Danıştay 8. Daire 2022/5778 Esas 2023/220 Karar
Karar Dilini Çevir:
Danıştay
Dairesi: 8. Daire
Esas No: 2022/5778
Karar No: 2023/220
Karar Tarihi: 31.01.2023




T.C.
D A N I Ş T A Y
SEKİZİNCİ DAİRE
Esas No : 2022/5778
Karar No : 2023/220
DAVACI : … Sanayi Ticaret Anonim Şirketi
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : … Bakanlığı
VEKİLİ : Av. …
DAVANIN KONUSU :
28/06/2022 tarih ve 31880 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Maden Bölgelerine ve Ruhsatların Taşınmasına İlişkin Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliğin 1. maddesiyle 23/05/2018 tarihli 30429 sayılı sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Maden Bölgelerine ve Ruhsatların Taşınmasına İlişkin Yönetmeliğin 11. Maddesine eklenen 4., 5. ve 6. fıkralarının iptali istenilmektedir.
DAVACININ İDDİALARI :
Davacı şirkentin, "Maden Bölgesi İlanı" sonrasında kurulan bölgede taraflarına II-a grubu maden işletme ruhsatı verildiğini, maden bölgesinin ortalama 500 milyon ton kireç taşı rezervi olduğunu söz konusu ocağın faaliyetlerinin durdurulmasının ülke ekonomisine telafisi mümkün olmayan zararlar vereceğini, İlanda yer alan bütün yükümlülüklerini yerine getirdiğini, taahhütname verdiğini ancak gelinen süreçte çeşitli fiziki ve hukuki engeller nedeniyle çalışma imkanı bulunmadığını; söz konusu süreç devam ederken "Maden Bölgelerine ve Ruhsatların Taşınmasına İlişkin Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik"in yayımlandığını ve 11. maddesine 4.,5., ve 6. fıkralarının eklendiğini, bu değişikliklerin kazanılmış hakları zedelediğini, suiniyetli bir düzenleme olduğunu, kamu yararı ve hizmet gereklerine uygun olmadığı bu nedenlerle iptali gerektiği iddia edilmiştir.
DAVALI İDARENİN SAVUNMASI :
Usule yönelik olarak, davanın süre aşımı nedeniyle reddi gerektiği belirtilmiştir.
Esasa yönelik olarak ise, Maden Bölgelerine ve Ruhsatların Taşınmasına ilişkin Yönetmeliğin, 3213 sayılı Maden Kanunun 29. maddesinin 14. fıkrasında yer alan "Maden bölgesi ilan edilmesi, ruhsatların birleştirilmesi, taksiri ve iptal edilmesi, yatırım giderlerinin belirlenmesi ve ödenmesi, maden sahalarının ihale edilmesi, rezerv tespiti ve ruhsatlandırma, bir ve birden fazla il sınırına giren maden bölgeleri komisyonun oluşturulması, toplanma, ve çalışma süresi, görev ve yetkileri, faaliyetlerinin incelenmesi ve denetimi ile ruhsatların taşınması ve proje planlama gibi uygulamaya ilişkin usul ve esasalar Bakanlık tarafından çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir " hükmü kapsamında hazırlandığını, Anayasanın 124. maddesi hükmü ile Bakanlıkların kendi görev alanları ile ilgili Yönetmelik çıkarabileceğini, ve Yönetmeliklerde değişiklik yapabileceğini, "Tabii servetlerin ve kaynakların aranması ve işletilmesi" başlıklı 168. maddesi gereğince Devletin hüküm ve tasarrufu altında olan madenlerin aranması ve işletilmesi hakkının Devlete ait olduğunu, Devletin bunu belirli süre için doğrudan gerçek ve tüzel kişiler eliyle işletebileceği ve bu durumda da uyulması gereken şartların, müeyyidelerin ve denetim usul ve esasalarının kanunda gösterilmesi gerektiği, bu doğrultuda 3213 sayılı Maden Kanunun 29. maddesinin 14. fıkrasında bulunan konularda Yönetmelik ile düzenleme yapılabileceğinin hüküm altına alındığının, bu yönüyle dava konusu düzenlemenin üst hukuk normalarına ve hukuka aykırı olmadığını, hangi konuların Yönetmelik ile düzenleneceğinin sınırları yine kanun maddesi ile açıklandığını, dava konusu düzenleme ile maden bölgesindeki çalışmaların belirlenen ortak proje ve plana göre yürütülmemesi, gerekli izinlerin alınmaması, buna yönelik başvuruların yapılmaması, bu başvurulardan kaynaklanan ve ruhsat sahibinin sorumluluğunda olan bedellerin ödenmemesi ve bunlara gerekçe olarak da şirket ortakları arasındaki ihtilafların gösterilmesi sebebiyle ve bu ihtilafların hukuki yollarla çözüme kavuşturularak, maden bölgesinin amacına ve ilgili mevzuata uygun şekilde, madencilik faaliyetlerinin yürütülmesi, devlet hakkı alanın maden sahalarının atıl kalmaması, faliyetlerin sürekliliğinin sağlanmasına yönelik olduğu savunulmuştur.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Feragat nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Sekizinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra dava dilekçesi ve ekleri 2577 sayılı Kanun'un 14. maddesi uyarınca incelenerek işin gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
İlgili Mevzuat:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun "Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu ile Vergi Usul Kanununun uygulanacağı haller" başlıklı 31. maddesi ile göndermede bulunulan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu, 04/02/2011 tarihli ve 27836 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan ve 01/10/2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 450. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış, anılan Kanun'un 447. maddesinin 2. fıkrasında ise, mevzuatta, yürürlükten kaldırılan 18/06/1927 tarihli ve 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'na yapılan göndermelerin, Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun bu hükümlerin karşılığını oluşturan maddelerine yapılmış sayılacağı öngörülmüştür.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 307. maddesinde feragat, davacının talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesi olarak tanımlanmış, 309. maddesinde feragat beyanının dilekçe ile veya yargılama sırasında sözlü olarak yapılacağı, 310. maddesinde, feragat ve kabulün, hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabileceği, 311. maddesinde ise, feragatin kesin bir hükmün hukuki sonuçlarını doğuracağı belirtilmiştir.
Hukuki Değerlendirme:
Dosyasının incelenmesinden, 04/01/2023 tarihinde Danıştay Başkanlığı kayıtlarına giren dilekçe ile davadan feragat etmeye yetkili davacı vekilinin davadan feragat ettiği anlaşılmıştır.
Bu durumda, feragat nedeniyle dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekmektedir.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. KONUSU KALMAYAN DAVA HAKKINDA KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA
2. Ayrıntısı aşağıda gösterilen toplam …-TL yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
3. Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca … TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalı idareye verilmesine,
4. Harçlar Kanunu'nun 22. maddesi uyarınca … TL karar harcının 1/3'ü olan … TL'nin istemi halinde davacıya iadesine,
5. Posta giderleri avansından artan tutarın kararın kesinleşmesinden sonra istemi halinde davacıya iadesine,
6. Bu kararın tebliğ tarihini izleyen 30 (otuz) gün içerisinde Danıştay İdari Dava Daireleri Kuruluna temyiz yolu açık olmak üzere,
31/01/2023 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.