Danıştay 3. Daire 2020/1717 Esas 2023/17 Karar
Karar Dilini Çevir:
Danıştay
Dairesi: 3. Daire
Esas No: 2020/1717
Karar No: 2023/17
Karar Tarihi: 23.01.2023




T.C.
D A N I Ş T A Y
ÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2020/1717
Karar No : 2023/17
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Müdürlüğü/…
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararına yöneltilen istinaf başvurusuna ilişkin …Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ:
Dava konusu istem: Davacı adına, asıl borçlu .. Yapı Mobilya Kimya Elektrik ve Metal Sanayi Ticaret Limited Şirketi'nden alınamayan 2006 ve 2007 yıllarının muhtelif dönemlerine ait kamu alacağının tahsili amacıyla şirket ortağı sıfatıyla düzenlenen … tarih ve … ila … takip numaralı ödeme emirlerinin iptali istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'un 35. maddesinin olay tarihinde yürürlükte bulunan şekline göre limited şirket ortağının şirketin ödenmemiş vergi borcundan dolayı sorumluluğu ortaklık payına bağlı olduğundan, şirket ortağının şirketin vergi borcunun doğumu anında değil, vergi borcunun şirketten tahsil imkanı bulunmadığının tespiti anında ortak sıfatını taşıması gerektiği, sözü edilen maddeye 06/06/2008 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere 5766 sayılı Kanun'la eklenen 3. fıkra hükmü ile limited şirket ortağının şirketteki sermaye payını devretmesi halinde, payı devreden ve devralan şahısların devir öncesine ait amme alacaklarının ödenmesinden müteselsilen sorumlu tutulacaklarının öngörüldüğü, limited şirket ortaklarının şirketteki hisselerini devretmiş olsalar dahi şirketin ödenmemiş vergi borçlarından dolayı 06/06/2008 tarihinden sonraki dönemler için şirket hisselerini devralan ortakla birlikte müteselsilen sorumlu olacakları, bu tarihten önceki dönemlere ait vergi borçları bakımından hisseleri devretmeleri halinde sorumlulukları sona ereceği dikkate alındığında, 25/10/2007 tarihli Türkiye Ticaret Sicil Gazetesi'nde ilan edildiği üzere 05/04/2007 tarihli hisse devri ile şirket ortaklığı sona eren davacının, 06/06/2008 tarihinden önceki dönemlere tekabül eden amme alacaklarından sorumlu tutulmasında hukuka uygunluk bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu ödeme emirleri iptal edilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: İstinaf başvurusunun, usul ve hukuka uygun olduğu sonucuna varılan Vergi Mahkemesi kararının kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği gerekçesiyle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Kamu alacağının doğduğu ve ödenmesi gerektiği dönemde şirket ortağı olan davacı adına 6183 sayılı Kanun'un 35. maddesi uyarınca düzenlenen ödeme emirlerinin hukuka uygun olduğu ileri sürülerek kararın bozulması istenilmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Hisselerini devrettiğinden sorumluluğunun bulunmadığı, asıl borçlu adına düzenlenen ödeme emirlerinin usulüne uygun tebliğ edilmediği, kamu alacağının zamanaşımına uğradığı belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmaktadır.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ…'İN DÜŞÜNCESİ: Temyiz isteminin kısmen reddi, kısmen kabulü gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Üçüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
06/03/2006 tarihinden itibaren ortağı olduğu asıl borçlu … Yapı Mobilya Kimya Elektrik ve Metal Sanayi Ticaret Limited Şirketi'ndeki hisselerini 05/04/2007 tarihli noter onaylı hisse devir sözleşmesi ile devrederek ortaklıktan ayrılan davacı adına söz konusu şirketten alınamayan 2006 yılının Nisan ila 2007 yılının Aralık dönemlerine ait muhtelif kamu alacağının tahsili amacıyla ortak sıfatıyla dava konusu ödeme emirlerinin düzenlendiği anlaşılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT:
6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 35. maddesinin uyuşmazlık döneminde yürürlükte bulunan şeklinde, limited şirket ortaklarının,
şirketten tahsil imkanı bulunmayan amme alacağından sermaye hisseleri oranında doğrudan doğruya sorumlu olacağı ve bu Kanun hükümleri gereğince takibe tabi tutulacakları kurala bağlanmıştır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Ortakların şirket borcundan dolayı takip edilebilmesi için öncelikle usulüne uygun olarak asıl borçlu şirket hakkında kesinleşmiş bir vergi borcunun bulunması ve usulüne uygun tüm takip yollarının tüketilmesine karşın, borcun tüzel kişiliğin (şirketin) varlığından tamamen veya kısmen alınamadığının açıkça ortaya konulması icap eder.
Limited şirket ortaklarını, şirketten tahsiline olanak bulunmayan kamu alacaklarının ödenmesinden doğrudan doğruya ve payları oranında sorumlu tutan söz konusu yasal düzenleme karşısında, tahsili gereken kamu alacağını yaratan vergilendirmenin ait olduğu dönemde şirketin paylarına sahip ortakların, bu dönemden sonra paylarını devretmiş olsalar da ortaklık sıfatının sürdüğü dönemlere ilişkin şirketin kamu borçlarından kaynaklanan sorumluluklarının kalkacağından söz edilemeyeceğinden dolayısıyla davacının 05/04/2007 tarihli hisse devri öncesi dönemlere ait borçlardan sorumlu tutulması mümkün olduğundan Vergi Dava Dairesi kararının; dava konusu ödeme emirlerinin, 05/04/2007 tarihinden önceki kamu alacaklarına isabet eden kısmına ilişkin hüküm fıkrasının, davacının ödeme emirleri içeriği kamu alacaklarından ortak sıfatıyla sorumluluğu değerlendirilmek suretiyle ulaşılacak sonuca göre yeniden karar verilmek üzere bozulması gerekmiş, değinilen tarihten sonraki kamu alacaklarına isabet eden kısmına ilişkin hüküm fıkrasında ise sonucu itibarıyla hukuka aykırılık görülmemiştir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin kısmen kabulüne,
2. Temyize konu Vergi Dava Dairesi kararının; dava konusu ödeme emirlerinin, 05/04/2007 tarihinden önceki kamu alacaklarına isabet eden kısmına ilişkin hüküm fıkrasının BOZULMASINA,
3. Kararın; dava konusu ödeme emirlerinin, 05/04/2007 tarihinden sonraki kamu alacaklarına isabet eden kısmına ilişkin hüküm fıkrasına yöneltilen TEMYİZ İSTEMİNİN REDDİNE, 23/01/2023 tarihinde oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.