Danıştay 7. Daire 2021/744 Esas 2022/5702 Karar
Karar Dilini Çevir:
Danıştay
Dairesi: 7. Daire
Esas No: 2021/744
Karar No: 2022/5702
Karar Tarihi: 29.12.2022




T.C.
D A N I Ş T A Y
YEDİNCİ DAİRE
Esas No : 2021/744
Karar No : 2022/5702
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Bakanlığı adına
… Gümrük Müdürlüğü
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI) : … Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi ... Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava Konusu İstem: Davacı adına tescilli … tarih ve … ile … sayılı serbest dolaşıma giriş beyannameleri muhteviyatı eşya kıymetinin, satış faturasında yer alan kıymeti yerine referans kıymet üzerinden beyan edilip, tahakkuk ettirilerek ödenen gümrük vergilerinin, eşyaya ait faturalarda gösterilen kıymete göre hesaplanan tutardan fazlasının iadesi istemiyle 4458 sayılı Gümrük Kanunu'nun 211. maddesi uyarınca yapılan geri verme başvurularının reddine vaki itirazın zımnen reddine ilişkin işlemin iptali ile fazla ödenen tutarın tahsil tarihinden itibaren işleyecek tecil faiziyle birlikte iadesi istemiyle dava açılmıştır.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: ... Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla, referans kıymeti, 4458 sayılı Gümrük Kanunu hükümlerine göre belirlenmiş gerçek satış bedeli olmadığından, bu kıymetin ithalata konu edilen eşyaya ait gümrük vergilerinin hesaplanmasında esas alınamayacağı, bu nedenle referans önlemlerinin yanlış uygulanması suretiyle ödenen vergilerin 4458 sayılı Kanun'un 211. maddesi uyarınca iadesi talebinin reddine dair karara vaki itirazın reddine ilişkin işlemde hukuki isabet bulunmadığı; fazladan ödenen tutarın 4458 sayılı Kanun'un 216. maddesi uyarınca tecil faiziyle iadesinin icap ettiği gerekçesiyle, işlemin dava konusu edilen kısmının iptali ile fazladan ödenen vergilerin tahsil tarihinden itibaren hesaplanacak tecil faiziyle birlikte iadesine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: İstinaf başvurusuna konu kararın hukuka ve usule uygun olduğu ve davalı idare tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği gerekçesiyle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Yurt dışı giderin belgelenme zorunluluğunun olmadığı, serbest irade ile yapılan beyanın bağlayıcı olması nedeniyle, tesis edilen işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : İstemin reddi gerektiği savunulmaktadır.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'İN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan kararın onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Yedinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Dayandığı hukuki ve kanuni nedenlerle gerekçesi yukarıda açıklanan bölge idare mahkemesi kararının, dava konusu işlemin iptaline ve fazladan ödenen vergilerin iadesine ilişkin kısmı ile tahsil tarihinden itibaren hesaplanmak üzere ödenmesine hükmedilen tecil faizinin yasal faize isabet eden kısmı aynı gerekçe ve nedenlerle Dairemizce de uygun görülmüş olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, anılan hüküm fıkralarının bozulmasını gerektirecek nitelikte bulunmamıştır.
Temyize konu kararın faiz istemine ilişkin hüküm fıkrasının yasal faiz oranını aşan kısmına yönelik davalı idarenin temyiz istemine gelince;
4458 sayılı Gümrük Kanunu'nun 216. maddesinin 07/11/2019 tarih ve 30941 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 24/10/2019 tarih ve 7190 sayılı Kanun'un 8. maddesiyle değişik 1. fıkrasında, gümrük vergileri ile bunların ödenmelerine bağlı olarak tahsil edilmiş gecikme faizinin veya gecikme zammının geri verilmesinde, geri vermeye konu fazla tahsilatın yükümlüden kaynaklanması durumunda geri verme başvurusunun yapıldığı tarihten, diğer durumlarda ise tahsilat tarihinden geri verme kararının tebliğ edildiği tarihe kadar geçen süre için geri verilecek tutar üzerinden, aynı dönemde 6183 sayılı Kanun'a göre belirlenen tecil faizi oranında hesaplanacak faizin ödeneceği hükmü yer almaktadır.
Dosyanın incelenmesinden, yurt dışı giderin artırılması suretiyle referans fiyat üzerinden beyan edilen eşyaya ilişkin serbest dolaşıma giriş beyannamelerinin 2019 yılının Haziran ayında tescil edildiği, vergilerin geri verilmesinde 6183 sayılı Kanun'a göre belirlenen tecil faiziyle iade edilmesine ilişkin yasal değişikliğin ise 07/11/2019 tarihinde yürürlüğe girdiği anlaşılmaktadır.
Buna göre, fazla ödemeye konu serbest dolaşıma giriş beyannamelerinin 07/11/2019 tarihinden önce tescil edilmiş olması karşısında, gümrük yükümlülüğünün başladığı beyannamenin tescil tarihi itibarıyla 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun'da öngörülen yasal faiz oranında hesaplanacak faiziyle iade edilmesi gerekmekte olup, anılan tarihte yürürlükte olmayan hükme dayanılarak tecil faiziyle iadeye ilişkin hüküm fıkrasının yasal faiz oranını aşan kısmında hukuka uygunluk görülmemiştir.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin kısmen reddine, kısmen de kabulüne,
2. … Bölge İdare Mahkemesi ... Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının, dava konusu işlemin iptaline ve fazladan ödenen vergilerin iadesine ilişkin kısmı ile tahsil tarihinden itibaren hesaplanmak üzere ödenmesine hükmedilen tecil faizinin yasal faize isabet eden hüküm fıkrasının ONANMASINA,
3. Kararın, faiz istemine ilişkin hüküm fıkrasının yasal faiz oranını aşan kısmının ödenmesine ilişkin hüküm fıkrasının ise BOZULMASINA,
4. Bozulan kısım hakkında yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Daireye gönderilmesine,
5. 492 sayılı Harçlar Kanunu'nun 13. maddesinin (j) bendi parantez içi hükmü uyarınca alınması gereken harç dahil olmak üzere, yargılama giderlerinin yeniden verilecek kararda karşılanması gerektiğine, 29/12/2022 tarihinde kesin olarak oyçokluğuyla karar verildi.

(X) KARŞI OY :
Gümrük mevzuatımıza göre, gümrük vergileri de genel olarak diğer vergilerde olduğu gibi beyana dayalıdır. Bu beyanın doğruluğunun idarece muayene sırasında, denetleme veya teslimden sonra kontrol edilebileceği 4458 sayılı Gümrük Kanunu ve Gümrük Yönetmeliğinde düzenlenmiştir.
Gümrük idaresinin kendisine yapılan beyanın gerçekliği ve doğruluğu konusunda yapılacak incelemede kullanılmakta ve beyanın ayrıntılı olarak incelenmesine gerek olup olmadığı yönünden yol gösterici olmak üzere, belli ürün gruplarına yönelik olarak asgari fiyat belirlenmesi halinde "referans fiyat" tan söz edilmektedir. Bu bağlamda, beyan edilen kıymet referans fiyatın altında ise beyanın ayrıntılı olarak incelenmesine ve kıymet araştırmasına gidilerek eşyanın gerçek kıymetinin tespiti yapılmaktadır.
Dosya içeriğinden, idarenin referans fiyat uygulamasına tabi eşyaya ilişkin daha düşük fatura bedeline tabi ithal edilmek istenen ürünün, ithalatını gerçekleştirmek amacıyla beyannameye yurt dışı gider adı altında ithalatçının kendi iradesiyle gider göstermek suretiyle referans fiyatın üstünde beyanda bulunulduğu, bu durumda matrah referans fiyat üzerinde kalmakla, kıymet araştırmasının yapılması engellenmekle içinde neleri ihtiva ettiği ve ne kadarının gerçekten yurt dışı gider olduğu, ne kadarının referans fiyata ulaşmak için arttırıldığı bilinmeyen yurt dışı giderler, eşyanın kıymetinin araştırılmasını etkisiz kılmak amacıyla kullanılmakta ve daha sonra fazladan ödendiği ileri sürülen vergilerin 4458 sayılı Gümrük Kanunu'nun 211. maddesi uyarınca geri verilmesinin istenildiği işbu davalarda ikrar edilmekle anlaşılmaktadır.
Aynı Kanunun 61. maddesinin 3. fıkrasında beyanın bağlayıcılığının esas olduğu yönündeki emredici hüküm karşısında yurt dışı gider olmaksızın kasten yapılan matrah arttırıcı beyan sebebiyle iade taleplerinin yerine getirilemeyeceği 4458 sayılı Gümrük Kanunu'nun 211. maddesinin 1. fıkrasında "...kanunen ödenmemesi veya tahakkuk ettirilmemesi gereken gümrük vergileri ilgili kişinin kasten yaptığı bir tahrifat sonucunda ödenmiş veya tahakkuk ettirilmişse..." şeklinde açıkça emredici hüküm olarak yer alan düzenleme ve herkesin haklarını kullanırken ve borçlarını yerine getirirken uymak zorunda olduğu ve hakkın açıkça kötüye kullanılmasının hukuk düzenince korunmayacağına ilişkin 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 2. maddesinde düzenlenen dürüstlük kuralının herkes ve her hukuki durum için geçerli olması, kanun ve sözleşmeden doğan tüm hakların kullanımında uygulama alanı bulması göz önüne alındığında ve Danıştay İçtihatları Birleştirme Kurulu’nun 02/07/1966 tarih ve E:1965/13, K:1966/6 sayılı kararı gereği iade talebinin reddi gerektiğinden temyiz isteminin kabulü ile bölge idare mahkemesi kararının bozulması gerektiği oyu ile, karara katılmıyorum.