Danıştay 4. Daire 2019/9652 Esas 2022/7456 Karar
Karar Dilini Çevir:
Danıştay
Dairesi: 4. Daire
Esas No: 2019/9652
Karar No: 2022/7456
Karar Tarihi: 01.12.2022




T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2019/9652
Karar No : 2022/7456
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : ... Vergi Dairesi Başkanlığı
(... Vergi Dairesi Müdürlüğü)
VEKİLİ : Av. ...
KARŞI TARAF (DAVACI) : ...
VEKİLİ : Av. ...
İSTEMİN KONUSU : ... Bölge İdare Mahkemesi ... Vergi Dava Dairesinin ... tarih ve E:... , K:... sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı adına, ... Su Armatürleri Ölçü Alet San. ve Dış Tic. Ltd. Şti.'nin kanuni temsilcisi sıfatıyla düzenlenen ... tarih ve ... , .., ... sayılı ödeme emirlerinin iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: ... Vergi Mahkemesince verilen ... tarih ve E:... , K:... sayılı kararda; şirket hakkında düzenlenen ...,..., ...,...; ..., ..., .., ..., ..., ..., ..., ..., ... ... , ..., ..., ..., ... ; ... ve ... sayılı ödeme emirlerinin usulüne uygun şekilde şirkete tebliğ edildiği görülmekle birlikte, davalı idarece malvarlığı araştırmasından önce düzenlenmesi gereken haciz varakalarının dosyaya sunulmadığı dikkate alındığında, amme alacağının asıl borçlu şirketten tahsilinin mümkün bulunmadığının usulüne uygun şekilde ortaya konulamadığı anlaşıldığından, davacı adına tanzim edilen ödeme emirlerinin bu borçlardan kaynaklanan kısımlarında yasal isabet görülmediği; şirket hakkında düzenlenen geriye kalan ödeme emirlerinin tebliğ alındılarının dosyaya sunulmadığı, bu haliyle ödeme emirlerinin şirkete usulüne uygun şekilde tebliğ edildiği hususunun idarece ortaya konulamadığı ve şirket yönünden usulüne uygun şekilde kesinleşmiş bir kamu alacağının varlığından bahsedilemeyeceği anlaşıldığından, davacı adına tanzim edilen ödeme emirlerinin bu borçlardan kaynaklanan kısımlarında da yasal isabet bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Bölge İdare Mahkemesince; istinaf başvurusuna konu Vergi Mahkemesi kararının usul ve hukuka uygun olduğu ve davalı tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, davacı adına düzenlenen ödeme emirlerinde hukuka aykırılık bulunmadığı, temyiz isteminin kabulü ve Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Cevap verilmemiştir.
TETKİK HÂKİMİ : ...
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kısmen kabulü, kısmen reddi gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE :
Davalı idarenin temyiz dilekçesinde, kararın, davaya konu ... tarih ve ..., ... , ... sayılı ödeme emirlerinin, asıl borçlu şirket hakkında düzenlenen ödeme emirlerine dair tebliğ alındılarının dosyaya sunulmadığı ve usulüne uygun kesinleşmiş bir kamu alacağından bahsedilemeyeceği gerekçesiyle iptal edilen kısımlarına ilişkin ileri sürdüğü iddialar bozulması istenen kararın dayandığı gerekçeler karşısında, yerinde ve kararın bu kısımlarının bozulmasını sağlayacak nitelikte görülmemiştir.
Davalı idarenin kararın, davaya konu ödeme emirlerinin kalan kısımlarına (haciz varakalarının dosyaya sunulmadığı ve bu haliyle asıl borçlu şirketten olan tahsil imkansızlığının usulüne uygun şekilde ortaya konulamadığı gerekçesiyle iptal edilen kısmına) ilişkin temyiz istemi yönünden;
213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 10. maddesinin 1. fıkrasında; tüzel kişilerle küçüklerin ve kısıtlıların, vakıflar ve cemaatler gibi tüzel kişiliği olmayan teşekküllerin mükellef veya vergi sorumlusu olmaları halinde bunlara düşen ödevlerin kanuni temsilcileri, tüzel kişiliği olmayan teşekkülleri idare edenler ve varsa bunların temsilcileri tarafından yerine getirileceği, 2. fıkrasında; yukarıda yazılı olanların bu ödevleri yerine getirmemeleri yüzünden mükelleflerin veya vergi sorumlularının varlığından tamamen veya kısmen alınamayan vergi ve bunlara bağlı alacakların, kanuni ödevlerini yerine getirmeyenlerin varlıklarından alınacağı hükmüne yer verilmiştir.
6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'un 55. maddesinde, amme alacağını vadesinde ödemeyenlere 15 gün içinde borçlarını ödemeleri veya mal bildiriminde bulunmaları lüzumunun bir ödeme emri ile tebliğ olunacağı; 62. maddesinde borçlunun mal bildiriminde gösterilen veya tahsil dairesince tespit edilen borçlu veya üçüncü şahıslar elindeki menkul malları ile gayrimenkullerinden, alacak ve haklarından amme alacağına yetecek miktarının tahsil dairesince haczolunacağı; 64. maddesinde de haciz muamelelerinin tahsil dairesince düzenlenen ve alacaklı amme idaresinin, mahalli en büyük memuru veya tevkil edeceği memur tarafından tasdik edilen haciz varakalarına dayanılarak yapılacağı kurala bağlanmıştır.
Aynı Kanun'un "Tanımlar" başlıklı 3. maddesinde, tahsil edilemeyen amme alacağı teriminin, amme borçlusunun bu Kanun hükümlerine göre yapılan mal varlığı araştırması sonucunda haczi kabil herhangi bir mal varlığının bulunmaması, haczedilen mal varlığının satılarak paraya çevrilmesine rağmen satış bedelinin amme alacağını karşılamaması gibi nedenlerle tahsil edilemeyen amme alacaklarını; tahsil edilemeyeceği anlaşılan amme alacağı teriminin ise, amme borçlusunun haczedilen mal varlığına bu Kanun hükümlerine göre biçilen değerlerin amme alacağını karşılayamayacağının veya hakkında iflas kararı verilen amme borçlusundan aranılan amme alacağının iflas masasından tahsil edilemeyeceğinin anlaşılması gibi nedenlerle tahsil dairelerince yürütülen takip muamelelerinin herhangi bir aşamasında amme borçlusundan tahsil edilemeyeceği ortaya çıkan amme alacaklarını ifade ettiği belirtilmiştir.
Anılan Kanun hükümleri uyarınca; şirket borçlarından dolayı kanuni temsilcinin takip edilebilmesi için, şirket nezdinde usulüne uygun şekilde kesinleşmiş bir kamu alacağının mevcut olması ve söz konusu alacağın kısmen veya tamamen şirketin mal varlığından tahsilinin mümkün olmaması gereklidir.
Dosyanın incelenmesinden; davacı adına, ... Su Armatürleri Ölçü Alet San. ve Dış Tic. Ltd. Şti.'nin 2007 ve 2008 yıllarının muhtelif dönemlerine ait muhtelif vergi borçlarının tahsili amacıyla şirket kanuni temsilcisi sıfatıyla düzenlenen ... tarih ve ..., ..., ... sayılı ödeme emirlerinin iptali istemiyle bakılan davanın açıldığı; söz konusu ödeme emirlerinin bir kısmının, Vergi Mahkemesince, davalı idarece mal varlığı araştırmasından önce düzenlenmesi gereken haciz varakalarının dosyaya sunulmadığından hareketle, amme alacağının asıl borçlu şirketten tahsilinin mümkün bulunmadığının usulüne uygun şekilde ortaya konulamadığı, diğer bir deyişle, şirket tüzel kişiliği hakkındaki yasal takip yollarının usulüne uygun tüketilmediği gerekçesiyle iptal edildiği anlaşılmaktadır.
Bu durumda, yukarıda yer verilen 6183 sayılı Kanunun 64. maddesi uyarınca, haciz varakasının, haciz işlemlerine başlanılması için düzenlenmesi zorunlu olan bir belge olduğu dikkate alındığında, haciz varakası düzenlenmeksizin yapılan mal varlığı araştırması neticesinde şirket tüzel kişiliğinin hiçbir mal varlığına rastlanılmaması halinin, aksi kanıtlanmadıkça amme alacağının şirketten tahsil edilemeyeceği gerçeğini değiştirmeyeceği sonucuna varıldığından ve bu haliyle davacının takibi için gerekli olan diğer hususlar incelenmek suretiyle yeniden bir karar verilmesi gerektiğinden, Vergi Mahkemesi kararına yöneltilen istinaf başvurusunun reddine dair Vergi Dava Dairesi kararının buna ilişkin hüküm fıkrasında hukuki isabet görülmemiştir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin kısmen kabul, kısmen reddine,
2. ... Bölge İdare Mahkemesi ... Vergi Dava Dairesinin ... tarih ve E:... , K:... sayılı kararının, davaya konu ... tarih ve ..., ..., ... sayılı ödeme emirlerinin, asıl borçlu şirket hakkında düzenlenen ödeme emirlerine dair tebliğ alındılarının dosyaya sunulmadığı ve usulüne uygun kesinleşmiş bir kamu alacağından bahsedilemeyeceği gerekçesiyle iptali yönündeki hüküm fıkrasının ONANMASINA,
3. Anılan Vergi Dava Dairesi kararının, davaya konu ödeme emirlerinin kalan kısımlarına (haciz varakalarının dosyaya sunulmadığı ve bu haliyle asıl borçlu şirketten olan tahsil imkansızlığının usulüne uygun şekilde ortaya konulamadığı gerekçesiyle iptal edilen kısmına) ilişkin hüküm fıkrasının BOZULMASINA,
4. Bozulan kısım hakkında yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın Vergi Dava Dairesine gönderilmesine, 01/12/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.