Danıştay 2. Daire 2021/1351 Esas 2022/6128 Karar
Karar Dilini Çevir:
Danıştay
Dairesi: 2. Daire
Esas No: 2021/1351
Karar No: 2022/6128
Karar Tarihi: 30.11.2022




T.C.
D A N I Ş T A Y
İKİNCİ DAİRE
Esas No : 2021/1351
Karar No : 2022/6128
DAVACI : …
DAVALILAR : 1- …
2- …Bakanlığı
VEKİLLERİ : I. Hukuk Müşaviri Yrd. …
3- …Genel Müdürlüğü
VEKİLİ : Hukuk Müşaviri …
DAVANIN KONUSU : Davacı tarafından;
1- 4. sınıf emniyet müdürü olarak görev yapmakta iken, 2015 yılı rütbe terfi sözlü sınavında başarısız sayılmasına ilişkin işlemin,
2- Bu sınavın dayanağı olan 10/05/2015 günlü,29351 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Emniyet Hizmetleri Sınıfı Personeli Rütbe Terfileri ve Değerlendirme Kurullarının Çalışma Usul ve Esaslarına İlişkin Yönetmelik'in
a- 28. maddesinin 1. fıkrasında yer alan "Yazılı sınava giren adaylar, ..." ibaresi ile 28. maddesinin 3. fıkrasının tüm bentlerinin;
b- 29. maddesinin 1. fıkrasının ikinci cümlesinde yer alan ''Başarılı sayılmak için sözlü sınavda en az elli puan almak kaydıyla'' ibaresinin iptali istemiyle açılmıştır.
DAVACININ İDDİALARI :
Davacı tarafından; Rütbe terfi yazılı sınavında 87,50 puan aldığı, sözlü sınavda tarafına 30 puan verilerek başarısız sayıldığı,
10/05/2015 günlü, 29351 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Emniyet Hizmetleri Sınıfı Personeli Rütbe Terfileri ve Değerlendirme Kurullarının Çalışma Usul ve Esaslarına İlişkin Yönetmelik'in 29. maddesiyle sözlü sınavdan en az 50 puan almış olma şartının getirildiği, yazılı sınavdan yüksek puan alınmış olsa da bu düzenlemeyle personelin başarılı olmasının engellendiği, yazılı sınavın hiçbir anlam ve öneminin kalmadığı, 3201 sayılı Kanun'da bu yönde bir düzenleme bulunmadığı, dava konusu düzenlemenin hakkaniyete aykırı olduğu, yazılı sınava hakim olan nesnel ölçütlerin sözlü sınavla ortadan kaldırıldığı,
Yönetmelik'in 28. maddesinin 3. fıkrasında yer alan kriterlerin en fazla bir dakika süren sözlü sınavda değerlendirilebilecek nitelikte objektif, denetlenebilir, ölçülebilir kriterler olmadığı,
Sözlü sınavda sorulan birkaç soru ile personelin liyakatinin ve yeterliliğinin değerlendirilemeyeceği, sorulara doğru cevap vermesine rağmen başarısız sayıldığı, adil değerlendirme yapılmadığı, kurul üyelerince aynı notların verilmesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğu,
Sözlü sınavın ve sınav sonucunda tesis edilen işlemin yargısal denetimi için gerekli tüm unsurların oluşturulmasını sağlamanın idarenin görevi olduğu, sözlü sınavda sesli veya görüntülü kayıt alınmadığı, bu durumun Danıştay içtihatlarına aykırı olduğu, etkin ve verimli bir yargısal denetimin yapılmasının engellendiği,
Sözlü sınavda sorulacak soruların ve cevap anahtarlarının sınav öncesinde tutanağa bağlanmadığı, tarafına sorulan soruların ve verdiği yanıtlara hangi komisyon üyesince hangi notun verildiğinin gerekçeleri ile birlikte tutanağa geçirilmediği,
İdarenin takdir yetkisinin sınırsız olmadığı, terfi ettirilmemesi nedeniyle birçok haktan mahrum edildiği, emniyet teşkilatı hiyerarşisinde ast konumuna düşeceği ileri sürülmektedir.
DAVALI İDARELERİN SAVUNMALARI :
Cumhurbaşkanlığı (kapatılan Başbakanlık) ve İçişleri Bakanlığı tarafından; Kanun ve yönetmelik hükümleri uyarınca sınavların belirli bir zaman aralığında gerçekleştirilmesi gerektiği, binlerce personelin tek bir komisyon tarafından sözlü sınava tabi tutulmasının ve işlemlerin zamanında tamamlanmasının mümkün olmayacağı, bu nedenle personel sayısı da dikkate alınarak ihtiyaç halinde idareye birden fazla komisyon oluşturma yetkisi verildiği, 3201 sayılı Kanun'a göre idarenin yazılı ve sözlü yapmak zorunda olduğu, sözlü sınavın tek başına belirleyici olmadığı, adayların lehine bir düzenleme getirdiği ve yazılı sınavın tamamlayıcısı olduğu, Yönetmelik'te sözlü sınav için objektif kriterler belirlendiği, dolayısıyla dava konusu işlemlerde hukuka aykırılık bulunmadığı belirtilerek hukuki dayanaktan yoksun olan davanın reddi gerektiği savunulmuştur.
Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından; dava konusu sözlü sınavda barajın aday lehine düşük tutulduğu, 50 puan alma şartı konulmasının kamu yararı ve hizmet gereği olduğu, daha fazla katılımı sağlamanın objektiflik ve hakkaniyet açısından makul olduğu, sözlü sınava girenlere önceden bastırılan sorular arasından soru kartı çektirilmek suretiyle soru sorularak sınavların icra edildiği, dolayısıyla dava konusu işlemlerde hukuka aykırılık bulunmadığı belirtilerek hukuki dayanaktan yoksun olan davanın reddi gerektiği savunulmuştur.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Davacının sözlü sınavdan başarısız sayılma işleminin iptaline, diğer istemler yönünden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.
DANIŞTAY SAVCISI : …
DÜŞÜNCESİ : Dava; 4. Sınıf Emniyet Müdürü olarak görev yapan davacı tarafından, 25-29 Haziran 2015 tarihleri arasında yapılan rütbe terfi sözlü sınavı sonucunda başarısız sayılmasına ilişkin işlemin ve bu işlemin dayanağı olan 10.5.2015 tarih ve 29351 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Emniyet Hizmetleri Sınıfı Personeli Rütbe Terfileri ve Değerlendirme Kurullarının Çalışma Usul ve Esaslarına İlişkin Yönetmeliğin 28. maddesinin 1. fıkrasında yer alan "Yazılı sınava giren adaylar, ..." ibaresi ile 28. maddesinin 3. fıkrasının tüm bentlerinin; 29. maddesinin 1. fıkrasının 2. cümlesinde yer alan "Başarılı sayılmak için sözlü sınavda en az elli puan almış olmak kaydıyla, ..." ibaresinin iptali istemiyle açılmıştır.
Usul yönünden yapılan değerlendirme :
Davalı idarelerden (mülga) Başbakanlığın husumetten çıkartılarak Cumhurbaşkanlığı'nın hasım mevkiine alınması gerektiği düşünülmektedir.
Dava konusu Yönetmeliğin "Sözlü sınav" başlıklı 28. maddesinin 1. fıkrasında yer alan "Yazılı sınava giren adaylar, ..." ibaresi yönünden yapılan değerlendirme:
Uyuşmazlık konusu 28. maddenin dava konusu işlemin tesis edildiği tarihte yürürlükte olan 1. fıkra hükmünde, "(1) Yazılı sınava giren adaylar, sicil numarası küçük olandan başlamak üzere sözlü sınava tabi tutulur." kuralı yer almıştır.
3201 sayılı Kanunda emniyet personelinin rütbe terfiinin görüşülebilmesi için liyakat ve kariyer ilkelerinin gereği olarak "yazılı sınavda başarılı olma" şartının aranması karşısında, yazılı sınava katılan adayların tamamının herhangi bir başarı kriteri aranmadan sözlü sınava çağrılması anılan yasal düzenlemeye aykırı bulunmaktadır. Bu nedenle Yönetmeliğin 28. maddesinin 1. fıkrasında yer alan "Yazılı sınava giren adaylar, ..." cümlesinde hukuka uyarlık olmadığı sonucuna varılmıştır.
Dava konusu Yönetmeliğin "Sözlü sınav" başlıklı 28. maddesinin 3. fıkrası yönünden yapılan değerlendirme:
Uyuşmazlık konusu 28. maddenin dava konusu işlemin tesis edildiği tarihte yürürlükte olan 3. fıkra hükmünde, "(3) Sözlü sınav komisyonları üst rütbeye terfi edecek personeli;
a) Bir konuyu kavrama ve ifade edebilme yeteneği,
b) Temsil ve maiyetindeki personelini sevk ve idare kabiliyeti,
c) Özgüveni, ikna kabiliyeti ve inandırıcılığı,
ç) Analitik düşünme, problem çözme ve doğru karar verebilme yeteneği,
d) Planlama, eşgüdüm ve denetim becerileri,
konularında yüz tam puan üzerinden değerlendirir. Her üyenin vermiş olduğu puanların aritmetik ortalaması alınarak adayların sözlü sınav puanı tespit edilir." kuralı yer almıştır.
Uyuşmazlık konusu maddenin 3. fıkrasında, sözlü sınav komisyonlarının üst rütbeye terfi edecek personeli değerlendireceği konular düzenlenmiş olup, 3201 sayılı Yasanın 55. maddesinin 11. fıkrasının (c) bendinde ve Yönetmeliğin 28. maddesinin başlığında "sözlü sınav" ifadesine yer verildiği halde, anılan Yönetmelik maddesinin içeriğinde ancak mülakata konu olabilecek değerlendirme kriterlerine yer verildiği, buna karşılık sözlü sınavın amacı olan bilgi ölçmeye yönelik değerlendirme kriterlerine ise hiç yer verilmediği tespit edilmiştir. Bu nedenle Yönetmeliğin 28. maddesinin, dayanılan Yasaya aykırı olarak düzenlendiği anlaşılan 3. fıkrasında hukuka uyarlık görülmemiştir.
Dava konusu Yönetmeliğin "Sınav listelerinin düzenlenmesi" başlıklı 29. maddesinin 1. fıkrasının 2. cümlesinde yer alan "Başarılı sayılmak için sözlü sınavda en az elli puan almış olmak kaydıyla, ..." ibaresi yönünden yapılan değerlendirme:
Uyuşmazlık konusu 29. maddenin dava konusu işlemin tesis edildiği tarihte yürürlükte olan hükmünde, "(1) Başarı puanı, yazılı ve sözlü sınavlarda alınan puanların aritmetik ortalaması ile belirlenir. Başarılı sayılmak için sözlü sınavda en az elli puan almış olmak kaydıyla, yazılı ve sözlü sınav puanlarının aritmetik ortalamasının elli ve üstü olması şarttır." kuralı yer almıştır.
İptali istenen Yönetmelik fıkrasının, 3201 sayılı Yasanın 55. maddesinin 11. fıkrasının (c) bendinde yer alan yazılı ve sözlü sınavda başarılı olunması şartına uygun olduğu; başarılı sayılmak için sözlü sınavda en az elli puan almış olmak şartı aranmasının da asgari başarı kriteri açısından makul ve hukuka uygun olduğu anlaşılmıştır.
Davacının katıldığı rütbe terfi sözlü sınavı sonucunda başarısız sayılmasına ilişkin işlem yönünden yapılan değerlendirme :
Dava konusu bireysel işlemin dayanağını teşkil eden Emniyet Hizmetleri Sınıfı Personeli Rütbe Terfileri ve Değerlendirme Kurullarının Çalışma Usul ve Esaslarına İlişkin Yönetmeliğin 28. maddesinin 1. fıkrasında yer alan "Yazılı sınava giren adaylar" ibaresinin ve anılan maddenin sözlü sınavın içeriğine ilişkin 3. fıkrasının yukarıda açıklanan nedenlerle hukuka aykırı bulunmuş olması karşısında, söz konusu sınavdaki puanların belirlenmesi sırasında ilgili Kanun hükmünde öngörüldüğü şekilde ölçme ve değerlendirme esaslarına uygun bir değerlendirme yapıldığından söz edilmez. Bu nedenle, davacının 2015 yılı rütbe terfi sözlü sınavı sonucunda başarısız sayılmasına ilişkin dava konusu işlemde bu yönüyle hukuka uygunluk görülmemiştir.
Öte yandan, davacının rütbe terfi sözlü sınavı sonucunda başarısız sayılmasına ilişkin işlemde hukuka uyarlık görülmemiş ise de, bu tespitin davacının anılan sınavda başarılı olduğu anlamına gelmediği; hukuka aykırılığı yargı kararı ile tespit edilen Yönetmelik hükümleri hakkında yapılacak düzenlemelerle belirlenecek usul ve esaslar çerçevesinde yeniden yapılacak sözlü sınav sonucunda ortaya çıkacak olan değerlendirme ve puana göre ilgili hakkında idarece işlem tesis edileceği; bunun yanında, adı geçenin 01/09/2016 tarihinde yayımlanan 672 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile kamu görevinden çıkarılmış olmasının da yeniden yapılacak sözlü sınava giriş koşulları kapsamında davalı idarece ayrıca değerlendirileceği açıktır.
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalı idarelerden (mülga) Başbakanlığın husumetten çıkartılarak Cumhurbaşkanlığı'nın hasım mevkiine alınması gerektiği;
2. Uyuşmazlığa konu Yönetmeliğin 28. maddesinin 1. fıkrasında yer alan "Yazılı sınava giren adaylar, ..." ibaresi ile aynı maddenin 3. fıkrasının ve davacının katıldığı rütbe terfi sözlü sınavı sonucunda başarısız sayılmasına ilişkin işlemin iptali gerektiği;
3. Davacının diğer istemlerinin ise reddi gerektiği,
Düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İkinci Dairesince, Danıştay (Kapatılan) Onaltıncı Dairesi tarafından Danıştay Başkanlık Kurulunun 01/08/2016 günlü, K:2016/32 sayılı kararının "Ortak Hükümler" kısmının 1. fıkrası uyarınca ayrıca bir gönderme kararı verilmeksizin Danıştay Beşinci Dairesine, Danıştay Beşinci Dairesi tarafından ise Danıştay Başkanlık Kurulunun 18/12/2020 günlü, K:2020/62 sayılı kararının "Ortak Hükümler" kısmının 6. fıkrası uyarınca ayrıca bir gönderme kararı verilmeksizin Dairemize iletilen dosyada Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
MADDİ OLAY :
Davacı, 4. sınıf emniyet müdürü olarak görev yapmakta iken 2015 yılında bir üst rütbeye terfi için katıldığı rütbe terfi yazılı sınavında 87,50 puan almıştır. 27/06/2015 tarihinde rütbe terfi sözlü sınavına katılmış ve tarafına 30 puan verilerek başarısız sayılmıştır.
Bunun üzerine davacı, bir üst rütbeye terfi için katıldığı sözlü sınavda başarısız sayılmasına ilişkin işlemin, 10/05/2015 günlü, 29351 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Emniyet Hizmetleri Sınıfı Personeli Rütbe Terfileri ve Değerlendirme Kurullarının Çalışma Usul ve Esaslarına İlişkin Yönetmelik'in; 28. maddesinin 1. fıkrasında yer alan "Yazılı sınava giren adaylar, ..." ibaresi ile 28. maddesinin 3. fıkrasının tüm bentlerinin, 29. maddesinin 1. fıkrasının ikinci cümlesinde yer alan ''Başarılı sayılmak için sözlü sınavda en az elli puan almak kaydıyla'' ibaresinin iptali istemiyle bakılan davayı açmıştır.
İNCELEME VE GEREKÇE :
İLGİLİ MEVZUAT:
2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın -davanın açıldığı tarihteki haliyle- 124. maddesinde, "Başbakanlık, bakanlıklar ve kamu tüzel kişileri, kendi görev alanlarını ilgilendiren kanunların ve tüzüklerin uygulanmasını sağlamak üzere ve bunlara aykırı olmamak şartıyla yönetmelikler çıkarabilirler." hükmüne yer verilmiştir.
3201 sayılı Emniyet Teşkilat Kanunu'nun "Terfi ve Atama" başlıklı 55. maddesinin -davanın açıldığı tarihteki haliyle- 11. fıkrasında, "Kurullarda personelin rütbe terfiinin görüşülebilmesi için;
a) Bulunulan rütbelerdeki en az bekleme sürelerinin tamamlanması,
b) Bekleme süresi içindeki yıl sayısı kadar iyi veya çok iyi performans değerlendirme puanının alınması,
c) Yönetmeliğe uygun olarak yapılacak yazılı ve sözlü sınavda başarılı olunması,
d) Polis Akademisi Başkanlığınca düzenlenecek yöneticilik ile ilgili hizmet içi eğitimde başarılı olunması,
şarttır.";
18. fıkrasında, "Rütbe terfileri ve sınavlar ile meslek içi yöneticilik eğitim kursları, eğitim tarih ve süreleri ile değerlendirme kurullarının çalışmalarına ilişkin usul ve esaslar yönetmelikle düzenlenir." hükmü yer almaktadır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
I - DAVA KONUSU DÜZENLEMELERİN İNCELENMESİ:
10/05/2015 günlü, 29351 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Emniyet Hizmetleri Sınıfı Personeli Rütbe Terfileri ve Değerlendirme Kurullarının Çalışma Usul ve Esaslarına İlişkin Yönetmelik'in;
28. maddesinin 1. fıkrasında yer alan "Yazılı sınava giren adaylar, ..." ibaresinin incelenmesi:
10/05/2015 günlü, 29351 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Emniyet Hizmetleri Sınıfı Personeli Rütbe Terfileri ve Değerlendirme Kurullarının Çalışma Usul ve Esaslarına İlişkin Yönetmelik'in "Sözlü sınav" başlıklı 28. maddesinin 1. fıkrasında, "Yazılı sınava giren adaylar, sicil numarası küçük olandan başlamak üzere sözlü sınava tabi tutulur." kuralına yer verilmiş olup, Danıştay Beşinci Dairesinin 20/06/2018 günlü, E:2016/24760, K:2018/15074 sayılı kararıyla anılan düzenlemede yer alan "Yazılı sınava giren adaylar, ..." ibaresinin "...3201 sayılı Kanun'da emniyet personelinin rütbe terfiinin görüşülebilmesi için liyakat ve kariyer ilkelerinin gereği olarak "yazılı sınavda başarılı olma" şartının aranması karşısında, anılan yasal düzenlemeye aykırı olarak, yazılı sınava katılan adayların tamamının herhangi bir başarı kriteri aranmadan sözlü sınava çağrılmasına ilişkin uyuşmazlık konusu düzenlemede ilgili Kanun hükmüne uyarlık bulunmamaktadır." gerekçesiyle iptal edildiği, anılan kararın Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 25/11/2020 günlü, E:2019/179, K:2020/2522 sayılı kararıyla onandığı ve iptal kararının kesinleştiği görüldüğünden, anılan düzenleme yönünden bu davada yeniden bir karar verilmesine gerek görülmemiştir.
28. maddesinin 3. fıkrasının tüm bentlerinin incelenmesi:
10/05/2015 günlü, 29351 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Emniyet Hizmetleri Sınıfı Personeli Rütbe Terfileri ve Değerlendirme Kurullarının Çalışma Usul ve Esaslarına İlişkin Yönetmelik'in "Sözlü sınav" başlıklı 28. maddesinin 3. fıkrasında, "(3) Sözlü sınav komisyonları üst rütbeye terfi edecek personeli; a) Bir konuyu kavrama ve ifade edebilme yeteneği, b) Temsil ve maiyetindeki personelini sevk ve idare kabiliyeti, c) Özgüveni, ikna kabiliyeti ve inandırıcılığı, ç) Analitik düşünme, problem çözme ve doğru karar verebilme yeteneği, d) Planlama, eşgüdüm ve denetim becerileri, konularında yüz tam puan üzerinden değerlendirir. Her üyenin vermiş olduğu puanların aritmetik ortalaması alınarak adayların sözlü sınav puanı tespit edilir." kuralına yer verilmiş olup, Danıştay Beşinci Dairesinin 20/06/2018 günlü, E:2016/24760, K:2018/15074 sayılı kararıyla anılan düzenlemenin "...dava konusu Yönetmelik'in dayanağı olan Yasa hükmünde açıkça "sözlü sınav" şeklinde yapılan düzenlemeye uygun olarak Yönetmelik'in 28. maddesinin başlığında da "sözlü sınav" ibaresine yer verildiği halde madde içeriğinde sadece mülakata yönelik değerlendirmelere yer verilmiş olup, sözlü sınavının amacı olan bilgi ölçmeye yönelik hususlara yer verilmediğinden anılan maddenin 3. fıkrasında eksik düzenleme nedeniyle hukuka uyarlık bulunmamaktadır." gerekçesiyle iptal edildiği, anılan kararın Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 25/11/2020 günlü, E:2019/179, K:2020/2522 sayılı kararıyla onandığı ve iptal kararının kesinleştiği görüldüğünden, anılan düzenleme yönünden bu davada yeniden bir karar verilmesine gerek görülmemiştir.
29. maddesinin 1. fıkrasının 2. cümlesinde yer alan "Başarılı sayılmak için sözlü sınavda en az elli puan almış olmak kaydıyla" ibaresinin incelenmesi :
10/05/2015 günlü, 29351 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Emniyet Hizmetleri Sınıfı Personeli Rütbe Terfileri ve Değerlendirme Kurullarının Çalışma Usul ve Esaslarına İlişkin Yönetmelik'in "Sınav listelerinin düzenlenmesi" başlıklı 29. maddesinin 1. fıkrasında; "Başarı puanı, yazılı ve sözlü sınavlarda alınan puanların aritmetik ortalaması ile belirlenir. Başarılı sayılmak için sözlü sınavda en az elli puan almış olmak kaydıyla, yazılı ve sözlü sınav puanlarının aritmetik ortalamasının elli ve üstü olması şarttır.” kuralı yer almakta olup, anılan düzenlemenin, 05/05/2016 günlü, 29703 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 11/04/2016 günlü, 2016/8770 sayılı Bakanlar Kurulu kararıyla yürürlüğe giren Emniyet Hizmetleri Sınıfı Personeli Rütbe Terfileri ve Değerlendirme Kurullarının Çalışma Usul ve Esaslarına İlişkin Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik'in 2. maddesiyle yürürlükten kaldırıldığı görüldüğünden, bu isteme yönelik olarak davanın konusuz kaldığı anlaşılmıştır.
Bu itibarla, davacının iptalini talep ettiği düzenleme yürürlükte olmadığından, düzenlemenin iptaline ilişkin istem hakkında karar verilmesine yer bulunmamaktadır.
II - DAVACININ RÜTBE TERFİ SÖZLÜ SINAVINDA BAŞARISIZ SAYILMASINA İLİŞKİN İŞLEMİN İNCELENMESİ :
Dava konusu sözlü sınav işleminin dayanağı olan 10/05/2015 günlü, 29351 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Emniyet Hizmetleri Sınıfı Personeli Rütbe Terfileri ve Değerlendirme Kurullarının Çalışma Usul ve Esaslarına İlişkin Yönetmelik'in ilgili maddelerinin iptali istemiyle açılan davada Danıştay Beşinci Dairesinin 20/06/2018 günlü, E:2016/24760, K:2018/15074 sayılı kararıyla Yönetmelik'in 28. maddesinin 1. fıkrasında yer alan "Yazılı sınava giren adaylar," ibaresinin "...3201 sayılı Kanun'da emniyet personelinin rütbe terfiinin görüşülebilmesi için liyakat ve kariyer ilkelerinin gereği olarak "yazılı sınavda başarılı olma" şartının aranması karşısında, anılan yasal düzenlemeye aykırı olarak yazılı sınava katılan adayların tamamının herhangi bir başarı kriteri aranmadan sözlü sınava çağrılmasına ilişkin uyuşmazlık konusu düzenlemede yukarıda alıntısı yapılan Kanun hükmüne uyarlık bulunmamaktadır." gerekçesiyle; Yönetmelik'in 28. maddesinin 3. fıkrasının ise "...dava konusu Yönetmelik'in dayanağı olan Kanun hükmünde açıkça "sözlü sınav" şeklinde yapılan düzenlemeye uygun olarak Yönetmelik'in 28. maddesinin başlığında da "sözlü sınav" ibaresine yer verildiği halde madde içeriğinde sadece mülakata yönelik değerlendirmelere yer verilmiş olup, sözlü sınavının amacı olan bilgi ölçmeye yönelik hususlara yer verilmediğinden anılan maddenin 3. fıkrasında eksik düzenleme nedeniyle hukuka uyarlık bulunmamaktadır." gerekçesiyle iptaline karar verildiği, anılan kararın Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 25/11/2020 günlü, E:2019/179, K:2020/2522 sayılı kararıyla onandığı ve iptal kararının kesinleştiği görülmektedir.
Bu durumda, davacının rütbe terfi sözlü sınavı sonucunda başarısız sayılmasına ilişkin işlemin dayanağı olan Yönetmelik hükümlerinin Danıştay Beşinci Dairesinin 20/06/2018 günlü, E:2016/24760, K:2018/15074 sayılı kararı ile hukuka aykırılığı tespit edilerek iptal edilmiş olması karşısında, söz konusu hukuka aykırı düzenlemelere dayanılarak tesis edilen dava konusu işlemde hukuka uygunluk bulunmamaktadır.
YARGILAMA GİDERLERİ YÖNÜNDEN :
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun "Kararlarda bulunacak hususlar" başlıklı 24. maddesinin birinci fıkrasının (f) bendinde; kararlarda, yargılama giderleri ve hangi tarafa yükletildiğinin belirtileceği hüküm altına alınmış; aynı Kanun'un 31. maddesinin yargılama giderleri konusunda yollamada bulunduğu 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun yerine yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 323. maddesinde; vekâlet ücretine yargılama giderleri arasında yer verilmiş ve 326. maddesinde; Kanun'da yazılı hâller dışında, yargılama giderlerinin, aleyhine hüküm verilen taraftan alınmasına karar verileceği, davada iki taraftan her biri kısmen haklı çıkarsa, mahkemenin, yargılama giderlerini tarafların haklılık oranına göre paylaştıracağı belirtildikten sonra, 331. maddesinde; "Davanın konusuz kalması sebebiyle davanın esası hakkında bir karar verilmesine gerek bulunmayan hâllerde, hâkim, davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre yargılama giderlerini takdir ve hükmeder." düzenlemesine yer verilmiş; böylece, kural olarak, yargılama giderlerinin davada haksız çıkan tarafa yükletilmesi esası benimsenmiştir.
Davaya konu düzenleyici işlem hakkında davanın konusuz kaldığına karar verilmiş ise de bu husus, düzenleyici işlemde dava tarihinden sonra değişiklik yapan idarenin doğrudan haksız çıkan taraf olduğu ve yargılama giderlerinden sorumlu olacağı sonucunu doğurmayacaktır. Zira, Emniyet Hizmetleri Sınıfı Personeli Rütbe Terfileri ve Değerlendirme Kurullarının Çalışma Usul ve Esaslarına İlişkin Yönetmelik'in 29. maddesinin 1. fıkrasının 2. cümlesinde yer alan "Başarılı sayılmak için sözlü sınavda en az elli puan almış olmak kaydıyla" ibaresine yönelik olarak açılan başka bir davada Danıştay Beşinci Dairesince verilen 16/11/2020 günlü, E:2016/23196, K:2020/5173 sayılı "davanın reddi" yolundaki karar, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 15/06/2022 günlü, E:2021/2270, K:2022/2177 sayılı kararıyla onanmıştır.
Sonuç olarak, başka bir davada verilen ve kesinleşen yargı kararıyla hukuka uygun olduğu kabul edilen Yönetmelik hükmü yönünden davalı idarenin, davada haksız çıkan taraf olarak kabul edilemeyeceği ve bu sebeple yargılama giderlerinin yarısının davacı üzerinde bırakılması gerektiği sonucuna ulaşılmıştır.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. 10/05/2015 günlü, 29351 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Emniyet Hizmetleri Sınıfı Personeli Rütbe Terfileri ve Değerlendirme Kurullarının Çalışma Usul ve Esaslarına İlişkin Yönetmelik'in 28. maddesinin 1. fıkrasında yer alan "Yazılı sınava giren adaylar, ..." ibaresi ile 28. maddesinin 3. fıkrasının tüm bentlerinin iptali istemine ilişkin olarak oybirliğiyle, 29. maddesinin 1. fıkrasının 2. cümlesinde yer alan "Başarılı sayılmak için sözlü sınavda en az elli puan almış olmak kaydıyla" ibaresinin iptali istemine ilişkin olarak oyçokluğuyla KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2. Davacının bir üst rütbeye terfi için katıldığı sözlü sınavda başarısız sayılmasına ilişkin işlemin İPTALİNE oybirliğiyle,
3. Aşağıda dökümü yer alan ve davacı tarafından yapılan … -TL yargılama giderinin yarısı olan …-TL'nin davacı üzerinde bırakılmasına, diğer yarısı olan …-TL''nin davalı idarelerden alınarak davacıya verilmesine,
4. Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca …-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı idarelere verilmesine,
5. Bu kararın tebliğ tarihini izleyen 30 (otuz) gün içerisinde Danıştay İdari Dava Daireleri Kuruluna temyiz yolu açık olmak üzere, 30/11/2022 tarihinde karar verildi.

(X) KARŞI OY :
İdari Yargı denetiminin amacının "hukuka uygunluk" olduğu ve bu denetimin de dava konusu işlemin kurulduğu tarih itibarıyla gerçekleştirilmesi gerektiği İdare hukukunun ve idari yargının bilinen en temel ilkeleridir. Bu nedenle, 10/05/2015 günlü, 29351 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Emniyet Hizmetleri Sınıfı Personeli Rütbe Terfileri ve Değerlendirme Kurullarının Çalışma Usul ve Esaslarına İlişkin Yönetmelik'in 29. maddesinin 1. fıkrasının 2. cümlesinde yer alan "Başarılı sayılmak için sözlü sınavda en az elli puan almış olmak kaydıyla" ibaresinin hukuka uygunluğunun denetlenerek bir karar verilmesi gerekmekte iken, dava konusu edilen düzenlemenin daha sonra yürürlüğe giren Yönetmelik maddesiyle kaldırılması nedeniyle anılan düzenleme bakımından davanın konusuz kaldığından bahisle karar verilmesine yer olmadığına yönelik olarak verilen kararın bu kısmına katılmıyorum.