Danıştay İdare Dava Daireleri Kurulu 2018/2568 Esas 2020/1972 Karar
Karar Dilini Çevir:
Danıştay
Dairesi: İdare Dava Daireleri Kurulu
Esas No: 2018/2568
Karar No: 2020/1972
Karar Tarihi: 26.10.2020





DANIŞTAY İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU         2018/2568 E.  ,  2020/1972 K.
"İçtihat Metni"

T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2018/2568
Karar No : 2020/1972
TEMYİZ EDEN (DAVACI) : … Mühendisleri Odası
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVALI) : … Bakanlığı
VEKİLİ : Hukuk Müşaviri …
İSTEMİN KONUSU : Danıştay Altıncı Dairesinin 08/03/2018 tarih ve E:2013/5763, K:2018/2065 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: 01/06/2013 tarih ve 28664 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Planlı Alanlar Tip İmar Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliğin; 42. maddesinde yer alan "Yönetmeliğin 57. maddesinin ondördüncü fıkrasının birinci cümlesinin 'yaptırıp her yıl için yenilemeleri' ibaresi 'yaptırmaları' olarak değiştirilmiş" ibaresi ve "ve dördüncü cümlesi ile son cümlesi yürürlükten kaldırılmıştır" ibaresi ile 43. maddesinin iptali istenilmiştir.
Daire kararının özeti: Danıştay Altıncı Dairesinin 08/03/2018 tarih ve E:2013/5763, K:2018/2065 sayılı kararıyla;
Dava konusu Planlı Alanlar Tip İmar Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliğin; 42. maddesinde yer alan "yönetmeliğin 57 nci maddesinin ondördüncü fıkrasının birinci cümlesinin 'yaptırıp her yıl için yenilemeleri' ibaresi 'yaptırmaları' olarak değiştirilmiş" ibaresi ve "ve dördüncü cümlesi ile son cümlesi yürürlükten kaldırılmıştır" ibaresi yönünden;
Dava konusu Yönetmelik değişikliğinin " 'yaptırıp her yıl için yenilemeleri' ibaresi 'yaptırmaları' olarak değiştirilmiş" bölümüne ilişkin olarak;
Her meslek mensubunun kendine uygun olan odaya kayıt yaptırarak üye olması hususunun yasal bir zorunluluk olduğu, meslek mensuplarının ve meslek bürolarının uhdesine aldığı işleri ifa edebilmesi için 3194 sayılı İmar Kanunu çerçevesinde aranan unsurun da bu üyelik bağlamında bağlı bulunulan odadan alınan büro tescil belgesinin varlığıyla sınırlı olduğu, meslek odaları tarafından büro tescil belgelerinin ne şekilde düzenleneceği ve hangi periyotlar halinde yenileneceği hususunun ise meslek odalarının kuruluş kanunları ve bu kanunlar uyarınca çıkarılan yönetmeliklerle düzenlenmesi gereken bir kavram olduğu, doğrudan yapılmış bir atıf bulunmadığı sürece imar mevzuatında bu yönde bağlayıcı ve ileride çelişkiye neden olabilecek bir düzenleme yapılmasının mümkün olmadığı,
Kaldı ki, davalı idarenin savunma dilekçesinde de; "büro tescil belgesinin hangi sürede yenilenmesi gerektiğinin Planlı Alanlar Tip İmar Yönetmeliğinde belirtilmesinin ileride bu sürenin TMMOB tarafından arttırılması veya azaltılması veya meslek odasından meslek odasına farklılık arz etmesi durumunda mevzuatlar arasında çelişkiye neden olacağından Yönetmelik’te büro tescil belgesinin yenilenmesi hususunun öngörülmesine gerek olmadığı" belirtilmek suretiyle, yapılan değişiklikle büro tescil belgesinin yenilenmesi müessesinin yasaklanmadığı, yalnızca meslek mensuplarının bağlı olduğu odalarca çıkarılacak metinlere sirküle edildiği, mevcut haliyle fıkra hükmünden böyle bir anlamın çıkarılamayacağı, bu durumda, dava konusu Yönetmelik değişikliğinde hukuka aykırılık bulunmadığı,
Dava konusu Yönetmelik değişikliği ile "İdareler sorumluluk alan mimar ve mühendislerin yaptıkları işlemlere ilişkin bilgileri her ayın ilk haftası içinde ilgili meslek odalarına bildirir." cümlesinin yürürlükten kaldırılmasına ilişkin olarak;
3194 sayılı İmar Kanunu'ndan kaynaklanan ve yapıya ilişkin belgelerin meslek odalarına gönderilmesi yolunda, ilgili idarelere yüklenen mükellefiyetin yerine getirilmesine yönelik düzenlemenin, "Yapı Denetimi Uygulama Yönetmeliği" ve "Yapı Ruhsatı ve Yapı Kullanma İzin Belgesi Kullanılmasına İlişkin Mecburi Standard Tebliği" eliyle yerine getirildiği, bu hususta Planlı Alanlar Tip İmar Yönetmeliği hükümleri ile yeniden bir düzenleme getirilmesinin mükerrerliğe neden olacağı, ayrıca farklı mevzuat kademelerinde çatışmaya neden olabileceği, bu haliyle söz konusu ibarenin kaldırılmasına ilişkin dava konusu Yönetmelik değişikliğinde hukuka aykırılık bulunmadığı,
Dava konusu Yönetmelik değişikliği ile "İdare, projeleri incelerken 5/12/1951 tarihli ve 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygunluğu da gözetir." cümlesinin yürürlükten kaldırılmasına yönelik olarak;
Yürürlükte olan bir kanunun her gerçek ve tüzel kişilik için bağlayıcı olduğu, kanuna uygun hareket etme noktasında yönetmelikte ayrıca bir hükme yer verilmesine gerek bulunmadığı, bu doğrultuda, uyuşmazlık konusu cümlenin yürürlükten kaldırılmasında hukuka aykırılık bulunmadığı,
Kaldı ki, 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu'nun gereklerinin imar hukuku bağlamında yerine getirilmesi adına 3194 sayılı Kanun'un 8. maddesinin (j) bendi doğrultusunda, Planlı Alanlar Tip İmar Yönetmeliği'nin 10.maddesinin birinci fıkrası ile özel olarak ve detaylı düzenlemelere yer verildiği, söz konusu cümlenin kaldırılmasında bu yönüyle de hukuka aykırılık bulunmadığı,
Planlı Alanlar Tip İmar Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliğin 43. maddesi yönünden;
Dava konusu edilen değişiklik bir bütün halinde incelendiğinde, uyuşmazlığın fenni mesul olan mimar ve mühendislere ilişkin kayıtların kim tarafından tutulacağına yönelik olduğu, Yönetmelik maddesinin değişiklik öncesi 7. ve 8. fıkrasında fenni mesuliyet üstlenen mimar ve mühendislerin bir önceki ayda yaptıkları işlemlere ilişkin bilgilerin ilgili idarelerce meslek odalarına gönderilmesi doğrultusunda zorunluluk öngörülürken, yapılan değişiklik sonrası bu bilgilerin Bakanlığın taşra teşkilatına gönderilmesi hükme bağlanarak, kayıtların Bakanlığın taşra teşkilatı eliyle tutulmasının sağlandığı, aynı zamanda üyelerinin mesleklerinin icrasını etkileyecek değişikliklerin meslek odaları tarafından yine Bakanlığa bildirilmesinin zorunlu tutulduğu,
Her ne kadar davacı tarafından bu durumun hukuka aykırı olduğu ileri sürülmekte ise de; dava konusu Yönetmelik değişikliğinin hem 6235 sayılı Kanun, hem de 644 sayılı KHK hükümleri ile uyumlu olduğu, davacının iddiasının aksine meslek odalarının kendi üyeleri hakkında kayıt tutmalarını engelleyici bir durumun da ortaya çıkmadığı, yalnızca Kanun gereği bu sorumluluğun elektronik ortamda denetim sistemi üzerinden merkezi idare tarafından üstlenilmesinin sağlandığı,
Bu durumda, uyuşmazlık konusu değişikliğin bu kısmına ilişkin olarak da hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, resmi belge düzenlemeye ve bu belgelerin geçerliliğine yönelik karar almaya yetkili bulunan meslek odalarının koymuş olduğu kuralların bir Yönetmelik düzenlemesiyle uygulanamaz hale getirilmesinin mesleki kuruluşlar üzerinde bir müdahale anlamına geldiği, davalı Bakanlığın oda-üye ilişkisinde rol oynayan düzenlemelere karışamayacağının açık bir şekilde yargı kararları ile ortaya konulduğu, Planlı Alanlar Tip İmar Yönetmeliği'nin 57.maddesinin ondördüncü fıkrasında yer alan "İdare, projeleri incelerken 5/12/1951 tarihli ve 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygunluğu da gözetir." ifadesinin fıkra hükmünden çıkarılmasının açıkça 5846 sayılı Kanun'a aykırılık teşkil ettiği, meslek odaları tarafından öteden beri yerine getirilen ve tüm mühendislik faaliyetleriyle birlikte ele alınarak fenni mesuliyet görevlerini de denetim altına alan uygulamanın ortadan kaldırılarak Bakanlığa devredilmesinin, meslek odalarına Anayasa ve yasa ile tanınmış görev ve yetkilerin ellerinden alınması anlamına geldiği, davalı Bakanlıkça meslek odalarının yok sayılarak odalar tarafından yerine getirilen görevlerin kendi üzerine alındığı, meslek odalarını işlevsiz hale getirmeye yönelik dava konusu düzenlemelerin hukuka aykırı olduğu ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, Danıştay Altıncı Dairesince verilen kararın usul ve hukuka uygun bulunduğu ve temyiz dilekçesinde öne sürülen nedenlerin, kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'NUN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile Daire kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Danıştay dava dairelerinin nihai kararlarının temyizen incelenerek bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan;
"a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması,
b) Hukuka aykırı karar verilmesi,
c)Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması" sebeplerinden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin reddine,
2.Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin Danıştay Altıncı Dairesinin temyize konu 08/03/2018 tarih ve E:2013/5763, K:2018/2065 sayılı kararının ONANMASINA,
3. Kesin olarak, 26/10/2020 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.
KARŞI OY
X- 03/07/2017 tarih ve 30113 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Planlı Alanlar İmar Yönetmeliği'nin 70. maddesi ile 02/11/1985 tarih ve 18916 mükerrer sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Planlı Alanları Tip İmar Yönetmeliği'nin 01/10/2017 tarihinde yürürlükten kaldırıldığı anlaşılmaktadır.
Bu durumda, dava konusu Yönetmelik değişikliği yürürlükten kaldırıldığından, konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekirken, uyuşmazlığın esasına girilerek verilen Daire kararının bozulması gerektiği oyuyla, karara katılmıyoruz.





























Full & Egal Universal Law Academy