Danıştay 13. Daire 2019/1032 Esas 2023/68 Karar
Karar Dilini Çevir:
Danıştay
Dairesi: 13. Daire
Esas No: 2019/1032
Karar No: 2023/68
Karar Tarihi: 12.01.2023




T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No:2019/1032
Karar No:2023/68
TEMYİZ EDEN (DAVACI) : ...
VEKİLİ : Av. ...
KARŞI TARAF (DAVALILAR) : 1.... Valiliği
2. ... Bakanlığı
VEKİLİ : Av. ...
İSTEMİN KONUSU : ... İdare Mahkemesi'nin ... tarih ve E:... , K:... sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: İstanbul ili, Kadıköy ilçesinde yer alan Kenan Evren Anadolu Lisesi'nin (Kadıköy Anadolu Lisesi) bina ve arazilerinin 49 yıllığına ... Spor Kulübü'ne devri için ön izin verilmesine ilişkin 16/06/2004 tarihli Bakanlık Olur’u ile 01/07/2004 tarihli ihalenin ve ... tarih ve ... sayı ile onaylı Ön İzin Sözleşmesi’nin iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: ... İdare Mahkemesi'nce verilen kararda; dava konusu edilen onay belgesi ve pazarlık usulü ile yapılan ihale neticesinde davalı idareler ile ... Spor Kulübü arasında 10/08/2004 tarihinde 1 (bir) yıllık Ön İzin Sözleşmesi'nin imzalandığı, daha sonra anılan Kulübün talebi doğrultusunda, Ön İzin Sözleşmesi'nin 10/08/2005 ve 10/08/2008 tarihlerinde ikişer yıl süre ile iki kez uzatıldığı, Kulübün ön izin bedelini ödemediği ve sözleşmedeki yükümlülüklerini yerine getirmediğinden ön izin sözleşmesinin uzatılmadığı, anılan Kulüp lehine irtifak hakkı da tesis edilmediği, her ne kadar davacı tarafından ... Spor Kulübü'ne irtifak hakkı tesisi için ön izin verilmesine ilişkin Bakanlık Olur'u, buna ilişkin pazarlık usulü ile yapılan ihale ve ihale neticesinde imzalanan 1 (bir) yıl süreli ön izin sözleşmesi dava konusu edilmiş ise de, Bakanlık Olur'u ve pazarlık usulü ile yapılan ihalenin ön izin sözleşmesinin hazırlık işlemleri olduğu, bu işlemler sonrasında ön izin sözleşmesi imzalandığı, bu durumda nihai idari işlem olan ön izin sözleşmesinin dava açıldığı tarihte mevcut olup olmadığının değerlendirilmesi gerektiği, dava tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan herhangi bir ön izin sözleşmesi bulunmadığından, konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığı sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, ön izin sözleşmesinde, sözleşmenin geçerliliğinin dört yıl olacağına dair hüküm bulunmadığı, sözleşmenin gereği yerine getirilmediğinden dava konusu işlemlerin dayanağının kalmadığı, İdare Mahkemesi’nin temyize konu kararının hukuka aykırı olduğu, Maliye ve Hazine Bakanlığı’nca irtifak hakkı tesis edilemeyeceği, yargılama giderlerinin davalı idarelere yükletilmesi gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idareler tarafından savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ ... 'NIN DÜŞÜNCESİ : Davanın süre aşımı yönünden reddi gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi'nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
USUL YÖNÜNDEN:
2577 sayılı İdarî Yargılama Usulü Kanunu'nun 7. maddesinin 1. fıkrasında, dava açma süresinin özel kanunlarında ayrı süre gösterilmeyen hâllerde Danıştay'da ve İdare Mahkemeleri'nde altmış ve Vergi Mahkemeleri'nde otuz gün olduğu; 8. maddesinin 1. fıkrasında, sürelerin, tebliğ, yayın veya ilan tarihini izleyen günden itibaren işlemeye başlayacağı; 14. maddesinin 3. fıkrasının (e) bendinde, dava dilekçelerinin süre aşımı yönünden inceleneceği; aynı maddenin 6. fıkrasında, maddede belirtilen hususların ilk incelemeden sonra tespit edilmesi hâlinde de davanın her safhasında 15. madde hükmünün uygulanacağı; ilk inceleme üzerine verilecek kararları belirleyen 15. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendinde ise, 14. maddenin 3. fıkrasının (e) bendine aykırılık görülmesi hâlinde davanın reddine karar verileceği kurala bağlanmıştır.
2577 sayılı Kanun'a sonradan eklenen ve 28/06/2014 tarihinde yürürlüğe giren ''İvedi yargılama usulü'' başlıklı 20/A maddesinde ise, ''1. İvedi yargılama usulü aşağıda sayılan işlemlerden doğan uyuşmazlıklar hakkında uygulanır: a) İhaleden yasaklama kararları hariç ihale işlemleri... 2. İvedi yargılama usulünde: a) Dava açma süresi otuz gündür." kurallarına yer verilmiştir.
2577 sayılı Kanun hükümleri uyarınca, ihaleden yasaklama kararları hariç ihale işlemleri ivedi yargılama usulüne tâbi olup, bu işlemler aleyhine açılacak davalarda da dava açma süresi dava konusu işlemin tebliğ tarihini izleyen günden itibaren 30 gün olmakla birlikte, 2577 sayılı Kanun'un ivedi yargılama usulüne ilişkin 20/A maddesinin 28/06/2014 tarihinde yürürlüğe girdiği dikkate alındığında, öğrenme tarihi 28/06/2014 tarihinden önce olan işlemlerde dava açma süresinin 60 gün olarak uygulanması gerekmektedir.
İdarî eylem ve işlemler, devamlı olarak yargı denetiminin tehdidine maruz bırakıldığı takdirde, toplum hayatında anormal olan ihtilaflı durumların sonu alınamayacağından, kamu düzeni ihlâl edileceği gibi idarî işlemlerde istikrarın sağlanamaması ve bu işlemlerle tesis edilen hukukî durumların aydınlığa kavuşamaması, amme hizmetlerinin düzenli ve verimli bir şekilde işlemesini engelleyecektir. Bu mahzurların önlenebilmesi için, fertlerin yargı yoluna başvurma konusundaki Anayasal hakları da göz önüne alınarak, idarî yargı yerlerine başvurmanın süreyle sınırlandırılması yoluna gidilmiş, bu suretle de idare hukukunda, dava açma süresi denilen müessese ortaya çıkmıştır (Erol ÇIRAKMAN, "İdarî Davalarda Süre", İdare Hukuku ve İdarî Yargı İle İlgili İncelemeler I, Danıştay Tasnif ve Yayın Bürosu Yayınları, Ankara, 1976, s.191).
Düzenleyici işlemler dışında kalan bireysel nitelikteki idarî işlemlerin iptali istemiyle açılan davalarda, dava açma süresinin işlemeye başlaması için öncelikle usulüne uygun bir yazılı bildirimin varlığı ve dava açma sürelerinin hesabında idarî işlemin ilgilisine tebliğ edildiği tarihin esas alınması gerekmekle birlikte; idarece tesis edilen işlemin doğrudan tarafı olmayan ve bu nedenle kendisine yazılı bildirim yapılması zorunluluğu bulunmayan kişilerin açacakları davalarda, bu kişilerin idarî işlemi öğrenme tarihinin belirlenebildiği durumlarda, yazılı bildirim tarihi yerine geçmek üzere öğrenme tarihinin esas alınması gerektiği Danıştay içtihatlarıyla kabul edilmektedir. Ancak, bu istisnai durumun kabulü ile bilgi edinmenin dava açma süresine başlangıç alınması da, idarî işlemin niteliği ve doğurduğu hukukî sonuç itibarıyla davacılar tarafından öğrenildiğinin kanıtlanması şartına bağlı olup, bu şartın gerçekleşip gerçekleşmediğinin açılan idarî davada idarî yargı merciince değerlendirilerek karara bağlanması gerekmektedir.
Öte yandan, dava açma süresi kamu düzenini ilgilendiren bir nitelik taşıdığından, yargılamanın her aşamasında davanın tarafları veya müdahil tarafından ileri sürülebileceği gibi, idari yargı yeri de önüne gelen davanın süresi içinde açılıp açılmadığını re'sen (kendiliğinden) araştırmak zorundadır (YENİCE Kazım/ESİN Yüksel, Açıklamalı-İçtihatlı-Notlu İdari Yargılama Usulü, 1983, Ankara, s.166).
Dairemizce temyiz incelemesi E:2019/592 sayılı dosya üzerinden yapılan ... İdare Mahkemesi'nin E:... sayılı (eski esas numarası ile E:... sayılı) dosyasında görülen İstanbul ili, Kadıköy ilçesinde yer alan Kenan Evren Anadolu Lisesi'nin (Kadıköy Anadolu Lisesi) bina ve arazilerinin 49 yıllığına ... Spor Kulübü'ne devrine ilişkin ön protokollerin iptali istemiyle İstanbul Valiliği ve Milli Eğitim Bakanlığı'na karşı açılan davada, İstanbul Valiliği'nin 21/06/2011 tarihli, Milli Eğitim Bakanlığı'nın 30/06/2011 tarihli birinci savunma dilekçelerinin, davacı vekiline 10/08/2011 tarihinde tebliğ edilmiş olduğu, söz konusu savunmalarda, iptal edilmesi istenen işbu dava konusu işlemlerin (16/06/2004 tarihli Bakanlık Olur’u ile 01/07/2004 tarihli ihalenin ve ... tarih ve ... sayı ile onaylı Ön İzin Sözleşmesi’nin) tarih ve sayı belirterek ifade edildiği, işlem dosyasının Mahkemeye gönderildiği; davacının ise, dava konusu işlemleri öğrenme tarihi olarak, davanın ehliyet yönünden reddi yolundaki ... İdare Mahkemesi'nin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararının Dairemizin 19/02/2015 tarih ve E:2014/5079, K:2015/657 sayılı kararıyla bozulması üzerine ... İdare Mahkemesi’nin yeni esas numarası ile E:... sayılı dosyasının vekilince incelenirken İstanbul Valiliği Defterdarlığı’nın ... tarih ve ... sayılı yazısıyla 26/07/2016 tarihinde öğrenildiğinin beyan edildiği görülmektedir.
Bu durumda, dava konusu işlemlerin, söz konusu birinci savunma dilekçelerinde açıkça belirtildiği ve dilekçelerin davacı vekiline 10/08/2011 tarihinde tebliğ edildiği, dava konusu işlemlerden 10/08/2011 tarihi itibarıyla haberdar olunduğunun anlaşıldığı, 2577 sayılı Kanun'un 20/A maddesinin ise 28/06/2014 tarihinde yürürlüğe girdiği dikkate alındığında, davacı tarafından anılan işlemlere karşı en geç 10/08/2011 tarihini izleyen günden itibaren 60 (altmış) gün içinde dava açılması gerekirken, bu süre geçirildikten sonra 29/07/2016 tarihinde açılan işbu davada süre aşımı bulunduğu sonucuna varılmıştır.
Bu itibarla, davanın süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken, esası incelenmek suretiyle verilen temyize konu İdare Mahkemesi kararında usûl kurallarına uygunluk bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin reddine,
2. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesi uyarınca ... İdare Mahkemesi'nin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararının BOZULMASINA,
3. DAVANIN SÜRE AŞIMI NEDENİYLE REDDİNE,
4. Ayrıntısı aşağıda gösterilen ilk derece ve temyiz yargılama giderleri toplamı ...-TL'nin davacı üzerinde bırakılmasına ve Mahkemenin karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca ... -TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalı idarelere verilmesine,
5. Posta giderleri avansından artan tutarın davacıya iadesine,
6. Dosyanın anılan Mahkeme'ye gönderilmesine,
7. 2577 sayılı Kanun'un 20/A maddesinin ikinci fıkrasının (i) bendi uyarınca kesin olarak (karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere), 12/01/2023 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.