Danıştay 6. Daire 2020/4354 Esas 2022/7177 Karar
Karar Dilini Çevir:
Danıştay
Dairesi: 6. Daire
Esas No: 2020/4354
Karar No: 2022/7177
Karar Tarihi: 16.06.2022




T.C.
D A N I Ş T A Y
ALTINCI DAİRE
Esas No : 2020/4354
Karar No : 2022/7177
TEMYİZ EDENLER : 1- (DAVALI) … Bakanlığı/ANKARA
VEKİLİ : Hukuk Müşaviri …
2- (DAVALI YANINDA MÜDAHİL) … Üniversitesi Rektörlüğü
VEKİLİ : Av. …
DAVALI YANINDA DİĞER
MÜDAHİL : … (… Vakfı)
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVACILAR : 1- …2- …
İSTEMİN ÖZETİ :İstanbul İli, Beykoz İlçesi, … Mahallesi, … pafta …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, … ve … sayılı parsellere ilişkin Çevre ve Şehircilik Bakanlığının … tarih ve … sayılı oluru ile onaylanarak 22/05/2017-20/06/2017 tarihleri arasında askıya çıkarılan 1/5000 ölçekli koruma amaçlı nazım imar planı ile 1/1000 ölçekli koruma amaçlı uygulama imar planının iptali istemiyle açılan davada, konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığı yolundaki ... İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun reddine dair … Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesince verilen … tarih ve E:… K:… sayılı kararın, usul ve hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
SAVUNMANIN ÖZETİ : Savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ …'İN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:
Dosyasının incelenmesinden;İstanbul İli, Beykoz İlçesi, … Mahallesi, … pafta …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, … ve … sayılı parsellere ilişkin Çevre ve Şehircilik Bakanlığının … tarih ve … sayılı oluru ile onaylanan ve 22/05/2017-20/06/2017 tarihleri arasında askıya çıkarılan 1/5000 ölçekli koruma amaçlı nazım imar planı ve 1/1000 ölçekli koruma amaçlı uygulama imar planının iptali istemiyle bakılan davanın açıldığı, idare mahkemesince, ... İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla dava konusu işlemin iptaline karar verildiği görüdüğünden konusu kalmayan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığı kararı verildiği, bu karara karşı yapılan istinaf başvurusun reddi üzerine, davalı Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ile davalı idare yanında müdahil Beykoz Üniversitesi Rektörlüğünce temyiz yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır.
İşbu davada karara esas alınan ve dava konusu işlemin iptali yolundaki ... İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun reddine ilişkin İstanbul Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı, Danıştay Altıncı Dairesinin 16/12/2021 tarih ve E: 2020/3791, K:2021/14084 sayılı kararı ile;
"İdare Mahkemesince mahallinde yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen bilirkişi raporunda, dava konusu alanın, 15/06/2009 tasdik tarihli 1/100.000 ölçekli İstanbul Çevre Düzeni Planında “ ekolojik tarım alanı ” lejantında bulunduğu, imar planları ile getirilen özel eğitim alanı işlevinin, çevre düzeni planıyla sağlanmaya çalışılan kentsel yerleşme sistemine ve planların kademeli birlikteliği ilkesine aykırı olduğu, imar planı değişikliğinin, çevre düzeni planında revizyon gerektiren bir işlem olduğu tespitlerine yer verilmiştir.
Dairemizce bu tespitlere ilişkin yapılan değerlendirmede;
Yukarıda anlatılan mevzuat hükümlerine göre, alt ölçekli planların üst ölçekli planlarda belirlenen planlama ana ilkelerine, kararlarına uyumlu olması gerektiğine kuşku bulunmamaktadır.
Planların kademeli birlikteliği ilkesi çerçevesinde her alt ölçekli planlama kademesinin bir üst ölçeğin ana kararlarını korumakla birlikte üst ölçektekinden daha fazla bilgi ve ayrıntı içermesi gerekir. Bu nedenle, nazım imar planları çevre düzeni planlarının, uygulama imar planları da nazım imar planlarının, büyütülmüş kopyaları olmayıp soyuttan somuta inen plan kararlarının alındığı farklı özellikleri ve ayırıntıları içeren belgeler olduğu bilinmektedir.
Alt ölçekli planları denetleyen, yönlendiren ve esneklik çerçevesini çizen üst ölçekli planlar, kentin ana gelişme kararlarını ve arazi parçalarının kullanış biçimlerini ilke düzeyinde veren belgelerdir. Üst ölçekli plan niteliğinde olan çevre düzeni planında da bölgesel nitelikte genel arazi kullanım kararları getirilmekte ve getirilen bu kararlar çevre kirliliğinin oluşmadan önce önlenebilmesi ve sağlıklı bir çevrenin oluşturulmasına yönelik hedef, ilke, strateji ve politikaları sağlayacak nitelikte olmaktadır. Bu yönüyle söz konusu plan, bu plana dayanılarak yapılacak ve arazi kullanımlarının fonksiyonel dağılımı ile genel yoğunluğunun belirlendiği 1/5000 ölçekli nazım imar planı ve nazım imar planları esaslarına göre çizilen ve parsel bazında fiziki kullanım durumunun belirlendiği 1/1000 ölçekli uygulama imar planı ile öngörülen arazi kullanım kararlarından farklılık arz etmektedir. Bu itibarla, leke plan olan ve alt ölçekli plan kararlarına esas olacak yapılaşma şartlarını ortaya koyan genel arazi kullanım kararlarının üretildiği çevre düzeni planının nazım ve uygulama imar planları gibi değerlendirilmesi mümkün değildir.
1/100.000 Ölçekli İstanbul Çevre Düzeni Planının 8.4.7.1 sayılı plan hükmünde çevre düzeni planında gösterilemeyen üniversitelerin alt ölçekli planlarda değerlendirileceği düzenlenmiştir.
Yukarıda yer alan mevzuat hükümleri ile anılan plan hükmüne yönelik planlama ilke ve esasları çerçevesinde yapılan değerlendirmede; leke plan niteliğinde bulunan 1/100.000 ölçekli çevre düzeni planının ölçeği göz önünde bulundurulduğunda parsel bazında kararların üretilmesi mümkün olmayacağından, bu planda gösterilemeyen kullanımların 1/5000 ölçekli nazım imar planında yer alabileceği, üst ölçekli planlarda yer verilemeyen ayrıntıların ya da teknik olarak gösterimi imkansız fonksiyonların alt ölçekli planlarda yer almasının üst ölçekli plana aykırılık oluşturmayacağı, üniversite alanlarına ilişkin plan hükmünün de bu yönde olduğu görüldüğünden dava konusu parselin fonksiyonunun alt ölçekli 1/5000 ölçekli nazım imar planı ve 1/1000 ölçekli uygulama imar planı ile özel eğitim alanı olarak belirlenmesinin hukuka ve üst ölçekli plana aykırılık oluşturmayacağı sonucuna ulaşılmıştır.
Bilirkişi raporunda, İstanbul Çevre Düzeni Planında İstanbul'un; orman alanları, su havzaları ve tarım alanlarının oluşturduğu kırılgan coğrafyada, İstanbul'un varlığını sürdürebilmesi için kesinlikle korunması gerektiği, bu kapsamda, çevresel, ekonomik ve toplumsal sürdürülebilirliğin plan kararlarının temelini oluşturduğu, doğal sistemlerin/yaşam destek sistemlerinin parça parça değil, bir bütün olarak ele alınması ve korunması, bu sistemlerden elde edilecek ve her türden canlı yaşamı için gerekli olan toplam fayda bakımından zorunlu olduğu, bu doğal sistemler üzerinde, mevzi olarak yapılacak her türlü parça parça müdahaleler, bu sistem üzerinde parça parça bozulmalara yol açacağı ve bunun da yakın gelecekte kentin hava kalitesinin bozulmasına, mikro-ikliminin değişmesine, termal konforunun düşmesine, biyo-çeşitliliğinin azalmasına, o bölgedeki habitatların yok olmasının önünü açacağına, yer altı ve yer üstü su kaynaklarının azalmasına (geçirimli olan doğal alanların yapılaşmaya açılmasıyla geçimsiz alanlara dönüşmesi neticesinde) gibi bir dizi olumsuz ve geri dönülmesi mümkün olmayan sonuçlara neden olacağı, dava konusu imar planlarının koruma ilkeleri ve koruma hassasiyetlerini gözeterek hazırlanmadığı, koruma amaçlı imar planlarının bütüncül olarak hazırlanmasının gerektiği, bu planların parçacıl olarak hazırlanmaları durumunda sit alanın korunmasından da bahsedilemeyeceği, bu nedenle dava konusu imar planlarının koruma amaçlı imar planı anlayışına ve tekniğine aykırı olduğu, plan değişikliğinde kamu yararı bulunmadığı tespitlerinde bulunulmuştur.
Dairemizce bu tespitlere ilişkin yapılan değerlendirmede;
Orman Genel Müdürlüğü, İstanbul Orman Bölge Müdürlüğü, Kanlıca Orman İşletme Müdürlüğünün … tarih ve … sayılı kurum görüşü konulu işleminde, planlama alanında yer alan ... ada ... sayılı parselin 2/B vasfı ile Hazine adına orman sınırları dışına çıkarıldığı, bu parsel ile ilgili tasarruf yetkisinin Milli Emlak Müdürlüğünde olduğu, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, … ve … sayılı parsellerin ise orman sayılamayan alanda kaldığından bu sahalarda planla yapılmasında ormancılık mevzuatı açısından sakınca bulunmadığı ifade edilmiştir.
Yine, İstanbul Valiliği, İl Gıda, Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğünün, … tarih ve … sayılı, tarım dışı başvuru (Beykoz Üniversitesi) konulu görüşünde, …,…, … sayılı parseller ile … ada … sayılı parselin tarım dışı amaçlı kullanımı uygun görülen alanda yer aldığı, diğer parseller yönünden 27/09/2016 tarihinde etüt çalışması yapıldığı ve marjinal tarım arazisi olduğu yönünde tespit yapıldığı, plan değişiklik talebine ilişkin İl Toprak Koruma Kurulunun … tarih ve … sayılı toplantısında yapılan değerlendirmede, anılan parsellerin marjinal kuru tarım arazisi olması ve talebin eğitim amaçlı olması nedeniyle tarım dışı kullanılmasının Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunun 13. Maddesi uyarınca uygun görülmesine karar verilmiştir.
Ayrıca, Orman ve Su İşleri Bakanlığı , Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü, ... Bölge Müdürlüğünün, … tarih ve … sayılı tarım dışı amaçlı kullanım izni (Beykoz- Mahmut Şevket Paşa) konulu görüşünde, planlama alanında, DSİ'nin mevcut ve planlanan bir projesi bulunmadığı, İstanbul'a içme suyu temin edilen herhangi bir baraj veya göl havzasında kalmadığı, kuru veya akışkan dere geçmediği, yer altı suyu işletme sahalarının bulunmadığı tespitleri yapılmıştır.
Planlama alanı, İstanbul .. Numaralı Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulunun … tarih ve … sayılı kararı ile İstanbul Kuzey Kesimi Karadeniz Kuşağı Doğal Sit Alanı olarak tescil edilmiş, aynı kurulun … tarih ve … sayılı karar eki 1/25.000 ölçekli sit derecelendirme paftalarında 2. ve 3. derece doğal sit alanında kalmaktadır.
İstanbul 2 Numaralı Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Komisyonunun … tarih ve … sayılı kararında, dava konusu alana yönelik 1/1000 ölçekli koruma amaçlı uygulama imar planı ve 1/5000 ölçekli koruma amaçlı nazım imar planı teklifinin tabiat varlıkları için uygun olduğuna karar verilmiştir.
Yukarıda yer alan mevzuat hükümlerinin değerlendirilmesinden, marjinal tarım arazilerinin, yerel önemi veya yerel ihtiyaçlar nedeniyle tarıma açılmış, toprak ve topoğrafik sınırlamaları fazla, tarımsal üretim potansiyeli düşük, yetiştirilen bitkilerden elde edilen verimin genellikle yöre ortalamasının altında olan araziler olduğu anlaşılmaktadır.
Bu durumda, planlama alanında, DSİ'nin mevcut ve planlanan bir projesinin bulunmadığı, İstanbul'a içme suyu temin edilen herhangi bir baraj veya göl havzasında kalmadığı, kuru veya akışkan dere geçmediği, yer altı suyu işletme sahaları ile orman arazisi bulunmadığı ve İstanbul 2 Numaralı Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Komisyonunun imar plan tekliflerine ilişkin tabiat varlıkları için uygun olduğu tespitine dair hususlarının birlikte değerlendirilmesinden, bilirkişi raporunda yer alan tespitlerin soyut, nesnel gerekçelere dayanmayan, genel geçer ifadeler olup planlama alanına yönelik analiz-sentez yapılarak tespit edilen hususlar olmadığı sonucuna ulaşıldığından anılan tespitlere itibar edilmemiştir.
Öte yandan, dava konusu alanının, toprak ve topoğrafik sınırlamaları fazla, tarımsal üretim potansiyeli düşük, yetiştirilen bitkilerden elde edilen verimin genellikle yöre ortalamasının altında marjinal kuru tarım arazisi olarak kalması yerine sosyal donatı alanı niteliğinde, kamuya hizmet eden özel eğitim tesis alanı olarak belirlenmesinin şehircilik ilkeleri ve planlama esasları açısından uygun olduğu sonucuna ulaşılmıştır.
Bilirkişi raporunda, dava konusu imar planları hazırlanırken 11/08/2016 tarihli İstanbul Büyükşehir Belediyesi Ulaşım Planlama Müdürlüğünün olumsuz görüşü ve 26/07/2016 tarihli …'ın teknik altyapı alanlarına ilişkin talebinin dikkate alınmaması nedenleriyle planlama esaslarına aykırı hazırlandığı saptamaları yer almıştır.
Dairemizce bu tespitlere ilişkin yapılan değerlendirmede;
İstanbul Büyükşehir Belediyesi Ulaşım Planlama Müdürlüğünün 11/08/2016 tarihli görüşünde, doğal sit alanında bulunan parsellerin özel eğitim alanına alınması ile fonksiyon ve yapılaşma şartları açısından bölgeye ilave inşaat alanı getirilerek ulaşım sistemi üzerindeki yoğunluğun arttırılacağı, alanın çevresiyle birlikte ulaşım bağlantılarının da olduğu bölge planlarının bulunmaması nedeniyle ulaşım sistemine entegrasyonu ve etkileri açısından incelenmediğinden plan değişiklik teklifinin bölgesel ulaşım açısından uygun bulunmadığı belirtilmiştir.
Özel eğitim tesis alanının ulaşım sistemi içerisinde yoğunluğu arttıracağı kuşkusuzdur. Plan açıklama raporunun ulaşıma ilişkin kısmı incelendiğinde, planlama alanının … Caddesinden mahreç aldığı ve alana … Caddesi üzerinden iki farklı şekilde ulaşılabildiği tespitlerine yer verildiği, ancak özel eğitim tesis alanı kullanımının ulaşım sistemine etkisine ilişkin verilerin toplanarak, ulaşım sisteminin özel eğitim fonksiyonunun ihtiyaçlarını karşılayıp karşılamayacağı, ulaşım sisteminde değişiklik yapılması gerekip gerekmediği yönlerinden değerlendirilmediği, dolayısıyla dava konusu imar planlarında öngörülen özel eğitim alanına yönelik olarak, öğrenci, akademik ve idari personel sayıları, eğitim ve araştırma faaliyetleri sonucunda doğacak diğer ziyaretçi sayıları, trafik, mal ve yük akımları belirsiz olduğu anlaşıldığından eksik araştırma ve değerlendirmeye dayalı dava konusu imar planlarında bu yönüyle hukuka uyarlık görülmemiştir.
Yine, …'ın … tarih ve … sayılı görüşünde, yeni yapılacak proje çalışmaları kapsamında mevcut tesislerin korunması ve yapılacak iş kapsamında proje alanı dahilinde ileriye dönük oluşabilecek yeni güç taleplerini karşılayabilmek amacıyla DM , TM yeri ve kablo geçiş güzergahı için teknik alan ayrılması gerekebileceğinin göz önünde bulundurulması gerektiği ifade edilmiştir.
Plan açıklama raporunda …'ın kurum görüşü üzerine teknik altyapı alanı ayrılması gerekip gerekmediğinin tartışılmadığı, buna yönelik inceleme yapılmadığı ve planlamada teknik alt yapı alanına yer verilmediği görüldüğünden eksik araştırma ve değerlendirmeye dayalı dava konusu imar planlarında bu yönüyle de hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır.
Bu durumda, dava konusu işlemin iptali yolundaki Mahkeme kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun reddi yolunda verilen temyize konu Bölge İdare Mahkemesi kararında, sonucu itibarıyla isabetsizlik bulunmamaktadır.
" gerekçesiyle onanmasına karar verildiği görülmüştür.
Bu durumda, İşbu davada karara esas alınan ve dava konusu işlemin iptali yolundaki ... İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararına karşı yapılan istinaf başvurusu reddine ilişkin … Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı Danıştay Altıncı Dairesinin 16/12/2021 tarih ve E: 2020/3791, K:2021/14084 sayılı kararıyla değişik gerekçe ile onandığı görüldüğünden işbu konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığı kararına yönelik istinaf başvurusunun reddine ilişkin kararın hukuka uygun olduğu sonucuna ulaşılmıştır.
… Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı karar ve dayandığı gerekçe hukuk ve usule uygun olup bozulmasını gerektirecek bir sebep bulunmadığından, anılan kararın ONANMASINA, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 50. maddesi uyarınca, bu onama kararının taraflara tebliğini ve bir örneğinin de belirtilen İdari Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın kararı veren ilk derece Mahkemesine gönderilmesine 16/06/2022 tarihinde oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.