Danıştay 8. Daire 2021/1745 Esas 2022/7771 Karar
Karar Dilini Çevir:
Danıştay
Dairesi: 8. Daire
Esas No: 2021/1745
Karar No: 2022/7771
Karar Tarihi: 16.12.2022




T.C.
D A N I Ş T A Y
SEKİZİNCİ DAİRE
Esas No : 2021/1745
Karar No : 2022/7771
TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …
KARŞI TARAF (DAVALI) : …Büyükşehir Belediye Başkanlığı
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : …Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin …gün ve E:…, K:… sayılı kararının, temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı tarafından; kendisine ait … plaka sayılı araç için 26/03/2019 tarihinde yapmış olduğu Şehir İçi Taşıt Kartı başvurusunun "31/03/2019 tarihinden sonra Toplu Ulaşım Hizmetleri Müdürlüğüne müracaat eden kişilerin mevcut hak müracaatlarının olumsuz olarak değerlendirilmesine" dair 24/05/2019 tarihli alt komisyon toplantısında alınan kararın iptaline karar verilmesi istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesince verilen ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararda; davacı tarafından …plakalı araca servis taşımacılığı kartı düzenlenmesi talebiyle 16/04/2019 tarihinde idareye başvuruda bulunulduğu, talebin reddine ilişkin işlemin davalı idare tarafından davacıya ait GSM numarasına 11/07/2019 tarihinde saat 09:11'de kısa mesaj şeklinde gönderildiğinin bildirildiği, davacı tarafından ise dava konusu işlemden 10.10.2019 tarihinde öğrenildiği dava dilekçesinde açıkça belirtildiği dolayısıyla davacı tarafından öğrenildiği bildirilen 10.10.2019 tarihinden itibaren itibaren 60 gün içerisinde dava açılması gerekirken bu süreler geçirildikten çok sonra 21.05.2020 tarihinde açılan davanın süre aşımı sebebiyle reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: …Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesince; istinaf başvurusuna konu İdare Mahkemesi kararının hukuka ve usule uygun olduğu ve davacı tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, davalı idarece cep telefonuna gönderilen kısa mesajın tebligat niteliğinde olmadığı, cep telefonuna kısa mesajın gönderilme tarihi 10.10.2019 ise de bu tarihte başvurunun reddedildiğinden haberdar olmadığı, işlemden 27.03.2020 tarihinde haberdar olduğunu belirterek temyize konu kararın bozulması gerektiği ileri sürülmüştür.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, davacının …plakalı araca servis taşımacılığı kartı düzenlenmesi talebiyle 16.04.2019 ve 28.06.2019 tarihli dilekçelerle yapılan başvuru üzerine UKOME kararı ile belirlenen son başvuru tarihinin 31.03.2019 olması sebebiyle bu tarihten sonra yapılan başvurunun reddi yönünde işlem tesis edildiği, başvuru sahibinin irtibat numarası olarak verdiği cep telefonuna 11.07.2019 tarihinde saat 09.11'de durumun kısa mesaj olarak bildirildiği, 2577 sayılı Kanunun 7. maddesi gereği işbu davanın da 11.09.2019 tarihine kadar açılması gerekirken 21.05.2020 tarihinde açılan davada süre aşımı bulunduğundan temyize konu kararın hukuka uygun olduğu savunulmuştur.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'IN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü ile Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Sekizinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
…tarih ve … sayılı UKOME kararı ile yürürlüğe konulan Öğrenci ve Personel Servis Taşımacılığı Yönergesi yürürlüğe girmiş ve bu kapsamda yeterlilikleri sağlayan taşımacılara servis taşımacılığı yetki belgesi, servis taşımacılığı kartı, güzergah kullanım izin belgesi ve toplu taşıma aracı kullanım belgesi verilerek servis taşımacılığı sistemi uygulamasına başlanmıştır.
… tarih ve … sayılı UKOME kararı ile anılan Yönerge kapsamında müracaat tarihi itibariyle 25.05.2015 tarihi öncesine ait ilgili oda faaliyet belgesine sahip olan ve ibraz etmiş olduğu taşıtın 25.05.2015 tarihinde adına kayıtlı olduğunu gösteren motorlu araç trafik ve araç tescil belgesini ibraz eden gerçek ve tüzel kişilerin "mevcut taşımacı"
olarak kabul edileceği; ibraz etmiş olduğu taşıtını 25.05.2015 tarihinden sonra herhangi bir sebeple değiştirmiş olan kişilerden ise, 25.05.2015 tarihindeki adına kayıtlı taşıtların plaka, motor, şasi numarasını da içeren detaylı bilgileri ve sayılarını Trafik Tescil Şube Müdürlüğünün imzalı yazısı ile ibraz eden kişilerin 25.05.2015 tarihindeki taşıtının/taşıtlarının sayısı kadar "mevcut taşımacı" kapsamında değerlendirileceği, ilave her taşıt için ise "yeni taşımacı" kapsamında değerlendirileceği karara bağlanmıştır.
… tarih ve … sayılı UKOME kararı ile mücbir sebeplerle henüz müracaat edememiş olan kişilere mevcut taşımacı kapsamında değerlendirilebilmeleri ve eksik belgelerini tamamlayıp müracaat edebilmeleri için 02.03.2018 tarihine kadar ilave müracaat süresinin belirlendiği, bu süreyi kaçıran kişilerin başvuruları üzerine, son olarak 31.03.2019 tarihini geçmeyecek şekilde …tarih ve … sayılı UKOME kararı ile ilave başvuru süresi tanınarak yapılan başvuruların alt komisyon tarafından değerlendirilmesine karar verilmiştir.
Davacı, İstanbul Otobüs, Özel Halk Otobüsü Sahipleri ve İşletmecileri Esnaf Odasına 02.08.2006 tarihinde kaydolduğu ve şehir içi yolcu taşımacılığı işi ile iştigal ettiğini gösterir faaliyet belgesi ile adına kayıtlı … plakalı araçla ilgili evrakı davalı idareye (dava dilekçesindeki beyanına göre 26.03.2019 tarihinde) sunarak mevcut taşımacı kapsamında servis taşımacılığı şehir içi taşıt kartı talebinde bulunmuştur.
Söz konusu talebinin reddedildiğine dair "24.05.2019 tarihinde alt komisyon toplantısında alınan karara göre '31.03.2019 tarihinden sonra Toplu Ulaşım Hizmetleri Müdürlüğüne müracaat eden kişilerin mevcut hak müracaatlardının olumsuz olarak değerlendirilmesine' karar verilmiştir. Bu nedenle dilekçenizde talep edilen mevcut hak işlemleri e-tuhim sistemi üzerinden yapılamamaktadır." şeklindeki bildirimin cep telefonuna kısa mesaj olarak gönderilmesi üzerine bakılmakta olan davanın 21.05.2020 tarihinde açıldığı anlaşılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun "Dilekçeler üzerine ilk inceleme" başlığını taşıyan 14. maddesinin 3/e bendinde, dilekçelerin süre aşımı yönünden inceleneceği; ''İlk inceleme üzerine verilecek karar'' başlığını taşıyan 15. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendinde, süre aşımı yönünden yapılan incelemede Kanuna aykırılık görülürse davanın reddine karar verileceği belirtilmiş; aynı Kanunun "Dava açma süresi" başlıklı 7. maddesinde, "Dava açma süresi, özel kanunlarında ayrı süre gösterilmeyen hallerde Danıştayda ve idare mahkemelerinde altmış ve vergi mahkemelerinde otuz gündür. Bu süreler; a) İdari uyuşmazlıklarda; yazılı bildirimin yapıldığı,
(...) tarihi izleyen günden başlar."; "Sürelerle ilgili genel esaslar" başlıklı 8. maddesinde, " Süreler, tebliğ, yayın veya ilan tarihini izleyen günden itibaren işlemeye başlar. Tatil günleri sürelere dahildir. Şu kadarki, sürenin son günü tatil gününe rastlarsa, süre tatil gününü izleyen çalışma gününün bitimine kadar uzar. Bu Kanunda yazılı sürelerin bitmesi çalışmaya ara verme zamanına rastlarsa bu süreler, ara vermenin sona erdiği günü izleyen tarihten itibaren yedi gün uzamış sayılır." hükmü yer almıştır.
7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun "Usulüne aykırı tebliğin hükmü" başlıklı 32 inci maddesinde; "Tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğe muttali olmuş ise muteber sayılır." hükmüne, 25/01/2012 tarih ve 28184 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmelik'in "Usulüne aykırı tebliğin hükmü" başlıklı 53. maddesinde ise " (1) Tebliğ, usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliği öğrenmiş ise geçerlidir. Aksi takdirde tebligat yapılmamış sayılır. Muhatap, her ne şekilde olursa olsun tebliğ evrakını veya davetiyeyi alırsa ya da bunların içeriğini öğrenirse tebliği öğrenmiş sayılır.(2) Muhatabın tebliği öğrendiğini beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi olarak kabul edilir. (3) Tebliğin usulüne aykırı yapılmış olması halinde, muhatabın tebliği öğrendiğinin ve bunun tarihinin iddia ve ispatı mümkün değildir." hükmüne yer verilmiştir.
Ayrıca, anılan Kanuna 6099 sayılı Kanun'un 2. maddesi ile eklenen "Elektronik tebligat" başlıklı 7/a maddesinin dördüncü fıkrasında, elektronik yolla tebligatın, muhatabın elektronik adresine ulaştığı tarihi izleyen beşinci günün sonunda yapılmış sayılacağı belirtilmiş olup; bu adres Ulusal Elektronik Tebligat Sistemi (UETS) kayıtlı PTT tarafından gerçek kişiler için kimlik bilgileri, tüzel kişiler için ise tabi oldukları sistem bilgileri esas alınmak suretiyle tek ve benzersiz şekilde oluşturulan tebligat adresini ifade edeceği belirtilmiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
İdare Mahkemesinin …tarih ve E:…K:…sayılı dilekçe ret kararı üzerine yenilenen dava dilekçesinde davacının "idari işlemin tebliğ tarihi:10.10.2019 (Elektronik tebligat)" şeklinde nitelendirme yaptığı görülmektedir.
İdare Mahkemesince davanın süresinde açılıp açılmadığının tespiti için 20.07.2020 tarihli ilk incelemeye esas ara kararı üzerine davalı idarece verilen yanıtta bahsi geçen kısa mesajın 11.07.2019 tarihinde gönderildiği, kısa mesaj haricinde ayrıca işlemin davacıya tebliğ edilmediği beyan edilmiştir. Dava dilekçesi ekinde yer alan kısa mesaja ilişkin ekran görüntüsünde ise mesaj metninin üzerinde "10 Ekim 15:53" ibaresinin yazılı olduğu görülmektedir.
Uyuşmazlığın çözüme kavuşturulması için; kısa mesaj şeklinde yapılan bildirimlerin Tebligat Kanunu uyarınca tebligat sayılıp sayılmayacağı, bu durumun genel dava açma süresinin başlangıcı yönünden sonuçlarının neler olduğu hususlarının açıklığa kavuşturulması gerekmektedir.
Elektronik tebligatın, her şeyden önce klasik (posta yoluyla veya diğer usuli yollarla yapılan) tebligattan ayırt edilmesi gerekir. Tebligat Kanunu 7/a maddesi ve Elektronik Tebligat Yönetmeliği hükümleri incelendiğinde, elektronik tebligatın diğer klasik yöntemlerden bağımsızlaştırıldığı ve o yöntemlere tamamlayıcı olmadığı ifade edilebilir. Klasik tebligat, belirli bir işlemin ilgilisini bilgilendirebilmek amacıyla yetkili makamın, kanunun öngördüğü usul ve esasa uygun bir şekilde ilgilisine bildirilmesi ve bu bildirimin aynı şekilde belgelendirilmesi işlemidir. Klasik tebligatta, elektronik yolla bir bildirim yoktur. Elektronik tebligat ile mevcut klasik usulle yapılan tebligat yollarına, elektronik ortamda da bildirimde bulunabilme ve belgelendirme imkânı eklenmiştir. Fakat elektronik yolla yapılan her türlü bildirimi Tebligat Kanunu 7/a maddesi anlamında elektronik tebligat olarak nitelendirmemek gerekir; örneğin faks, telefon veya bilgisayar aracılığıyla gönderilen mesajlar (kısa mesaj, elektronik posta) her ne kadar elektronik ortam yoluyla iletilmiş olsa da bu tür bildirimler elektronik tebligat olarak adlandırılmamalıdır; çünkü bir bildirimin elektronik tebligat olarak nitelendirilebilmesi, o mesajın Tebligat Kanunu 7/a maddesine dayanılarak çıkarılan Elektronik Tebligat Yönetmeliği hükümlerine uygun şekilde yapılmış olmasına bağlıdır. Aksi takdirde elektronik tebligata bağlanan sonuçlar doğmaz. (Doç. Dr. Levent Börü, Elektronik Tebligat; Erişim:https://dergipark.org.tr/en/download/article-file/1111168 )
7201 sayılı Tebligat Kanunu'nda geçerli ve usulüne uygun tebligatın ne şekilde yapılacağı belirlenmiş olup kısa mesaj (SMS) geçerli bir tebligat usulü olarak düzenlenmemiş, Elektronik Tebligat Yönetmeliği'nin 10'uncu maddesinde "muhatabın bilgilendirilmesi" başlığı altında asıl tebligat işlemini haber vermek adına sadece muhataba hatırlatmada bulunmak amacıyla sunulan bir hizmet olarak gösterilmiştir.
Buna göre, dava konusu işlemin davacıya kısa mesaj yoluyla bildirilmiş olması geçerli ve usulüne uygun tebligat olarak kabul edilemeyeceğinden davacının işlemden haberdar olduğunu beyan ettiği tarihin dikkate alınması gerekmektedir.
Davacı, temyiz dilekçesinde, cep telefonuna kısa mesajın gönderilme tarihinin 10.10.2019 olduğu, ancak bu tarihte başvurunun reddedildiğinden haberdar olmadığı, işlemden 27.03.2020 tarihinde haberdar olduğunu belirtmektedir.
Buna göre, davacı, İdare Mahkemesinin dilekçe ret kararı üzerine yenilediği dava dilekçesinde 10.10.2019 tarihini tebliğ tarihi olarak beyan etmiş ve dava açma süresi bu tarihe göre hesaplanarak davanın süre aşımı sebebiyle reddine karar verilmiş ise de; davacının 10.10.2019 tarihini elektronik tebligat tarihi olarak nitelendirdiği, oysa idari yargı merciilerinin tarafların hukuki nitelemeleriyle bağlı olmadığı, davacının kısa mesajın cep telefonuna gönderildiği tarihin dava dilekçesine yazılması gerektiği düşüncesiyle hareket etmiş olabileceği, usulüne uygun tebligat olarak kabulüne hukuken imkan bulunmayan kısa mesaja dair içerikten davacının aynı tarihte haberdar olmama ihtimalinin de bulunduğu dikkate alındığında, davacının temyiz dilekçesinde ıttıla tarihi olarak beyan ettiği 27.03.2020 tarihinin esas alınması gerektiği sonucuna varılmıştır.
Bu itibarla, davacının dava konusu işlemden 27.03.2020 tarihinde haberdar olduğunun kabulü ile 21.05.2020 tarihinde açılan davada süre aşımı bulunmadığı, işin esası incelenerek bir karar verilmesi gerektiğinden temyize konu Bölge İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet görülmemiştir.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. 2577 sayılı Kanun'un 49. maddesine uygun bulunan temyiz isteminin kabulüne,
2. … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin …gün ve E:…, K:…sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın …Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesine gönderilmesine, 16/12/2022 tarihinde kesin olarak oybirliği ile karar verildi.