Danıştay 13. Daire 2022/538 Esas 2023/284 Karar
Karar Dilini Çevir:
Danıştay
Dairesi: 13. Daire
Esas No: 2022/538
Karar No: 2023/284
Karar Tarihi: 23.01.2023




T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No:2022/538
Karar No:2023/284
TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVALI) : … Kaymakamlığı
VEKİLİ : Av…
İSTEMİN KONUSU : …İdare Mahkemesi'nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Mülkiyeti Hazine'ye ait Mersin ili, Erdemli ilçesi, …Mahallesi, … ada, …parsel sayılı taşınmazın 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu'nun 45. maddesi uyarınca açık teklif usulüyle satışına ilişkin olarak 18/10/2021 tarihinde gerçekleştirilen ihalenin iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesi'nce verilen kararda; ihale ilanının, murisin dilekçesinde isim ve telefonuna yer verdiği … isimli şahsa tebliğ edildiği, yapılan ihaleye murisin mirasçılarında dava dışı ...’nin iştirak ettiği ve 06/10/2021 tarihinde geçici teminatı yatırdığı, anılan kişinin 18/10/2021 tarihinde yapılan ihaleden en az 12 gün önceden haberdar olduğu, murisin, taşınmazı 2019 yılından sonra üzerine 40 m² büyüklüğünde ev yapmak suretiyle işgâl ettiği, ancak herhangi bir ecrimisil ödemediği, taşınmaz üzerinde mirasçılarına intikal edebilecek nitelikte bir öncelik ve üstün hak sahibi olmadığı, davacının, taşınmazın satışına ilişkin dava konusu ihaleye katılma isteğinde bulunan istekliler arasında yer almadığı, mevzuatta, bu nitelikteki hukukî ilişkinin tarafı olan şahıslara (işgâlcilere) veya onların mirasçılarına taşınmazın satışına ilişkin yapılan veya yapılacak ihalede ihale davetiyesi gönderileceğine ilişkin bir düzenleme bulunmadığı;
Bu itibarla, davacının ve davacının murisinin uyuşmazlık konusu taşınmaz üzerinde mirasçılarına da intikal edebilecek nitelikte bir öncelik ve üstün hak sahibi olmadığı, anılan kişilerin dava konusu ihalede istekliler arasında yer almadığı, dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle, dava konusu işlem hukuka uygun bulunarak davanın reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, eksik incelemeyle hüküm kurulduğu, idarenin işgalciye ve isteklisine ihaleyi tebliğ etmek zorunda olduğu, mirasçılardan birinin ihaleyi öğrenmesinin diğer mirasçılarında ihaleyi öğrendiği anlamına gelmediği, muris tarafından arsanın değerinin artırıldığı ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, süresinde savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ ...'IN DÜŞÜNCESİ :
2886 sayılı Devlet İhale Kanun'un 2. maddesinin 1. fıkrasında, "Bu Kanunun yürütülmesinde, ihtiyaçların en iyi şekilde, uygun şartlarla ve zamanında karşılanması ve ihalede açıklık ve rekabetin sağlanması esastır."; 17. maddesinde, "İhale konusu olan işler aşağıdaki esas ve usullere göre isteklilere ilan yoluyla duyurulur:
1. İhalenin yapılacağı yerdeki ilanlar:
a) Günlük gazete çıkan yerlerde ihaleler, ihalenin yapılacağı yerde çıkan gazetelerde en az bir gün aralıkla yayınlanmak suretiyle iki defa duyurulur. Gazete ile yapılacak ilk ilan ile ihale günü arası 10 günden, son ilan ile ihale günü arası 5 günden az olamaz.
b) Günlük gazete çıkmayan yerlerdeki ihalelerde ilan, bu fıkranın (a) bendindeki süreler içinde ilgili idare ile hükümet ve belediye binalarının ilan tahtalarına asılacak yazılar ve belediye yayın araçları ile yapılır. Bu işlemler bir tutanakla belgelenir. Bu yerlerde en çok 7 gün aralıklarla gazete çıkıyorsa ayrıca gazete ile bir defa ilan yapılır.
2. Diğer şehirlerde yapılacak ilanlar:
Tahmin edilen bedeli her yıl Genel Bütçe Kanunu ile belirlenecek miktarı aşan ihale konusu işler (1) numaralı fıkraya göre yapılacak ilanlardan başka, trajı göz önüne alınarak ili Basın İlan Kurumu'nca tespit olunacak günlük gazetelerden birinde, ihale tarihinden an az 10 gün önce bir defa daha ilan edilir.
" kurallarına yer verilmiştir.
Maliye Bakanlığı Millî Emlak Genel Müdürlüğü'nün 11/02/2008 tarih ve 2008/3 sıra numaralı genelgesinde, "Bilindiği üzere; 2886 sayılı Devlet İhale Kanunun hükümlerine göre satışa çıkarılan Hazineye ait taşınmazların ihale gün ve saati satın alma talebinde bulunanlara yazılı olarak bildirilmektedir. Bundan böyle, satın alma talebinde bulunanların yanı sıra taşınmazın varsa işgalcisine ve hissedarına da ihale gün ve saatinin bildirilmesi uygun görülmüştür." ifadesine yer verilmiştir.
Hazine Taşınmazlarının İdaresi Hakkında Yönetmeliğin 4. maddesinin 1. fıkrasının (e) bendinde, "Bu Yönetmelikte geçen; e) Fuzuli şagil (İşgalci): Kusurlu olup olmadığına bakılmaksızın, Hazine taşınmazının zilyetliğini, yetkili İdarenin izni dışında eline geçiren, elinde tutan veya her ne şekilde olursa olsun bu malı kullanan veya tasarrufunda bulunduran gerçek veya tüzel kişileri ifade eder." kuralına yer verilmiştir.
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 599. maddesinde, "Mirasçılar, mirasbırakanın ölümü ile mirası bir bütün olarak, kanun gereğince kazanırlar. Kanun'da öngörülen ayrık durumlar saklı kalmak üzere mirasçılar, mirasbırakanın aynî haklarını, alacaklarını, diğer malvarlığı haklarını, taşınır ve taşınmazlar üzerindeki zilyetliklerini doğrudan doğruya kazanırlar ve mirasbırakanın borçlarından kişisel olarak sorumlu olurlar. Atanmış mirasçılar da mirası, mirasbırakanın ölümü ile kazanırlar. Yasal mirasçılar, atanmış mirasçılara düşen mirası onlara zilyetlik hükümleri uyarınca teslim etmekle yükümlüdürler." kuralına yer verilmiştir.
2886 sayılı Kanun uyarınca, gerçekleştirilecek ihalelerde idarenin rekabet ve açıklık ilkesine uyması zorunludur. Kanun koyucu tarafından rekabet ilkesinin gerçekleşebilmesi için ihalelerde, ihalenin 17. madde uyarınca ilanı yeterli olup, taşınmazın işgalcisine, taşınmazı satın alma talebinde bulunan kişilere veya paydaşlarına ihale ilanının tebliğ edilmesi ihale usulü açısından gerekli görmemiştir. Ancak ihaleyi gerçekleştiren davalı idarenin amiri konumunda olan Millî Emlak Genel Müdürü tarafından, ihalede rekabetin ve ihaleye katılımın artırılması amacıyla, 2008/3 sıra numaralı genelge ile, Hazineye ait taşınmazların satışında ihale ilanının varsa taşınmazı satın almak isteyen, işgalcisi ve hissedarına da tebliğ edilmesi zorunlu tutulmuştur. Anılan genelgenin Kanun'da öngörülen rekabet ilkesini genişletici ve kamu yararını gözetici ve davalı idare açısından da bağlayıcı olduğu açıktır.
Dava dosyasının incelenmesinden, davacının annesi tarafından mülkiyeti Hazine'ye ait Mersin ili, Erdemli ilçesi, … Mahallesi, … ada, …parsel sayılı taşınmazın üzerine 10/06/2019 tarihinde ev inşa edildiği 27/10/2020 tarihli tutanakla tespit edildiği, anılan taşınmazın kendisine satışı için 30/01/2019 tarihinde davalı idareye başvuruda bulunulduğu, davalı idare tarafından anılan taşınmazın satışı için gerçekleştirilecek ihale ilanın, davacının annesinin 03/06/2021 tarihinde vefatı nedeniyle kendisine bildirilemediği, murisin bir başka taşınmaz için yapmış olduğu başvurusunda ismi ve telefon numarası yer alan ...’ye tebliğ edildiği anlaşılmaktadır.
Uyuşmazlığın çözümlenebilmesi için ihale konusu taşınmazın işgalcisinin kim olduğunun belirlenmesi gerekmektedir.
Her ne kadar 2886 sayılı Kanun'da işgalci tanımına yer verilmemişse de davalı idare açısından bağlayıcı olan Hazine Taşınmazlarının İdaresi Hakkında Yönetmeliğin anılan düzenlenmesinde işgalci, her ne şekilde olursa oldun Hazineye ait taşınmazın zilyetliğini elinde bulundurun kişi olarak tanımlanmaktadır.
Sözlükte zilyet, bir malı, bir gayrimenkulü elinde tutan, malı -sâhibi kendisi olsun veyâ olmasın- kullanmakta bulunan kimse olarak tanımlanmaktadır. (Ferit Devellioğlu, Osmanlıca-Türkçe Ansiklopedik Lûgat, Aydın Sami Güneyçal, 33. Baskı, Ankara, Aydın Kitabevi Yayınları, 2017, s. 1384) 4721 sayılı Kanun'un 973. maddesinde, "bir şey üzerinde fiilî hakimiyeti bulunan kimse onun zilyedidir." kuralına yer verilmiştir. Öğretide zilyetlik, kişinin bir eşya üzerinde iradesiyle sağladığı sürekli fiilî hâkimiyetine ilişkin hukukî ilişkideki maddi olgu ve bu olguya bağlanan farklı hukukî sonuçlara yönelik hukukî durum olarak tanımlanmaktadır. (O. Gökhan Antalya, Eşya Hukuku - Zilyetlik, Cilt II, 1. Baskı, İstanbul, Legal Yayıncılık, 2018, s. 11) Kişinin eşya üzerinde zilyet olabilmesi için, eşya üzerinde fiilî hâkimiyetinin ve bu eşyaya yönelik hâkimiyet iradesinin (animus) bulunması gerekmektedir. Hâkimiyet iradesi açık olabileceği gibi bu yöndeki hareketlerle de ortaya konulabilir.
Davada, davacının annesi tarafından, Hazineye ait taşınmaz üzerinde ev inşâ etmek suretiyle fiilî hâkimiyeti ve hâkimiyet iradesini ortaya koyduğu ve bu durumun idarenin de kabulünde olduğu açıktır. Ancak davacının annesinin 03/06/2021 vefatı üzerine, taşınmazın zilyedinin kim olduğunun ortaya konulması gerekmektedir.
Kural olarak zilyetlik için, fiilî hâkimiyet iradesinin bulunması gerekmekteyse de bu kuralın bir istisnası da 4721 sayılı Kanun'un 599. maddesinde düzenlenen mirasçıların zilyetlik durumudur. Anılan madde uyarınca, murisin vefatı ile mirasçılar mirasbırakanın zilyetliğinde bulunan eşya üzerinde zilyetlik iradeleri bulunmasa hatta eşyanın varlığından haberdar olmasalar da zilyetliğini kazanmaktadırlar.
Bu durumda, davacının annesinin 03/06/2021 tarihinde vefatı ile davacının da aralarında yer aldığı mirasçıların, uyuşmazlık konusu taşınmazın zilyedi sıfatına sahip oldukları, yukarıda anılan Yönetmeliğin, işgâlciyi zilyet olarak tanımlaması nedeniyle aynı zamanda Hazine arazisinin işgalcisi konumunda bulundukları, dolayısıyla 2008/3 sayılı genelge kapsamında davacıya ve diğer mirasçılara ihale ilanının tebliğ edilmesinin zorunlu olduğu ve ihale ilanının davacıya tebliğ edilmeden ihalenin gerçekleştirilmesinin rekabet ilkesine aykırı olduğu sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle, rekabet ilkesine aykırı şekilde gerçekleştirilen dava konusu ihalenin bu gerekçelerle iptali gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi'nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
ESAS YÖNÜNDEN:
MADDİ OLAY :
Davacının annesi tarafından mülkiyeti Hazine'ye ait Mersin ili, Erdemli ilçesi, …Mahallesi, … ada, … parsel sayılı taşınmazın üzerine 40m² büyüklüğünde ev yapılmış, anılan şahıs tarafından bahse konu taşınmazın kendisine satışı için 30/01/2019 tarihinde davalı idareye başvuruda bulunulmuştur.
Davalı idare tarafından anılan taşınmazın satışına yönelik ihale ilanı, davacının annesinin 03/06/2021 tarihinde vefatı nedeniyle kendisine bildirilememiş, murisin bir başka taşınmaz için yapmış olduğu başvurusunda isim ve telefon numarasına yer verdiği ...’ye tebliğ edilmiştir.
Anılan taşınmazın satışına ilişkin olarak 18/10/2021 tarihinde gerçekleştirilen ihalenin iptali istemiyle bakılan dava açılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT:
2886 sayılı Devlet İhale Kanunu'nun 2. maddesinin 1. fıkrasında, "Bu Kanunun yürütülmesinde, ihtiyaçların en iyi şekilde, uygun şartlarla ve zamanında karşılanması ve ihalede açıklık ve rekabetin sağlanması esastır." kuralına yer verilmiştir.
11/02/2008 tarih ve 07019 sayılı Maliye Bakanlığı Milli Emlak Genel Müdürlüğü'nün 2008/3 sayılı Genelgesinde, "2886 sayılı Devlet İhale Kanunu hükümlerine göre satışa çıkarılan Hazine'ye ait taşınmazların ihale gün ve saati satın alma talebinde bulunanlara yazılı olarak bildirilmektedir. Bundan böyle, satın alma talebinde bulunanların yanı sıra taşınmazın varsa işgalcisine ve hissedarına da ihale gün ve saatinin bildirilmesi uygun görülmüştür." kuralı yer almıştır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Aktarılan mevzuattan, idarelerin ihaleyi yaparken 2886 sayılı Kanun'da yer alan ihalede açıklık, rekabetin sağlanması ve kamu kaynaklarının etkin ve verimli kullanılması ilkeleri uyarınca, ihale usul ve kurallarına göre ihaleyi gerçekleştirmek zorunda oldukları anlaşılmaktadır. Bu nedenle, ihalede açıklık ve yeterli rekabet ortamının sağlanamaması durumunda, ihalenin 2886 sayılı Kanun'da öngörülen ilke ve kurallara aykırı olacağı kuşkusuzdur.
Maliye Bakanlığı Milli Emlak Genel Müdürlüğü'nün 2008/3 sayılı Genelgesi uyarınca Hazine'ye ait taşınmazların satışa çıkarılması hâlinde, ilgili taşınmazları satın alma iradesini ortaya koyan kişilere ve taşınmazın işgalcilerine ihale gün ve saatinin bildirilmesi gerekmekte olup, bu bildirimin ihalede açıklık ve rekabetin sağlanması bakımından önemli olduğu açıktır.
Dosyanın incelenmesinden, davacının annesi ...'nin, 30/01/2019 tarihli dilekçesiyle uyuşmazlık konusu taşınmazı satın alma talebinde bulunduğu, 10/06/2019 tarihinde uyuşmazlık konusu taşınmaz üzerinde ev inşâ ettiği ve taşınmazın işgâlcisi konumunda olduğu, davacının annesinin 03/06/2021 tarihinde vefat ettiği, davalı idare tarafından, murise telefonla ulaşılmaya çalışıldığı, ancak ulaşılamadığı, murisin, bir başka taşınmazın kendisine satışı için yapmış olduğu başvurusunda ismine ve telefon numarasına yer verdiği ...'ye telefonla ulaşılması üzerine murisin vefat ettiğinin öğrenildiği, bunun üzerine ihale ilanının murisin mirasçısı olmayan ...'ye elden teslim edildiğinin beyan edildiği, ancak murisin ölümünden sonra uyuşmazlık konusu taşınmazın işgâlcisinin kim olduğunun idare tarafından araştırılmadığı anlaşılmaktadır.
Bu itibarla, murisin vefatından sonraki tarihli ihaleye çıkılmadan önce, uyuşmazlık konusu taşınmazın işgâlcisinin kim olduğunun davalı idare tarafından tespit edilmediği ve ihale gün ve saatinin, uyuşmazlık konusu taşınmazın işgâlcisine usûlüne uygun şekilde bildirilmediği dikkate alındığında, 2886 sayılı Kanun'da öngörülen açıklık ve rekabet ilkelerine aykırı olarak gerçekleştirildiği anlaşılan dava konusu ihalede hukuka uygunluk, davanın reddi yolundaki Mahkeme kararında ise hukukî isabet bulunmamaktadır.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin kabulüne;
2. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesi uyarınca … İdare Mahkemesi'nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. DAVA KONUSU İŞLEMİN İPTALİNE,
4. Ayrıntısı aşağıda gösterilen ilk derece ve temyiz yargılama giderleri toplamı …-TL ile Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca …-TL vekâlet ücretinin davalı idareden alınarak davacıya verilmesine,
5. Posta giderleri avansından artan tutarın ve istemi hâlinde ilk derece aşamasında kullanılmayan …-TL yürütmeyi durdurma harcının davacıya iadesine,
6. Dosyanın anılan Mahkeme'ye gönderilmesine,
7. 2577 sayılı Kanun'un 20/A maddesinin ikinci fıkrasının (i) bendi uyarınca kesin olarak (karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere), 23/01/2023 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.