Danıştay 4. Daire 2019/7681 Esas 2022/7090 Karar
Karar Dilini Çevir:
Danıştay
Dairesi: 4. Daire
Esas No: 2019/7681
Karar No: 2022/7090
Karar Tarihi: 28.11.2022




T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2019/7681
Karar No : 2022/7090
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı
(…Vergi Dairesi Müdürlüğü)
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI) : … Tekstil Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi
İSTEMİN KONUSU : …Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı adına sahte fatura kullandığından bahisle 2012/1 ila 10 dönemleri için re'sen tarh edilen vergi ziyaı cezalı katma değer vergilerinin kaldırılması istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … Vergi Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararda; davacının bir kısım firmaalardan alarak defterlerine kaydettiği ve indirim konusu yaptığı faturaların sahte olduğu hususunun davalı idarece yeterli açıklıkta ortaya konulamadığı ilgili mükelleflere ilişkin ayrı bir inceleme ve araştırma yapılmaksızın, ilgiler hakkında düzenlenmiş vergi inceleme raporu ve/veya vergi tekniği raporu, tarhiyat bulunmaksızın davacı hakkında düzenlenen vergi inceleme raporunda yer alan bir takım değerlendirmelerle bu mükelleflerin düzenlediği faturaların sahte olduğu sonucuna ulaşıldığı, vergi tekniği açısından davacı hakkında düzenlenen vergi inceleme raporunda yapılan tespitlerin ilgili mükelleflerden alınan faturaların sahte olduğunu ortaya koyamayacağı açık olduğundan bu mükelleflerden alınan faturalardan kaynaklı tarhiyatlar ile davacıya fatura düzenleyen bir kısım firma hakkında sahte fatura düzenlediği konusunda somut herhangi bir tespit yapılmadığı, davacıya düzenlediği belgelerin sahte olduğu hususunun da ortaya konulamadığı anlaşıldığından, söz konusu faturalar nedeniyle tarh edilen vergi ziyaı cezalı katma değer vergisinde hukuka uyarlık bulunmadığı, ihtilaflı dönemde davacıya fatura düzenleyen bir kısım firma hakkında düzenlenen vergi tekniği raporlarındaki tespitlerin değerlendirilmesinden davacıya düzenlenmiş faturaların gerçek bir mal teslimi veya hizmet ifasına dayanmayan sahte faturalar olduğu sonucuna varıldığından bu faturalardan kaynaklı tarhiyatlarda hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabul, kısmen reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Bölge İdare Mahkemesince; istinaf başvurusuna konu Vergi Mahkemesi kararının usul ve hukuka uygun olduğu ve taraflarca ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Mükellef adına düzenlenen ve yasal defterlere maliyet olarak kaydedilen sahte faturalar üzerinde gösterilen katma değer vergilerinin indirimlerinin reddedilmesinde hukuka aykırılık bulunmadığından kararın bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Cevap verilmemiştir.
TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü ile kararın bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE :
6736 sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına İlişkin Kanunun "matrah ve vergi artırımı" başlıklı 5. maddesinin;
1. fıkrasında; mükelleflerin, bu fıkrada belirtilen şartlar dâhilinde katma değer vergisini artırdıkları takdirde, kendileri nezdinde söz konusu vergiyi ödemeyi kabul ettikleri yıllara ait vergilendirme dönemleri ile ilgili olarak katma değer vergisi incelemesi ve tarhiyatı yapılmayacağı,
1. fıkrasının (c) bendinde; kurumlar vergisi mükelleflerinin, artırımda bulunmak istedikleri yıl ile ilgili olarak vermiş oldukları beyannamelerinde, zarar beyan edilmiş olması veya indirim ve istisnalar nedeniyle matrah oluşmaması ya da hiç beyanname verilmemiş (ilgili yıllarda faaliyette bulunmuş veya kazanç elde etmiş olup da bu faaliyetlerini ve kazançlarını vergi dairesinin bilgisi dışında bırakanlar dâhil) olması hâlinde, vergilendirmeye esas alınacak matrahlar ile bu fıkranın (a) bendine göre artırdıkları matrahların, 2011 takvim yılı için 28.000 Türk lirasından, 2012 takvim yılı için 29.650 Türk lirasından, 2013 takvim yılı için 31.490 Türk lirasından, 2014 takvim yılı için 33.470 Türk lirasından, 2015 takvim yılı için 37.940 Türk lirasından az olamayacağı,
3. fıkrasının (a) bendinde; katma değer vergisi mükelleflerinin, her bir vergilendirme dönemine ilişkin olarak verdikleri beyannamelerindeki (ihtirazi kayıtla verilenler dâhil) hesaplanan katma değer vergisinin yıllık toplamı üzerinden 2011 yılı için %3,5, 2012 yılı için %3, 2013 yılı için %2,5, 2014 yılı için %2 ve 2015 yılı için %1,5 oranından az olmamak üzere belirlenecek katma değer vergisini, vergi artırımı olarak bu Kanunun yayımlandığı tarihi izleyen ikinci ayın sonuna kadar beyan edecekleri,
3. fıkrasının (b-3) bendinde; bir aylık vergilendirme dönemine tabi olan katma değer vergisi mükelleflerince, artırımda bulunulmak istenilen yıl içindeki vergilendirme dönemleri ile ilgili olarak; ilgili takvim yılı içindeki işlemlerin tamamının istisnalar kapsamındaki teslim ve hizmetlerden oluşması veya diğer nedenlerle hesaplanan katma değer vergisi bulunmaması ile tecil-terkin uygulaması kapsamındaki teslimlerden oluşması hâlinde, ilgili yıl için gelir veya kurumlar vergisi matrah artırımında bulunulmuş olması şartıyla artırılan matrah üzerinden %18 oranında katma değer vergisi artırımında bulunmak suretiyle bu fıkradan yararlanılacağı; şu kadar ki, ilgili takvim yılı içinde bu alt bentte belirtilen durumların yanı sıra vergiye tabi diğer işlemlerin de mevcudiyeti nedeniyle hesaplanan vergisi çıkan mükelleflerin bu fıkra hükmüne göre ödemeleri gereken katma değer vergisi tutarının, yukarıda belirtildiği şekilde hesaplanacak %18 oranındaki katma değer vergisi tutarından aşağı olamayacağı, bu kapsama giren mükellefler, gelir veya kurumlar vergisi için matrah artırımında bulunmamaları hâlinde bu fıkra hükmünden yararlanamayacakları hükme bağlanmıştır.
Dosyanın incelenmesinden; davacının 2012 yılı hesap dönemi defter ve belgelerinin incelenmesi neticesinde … tarih ve … sayılı vergi inceleme raporunun düzenlendiği, raporların ilgili maddelerinde dökümü yapılan sahte faturaların mükellef tarafından yasal defterlere kaydedildiği ve indirim konusu yapıldığı, haksız yere iade alınan KDV indiriminin iadesi ve fark KDV'lerin re'sen tarh edilmesi gerektiği belirtilerek 2012/1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9 ,10 dönemlerine ilişkin vergi ziyaı cezalı katma değer vergisi tarhiyatları yapılarak vergi/ceza ihbarnamelerinin davacı adına düzenlenip ve tebliğ edildiği anlaşılmıştır.
Dosyada, … tarih ve … sayılı vergi inceleme raporunun genel bilgi kısmında "davacı şirketin 6736 Sayılı Kanunun Katma Değer Vergisi ve Kurumlar Vergisi açısından matrah artırımı hükümlerinden yararlandığı ancak 25.11.2016 tarihinde verdiği dilekçesi ile 6736 Sayılı Kanunun 5/3-a KDV matrah artırımı hükümlerinden vazgeçtiği, bu nedenle mükellef kurum hakkında Kurumlar Vergisi açısından inceleme yapılmayacak olup incelemenin yalnızca katma değer vergisi iadesi açısından yürütüleceği" belirtilerek davacı hakkında 2012 yılına ilişkin KDV incelemesine başlanmıştır. … Vergi Mahkemesinin E:… sayılı dosyasında 31/05/2019 tarihli ara kararı ile davalı idareye davacının KDV matrah artırım başvurusunun iptal edilip edilmediği hususunun sorulduğu, davalı idare tarafından matrah artırımının iptal edildiğine yönelik dosyaya herhangi bir bilgi veya belgenin sunulmadığı, davacı şirket tarafından … tarihinde verilen … sayılı vazgeçme dilekçesinden vazgeçme iradesinin açıkça … tarih ve … sayılı tahakkuk numaralı matrah artırımına ilişkin olduğunun belirtildiği, 17/11/2016 tarihinde KDV matrah artırımından yarlanma dilekçesinin verildiği ve Güneşli Vergi Dairesi Müdürlüğü'nün … tarih ve … sayılı yazısından davacı şirketin KDV matrah artırımından yararlandığı, …, … no'lu tahakkuk numarasının da tamamının ödendiğinin görüldüğü, bu durumda davacının 2012 yılına ilişkin KDV matrah artırımının iptal edilmediğinin anlaşıldığı, ilgililerin matrah artırımına başvurma sebebinin Kanunda belirtilen açık hüküm gereğince ilgili hakkında vergi incelemesinin ve tarhiyatının yapılmaması olduğu göz önüne alındığında, bu veya benzeri amaçla KDV matrah artırımı başvurusu yapan ve matrah artırım talebi kabul edilerek hakkında vergi incelemesi ve tarhiyatı yapılmayacağını düşünen davacı tarafından, aradan geçen süre zarfında KDV matrah artırım ödemelerinin tamamının yapılması ve idarece matrah artırım başvurusunun iptal edildiğine ilişkin davacıya herhangi bir bildirimde bulunmaması karşısında, KDV matrah artırımı başvurusu davalı idarece iptal edilmemek suretiyle kabul edilen davacıdan bir yandan matrah artırım başvurusu sonucunda oluşturulan KDV tahakkukları tahsil edilirken bir yandan da davacı hakkında ilgili dönemlerde vergi incelemesi ve tarhiyatı yapılmasının hukuki güvenlik ilkesine ve hakkaniyete aykırı olduğu sonucuna varılmıştır.
Buna göre, 2012 yılına ilişkin olarak KDV matrah artırımında bulunan davacı hakkında 6736 sayılı Kanunun 5. maddesinin 3. fıkrası gereğince vergi incelemesi ve tarhiyatı yapılamayacağından, 2013 yılına ilişkin olarak vergi incelemesi sonucunda davacı adına yapılan vergi ziyaı cezalı katma değer vergisi tarhiyatlarında hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmış olup, aksi yöndeki Vergi Dava Dairesi kararında hukuki isabet görülmemiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1.Temyiz isteminin kabulüne,
2.Temyize konu …Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3.Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın Vergi Dava Dairesine gönderilmesine, 28/11/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.