Danıştay 3. Daire 2020/2438 Esas 2023/3 Karar
Karar Dilini Çevir:
Danıştay
Dairesi: 3. Daire
Esas No: 2020/2438
Karar No: 2023/3
Karar Tarihi: 23.01.2023




T.C.
D A N I Ş T A Y
ÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2020/2438
Karar No : 2023/3
TEMYİZ EDENLER : 1-(DAVACI) …
2-(DAVALI) … Vergi Dairesi Başkanlığı/…
VEKİLİ: Av. …

İSTEMİN KONUSU: … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararına yöneltilen istinaf başvurularına ilişkin … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı adına, asıl borçlu … Pazarlama Turizm İnşaat Nakliye Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi'nden alınamayan 2009 yılının muhtelif dönemlerine ait katma değer vergisi, vergi ziyaı cezası, özel usulsüzlük cezası ve gecikme faizinden oluşan kamu alacağının tahsili amacıyla kanuni temsilci sıfatıyla düzenlenen … tarih ve … ile … takip numaralı ödeme emirlerinin iptali istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Dava konusu … takip numaralı ödeme emrinin; 2 ila 4, 6 ila 8, 10 ila 15, 19 ila 24 ve 26 ila 28. sıralarındaki kamu alacağının, davacının yasal temsilcilik sıfatının sona ermesinden sonraki kanuni temsilciden istenilen defter ve belgelerin ibraz edilmemesi nedeniyle yapılan tarhiyattan kaynaklandığı dikkate alındığında, söz konusu alacağın ödenmesinden sorumlu tutulamayacağı, 5, 16 ve 18. sıralarındaki kamu alacağının vergi levhası bulundurulmadığından bahisle kesilen özel usulsüzlük cezasına ilişkin olduğu, söz konusu cezanın vergi levhası bulundurma zorunluluğunun kaldırıldığı tarihten sonra kesildiği anlaşıldığından işlendikten sonra suç sayılmayan bir fiil nedeniyle kesilen cezanın davacıdan aranılmasının hukuka uygun düşmediği, diğer kamu alacaklarıyla ilgili olarak ise asıl borçlu şirket hakkındaki takibat sonuçsuz kaldığından davacı adına ödeme emri düzenlenmesinde hukuka aykırılık görülmediği, … takip numaralı ödeme emri içeriği vergi ve cezalara ilişkin asıl borçlu şirket adına düzenlenen ihbarnameler ile ödeme emrinin şirketin ticaret sicilinden terkin edildiği 11/08/2014 tarihinden sonra tebliğ edildiği, ticaret sicilinden silinerek tüzel kişiliği sonra eren bir şirket hakkında yapılan işlemler herhangi bir hukuki sonuç doğurmayacağından söz konusu kamu alacağı yönünden davacının kanuni temsilci sıfatıyla takibinde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle … takip numaralı ödeme emrinin, 4 ila 8, 10 ila 16, 18 ila 24 ve 26 ila 28. sıralarındaki kamu alacağına ilişkin kısmı ile … takip numaralı ödeme emri iptal edilmiş, … takip numaralı ödeme emrinin diğer kamu alacaklarına ilişkin kısmı yönünden ise dava reddedilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: İstinaf başvurularının, usul ve hukuka uygun olduğu sonucuna varılan Vergi Mahkemesi kararının kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği gerekçesiyle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENLERİN İDDİALARI :
Davacı tarafından, takip edilen kamu alacağının tahsil zaman aşımına uğradığı, kanuni temsilcilik görevinin sona erdiği tarihten sonra tahakkuk etmiş olması nedeniyle söz konusu kamu alacağının ödenmesinden sorumlu tutulamayacağı, davalı idareye vekalet ücreti ödenmesine hükmedilmesinin hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek kararın aleyhe olan hüküm fıkrasının bozulması istenilmektedir.
Davalı idare tarafından, ödeme emirleri içeriği kamu alacağının asıl borçlu şirketten tahsil edilemeyeceğinin anlaşılması üzerine ilgili dönemlerde kanuni temsilci olan davacı adına düzenlenen ödeme emirlerinde hukuka aykırılık bulunmadığı ileri sürülerek kararın aleyhe olan hüküm fıkrasının bozulması istenilmektedir.
TARAFLARIN SAVUNMALARI :
Davalı idare tarafından savunma verilmemiştir.
Davacı tarafından, davalı idare iddialarının dayanaktan yoksun olduğu belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmaktadır.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ…'IN DÜŞÜNCESİ : Davalı idare temyiz isteminin reddi, davacı temyiz isteminin ise kabulü gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Üçüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
Davacı adına, asıl borçlu … Pazarlama Turizm İnşaat Nakliye Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi'nden tahsil edilemeyen 2009 yılının muhtelif dönemlerine ait kamu alacağının tahsili amacıyla kanuni temsilci sıfatıyla dava konusu ödeme emirlerinin düzenlendiği, … takip numaralı ödeme emrinin 1, 9, 16, 17, 18 ve 25. sıralarındaki kamu alacağı için asıl borçlu şirket adına tanzim edilen ödeme emirlerinin, 18/03/2014 tarihinde şirket yetkilisinin ikamet adresinde tebliğ edildiği anlaşılmaktadır.
İLGİLİ MEVZUAT:
213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 93 ilâ 109. maddelerinde; tebliğ esasları, tebliğin muhatapları, posta ve ilan yoluyla tebliğler ile memur eliyle tebliğ ve tebliğ yerine geçen işlemler düzenlenmiş, tebligatın nerede, nasıl ve kimlere yapılacağı belirlenmiştir.
Kanun'un 93. maddesinde, tahakkuk fişinden gayri vergilendirme ile ilgili olup hüküm ifade eden bilumum vesikalar ve yazıların, adresleri bilinen gerçek ve tüzel kişilere posta vasıtasiyle ilmühaberli taahhütlü olarak tebliğ edileceği, şu kadar ki ilgilinin kabul etmesi şartiyle tebliğin daire veya komisyonda yapılmasının mümkün olduğu kurala bağlanmıştır.
“Tebliğ yapılacak kimseler” başlıklı 94. maddenin 1.fıkrasında, tebliğin, mükelleflere, bunların kanuni temsilcilerine, umumi vekillerine veya vergi cezası kesilenlere yapılacağı; ikinci fıkrasında, tüzel kişilere yapılacak tebliğin, bunların başkan, müdür veya kanuni temsilcilerine; tüzel kişiliği olmayan teşekküllerde idare edenlere veya temsilcilerine yapılacağı, tüzel kişilerin müteaddit müdür veya temsilcisi varsa tebliğin bunlardan birine yapılmasının yeterli olacağı, 2365 sayılı Kanun'un 18. maddesiyle eklenen üçüncü fıkrasında ise kendisine tebligat yapılacak kimsenin bulunmaması halinde tebliğin, ikametgah adresinde bulunanlardan veya iş yerlerindeki memur ya da müstahdemlerden birine yapılacağı düzenlemesine yer verilmiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Davalı idare tarafından temyiz istemine konu Vergi Dava Dairesi kararının, … takip numaralı ödeme emrinin 2 ila 4, 6 ila 8, 10 ila 15, 19 ila 24 ve 26 ila 28. sıralarındaki kamu alacağına yönelik kısmı ile …takip numaralı ödeme emrine ilişkin hüküm fıkrası aynı hukuksal nedenler ve gerekçeyle Dairemizce de uygun bulunmuştur.
Tebliğ, hukuki bir işlemden ilgili kimsenin haber almasını sağlamak için, yetkili makamın kanuni şekilde yazı veya ilan ile yapacağı belgelendirme işlemi olup amaç, ilgilinin yasal haklarını kullanabilmesine imkan tanımaktır. Bu nedenle, 2365 sayılı Kanun'la 3. fıkra eklenmeden önceki 94. madde düzenlemesinde, sadece dava açabilecek kişiler, adına tebligat yapılacak kişiler kapsamında sayılmıştır. Değişiklik öncesi 94. madde hükmü genel bir düzenleme gibi görünmekle beraber, muhatabın kendisine ya da onun adına dava açma konusunda yetkili ve görevli kimselere yer veren birinci fıkra hükmünün gerçek kişilere yönelik olduğu; ikinci fıkranın ise tüzel kişiler adına dava açabilecek dolayısıyla tebligat yapılabilecek kimseleri düzenlediği anlaşılmaktadır.
Kendisine tebligat yapılacak kimsenin bulunmaması halinde, tebliğin kimlere yapılacağı, 2365 sayılı Kanun'la eklenen 3.fıkrada belirlenmiştir. Düzenleme; muhatabın bulunmaması halinde, ikametgah adresinde bulunanlara veya işyerinde bulunan memur ve müstahdemlere tebligat yapılacağı ancak, tebligat yapılacak kişinin on sekiz yaşından büyük görünmesi ve açık bir surette ehliyetsiz bulunmaması gerektiği şeklindedir.
Madde; aile fertlerine tebliğ yapılması halinde, tebliğ muhatabının haberdar olma ihtimalinin, ilanen tebligata göre daha fazla olacağı gerekçesine dayandırılmış, Bütçe Plan Komisyonunda maddeye “veya işyerinde memur ya da müstahdemlerinden birine yapılır.” ifadesi eklenmiş, böylece fıkra hem gerçek hem de tüzel kişiler için uygulanır duruma gelmiştir.
“İkamet adresinde yapılacak tebliğ” ifadesi, 1. fıkranın da işaret ettiği gerçek kişilere tebligat yapılamaması halini düzenlemektedir. Tüzel kişiler yönünden ise “işyerinde”, “tebliğ yapılacak kimsenin bulunmaması”, “memur veya müstahdem” kriterlerinin esas alınması gerekmekte olup, düzenlemeden; tüzel kişilerle ilgili tebliğin, tüzel kişilerin temsilcilerinin ikamet adreslerinde yapılabileceği gibi bir sonuç çıkarılması mümkün değildir.
Buna göre tüzel kişilerde asıl muhatap, yasal temsilcilerdir. Bu temsilciler mutad iş saatlerinde "işyerinde" bulunamadıkları veya tebligatı bizzat alamayacak durumda oldukları takdirde "orada hazır bulunan" "memur veya müstahdemlere" tebliğ yapılması, bu şekilde işyerinde tebligat mümkün olmaması halinde ilan yoluyla tebliğ yoluna gidilmesi gerekmektedir.
Bu durumda, … takip numaralı ödeme emrinin, 1, 9, 17 ve 25. sıralarındaki kamu alacağı için asıl borçlu adına düzenlenen ödeme emrinin, şirket yetkilisinin ikamet adresinde tebliğ edilmesinin 213 sayılı Kanun'un 94. maddesindeki usule aykırı düştüğü dikkate alındığında, şirket hakkındaki takibin usulüne uygun tamamlandığından bahsedilemeyeceğinden Vergi Mahkemesi kararının, yazılı gerekçeyle ödeme emrinin değinilen kısımları yönünden davanın reddine ilişkin hüküm fıkrasına davacı tarafından yöneltilen istinaf başvurusunun reddinde hukuka uyarlık görülmemiştir.
Davalı idare temyiz isteminin ise bu nedenle reddi gerekmiştir.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacı temyiz isteminin kabulüne,
2. Temyize konu Vergi Dava Dairesi kararının; … takip numaralı ödeme emrinin, 1, 9, 17 ve 25. sıralarındaki kamu alacaklarına ait kısmına ilişkin hüküm fıkrasının BOZULMASINA,
3- Davalı idare temyiz isteminin kısmen reddine,
4- Kararın; … takip numaralı ödeme emrinin, 2 ila 4, 6 ila 8, 10 ila 15, 19 ila 24 ve 26 ila 28. sıralarındaki kamu alacağına yönelik kısmı ile … takip numaralı ödeme emrine ilişkin hüküm fıkrasının ONANMASINA,
5. Kararın; … takip numaralı ödeme emrinin, 5, 16 ve 18. sıralarındaki kamu alacaklarına yönelik kısmına ilişkin hüküm fıkrasına yöneltilen davalı idare TEMYİZ İSTEMİNİN REDDİNE, 23/01/2023 tarihinde oyçokluğuyla kesin olarak karar verildi.

(X)-KARŞI OY :
213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun "Kanuni Temsilcilerin Ödevi" başlıklı 10. maddesinde, tüzel kişilerin mükellef veya vergi sorumlusu olmaları halinde bunlara düşen ödevlerin kanuni temsilcileri tarafından yerine getirileceği, temsilcilerin bu ödevleri yerine getirmemeleri yüzünden mükelleflerin veya vergi sorumlularının varlığından tamamen veya kısmen alınamayan vergi veya buna bağlı alacakların, kanuni ödevleri yerine getirmeyenlerin varlıklarından alınacağı kurala bağlanmıştır.
213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 93 ilâ 109. maddelerinde; tebliğ esasları, tebliğin muhatapları, posta ve ilan yoluyla tebliğler ile memur eliyle tebliğ ve tebliğ yerine geçen işlemler düzenlenmiş, tebligatın nerede, nasıl ve kimlere yapılacağı belirlenmiştir.
Aynı Kanun'un Tebliğ yapılacak kimseler” başlıklı 94. maddenin 1.fıkrasında, tebliğin, mükelleflere, bunların kanuni temsilcilerine, umumi vekillerine veya vergi cezası kesilenlere yapılacağı; ikinci fıkrasında, tüzel kişilere yapılacak tebliğin, bunların başkan, müdür veya kanuni temsilcilerine; tüzel kişiliği olmayan teşekküllerde idare edenlere veya temsilcilerine yapılacağı, tüzel kişilerin müteaddit müdür veya temsilcisi varsa tebliğin bunlardan birine yapılmasının yeterli olacağı, 2365 sayılı Kanun'un 18. maddesiyle eklenen 3. fıkrasında ise kendisine tebligat yapılacak kimsenin bulunmaması halinde tebliğin, ikametgah adresinde bulunanlardan veya iş yerlerindeki memur ya da müstahdemlerden birine yapılacağı düzenlemesine yer verilmiştir.
Uyuşmazlık konusu olayda, asıl borçlu şirketin mükellefiyetinin 31/08/2011 tarihinde re'sen terkin ettirildiği dikkate alındığında, dava konusu … takip numaralı ödeme emrinin 1, 9, 16, 17, 18 ve 25. sıralarındaki kamu alacağının dayanağını oluşturan ve asıl borçlu şirket adına düzenlenen ödeme emirlerinin kanuni temsilcinin adresinde 18/03/2014 tarihinde tebliğ edilmesinde hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna ulaşıldığından, yazılı gerekçeyle ödeme emrinin değinilen kısımları yönünden davayı reddeden Vergi mahkemesi kararına yöneltilen istinaf başvurusunun reddine ilişkin Vergi Dava Dairesi kararının onanması gerektiği oyuyla Daire kararının bozmaya ilişkin hüküm fıkrasına katılmıyorum.