Danıştay İdare Dava Daireleri Kurulu 2019/2767 Esas 2020/3006 Karar
Karar Dilini Çevir:
Danıştay
Dairesi: İdare Dava Daireleri Kurulu
Esas No: 2019/2767
Karar No: 2020/3006
Karar Tarihi: 10.12.2020





DANIŞTAY İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU         2019/2767 E.  ,  2020/3006 K.
"İçtihat Metni"

T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2019/2767
Karar No : 2020/3006
TEMYİZ EDEN (DAVACI) : … Maden Ltd. Şti.
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVALI) : … Genel Müdürlüğü
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : Danıştay Sekizinci Dairesinin 06/02/2019 tarih ve E:2015/11516, K:2019/749 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Hatay ili, İskenderun ilçesi, … köyünde bulunan İR:..., Sicil:... sayılı maden işletme ruhsatlı saha için, 2015 yılı çevre ile uyum teminatı tahakkuk ve tahsil işlemleri ile İşletme İzinli Ruhsatlarda Uygulama Usul ve Esasları'nın 16. maddesinin iptali ve ihtirazi kayıtla ödenen 8.882,00-TL'nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte iadesine karar verilmesi istenilmiştir.
Daire kararının özeti: Danıştay Sekizinci Dairesinin 06/02/2019 tarih ve E:2015/11516, K:2019/749 sayılı kararıyla; davalı idarenin usule ilişkin itirazları yerinde görülmemiş,
3213 sayılı Maden Kanunu'nun 13. maddesinin 5995 sayılı Kanun'un 7. maddesi ve 6592 sayılı Kanun'un 9. maddesiyle değişik halleri, 6592 sayılı Kanun'un 24. maddesiyle 3213 sayılı Kanun'a eklenen Geçici 21. madde, 6592 sayılı Kanun'un 26. ve 29. maddelerinde yer alan kurallar aktarılarak,
Dava konusu İşletme İzinli Ruhsatlarda Uygulama Usul ve Esasları'nın 16. maddesi yönünden;
6592 sayılı Kanun ile yapılan değişikliklerin, maden işletme ruhsatı ve işletme izni bulunan sahalarda ne şekilde uygulanacağını göstermek amacıyla Maden İşleri Genel Müdürlüğü tarafından İşletme İzinli Ruhsatlı Sahalarda Uygulama Usul ve Esasları'nın düzenlendiği,
Dava konusu Usul ve Esaslar'ın 16. maddesinde ise, "2015 yılı çevre ile uyum teminatı ruhsat harcı kadar yatırılır." kuralının yer aldığı,
Çevre ile uyum teminatının tahakkuk ve tahsil edilmesindeki amacın; madencilik faaliyetlerinin gerektirdiği kazı, sondaj, patlatma vb. işlemler sonucu çevre ve insan sağlığına olabilecek etkilerin en aza indirilmesi, faaliyetlerin sona ermesinden sonra da çevrede oluşan zararların giderilmesi suretiyle tahrip edilen sahanın tekrar eski hale getirilmesi olduğu,
Çevre ile uyum teminatının, 24/06/2010 tarihinde yürürlüğe giren 5995 sayılı Kanun ile yapılan değişiklik sonrası 3213 sayılı Maden Kanunu'na girdiği ve madencilik faaliyetinin bitiminde maden sahasının çevre ile uyumlu hale getirilmesini müteakip yatırana iade edilecek bir bedel olduğu,
3213 sayılı Kanun'un 5995 sayılı Kanun ile değişik 13. maddesinde, çevre ile uyum teminatının, her yıl Haziran ayının son günü mesai saati bitimine kadar yatırılacağı, süresi içinde yatırılmaması halinde ise ruhsat teminatının irad kaydedileceği kuralına yer verildiği,
Bu durumda, 2015 yılı itibarıyla yürürlükte olan mevzuat 3213 sayılı Kanun'un 5995 sayılı Kanun ile değişik 13. maddesi olduğundan, anılan hükmün uyuşmazlığa uygulanması gerektiği sonucuna varıldığı,
Diğer taraftan; 492 sayılı Harçlar Kanunu'na bağlı (8) sayılı tarifenin "III-Maden arama ruhsatnameleri, işletme ruhsatnameleri, işletme imtiyazları” başlıklı bölümü yürürlükten kaldırılmış ise de, bu değişikliğin 3213 sayılı Kanun'un 13. maddesinde öngörülen çevre ile uyum teminatını ortadan kaldıran bir düzenleme olmadığı,
Çevre ile uyum teminatı tahakkukunun, 5995 sayılı Kanun değişikliğine göre arama dönemi itibarıyla üretim izni ve üretim için işletme izni talebine bağlı iken, 6592 sayılı Kanun değişikliğine göre maden ruhsatının alınmasına bağlandığı ve davacı şirketin işletme iznini 30/11/1994 tarihinde aldığı görüldüğünden, 2015 yılının Haziran ayı itibarıyla 2015 yılı için tahakkuk eden çevre ile uyum teminatının ödenmesi gerektiği,
06/11/2010 tarih ve 27751 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Madencilik Faaliyetleri Uygulama Yönetmeliği'nin "İşletme izni verilmesi ve değişiklik talepleri" başlıklı 29. maddesinde; "Kanunun 7 nci maddesi gereğince alınması zorunlu olan izinlerin alınmasını, çevre ile uyum teminatının yatırılarak Genel Müdürlüğe verilmesini müteakip işletme izni düzenlenir. İşletme izninin düzenlenmesinden sonraki her yıl için Haziran ayı sonuna kadar çevre ile uyum teminatı yatırılır. Aksi takdirde işletme ruhsat teminatı irat kaydedilir. Bir veya birden fazla işletme izni olan sahalarda, çevre ile uyum teminatı ruhsat bazında alınır."; "Çevre ile uyum teminatı" başlıklı 35. maddesinde de, "Arama dönemi üretim izni ve işletme izni düzenlenmiş sahalarda çevre ile uyum teminatı, özel kanunlarında belirtilen hükümler hariç yıllık işletme ruhsat harç bedeli kadar her yıl Haziran ayının son günü mesai saati bitimine kadar yatırılır. Bu teminatın süresi sonuna kadar yatırılmaması ya da eksik yatırılması halinde ruhsat teminatı irat kaydedilir. Çevre ile uyum teminatının tam olarak yatırılmasını müteakip arama dönemi üretim izni veya işletme izni düzenlenir. Ruhsat hukukunun sona ermesi durumunda, faaliyet yapılan alanların çevre ile uyumlu hale getirildiğinin tespitini müteakip, çevre ile uyum teminatı iade edilir. Ancak, ruhsat sahasında faaliyet gösterilen alanın taksir edilmesi ve bu alanın çevre ile uyumlu hale getirildiğinin tespit edilmesi halinde yatırılan toplam çevre ile uyum teminatının yarısı iade edilir. Çevre ile uyum teminatı, ruhsat bazında alınır." hükümlerinin yer aldığı,
Yine anılan Yönetmeliğin "Arama ruhsatı döneminde üretim" başlıklı 21. maddesinin 4. fıkrasında, "Arama döneminde üretim yapılabilmesi için Kanunun 7 nci maddesi gereği izinlerin alınmasına ve çevre ile uyum teminatının yatırılarak Genel Müdürlüğe verilmesine müteakip arama dönemi üretim izin belgesi verilir."; 5. fıkrasında, "Arama dönemi üretim izin belgesinin düzenlenmesinden sonra arama ruhsat süresince her yıl için Haziran ayı sonuna kadar çevre ile uyum teminatı yatırılır. Aksi takdirde arama ruhsat teminatı irat kaydedilir." hükümlerine yer verildiği,
Bu itibarla, çevre ile uyum teminatının her yılın başında yürürlükte olan mevzuat uyarınca tahakkuk ederek Haziran ayında ödenmesi gerektiği ve ruhsat hukuku devam ettiği sürece tahakkuk ve tahsil işleminin devam edeceğinin açık olduğu,
Anayasa'nın 124. maddesinin işlem tarihinde yürürlükte bulunan halinde; Başbakanlık, bakanlıklar ve kamu tüzel kişilerinin, kendi görev alanlarını ilgilendiren kanunların ve tüzüklerin uygulanmasını sağlamak üzere ve bunlara aykırı olmamak şartıyla yönetmelikler çıkarabileceği hükmünün yer aldığı,
Kanun koyucunun düzenleyeceği konularda genel prensipleri belirleyeceği ve bunun uygulanmasını, yürütmeye, bir başka ifadeyle idarelere bırakacağı, bunun asli düzenleme yetkisinin yasama organına ait olmasının doğal bir sonucu olduğu, ancak, idarelerin düzenleyici işlem yapma yetkisinin yasama organının çizdiği sınırlar içinde, başta Anayasa olmak üzere, kanun, tüzük gibi üst hukuk normlarına aykırı olmamak kayıt ve şartına bağlı olarak kullanılabileceği,
Bakanlıklar ile diğer kamu kurum ve kuruluşlarının, görev alanlarına ilişkin olarak tüzük ve yönetmelik dışında, kılavuz, yönerge, tebliğ, genelge gibi çeşitli adlar altında da düzenleme yapabileceği, ancak bu düzenlemeler arasında uyulması gereken "normlar hiyerarşisi" kuramına göre hukuk düzeninin, farklı kademede yer alan Anayasa, kanun, tüzük, yönetmelik ve diğer düzenleyici işlemlerden oluşan birçok normu içerdiği ve her normun geçerliliğini bir üst basamakta yer alan normdan aldığı, bu nitelikleri gereği, dayandıkları üst hukuk normlarına aykırı hüküm ihtiva etmelerinin mümkün olmadığı,
Bu durumda, 3213 sayılı Kanun'un 6592 sayılı Kanun ile değişik 13. maddesi ile Madencilik Faaliyetleri Uygulama Yönetmeliği'nin uygulanmasını göstermek amacıyla, çevre ile uyum teminatının tahakkuku ve tahsilatının hangi mevzuat çerçevesinde ve nasıl yapılacağını açıklamaya yönelik olarak Kanun hükmü ve Yönetmelik maddelerine uygun ve aynı doğrultuda düzenlenen İşletme İzinli Ruhsatlarda Uygulama Usul ve Esasları'nın 16. maddesinde hukuka aykırılık bulunmadığı,
2015 yılı çevre ile uyum teminatı tahakkuk ve tahsil işlemlerinin iptali ile ihtirazi kayıtla ödenen 8.882,00-TL'nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte iadesine karar verilmesi istemi yönünden;
Tahakkuk ve tahsil işleminin dayanağı olan İşletme İzinli Ruhsatlarda Uygulama Usul ve Esasları'nın 16. maddesi hukuka uygun bulunduğundan, bu düzenleyici işlem doğrultusunda tesis edilen tahukkuk ve tahsil işlemlerinde de hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçeleriyle, davanın reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, 2015 yılında sahanın geçici tatilde olduğu, sahanın mevsimlik olduğu, çevre ile uyum teminatının sahanın çevre ile uyumlu hale getirilmesini müteakip iade edilecek bir tutar olması, idareye Kanun'a aykırı işlem yapma hakkı vermediği, 2015 yılının tamamında yürürlükteki mevzuatın 3213 sayılı Kanun'un 5995 sayılı Kanun ile değişik 13. maddesi olduğuna dair kabulün hatalı olduğu, Kanun hükmü ortadan kalktığı halde Yönetmelik hükmünün geçerliliğini koruduğu kabulünde hukuki isabet bulunmadığı, dava konusu düzenleyici işlemin hukuka uygun bulunmasının yerinde olmadığı ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, Danıştay Sekizinci Dairesince verilen kararın usul ve hukuka uygun bulunduğu ve temyiz dilekçesinde öne sürülen nedenlerin, kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'NIN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile Daire kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Danıştay dava dairelerinin nihai kararlarının temyizen incelenerek bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan;
"a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması,
b) Hukuka aykırı karar verilmesi,
c)Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması" sebeplerinden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin reddine,
2.Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin Danıştay Sekizinci Dairesinin temyize konu 06/02/2019 tarih ve E:2015/11516, K:2019/749 sayılı kararının ONANMASINA,
3. Kesin olarak, 10/12/2020 tarihinde oybirliği ile karar verildi.




























Full & Egal Universal Law Academy