Danıştay İdare Dava Daireleri Kurulu 2018/1169 Esas 2019/5680 Karar
Karar Dilini Çevir:
Danıştay
Dairesi: İdare Dava Daireleri Kurulu
Esas No: 2018/1169
Karar No: 2019/5680
Karar Tarihi: 18.11.2019





DANIŞTAY İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU         2018/1169 E.  ,  2019/5680 K.
"İçtihat Metni"

T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2018/1169
Karar No : 2019/5680
TEMYİZ EDEN (DAVACI) : ...

KARŞI TARAF (DAVALILAR) : 1- ...
VEKİLİ: ...
2- ...
VEKİLİ: ...
İSTEMİN KONUSU : Danıştay Onbeşinci Dairesinin 01/11/2017 tarih ve E:2015/961, K:2017/6226 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: 26/09/2006 tarih ve 26301 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Sürücü Adayları ve Sürücülerde Aranacak Sağlık Şartları ile Muayenelerine Dair Yönetmeliğin 8. maddesinin 2. fıkrasının (a) ve (b) bentleri ile bu bentlerde öngörülen sağlık koşulunu taşımadığından bahisle davacıya ... Eğitim ve Araştırma Hastanesi Sağlık Kurulu tarafından verilen, "hiç bir sınıf sürücü belgesi alamayacağı" yolundaki 04/02/2015 tarih ve ... sayılı raporun iptali istenilmiştir.
Daire kararının özeti: Danıştay Onbeşinci Dairesinin 01/11/2017 tarih ve E:2015/961, K:2017/6226 sayılı kararıyla;
Dava konusu Yönetmeliğin 8. maddesinin 2. fıkrasının (a) ve (b) bentleri yönünden;
Dava konusu Yönetmeliğin, 02/08/2013 tarih ve 28726 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6495 sayılı Kanun'un 17. maddesi ile değiştirilen 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu'nun 41. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendine dayanılarak, İçişleri ve Sağlık Bakanlıklarınca müştereken hazırlanarak yürürlüğe konulduğu;
Anılan Yönetmeliğin ortopedik muayeneye ilişkin esasları düzenleyen 8. maddesinde, uzman tabipler tarafından yapılacak muayene sonrasında hangi sınıf sürücü belgesinin verilebileceği ve bu belgeler için verilecek raporlarda dikkate alınacak kriterlerin (bir elin başparmak veya başparmak dışında iki parmak noksanlığı veya noksan sayılacak şekilde fonksiyon kaybı gibi) düzenlendiği;
Trafik kazalarının en önemli nedenlerinden olan sürücü hatalarının en az seviyeye indirilebilmesi için sağlık şartları yönünden sürücü adaylarının ve sürücülerin iyi bir kontrolden geçmesine yönelik olarak mevzuatta gerekli düzenlemelerin yapılması gerektiği;
Bu nedenlerle, gerçekte sağlık şartları yönünden sürücü olamayacak bir kimseye sürücü olabilir şeklinde rapor verilmesinin önüne geçmek amacıyla yürürlüğe konulan ve tabip tarafından yapılacak muayenede esas alınacak kriterlerin belirlenmesine ilişkin dava konusu Yönetmeliğin 8. maddesinin 2. fıkrasının (a) ve (b) bentlerinde üst hukuk normlarına, kamu yararına ve hizmet gereklerine aykırılık görülmediği;
nın Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname'nin 2. maddesinde sayma suretiyle belirlenen görevleri uyarınca, gerek tek tek bireylerin, gerekse bir bütün olarak toplumun sağlığını korumak, bu amaçla plan program yapmak ve gerekli teşkilatı kurmaktan sorumlu olan ile Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun uyarınca, yurdun iç güvenliğini ve asayişini, kamu düzenini sağlamakla yükümlü olan nın; müştereken hazırlayacakları bir Yönetmelik konusunda sahip oldukları takdir hakkını; belli ekstremite (kollar ve bacaklar) noksanlıklarını, sürücü belgesi almaya ve kullanmaya hak kazanmaya engel olan sağlık sorunları arasında düzenlemek yönünde kullanması yönünden de kamu yararına aykırılık bulunmadığı;
Davacıya ... Eğitim ve Araştırma Hastanesi Sağlık Kurulu tarafından verilen 04/02/2015 tarih ve ... sayılı raporun iptali istemi yönünden;
Olayda, dış ülkeden aldığı sürücü belgesini değiştirerek ülkemiz sürücü belgesini kullanan davacının, 1975 yılında verilen rapor ile araç kullanması uygun görülmüş ise de, aradan geçen uzun yıllar sonra düzenlenen 04/02/2015 tarihli dava konusu rapor ile ortopedi uzmanı ve fizik tedavi ve rehabilitasyon uzmanı tabiplerin de bulunduğu sağlık kurulu tarafından davacı hakkında "sol el bileği seviyesinden ampute, sağ el metakarpal seviyede ampute" klinik bulgularına yer verilerek engel oranının tespit edildiği ve bu ekstremite noksanlıkları ile hiçbir sınıf sürücü belgesi kullanmaması kanaatine varıldığı;
Bu durumda, davacı her ne kadar 1975 yılında sürücü belgesi almış ise de, bu belgenin davacıya ilanihaye bir hak vermediği, nitekim ülkemizdeki sürücülerden kaynaklanan trafik kazaları gözetildiğinde, kamu yararı gereği sürücü belgesi sahiplerinin sağlık şartlarında değişiklikler olması halinde, 2918 sayılı Kanun'un 45. maddesi uyarınca muayenelerinin yapılması gerektiğinin düzenlendiği, emniyet görevlilerince davacının engel durumunun tespit edilmesi amacıyla mevzuatta öngörülen usul izlenerek rapor talep edildiği, ... Eğitim ve Araştırma Hastanesi tarafından alanında uzman tabiplerce oluşturulan sağlık kurulunca Sürücü Adayları ve Sürücülerde Aranacak Sağlık Şartları ile Muayenelerine Dair Yönetmelik kapsamındaki davacı hakkında, bu Yönetmeliğin 8. maddesinde yer alan muayeneye ilişkin esaslar dikkate alınarak düzenlenen dava konusu rapor ile de davacının hiçbir sınıf sürücü belgesi alamayacağı kanaatine varıldığı, bu haliyle dava konusu raporda hukuka aykırılık bulunmadığı;
Kaldı ki, 15/04/2015 tarihinde dosyaya sunulan, dava konusu raporu düzenleyen sağlık kurulunda görevli kurul başkanı ve ortopedi uzmanı tabipler tarafından 01/04/2015 tarihinde düzenlenen yazıda da, davacının her iki üst ekstremitesinde kavrama tutma fonksiyonu olmadığı, bu nedenle Yönetmeliğin 8. maddesinin 2. fıkrasının (b) bendi uyarınca davacıya hiçbir sınıf sürücü belgesi verilemeyeceğine karar verildiğinin belirtildiği;
Ayrıca davacı tarafından, Karayolları Trafik Yönetmeliği'nin 88. maddesinde kendisiyle aynı fiziksel durumda olan kişilerin yeni bir sağlık kurulu raporu alması gerekmeksizin mevcut sürücü belgeleri ile araç kullanabildiği ileri sürülmüş ise de, söz konusu düzenleme uyarınca, yeni bir rapor gerekmeksizin araç kullanımının belli bir süre ile sınırlı tutulduğu, bu süreden sonra araç kullanmak isteyen kişilerin ise anılan maddede yer alan usul ve esaslara göre sürücü belgesini değiştirmesi gerektiğinin öngörüldüğü, bu kişiler için 2918 sayılı Kanun'un 41. maddesinde yer alan sağlık şartlarına ilişkin esasların da aynen aranacağının açıkça belirtildiği görüldüğünden, davacının kişiler arasında ayrım yapıldığına ilişkin iddiasına itibar edilmediği sonucuna varıldığından; dava konusu Yönetmelik hükümlerinde ve dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, kendisinde mevcut ekstremite noksanlığının, dava konusu Yönetmelik hükmünde ehliyet verilebilecek olarak sayılan (tek elde başparmak veya başparmak dışında iki parmak noksanlığı ya da noksan sayılacak şekilde fonksiyon kaybı) noksanlık durumundan daha fazla olduğu (iki elinde de parmak eksikliği bulunduğu), yurt dışından aynı noksanlığı ile ehliyet almış olmasına rağmen, ehliyet aldığı ülkede bu şekilde bir ön kısıtlama olmadığı, yurt dışında ehliyet verilirken özel tertibatlı araçlar vasıtasıyla trafik içerisinde uzman gözetiminde kişilerin gerçekten engeliyle araç kullanıp kullanamayacaklarına bakıldığı, kendisi gibi engeli olan kişilerin araç direksiyonuna takılan özel ekipmanlarla araç kullanılmasına izin verildiği; dava konusu Yönetmeliğin kişilerin hak ve özgürlüklerini kısıtlayıcı mahiyette olduğu, Karayolları Trafik Yönetmeliği'nin 88. maddesi uyarınca yabancıların veya Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olsa da yurt dışından sürücü belgesi alan, kendisiyle aynı fiziksel özelliklere sahip kişilerin yeni bir sağlık raporu almaları gerekmeden belli süre sürücü belgelerini Türkiye'de kullanabildikleri, dava konusu uygulama ile sağlıklı kişi ile engelli kişi arasında ayrım yapıldığı, ilgili mevzuat uyarınca doktorun kanaatinin neye göre oluşacağı hususunun belli olmadığı gerekçesiyle dava konusu düzenleme ve bireysel işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMALARI : Davalı idarelerden tarafından, Danıştay Onbeşinci Dairesince verilen kararın usul ve hukuka uygun bulunduğu ve temyiz dilekçesinde öne sürülen nedenlerin, kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuş olup; tarafından savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ ...'ÜN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü ile Daire kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 17. maddesinin ikinci fıkrası uyarınca davacının duruşma istemi yerinde görülmeyerek gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
Dava dosyasının incelenmesinden, sol eli bilek seviyesinden, sağ eli de metakarpal (tarak kemikleri) seviyede ampute olan davacının, yurt dışından aldığı sürücü belgesinin ülkemize döndükten sonra değiştirildiği, sağlık durumunun belirlenebilmesi amacıyla 02/07/1975 tarihinde Acil Yardım ve Trafik Dispanseri tarafından kendisine "Her iki el bilekten ampute, protezle kavrama iyi, özel tertibatlı araba kullanabilir" yönünde sağlık kurulu raporu verildiği ve davacı adına üzerinde "Özel tertibatlı araç kullanır" ibaresi bulunan "H" sınıfı sürücü belgesi düzenlendiği; davacının yeni bir araç edinmek üzere yaptığı işlemler esnasında, 07/12/2001 tarihli çalışma gücü kaybının %69 olduğunu belirten ve "Sakatlık durumunu bildirir rapordur" ibaresi yer alan sağlık kurulu raporunu sunduğu; Emniyet Genel Müdürlüğü görevlilerince raporun engelliler için sağlık kurulu raporu olduğu ancak, raporda araç kullanımına ilişkin bir tespite yer verilmemesi nedeniyle, 2918 sayılı Kanun'un 45. maddesi uyarınca davacının İl Sağlık Müdürlüğüne sevk yazısının yazıldığı ve 10/01/2014 tarihinde adresine çağrı yapıldığı, ayrıca numarasından aranarak kendisine konu hakkında bizzat bilgi verildiği, sürücü belgesi kayıtlarına gerekli şerhin konulduğu, bunun üzerine, davacı tarafından, 16/01/2015 tarihinde ... Eğitim ve Araştırma Hastanesine başvurularak "H" sınıfı sürücü belgesi ve özel tertibatlı araç kullanımı konusunda sağlık kurulu raporu talep edildiği, 04/02/2015 tarihinde "Engel oranı: %80" - "Hiçbir sınıf sürücü belgesi alamaz." yönünde rapor verildiği anlaşılmaktadır.
Bunun üzerine temyizen incelenen dava açılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT :
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu'nun "Sürücü adaylarında aranacak şartlar" başlıklı 41. maddesinde;
Sürücü belgesi alacakların;
a) Yönetmelikte belirlenen yaş ve deneyim şartlarını taşımaları,
b) Öğrenim durumu itibarıyla en az ilkokul düzeyinde eğitim almış olmaları,
c) İçişleri ve Sağlık bakanlıklarınca müştereken çıkarılacak yönetmelikte belirlenen sağlık şartlarını taşımaları,
...
zorunludur.
Sürücüler ile sürücü adaylarının hangi şartlarda ve hangi sınıf sürücü belgesi alabilecekleri ile bunların araç kullanma şartları, kullanılabilecek araçların niteliklerine ve sağlık şartlarına dair usul ve esaslar İçişleri ve Sağlık bakanlıklarınca çıkarılacak yönetmelikle belirlenir.
…" hükmü,
"Sürücülerin sağlık şartlarında sonradan meydana gelen değişiklikler" başlıklı 45. maddesinde;
"Sürücü belgesi sahibi kişide sağlığı bakımından sürücülüğe engel aşikar bir değişikliğin görülmesi ve tespiti hâlinde, trafik görevlilerince sürücü belgesi geri alınarak, kişinin sağlık kuruluşlarında muayenesi istenir. Sağlık şartları bakımından sürücülüğe engel bir hâlinin olmadığı veya mevcut olan bu hâlin daha sonra ortadan kalktığı sağlık raporuyla tespit edildiği takdirde, sürücü belgesi kişiye iade edilir.
Bu maddenin uygulanmasına ilişkin diğer usul ve esaslar yönetmelikle belirlenir." hükmü yer almaktadır.
18/07/1997 tarih ve 23053 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Karayolları Trafik Yönetmeliği'nin dava konusu işlem tarihinde yürürlükte olan "Dış ülkelerden alınan sürücü belgeleri ile ülkemizde araç kullanılması ve bu belgelerin ülkemiz sürücü belgesiyle değiştirilmesi" başlıklı 88. maddesinin 1. fıkrasının (B) bendinde;
"Yurda dönüşlerinde Türk vatandaşlarının,
İkili kanunlar ile ikili ve çok taraflı anlaşma hükümleri saklı kalmak üzere ve istekleri halinde yabancıların, dış ülkelerden aldıkları sürücü belgeleri, eğitim ve sınav şartı aranmadan karşılığı veya dengi olan sürücü belgeleri ile değiştirilir.
Ancak, Türk vatandaşları yurda dönüşlerinde 1 yıl içinde sürücü belgelerini değiştirmedikleri takdirde, değiştirinceye kadar araç kullanamazlar.
Bu belgeler değiştirilirken,
a) Eğitim ve sınav şartı hariç, sürücü belgesi alacaklar için aranan yaş, sağlık ve Karayolları Trafik Kanunda belirtilen, Türk Ceza Kanundaki belli suçlardan hükümlü olmama şartları aynen aranır.
..." hükmü kurala bağlanmıştır.
2918 sayılı Kanun'un 41. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendi uyarınca düzenlenen 26/09/2006 tarih ve 26301 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Sürücü Adayları ve Sürücülerde Aranacak Sağlık Şartları ile Muayenelerine Dair Yönetmeliğin 2. maddesinde;
"Bu Yönetmelik hükümleri, sürücü adayları ve sürücülerin sağlık şartları ve muayeneleri ile ilgili hususları kapsar." hükmü,
Dava konusu işlem tarihinde yürürlükte olan "Ortopedi muayeneye ilişkin esaslar" başlıklı 8. maddesinin 2. fıkrasında;
"Extremite noksanlığında;
a) Bir elin başparmak veya başparmak dışında iki parmak noksanlığı veya noksan sayılacak şekilde fonksiyon kaybı olanlarda, Ortopedi uzmanının ve/veya Fizik tedavi ve rehabilitasyon uzmanının görüşleri doğrultusunda A, B ve H sınıfı, her iki el başparmak noksanlığı ve ileri derecede fonksiyon kaybı olanlara F Sınıfı (traktör) Sürücü Belgesi verilir.
b) Üst extremitenin dışında extremite noksanlığı (doğuştan veya sonradan) halinde Ortopedi ve/veya Fizk tedavi ve rehabilitasyon uzmanının raporu uyarınca H Sınıfı Sürücü Belgesi verilir. Üst extremitenin tek taraflı noksanlığında da Ortopedi uzmanının kanaatiyle, H Sınıfı Sürücü Belgesi verilebilir.
..." hükmü düzenlenmiştir.
Dava konusu Yönetmeliğin 8. maddesinde, extremite (ekstremite) noksanlığında tek ele yönelik başparmak veya başparmak dışında iki parmağın noksanlığı veya noksan sayılacak şekilde fonksiyon kayıplarında H sınıfı ehliyet (engellilere yönelik ehliyet) verilebileceği hususu düzenleme altına alınmıştır. Bunun dışında her iki üst ekstremite (iki kol, iki el, her iki elin parmakları vs) noksanlıklarında "H sınıfı" ehliyet verilmesi düzenlenmemiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Dava konusu Yönetmeliğin 8. maddesinin 2. fıkrasının (a) ve (b) bentleri yönünden;
Dayandığı hukuksal nedenler ve gerekçesi yukarıda açıklanan Danıştay Onbeşinci Dairesi kararının, dava konusu Yönetmeliğin 8. maddesinin 2. fıkrasının (a) ve (b) bentlerine ilişkin kısmı, aynı gerekçe ile Kurulumuzca da uygun bulunmuş olup temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, kararın anılan kısmının bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
Davacıya ... Eğitim ve Araştırma Hastanesi Sağlık Kurulu tarafından verilen 04/02/2015 tarih ve ... sayılı raporun iptali istemi yönünden;
2918 sayılı Kanun'un 45. maddesi hükmü uyarınca, sürücü belgesi sahibi kişide ancak sağlığı bakımından durumunda sürücülüğe engel aşikar bir değişikliğin görülmesi ve tespiti hâlinde, sağlık kuruluşuna sevkinin istenebileceği açıktır.
Olayda ise, davacının çocukluğundan itibaren sol elinin bilek seviyesinden, sağ elinin de metakarpal (tarak kemikleri) seviyede ampute olduğu, 1975 yılında ise daha önce yurt dışında almış olduğu ehliyetini ülkemize dönmesi üzerine ilgili mevzuata uygun şekilde değiştirdiği ve bu tarihten itibaren engel durumuna uygun "H sınıfı" araç kullanma ehliyetinin bulunduğu; yeni araç almak için gerekli işlemleri yapmak amacıyla başvuruda bulunduğu sırada, mevcut engelinde gözle görülür bir şekilde değişiklik bulunmamasına rağmen davalı idare görevlilerince anılan Kanun'un 45. maddesinde yer alan hükme aykırı bir prosedür izlenerek, davacının yeniden sağlık raporu alması için sevkinin istendiği anlaşıldığından, Kanun'un 45. maddesine aykırı şekilde yeniden rapor almaya sevki istenerek düzenlenen dava konusu raporda hukuka uyarlık görülmemiştir.
Bu itibarla, Danıştay Onbeşinci Dairesince verilen kararın bireysel işleme ilişkin kısmında hukuki isabet bulunmamaktadır.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin kısmen kabulüne, kısmen reddine,
2. Danıştay Onbeşinci Dairesinin temyize konu 01/11/2017 tarih ve E:2015/961, K:2017/6226 sayılı kararının dava konusu Yönetmeliğin 8. maddesinin 2. fıkrasının (a) ve (b) bentlerine ilişkin kısmının ONANMASINA,
3. ... Eğitim ve Araştırma Hastanesi Sağlık Kurulu tarafından verilen 04/02/2015 tarih ve ... sayılı rapora ilişkin kısmının BOZULMASINA,
4. Bozulan kısım yönünden yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın kapatılan Danıştay Onbeşinci Dairesi yerine 07/03/2019 tarih ve 2019/25 sayılı Başkanlık Kurulu kararıyla yeniden belirlenen iş bölümü kararı uyarınca Danıştay Onuncu Dairesine gönderilmesine,
5. Kesin olarak, 18/11/2019 tarihinde, oyçokluğu ile karar verildi.

KARŞI OY
X- 26/09/2006 tarih ve 26301 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Sürücü Adayları ve Sürücülerde Aranacak Sağlık Şartları ile Muayenelerine Dair Yönetmelik, 02/08/2013 tarih ve 28726 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6495 sayılı Kanun'un 17. maddesi ile değiştirilen 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu'nun 41. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendine dayanılarak, İçişleri ve Sağlık Bakanlıklarınca müştereken hazırlanarak düzenlenmiştir.
2918 sayılı Kanun'un 41. maddesinde;
"Sürücü belgesi alacakların;
...
c) İçişleri ve Sağlık bakanlıklarınca müştereken çıkarılacak yönetmelikte belirlenen sağlık şartlarını taşımaları,
...
zorunludur.
Sürücüler ile sürücü adaylarının hangi şartlarda ve hangi sınıf sürücü belgesi alabilecekleri ile bunların araç kullanma şartları, kullanılabilecek araçların niteliklerine ve sağlık şartlarına dair usul ve esaslar İçişleri ve Sağlık bakanlıklarınca çıkarılacak yönetmelikle belirlenir.
…" hükmü düzenlenmiştir.
Anılan Yönetmeliğin iptali talep edilen 8. maddesinin 2. fıkrasında;
"Extremite noksanlığında;
a) Bir elin başparmak veya başparmak dışında iki parmak noksanlığı veya noksan sayılacak şekilde fonksiyon kaybı olanlarda, Ortopedi uzmanının ve/veya Fizik tedavi ve rehabilitasyon uzmanının görüşleri doğrultusunda A, B ve H sınıfı, her iki el başparmak noksanlığı ve ileri derecede fonksiyon kaybı olanlara F Sınıfı (traktör) Sürücü Belgesi verilir.
b) Üst extremitenin dışında extremite noksanlığı (doğuştan veya sonradan) halinde Ortopedi ve/veya Fizk tedavi ve rehabilitasyon uzmanının raporu uyarınca H Sınıfı Sürücü Belgesi verilir. Üst extremitenin tek taraflı noksanlığında da Ortopedi uzmanının kanaatiyle, H Sınıfı Sürücü Belgesi verilebilir.
..." hükmüne yer verilmiştir.
Söz konusu düzenleme uyarınca, extremite (ekstremite) noksanlığında tek ele yönelik başparmak veya başparmak dışında iki parmağın noksanlığı veya noksan sayılacak şekilde fonksiyon kayıplarında H sınıfı ehliyet (engellilere yönelik ehliyet) verilebileceği kurala bağlanmış olup, bunun dışında her iki üst ekstremite (iki kol, iki el, her iki elin parmakları vs) noksanlıklarında "H sınıfı" ehliyet verilmesi hususu düzenlenmemiştir.
Dosyada yer alan bilgi ve belgelerin incelenmesinden; davalı idarece, üst ekstremite bakımından, kişilerin sadece tek koldaki uzuv ve fonksiyon kayıplarında "H sınıfı" ehliyet alınabileceği, bununla birlikte her iki koldaki uzuv ve fonksiyon kayıplarının bulunması halinde "H sınıfı" ehliyet alınamamasının sebeplerine ilişkin herhangi bir bilimsel açıklamanın dosya kapsamında sunulmadığı; ülkemizdeki sürücülerden kaynaklanan trafik kazaları göz önünde bulundurulduğunda, kamu yararı gereği ve anılan Kanun hükmü doğrultusunda, ehliyet verilmesinin birtakım şartlara bağlanmasında idarelerin takdir yetkisinin bulunduğu kabul edilmekle birlikte, engelli sürücülerin engel durumuna uygun, kendileri için özel üretilen araçlarla ve gerekli protez yardımıyla araç kullanabildikleri dikkate alınarak, herhangi bir bilimsel dayanağı bulunmayan ve engelli kişiler arasında eşitlik ilkesine aykırı olarak ayrımcılık yapılmasına neden olacak şekilde düzenlenen dava konusu Yönetmelik hükümlerinde hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmaktadır.
Bu nedenle, Danıştay Onbeşinci Dairesince verilen kararının dava konusu Yönetmeliğin 8. maddesinin 2. fıkrasının (a) ve (b) bentleri yönünden hukuka aykırı olduğu gerekçesiyle, temyiz isteminin kabulü ile temyize konu kararın bu kısmının bozulması gerektiği oyuyla, karara katılmıyoruz.

KARŞI OY
XX- Temyiz edilen kararla ilgili dosyanın incelenmesinden; Danıştay Onbeşinci Dairesince verilen kararın usul ve hukuka aykırı bulunmadığı, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenlerinin kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı anlaşıldığından, temyiz isteminin reddi ile temyize konu kararın tamamının onanması gerektiği oyuyla, karara katılmıyorum.

KARŞI OY
XXX- Anayasa'nın "Devletin temel amaç ve görevleri" başlıklı 5. maddesinde;
"Devletin temel amaç ve görevleri, ... kişilerin ve toplumun refah, huzur ve mutluluğunu sağlamak; kişinin temel hak ve hürriyetlerini, sosyal hukuk devleti ve adalet ilkeleriyle bağdaşmayacak surette sınırlayan siyasal, ekonomik ve sosyal engelleri kaldırmaya, insanın maddi ve manevi varlığının gelişmesi için gerekli şartları hazırlamaya çalışmaktır." hükmü,
"Kanun önünde eşitlik" başlıklı 10. maddesinde;
"Herkes, dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir.
...
Çocuklar, yaşlılar, özürlüler, harp ve vazife şehitlerinin dul ve yetimleri ile malul ve gaziler için alınacak tedbirler eşitlik ilkesine aykırı sayılmaz.
...
Devlet organları ve idare makamları bütün işlemlerinde kanun önünde eşitlik ilkesine uygun olarak hareket etmek zorundadırlar." hükmü,
"Özel hayatın gizliliği" başlıklı 20. maddesinde;
"Herkes, özel hayatına ve aile hayatına saygı gösterilmesini isteme hakkına sahiptir. Özel hayatın ve aile hayatının gizliliğine dokunulamaz.
Millî güvenlik, kamu düzeni, suç işlenmesinin önlenmesi, genel sağlık ve genel ahlâkın korunması veya başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması sebeplerinden biri veya birkaçına bağlı olarak, usulüne göre verilmiş hâkim kararı olmadıkça; yine bu sebeplere bağlı olarak gecikmesinde sakınca bulunan hallerde de kanunla yetkili kılınmış merciin yazılı emri bulunmadıkça; kimsenin üstü, özel kâğıtları ve eşyası aranamaz ve bunlara el konulamaz. Yetkili merciin kararı yirmidört saat içinde görevli hâkimin onayına sunulur. Hâkim, kararını el koymadan itibaren kırksekiz saat içinde açıklar; aksi halde, el koyma kendiliğinden kalkar.
..." hükmü,
"Sosyal güvenlik bakımından özel olarak korunması gerekenler" başlıklı 61. maddesinin 2. fıkrasında;
"Devlet, sakatların korunmalarını ve toplum hayatına intibaklarını sağlayıcı tedbirleri alır." hükmü yer almaktadır.
Ülkemizin de taraf olduğu Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin "Özel ve aile hayatına saygı hakkı" başlıklı 8. maddesinde;
"1. Herkes özel ve aile hayatına, konutuna ve yazışmasına saygı gösterilmesi hakkına sahiptir.
2. Bu hakkın kullanılmasına bir kamu makamının müdahalesi, ancak müdahalenin yasayla öngörülmüş ve demokratik bir toplumda ulusal güvenlik, kamu güvenliği, ülkenin ekonomik refahı, düzenin korunması, suç işlenmesinin önlenmesi, sağlığın veya ahlakın veya başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması için gerekli bir tedbir olması durumunda söz konusu olabilir." hükmü,
"Ayrımcılık yasağı" başlıklı 14. maddesinde;
"Bu Sözleşme’de tanınan hak ve özgürlüklerden yararlanma, cinsiyet, ırk, renk, dil, din, siyasal veya diğer kanaatler, ulusal veya toplumsal köken, ulusal bir azınlığa aidiyet, servet, doğum başta olmak üzere herhangi başka bir duruma dayalı hiçbir ayrımcılık gözetilmeksizin sağlanmalıdır." hükmü yer almaktadır.
Yine Ülkemizce uygulanması kabul edilen Avrupa Sosyal Şartı'nın "Engellilerin Toplumsal Yaşamda Bağımsız Olma, Sosyal Bütünleşme ve Katılma Hakkı" başlıklı 15. maddesinde;
"Akit taraflar, yaşları ve engellerinin nedenleri ve niteliği ne olursa olsun, özürlülerin toplumsal yaşamda bağımsız olma, sosyal bütünleşme ve katılma hakkını etkili bir biçimde kullanabilmelerini sağlamak amacıyla:
...
2. Normal çalışma ortamında engellileri istihdam etmek ve onların istihdamını sürdürmek ve çalışma koşullarını özürlülerin gereksinimlerine uyarlamak, ya da engellilik nedeniyle bunun mümkün olmadığı durumlarda çalışmayı buna göre düzenlemek ya da engelin düzeyine göre güvenli bir istihdam türü yaratmak için, işverenleri özendirmeye yönelik bütün önlemlerle onların istihdam edilmelerini teşvik etmeyi;
Bazı durumlarda bu önlemler uzmanlaşmış yerleştirme ve destekleme hizmetlerine başvurmayı gerekli kılabilir.
3. Özellikle, teknik yardımları da içermek üzere, iletişim ve hareket engellerinin üstesinden gelmeyi ve ulaşım, barınma, kültürel etkinlikler ve boş zaman kullanımını sağlamayı hedefleyen önlemler yoluyla özürlülerin toplumla tam olarak bütünleşmelerini ve toplum yaşamına katılmalarını teşvik etmeyi; taahhüt ederler" hükmü düzenlenmiştir.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin 23/02/2016 tarihli, Çam/Türkiye (Başvuru no. 51500/08)
kararında özetle; görme engeli bulunan başvurucunun, ... Üniversitesi Türk Musikisi Devlet Konservatuarı’nın giriş sınavına başvurup gerekli uygulamalı sınavları kazandıktan sonra Konservatuar'a kayıt için sunulması gereken sağlık raporunun alınması amacıyla başvurması üzerine, başvurucuya Sağlık Kurulu tarafından düzenlenen rapor ile; hipermetrop nistagmus bilateral derin ambliyopi teşhisi konulmuş olup, başvuranın bir üst sağlık kuruluna sevk edilmesi üzerine de ... Eğitim ve Araştırma Hastanesinin Sağlık Kurulu tarafından tanzim edilen raporda; "başvuranın Konservatuar’da görme yetisi gerektirmeyen bölümlerde eğitim ve öğretim alabileceği"nin belirtilmesi üzerine, Konservatuar yönetimince, bütün bölümlerin görme yetisinin bulunmasını gerektirmesi nedeniyle, başvurucunun kaydının yapılmamasına karar verilmesine ilişkin işlemle ilgili olarak; ayrımcılığın, objektif ve makul bir gerekçe gösterilmeksizin, benzer durumlarda bulunan kişilere farklı muamelede bulunmaktan ibaret olduğu ve farklı bir muamelenin, “meşru bir amaç” izlenmediğinde veya “hedeflenen amaç ve kullanılan araç arasında makul orantılılık ilişkisi” bulunmadığında, “objektif ve makul gerekçeden” yoksun olduğu, bununla birlikte, Sözleşme’nin 14. maddesinin, üye bir devletin, topluluklar arasındaki “olgusal eşitsizliği” düzeltmek amacıyla topluluklara farklı muamelede bulunmasını yasaklamadığı, nitekim, bazı koşullarda, yapılan eşitsizliği düzeltmek için farklı muamelede bulunulmamasının, objektif ve makul bir gerekçe gösterilmeksizin, söz konusu hükmün ihlali anlamına geleceği; Mahkeme, Konservatuar’da okumaya aday olanların taşıması gereken nitelikleri belirleme konusunda ulusal makamların kuşkusuz bir takdir yetkisine sahip olduklarını değerlendirse de, bu argümanın mevcut dava koşullarında geçerli olamayacağı; nitekim, Konservatuar’ın eğilimi bazı yeteneklere sahip olan öğrencilere eğitim vermek ise, başvurucunun her türlü giriş kayıt sınavını kazanarak bu bağlamda gerekli olan tüm nitelikleri taşıdığını kanıtladığı, eğitim hakkının kullanılmasında evrensellik ve ayrım gözetmeme temel ilkelerinin önemli olduğu; engele dayalı ayrımcılığın makul düzenlemelerin yapılmamasını da kapsadığı, somut olayda, ulusal makamların hiçbir şekilde başvuranın ihtiyaçlarını tespit etmeye çalışmadıkları ve hangi ölçüde görme engelli olmasının müzik eğitimi almasına engel teşkil edebileceğini belirtmedikleri, dolayısıyla, yalnızca görme engelli olması nedeniyle, objektif ve makul bir gerekçe sunulmaksızın, söz konusu Konservatuar’ın Müzik Bölümünde eğitim görme imkânının başvurana tanınmaması nedeniyle Sözleşme’ye Ek 1 No.lu Protokol’ün 2. maddesi ile birlikte Sözleşme’nin 14. maddesinin ihlal edildiği sonucuna varılmıştır.
Dosyada yer alan bilgi ve belgelerin incelenmesinden; davacının daha önce İngiltere'den sürücü belgesi almış olduğu ve ülkemizde ise davacıya 1975 yılından itibaren "H sınıfı" sürücü belgesi verilmiş olduğu, uyuşmazlığın gündeme geldiği tarihe kadar özel tertibatlı araç kullanabildiği dikkate alındığında, dava konusu bireysel işlemin uygulanması halinde, davacının özel hayatına ve kişilik haklarına müdahale edilmiş olacağı ve bu durumun davacı bakımından ayrımcılık oluşturacağı dikkate alınarak, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 8. ve 14. maddeleri ile Anayasa'nın 10. ve 20. maddelerine, dolayısıyla da hukuka aykırı bir işlem olduğu sonucuna varılarak, bireysel işlemin iptali gerektiğinden, Daire kararının bireysel işleme ilişkin kısmının bu gerekçeyle bozulması gerektiği düşüncesiyle, gerekçede azlık oyu kullanıyorum.





























Full & Egal Universal Law Academy