Danıştay 3. Daire 2022/1194 Esas 2022/5670 Karar
Karar Dilini Çevir:
Danıştay
Dairesi: 3. Daire
Esas No: 2022/1194
Karar No: 2022/5670
Karar Tarihi: 22.12.2022




T.C.
D A N I Ş T A Y
ÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2022/1194
Karar No : 2022/5670
TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVALI) : … Vergi Dairesi Müdürlüğü
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararına yöneltilen istinaf başvurusuna ilişkin …Bölge İdare Mahkemesi …Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı adına, … ortaklığının 2010 ve 2011 yıllarının muhtelif dönemlerine ait katma değer vergisi, vergi ziyaı cezası ve gecikme faizinden oluşan kamu alacağının tahsili amacıyla müteselsil sorumlu sıfatıyla düzenlenen … tarih ve … takip numaralı ödeme emrinin iptali istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Davacı ile … ve … adına 2010 ve 2011 yıllarında organizasyon halinde sahte fatura düzenlediklerinden bahisle adi ortaklık tesis edildiği ve adi ortaklık adına yapılan tarhiyatın …'nın ikametgah adresinde bizzat kendisine tebliğ edildiği, dava açılmaması üzerine tahakkuk eden cezalı vergi için adi ortaklık adına ödeme emri tanzim edildiği olayda, amme alacağının adi ortaklıktan tahsil edilemeyeceği anlaşıldığından davacı adına müteselsil sorumlu sıfatıyla düzenlenen dava konusu ödeme emrinde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle dava reddedilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: İstinaf başvurusunun, usul ve hukuka uygun olduğu sonucuna varılan Vergi Mahkemesi kararının aleyhe olan hüküm fıkrasının kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği gerekçesiyle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : İdarece adi ortaklık tesis edilerek haklarında tarhiyat yapıldığı, ihbarname ve ödeme emirlerinin adi ortaklardan …'ya tebliğ edildiği ve bu şekilde tarhiyatların kesinleştirildiğinin belirtildiği oysa bu şahsı tanımadığı, tarhiyatın adi ortakların tümüne tebliği gerekirken, tanımadıkları tek bir kişiye tebliğ edilerek kesinleştirilmiş olmasının hukuka aykırı olduğu ve savunma hakkının kullanmasının engellendiği, borcun zamanaşımına uğradığı ileri sürülerek kararın bozulması istenilmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Amme alacağının zamanaşımına uğramadığı açık olduğundan davacı iddiasının gerçeği yansıtmadığı, davacı adına düzenlenen ödeme emrinde hukuka aykırılık bulunmadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'İN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Üçüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
Davacının ortağı olduğu adi ortaklığın 2010 ve 2011 yıllarının muhtelif dönemlerine ait katma değer vergisi, vergi ziyaı cezası ve gecikme faizinden oluşan kamu alacağının tahsili amacıyla müteselsil sorumlu sıfatıyla davacı adına düzenlenen ödeme emrinin iptali istemiyle davanın açıldığı anlaşılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT:
818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 520. maddesinde şirketlerin iki veya daha fazla kişilerin mallarını ve emeklerini, belli iş yapmak için bir akitle birleştirmeleri olduğu, ticaret kanununda tarif edilen şirketlerin mümeyyiz vasıflarını haiz değil ise adi şirket sayılacağı, 525. maddesinde akit veya karar ile münhasıran ortak ve ortaklara veya üçüncü bir şahsa kati surette bırakılmış olmadıkça şirket muamelelerinin idaresinin bütün ortaklara ait olduğu, şirketin idaresi ortaklardan tamamına veya birkaçına bırakılmışsa bunlardan her birinin diğerlerinin iştiraki olmaksızın muamele yapabileceği, 534. maddesinde de, aksi mukavelede belirtilmedikçe, şirketlerin birlikte yahut bir mümessil vasıtasıyla üçüncü şahıslara karşı yaptıkları işlemlerden müteselsilen sorumlu oldukları hükme bağlanmış, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 620, 625 ve 637. maddelerinde de benzer düzenlemeler hükme bağlanmıştır.
3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunun 44. maddesinde, katma değer vergisinin, bu vergiyle mükellef gerçek veya tüzelkişiler adına tarh olunacağı, şu kadar ki adi ortaklıklarda, verginin ödenmesinden müteselsilen sorumlu olmak üzere ortaklardan herhangi birinin katma değer vergisine muhatap olacağı düzenlenmiştir.
Anılan Kanun maddesinin gerekçesinde; "Tasarının bu maddesine göre katma değer vergisi, esas itibariyle, bu vergiyle mükellef gerçek ve tüzel kişiler adına tarh edilecektir. Ancak bu genel kuralın uygulanmasına imkan görülmeyen istisnai durumlar da dikkate alınarak, bu hallerde tarhiyatın muhatabının kimler olacağı maddede iki bent halinde ayrıca belirlenmiştir. Bu maddenin düzenlenmesinde Vergi Usul Kanununun kanuni temsilci ile ilgili hükümleri de gözönüne alınmıştır." açıklamalarına yer verilmiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
3065 sayılı Kanunun 44. maddesi hükmüne göre, katma değer vergisi prensip olarak vergi mükellefi olan gerçek veya tüzel kişiler adına tarh olunacaktır. Ancak bu genel kuralın uygulanmasına imkan görülmeyen istisnai durumlarda katma değer vergisi tarhiyatının muhatabının kimler olacağı anılan maddede iki bent halinde ayrıca gösterilmiştir. Tüzel kişiliği olmayan adi ortaklıklarda mükellefiyet, bütün ortakları kapsayacak şekilde, tek bir hesap üzerinden tesis edilir. Eğer katma değer vergisi mükellefi bir adi ortaklık ise, katma değer vergisinin ödenmesinden müteselsilen sorumlu olmak üzere, ortaklardan herhangi biri tarhiyata muhatap olacaktır. Zira, katma değer vergisinde adi ortaklık müstakil bir birim ve mükellef teşkil eder; ancak, ortaklığın ayrı tüzel kişiliği olmadığından, vergi borcuna muhatap olma ve ödeme mükellefiyeti ortaklara düşer. 3065 sayılı Kanunun 44. maddesinde yer alan hükümle, tarhiyata muhatap olarak kimin alınacağı hususunda doğabilecek duraksamaları gidermek bakımından, verginin ödenmesinden müteselsilen sorumlu olmak üzere ortaklardan herhangi birinin tarhiyatın muhatabı olacağı hükmü getirilmiştir.
Uyuşmazlıkta, dava konusu ödeme emrinin dayanağı cezalı vergiye ilişkin ihbarnamelerin 3065 sayılı Yasa gereği müteselsil sorumlu olan ortaklardan herhangi biri adına düzenlenmesi gerekirken adi ortaklık adına düzenlenmesi anılan Kanunun 44. maddesine uygun düşmediği dikkate alındığında, kamu alacağının kesinleştiğinden ve davacının müteselsil sorumlu sıfatıyla sorumlu tutulması için gerekli koşulların oluştuğundan söz edilemeyeceğinden Vergi Mahkemesince yazılı gerekçeyle davanın reddi yolundaki karara yöneltilen istinaf başvurusunun reddine dair kararın bozulması gerekmiştir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin kabulüne,
2. Temyize konu Vergi Dava Dairesi kararının BOZULMASINA,
22/12/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.