Danıştay 8. Daire 2020/3859 Esas 2022/8172 Karar
Karar Dilini Çevir:
Danıştay
Dairesi: 8. Daire
Esas No: 2020/3859
Karar No: 2022/8172
Karar Tarihi: 27.12.2022




T.C.
D A N I Ş T A Y
SEKİZİNCİ DAİRE
Esas No : 2020/3859
Karar No : 2022/8172
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : ... Üniversitesi
Vekili : Av. ...
KARŞI TARAF (DAVACI) : ...
Vekili : Av. ...
İSTEMİN KONUSU : ... Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesinin ... tarih ve E:... , K:... sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Ana bilim dalında uzmanlık eğitimi görmekte olan davacı tarafından, eğitiminin sonlandırılmasına ilişkin Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanlığı'nın ... tarih ve ... sayılı işleminin iptaline karar verilmesi istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: ... İdare Mahkemesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararında; davacının, klavuzun 5.8 maddesindeki hakkını kullanarak yabancı uyruklular için açılmış kontenjandan yararlanmak isteyerek başvurusunu yaptığı, çifte vatandaşların bu kontenjandan yararlanmalarını engelleyen bir düzenlemenin yer almadığı anlaşıldığından, yaptığı tercih neticesinde ilgili bölüme yerleşen davacının 3 yılı aşkındır gördüğü ve tamamlanmasına çok az bir süre kalan uzmanlık eğitiminin hukuki güvenlik ilkesine ve hakkaniyete aykırı bir şekilde sonlandırılmasına ilişkin dava konusu işlemde hukuka ve mevzuata uygunluk bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: İstinaf başvurusuna konu kararın hukuka ve usule uygun olduğu ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Dava konusu işlemin Yükseköğretim Kurulu'nun ... tarih ve ... sayılı görüş yazısı doğrultusunda alındığı, bağlayıcı olması nedeniyle bu görüş aksine karar verilmesinin kendileri açısından olanak dışı olduğu ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : İstemin reddi gerektiği savunulmuştur.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ ... DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının gerekçe ile onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Sekizinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
MADDİ OLAY :
Dava, Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Ana bilim dalında uzmanlık eğitimi görmekte olan davacı tarafından, eğitiminin sonlandırılmasına ilişkin Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanlığı'nın ... tarih ve ... sayılı işleminin iptaline karar verilmesi istemiyle açılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT:
1219 sayılı Tababet ve Şuabatı San'atlarının Tarzı İcrasına Dair Kanun'un 1.maddesinde; "Türkiye Cumhuriyeti dâhilinde tababet icra ve her hangi surette olursa olsun hasta tedavi edebilmek için tıp fakültesinden diploma sahibi olmak şarttır.
" hükmü, 2.maddesinde; "Yukarki maddede yazılı diplomanın muteber olması için diploma sahibinin 8 Teşrinisani1339 tarih ve 369 numaralı kanun mucibince hizmeti mecburesini ikmal etmiş ve diplomasının Sıhhiye ve Muaveneti İçtimaiye Vekaletince tasdik ve tescil edilmiş olması lazımdır. Tababet sanatını icra etmek istiyen askeri tabipler de diplomalarını tasdik ve tescil ettirirler. Ancak hizmeti mecburelerini ifa eyledikleri müddetçe diplomaları alıkonulan tabipler bu müddet zarfında dahi icrayı sanata mezundurlar" hükmü ve 8.maddesinde; "Türkiye'de icrayı tababet için bu kanunda gösterilen vasıfları haiz olanlar umumi surette hastalıkları tedavi hakkını haizdirler. Ancak her hangi bir şubei tababette müstemirren mütehassıs olmak ve o unvanı ilan edebilmek için Türkiye Tıp Fakültesinden veya Sıhhıye Vekaletince kabul ve ilan edilecek müessesattan verilmiş ve yahut ecnebi memleketlerin maruf bir hastane veya laboratuvarından verilip Türkiye Tıp Fakültesince tasdik edilmiş bir ihtısas vesikasını haiz olmalıdır." hükmü yer almaktadır.
26.04.2014 tarihli ve 28983 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Tıpta ve Diş Hekimliğinde Uzmanlık Eğitimi Yönetmeliği'nin "Uzmanlık eğitimine giriş sınavları" başlıklı 12.maddesinin 1.fıkrasında; "TUS yılda en az iki defa, DUS ve YDUS yılda en az bir defa olmak üzere ÖSYM tarafından yarışma esasına dayanan mesleki bilgi sınavı şeklinde yapılır." hükmü, aynı maddenin 5.fıkrasında; "ÖSYM her sınav ve yerleştirme dönemi için işlemleri ayrıntılı olarak açıklayan bir kılavuz hazırlayıp yayımlar." hükmü, "Uzmanlık eğitimine giriş sınavlarının sonuçları, yerleştirme ve uzmanlık eğitimine başlama" başlıklı 13.maddesinin 1.fıkrasında; "Tıpta uzmanlık eğitimi yapabilmek için tabip ya da tıp dışı meslek mensubu olarak eczacı, kimyager veya veteriner olmak; diş hekimliğinde uzmanlık eğitimi yapabilmek için diş tabibi olmak; yan dal uzmanlık eğitimi yapabilmek için yan dalın bağlı olduğu ana dalda uzman olmak şarttır. Uzmanlık öğrencisi adayı çizelgelerde belirtilen uzmanlık dallarında eğitim veren programlara ÖSYM tarafından yerleştirilir." hükmü, aynı maddenin 8.fıkrasında; "ÖSYM tarafından programlara yerleştirilenlerin ataması kurumların kendi mevzuatınca program yöneticisinin bulunduğu birime göre yapılır." hükmü, aynı maddenin 9.fıkrasında; "Yerleştirildikleri kurumun atama şartlarını taşımaksızın sınava girip bir programa yerleştirilmiş olanlar uzmanlık eğitimine başlatılmazlar. Şartlardan herhangi birini taşımadığı sonradan anlaşılanlar ile uzmanlık eğitimi sırasında bu şartlardan herhangi birini kaybedenlerin uzmanlık eğitimine son verilir." hükmü, "Yabancı uyrukluların uzmanlık eğitimi" başlıklı 14.maddesinde; "(1) Yabancı uyruklular; a) Kurumlarda yabancı uyruklulara ayrılan kontenjan bulunması, b) Ana dal uzmanlık eğitimi yapmak için Türkiye’deki tıp veya diş hekimliği fakültelerinin birinden mezun olunması veya yabancı ülkelerdeki bu fakültelerin birinden mezun olup YÖK’ten denklik belgesi alınmış olması; yan dal uzmanlık eğitimi yapmak için Türkiye’deki uzmanlık eğitimi veren kurumlardan uzmanlık belgesi alınmış olunması veya 23, 24 ve 25 inci maddeler çerçevesinde Bakanlıkça verilmiş bir denklik belgesine sahip olunması, c) Türkiye’de uzmanlık eğitimi yapmalarına engel hallerinin bulunmaması, ç) Türkiye’de ikametlerine izin verilmiş olması, d) Uzmanlık eğitimi süresince kendilerine burs verileceğini veya Türkiye’deki giderlerinin karşılanacağını belirten bir belgenin sunulması, e) Uzmanlık eğitimine giriş sınavlarında ilgili programa yerleştirilmiş olunması, kaydıyla uzmanlık eğitimine kabul edilir. (2) Yabancı uyruklular ayrıca mesleki konuları izleyebilecek derecede Türkçe bildiklerini ölçmek amacıyla Kurulun belirleyeceği bir kuruluş tarafından yapılan Türkçe dil bilgisi sınavında başarılı olduklarına dair belgeleri, uzmanlık eğitimine başladıkları tarihten itibaren en geç bir yıl içerisinde sunmak zorundadır. Aksi takdirde bu kişilerin uzmanlık öğrenciliği ile ilişikleri kesilir. Türkiye’deki tıp ve diş hekimliği fakültelerinin Türkçe bölümlerinden mezun olanlarda, Türkçe dil bilgisi başarı belgesi aranmaz. (3) Usulüne göre yürürlüğe konulan uluslararası antlaşmalarla yabancı ülkelere ayrılan kontenjanlar hariç olmak üzere, uzmanlık eğitimi yapmak isteyen yabancı uyruklulara, uzmanlık öğrenciliği kontenjanlarının %10’una kadar ilave kontenjan ayrılabilir. (4) Türkiye’de yabancı uyruklu olarak uzmanlık eğitimi görmekte iken Türk uyruğuna geçenlerin uzmanlık eğitimi, eğitime başladıkları statüde devam eder." hükmü, "Uzmanlık eğitiminin takibi ve değerlendirilmesi" başlıklı 17.maddesinde; "(1) Eğitim kurumları, program yöneticisi koordinasyonunda yeni başlayan uzmanlık öğrencisine, kuruma adaptasyon için kurumu tanıtıcı bilgiler verir, kanuni sorumlulukları, mesleki gelişimi, iletişim ve deontoloji ile ilgili uyum programları düzenler. (2) Uzmanlık eğitiminin takibi ve değerlendirilmesi Bakanlık tarafından elektronik ağ ortamı kullanılarak kurulan UETS çerçevesinde yapılır....." hükmü ve "Uzmanlık belgelerinin düzenlenmesi ve tescili" başlıklı 22.maddesinde; "(1) Uzmanlık eğitimini bitirme sınavı sonuçları, uzmanlığın tescili için gerekli olan belgelerle birlikte en geç onbeş gün içinde, programın bağlı olduğu kurum yöneticisi tarafından Bakanlığa gönderilir. (2) Uzmanlık eğitimini başarıyla tamamlayanların uzmanlık belgeleri Bakanlıkça düzenlenir ve tescil edilir. (3) Uzmanlık eğitiminin bu Yönetmeliğe uygun olarak yapılmadığının tespiti halinde Bakanlıkça tescil işlemi yapılmaz, yapılmış ise iptal edilir. (4) Bu Yönetmelik hükümlerine göre verilen uzmanlık belgesinin şekli ve içeriği Bakanlıkça tespit edilir." hükmü yer almaktadır.
ÖSYM Başkanlığı tarafından yayımlanan 2015 Tıpta Uzmanlık Eğitimi Giriş Sınavları Duyurusu (TUS) Başvuru Kılavuzu'nun "aday başvuru formunun doldurulması" başlıklı 2.3 bölümünün 10 maddesinin (a) fıkrasında; "T.C. uyrukluların T.C. seçeneğini"; (b) fıkrasında, "uyruğundan biri T.C. olan çifte uyrukluların T.C. seçeneğini" işaretleyecekleri belirtilmiş; (e) fıkrasında, "Yabancı uyruklular, hiçbir devletin uyruğunda olmayanlar ve mülteciler “Yabancı uyruklular” seçeneğini işaretleyeceklerdir." denilmiş; (f) fıkrasında, Türk soylu yabancıların Türkiye'de meslek ve sanatlarını serbestçe yapabilmelerine, kamu, özel kuruluş ve iş yerlerinde çalışabilmelerine ilişkin 2527 Sayılı Kanunun kapsamında bulunanların “2527 Sayılı Kanun Kapsamında Bulunanlar” seçeneğini işaretleyecekleri belirtildikten sonra bu alanda birden fazla seçeneğin de işaretlenebileceği kurala bağlanmış; 5.8.maddesinde; " 'UYRUĞU' alanında sadece 'Yabancı Uyruklular' seçeneği işaretli olan adaylar bu kılavuzdaki Yabancı Uyruklu Kontenjanlarını tercih edebilecekler, diğer kontenjanları tercih edemeyeceklerdir.
Bu adayların dışındaki adaylardan 'Yabancı Uyruklular' seçeneği yanında diğer uyruk alanları da işaretli olanların, bu kılavuzdaki yabancı uyruklu kontenjanlarından yararlanmak istedikleri takdirde, tercih ekranında 'Yabancı uyruklu kontenjanlarından yararlanmak istiyorum' seçeneğini işaretlemeleri gerekmektedir. Uyruğundan biri 'Yabancı Uyruklular' olan adaylardan tercih ekranında 'Yabancı uyruklu kontenjanlarından yararlanmak istiyorum' seçeneğini işaretlemeyenler bu kılavuzdaki genel kontenjanlardan tercih yapabilecek, yabancı uyruklular için açılmış kontenjanları tercih etmeyeceklerdir.
Bu adaylar tercih ekranında aşağıdaki seçeneklerden kendilerine en uygun olanı işaretleyeceklerdir.
"Genel kontenjanlardan yararlanmak istiyorum"
"Yabancı Uyruklu kontenjanlarından yararlanmak istiyorum" düzenlemesine yer verilmiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Dava dosyasının incelenmesinden, davacının hem Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı hem de Bulgaristan vatandaşı olduğu, 2015 yılı Sonbahar Dönemi Tıpta Uzmanlık Eğitimi Giriş Sınavları'nda başarılı olarak Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Anabilim Dalı'nda ... tarih ve ... sayılı "olur" ile 11/04/2016 tarihinde başladığı uzmanlık eğitiminin, 11/04/2020 tarihinde sona erecekken, Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi dekanlığının ... tarih ve ... sayılı işlemi ile 05/07/2019 tarihinden itibaren sonlandırılması üzerine görülmekte olan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Anayasa'nın 2. maddesinde Cumhuriyetin nitelikleri arasında sayılan hukuk devleti; eylem ve işlemleri hukuka uygun, insan haklarına saygılı, bu hak ve özgürlükleri koruyup güçlendiren, her alanda adaletli bir hukuk düzeni kurup bunu geliştirerek sürdüren, Anayasa’ya aykırı durum ve tutumlardan kaçınan, Anayasa ve hukuk kurallarıyla kendini bağlı sayan, yargı denetimine açık olan devlettir. Hukuk devletinin ön koşulları arasında "hukuk güvenliği ilkesi" ile "hukuki belirlilik ilkesi" bulunmaktadır. Hukuki belirlilik ilkesi, yalnızca yasal belirliliği değil, daha geniş anlamda hukuki belirliliği ifade etmektedir. Yasal düzenlemeye dayanarak erişilebilir, bilinebilir ve öngörülebilir niteliksel gereklilikleri karşılaması koşuluyla, mahkeme içtihatları ve yürütmenin düzenleyici işlemleri ile de hukuki belirlilik sağlanabilir. Hukuki belirlilik ilkesinde asıl olan, bir hukuk normunun uygulanmasıyla ortaya çıkacak sonuçların o hukuk düzeninde öngörülebilir olmasıdır.
Kişilerin hukuki güvenliğini sağlamayı amaçlayan hukuki güvenlik ilkesi ise, hukuk normlarının öngörülebilir olmasını, bireylerin tüm eylem ve işlemlerinde devlete güven duyabilmesini, devletin de yasal düzenlemelerinde bu güven duygusunu zedeleyici yöntemlerden kaçınmasını gerekli kılar. Hukuk güvenliği ilkesi, özel kişiler arasında oluşan ve kesinlik kazanan ilişkilerin yanı sıra özel kişilerin devlet ile olan münasebetleri neticesinde kişiler lehine ortaya çıkan ve kati hale gelen neticelerin de muhafazasını mecburi hâle getirmektedir. Devletin birey ile hukuk âlemindeki etkileşiminden doğan neticelerin korunması yükümlülüğü, hem özel hukuk alanına hem de kamu hukuku alanına sirayet eden neticeler bakımından geçerlidir. Bu bakımdan devletin tek taraflı olarak ve üstün buyurma gücüne dayanarak kişiler hakkında başlattığı hukuki süreçlerin neticesinde kişiler lehine oluşan durumların korunması gerekmektedir. Bu bağlamda yürürlükte bulunan hukuk kurallarına uygun olarak kişilerin lehine sonuçlanan süreçlerin yok sayılması hukuk güvenliği ilkesini zedeler.
19 Mart 1988 tarih ve 19759 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Danıştay İçtihatları Birleştirme Kurulu'nun 6/7/1987 tarih ve Esas No:1987-1,2,4 ve Karan No:1987/2 sayılı "ÖZÜ:hile ile veya idareyi yanıltarak bir Yükseöğretim Kurumlarına kaydını yaptıran veya ara sınıflarda bulunan öğrencilerin, bu durumun idarece farkına varılması üzerine idari işlemlerin geri alınması yoluyla öğrenim süresi içinde Yükseköğretim Kurumlarından kayıtlarının silinebileceği hakkındaki" İçtihadı Birleştirme Kararının ilgili kısmında "her ne kadar yanlış idari işlemlerden dolayı kişi yararına hak veya korunması gereken yerleşmiş (müesses) bir durum doğmuş ise idari işlemlerin ancak iptal davası süresi içinde geri alınabileceği; bu sürenin geçmiş olması halinde idari için de işlemin kesinleşmiş olacağı yabancı ve yerli doktrin ve içtihatlarla kabul edilmekte ise de; bu kural iyi niyetli kişiler için geçerli olup yokluk ve mutlak butlan halleri ile kişinin gerçek dışı beyan ve hilesinin yanlış işlem tesisine neden olduğu hallerde idare yanlış işlemini böyle bir süre şartına bağlı kalmaksızın geriye doğru yürür şekilde geri alabilir" şeklinde içtihada yer verildiği görülmüştür.
Bu doğrultuda, Danıştay Sekizinci Dava Dairesinin muhtelif içtihatlarında zikredildiği üzere; hukuka aykırı olarak tesis edilen idari işlemlerden dolayı ilgili yararına hak veya korunması gereken yerleşmiş bir durum veya hukuki statü doğmuş ise, bu işlemin ancak yokluk ve mutlak butlan halleri ile malül olması, kişinin gerçek dışı beyan veya hilesinin ya da idarenin mevzuatta açıkça öngörülen hükmün uygulanmasında hataya düşmesi sonucunda tesis edildiğinin anlaşılması hallerinde, idare tarafından herhangi bir süre şartına bağlı olmaksızın geriye doğru yürür şekilde her zaman geri alınabileceği, aksi durumda hak doğuran idari işlemlerin ancak iptal davası süresi içerisinde geri alınabileceği; bu sürenin geçmiş olması halinde ise, idareye güven ve idari istikrar prensipleri gereğince bu tür idari işlemlerin yapay bir kesinlik kazanacağı doktrin ve içtihatlarda kabul edilmektedir.
Bu durumda, davacının uzmanlık eğitimi sınavına başvuru/tercih aşamalarında herhangi bir hile veya idareyi yanıltmasından söz edilemeyeceği, davacının, Kılavuzun 5.8 maddesindeki hakkını kullanarak yabancı uyruklular için açılmış kontenjandan yararlanmak isteyerek başvurusunu yaptığı, çifte vatandaşların bu kontenjandan yararlanmalarını engelleyen bir düzenlemenin yer almadığı gibi sistem tarafından da başvurunun engellenmediğinin kabul edildiği, ilgili Kılavuzlarda 2016 yılından itibaren bir uyruğu TC olan çift uyruklu adayların tercihlerini diplomaları tescil edilirken esas alınan uyruklarına göre yapmaları gerektiğine ilişkin bir uyarı yer almasına rağmen 2015 Kılavuzunda bu uyarının yer almadığı, olayda yokluk ve mutlak butlan hallerinin de mevcut olmadığı, bu itibarla uyruğundan biri TC olan çift uyruklu davacının yabancı uyruklu sayılamayacağı gerekçesiyle söz konusu uzmanlık eğitiminin ancak eğitimine başladığı tarihten itibaren iptal davası süresi içinde sonlandırılabileceği anlaşıldığından; bu süre geçirildikten çok sonra hukuki güvenlik ve idari istikrar ilkesine aykırı olarak davacının uzmanlık eğitiminin sonlandırılmasına ilişkin dava konusu işlemde hukuka ve hakkaniyete uyarlık bulunmadığı sonucuna ulaşılmaktadır.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle,
1. Temyiz isteminin reddine,
2. ... Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararının belirtilen gerekçe ile ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına, posta gideri avansından artan tutarın Mahkeme tarafından iadesine,
4. Kesin olarak, 27/12/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.