöl ilçesi sınırları içerisinde davacıya ait doğal mineralli su arama ruhsatlı sahada bulunan su için Jeotermal Kaynaklar ve Doğal Mineralli Sular Kanunu Uygulama Yönetmeliği kapsamında yapılan işletme ruhsatı başvurusunun reddine ilişkin … tarih ve … sayılı Bursa Valiliği Yatırım İzleme ve Koordinasyon Başkanlığı işlemi ile 11/12/2007 tarih ve 26727 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Jeotermal Kaynaklar ve Doğal Mineralli Sular Kanunu Uygulama Yönetmeliği'nin 2. maddesinde değişiklik yapan, 24/09/2013 tarih ve 28775 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Jeotermal Kaynaklar ve Doğal Mineralli Sular Kanunu Uygulama Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik'in 1. maddesinin iptali istenilmiştir.
Daire kararının özeti: Danıştay Sekizinci Dairesinin 21/03/2019 tarih ve E:2015/5905, K:2019/2028 sayılı kararıyla;
Anayasa'nın 124. maddesi, 5686 sayılı Jeotermal Kaynaklar ve Doğal Mineralli Sular Kanunu'nun 1. ve 2. maddeleri, 3. maddesinin 7. fıkrası ile 20. maddesi, 11/12/2007 tarih ve 26727 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Jeotermal Kaynaklar ve Doğal Mineralli Sular Kanunu Uygulama Yönetmeliği'nin 2. maddesi ve 24/09/2013 tarih ve 28775 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Jeotermal Kaynaklar ve Doğal Mineralli Sular Kanunu Uygulama Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik'in 1. maddesinde yer alan kurallar aktarılarak,
Dava konusu Yönetmeliğin 1. maddesi yönünden;
5686 sayılı Jeotermal Kaynaklar ve Doğal Mineralli Sular Kanunu ve Uygulama Yönetmeliği'nin, bu Kanun'a tabi doğal mineralli suların, arama ve işletme dönemlerinde, kaynaklar üzerinde hak sahibi olunması, devredilmesi, terk edilmesi, kaynak kullanımının ihale edilmesi, sona erdirilmesi, denetlenmesi, kaynak ve kaptajın korunması ile ilgili usûl ve esasları düzenlediği,
Öte yandan, 5179 sayılı Gıdaların Üretimi, Tüketimi ve Denetlenmesine Dair Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabulü Hakkında Kanun'un 26. maddesi ile 1593 sayılı Umumi Hıfzıssıhha Kanunu'na dayanılarak Sağlık Bakanlığı tarafından çıkarılan ve 01/12/2004 tarih ve 25657 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Doğal Mineralli Sular Hakkında Yönetmelik'in "Kapsam" başlıklı 2. maddesinde, "Bu Yönetmelik, Türkiye Cumhuriyeti topraklarından çıkartılan doğal mineralli suların niteliklerini, hidrojeolojik, fiziksel, kimyasal, fiziko-kimyasal, mikrobiyolojik ve tıbbi özelliklerini, kaptaj, isale, depo, dolum yeri gibi ünitelerinin haiz olacağı teknik ve hijyenik şartlar ile onaylama, ruhsatlandırma, ambalajlama, etiketleme, satış ve denetimini üçüncü ülkelerin topraklarından çıkartılan (Değişik ibare:RG-7/3/2013-28580) Kurum tarafından onaylanarak ülkemize ithaline izin verilen doğal mineralli sular ile Avrupa Birliğine üye devletlerin yetkili kuruluşları tarafından doğal mineralli su olarak onaylanan suların ülkemizde satışı, denetlenmesi ve etiketlenmesini kapsar. Termal ve hidromineral tesislerde tedavi edici amaçlar için kaynağında kullanılan mineralli ve tıbbi ürün niteliği taşıyan sulara bu Yönetmelik hükümleri uygulanmaz." hükmüne yer verildiği,
Anılan Yönetmeliğin 25. maddesinde, 5. maddede belirtilen genel özelliklere sahip doğal mineralli sularda 1000 mg/lt ve üzerinde katı tortu miktarı bulunması halinde ülkemizdeki geleneksel adının kullanılabileceği, ayrıca katı tortu olarak hesaplanan mineral miktarı 1500 mg/lt'den fazla olan suların zengin mineralli, 500 mg/lt'den az olanların düşük mineralli ve 50 mg/lt'den az olanların da çok düşük mineralli şeklinde etiket bilgilerinde belirtileceği kuralının yer aldığı,
Dava konusu düzenleme ile, çözünmüş katı madde içeriği en az 1000 mg/lt olan doğal mineralli sulara, 5686 sayılı Kanun ve Uygulama Yönetmeliği kapsamında işletme ruhsatı verileceği, çözünmüş katı madde içeriği 1000mg/lt'nin altındaki suların ise 5686 sayılı Kanun kapsamında ruhsatlandırılamayacağının anlaşıldığı,
Buradan hareketle, 5686 sayılı Kanun ya da 167 sayılı Yeraltı Suları Hakkında Kanun'a tabi olarak Türkiye Cumhuriyeti topraklarından çıkartılan bütün doğal mineralli suların piyasaya arzının ve denetiminin Doğal Mineralli Sular Hakkında Yönetmelik'e göre yapıldığı ve anılan Yönetmeliğin 25. maddesinde belirlenen katı tortu kriterinin sağlanması durumunda, doğal mineralli su sınıflandırmasına uygun etiketleme yapılarak, suyun işletme ruhsatının dayandığı Kanuna bakılmaksızın doğal mineralli su olarak piyasaya arzının mümkün olduğu,
Bu hali ile, 5686 sayılı Kanun ve Uygulama Yönetmeliği'nde düzenlenen doğal mineralli suya ilişkin belirleyici bir kriter bulunmaması sebebiyle, anılan doğal mineralli suların hangi kanuna göre ruhsatlandırması gerektiğine ilişkin il özel idarelerince uygulamada yaşanan karışıklığın ortadan kaldırılması için, 5686 sayılı Kanun ve Uygulama Yönetmeliğin'deki doğal mineralli su tanımında yer alan mineral içeriği kavramı sayısal olarak 1000 mg/lt olarak belirlenip, katı madde içeriği 1000 mg/lt'nin üstünde olan suların 5686 sayılı Kanun'a göre, altında olan suların ise 167 sayılı Kanun'a göre kaynak suyu (memba, pınar, göze ve kaynak suları gibi insani amaçlı tüketim suları) olarak ruhsatlandırılmasının sağlanması amacıyla yapıldığı anlaşılan dava konusu Yönetmelik değişikliğinde hukuka aykırılık bulunmadığı,
Davacının doğal mineralli su işletme ruhsatı başvurusunun reddine ilişkin ... tarih ve ... sayılı Bursa Valiliği Yatırım İzleme ve Koordinasyon Başkanlığı işlemi yönünden;
Uyuşmazlıkta, davacı tarafından işletme ruhsatı başvurusu ekinde davalı idareye sunulan analiz raporunda belirtilen kaynak suyunun çözünmüş katı madde içeriğinin 1000 mg/lt'den az olduğu anlaşıldığından, hukuka uygun bulunan düzenleyici işleme dayanılarak tesis edilen bireysel işlemde de hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçeleriyle, davanın reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, dava konusu Yönetmelik maddesinde, çözünmüş katı madde içeriği en az 1000 mg/lt olan doğal mineralli sulara bu Yönetmelik kapsamında işletme ruhsatı verileceğinin belirtildiği, 5686 sayılı Kanun'da yer alan doğal mineralli su tanımında ise bu yönde bir kısıtlamaya yer verilmediği, bu nedenle Yönetmelik'te yer alan düzenlemenin Kanun'a aykırı olduğu, söz konusu düzenlemenin bilimsel bir dayanağının bulunmadığı, kazanılmış haklarının yok sayıldığı, Yönetmelik değişikliğinden önce, çözünmüş katı madde içeriği 1000 mg/lt'nin altında olmasına rağmen onlarca firmaya işletme ruhsatı verildiği, Maden İşleri Genel Müdürlüğünün ... tarih ve ... sayılı yazısı ile İçişleri Bakanlığı Hukuk Müşavirliğinin ... tarih ve ... sayılı görüşü dikkate alınmadan verilen temyize konu Daire kararında hukuka uygunluk bulunmadığı ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMALARI : Davalı idareler tarafından, Danıştay Sekizinci Dairesince verilen kararın usul ve hukuka uygun bulunduğu ve temyiz dilekçesinde öne sürülen nedenlerin, kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'NIN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile Daire kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Danıştay dava dairelerinin nihai kararlarının temyizen incelenerek bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan;
"a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması,
b) Hukuka aykırı karar verilmesi,
c)Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması" sebeplerinden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin reddine,
2.Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin Danıştay Sekizinci Dairesinin temyize konu 21/03/2019 tarih ve E:2015/5905, K:2019/2028 sayılı kararının ONANMASINA,
3. Kesin olarak, 10/12/2020 tarihinde oybirliği ile karar verildi.




























Full & Egal Universal Law Academy