Danıştay 12. Daire 2019/5593 Esas 2022/2597 Karar
Karar Dilini Çevir:
Danıştay
Dairesi: 12. Daire
Esas No: 2019/5593
Karar No: 2022/2597
Karar Tarihi: 17.05.2022




T.C.
D A N I Ş T A Y
ONİKİNCİ DAİRE
Esas No : 2019/5593
Karar No : 2022/2597
DAVACI : …
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : … Bakanlığı- ANKARA
VEKİLİ : Av. …
DAVANIN KONUSU : Hava Kuvvetleri Komutanlığı 15. Füze Üs Komutanlığında hava personel astsubay kıdemli başçavuş olarak görev yapan ve İstanbul ilinde bulunan Türk Silahlı Kuvvetlerine ait Yeşilyurt Mahallesi Lojmanlarında ikamet eden davacı tarafından, … tarihinde … sayılı Bakan onayı ile 319-2(B) Türk Silahlı Kuvvetleri Konut Yönergesi'nin “Konuttan çıkma, konuttan çıkarılma ve konutun iadesi" başlıklı dördüncü bölümünün 1. maddesinin birinci fıkrasının (l) bendine eklenen "Anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlar ile terör örgütü üyeliği veya yöneticiliği suçlarından haklarında düzenlenen iddianamenin kabulüne karar verilenler ile" ibaresinin iptali istenilmektedir.
DAVACININ İDDİALARI : Hava Kuvvetleri Komutanlığında hava personel astsubay kıdemli başçavuş olarak görevde iken tahsis edilen sıra tahsisli kamu konutunu tahliye etmesi yönünde davalı idarece tesis edilen 04/10/2019 tarihli işlemin dayanağı olan Konut Yönergesi'nin “Konuttan çıkma, konuttan çıkarılma ve konutun iadesi başlıklı” maddesinde değişiklik yapılmasından sonra, kendisinin "terör örgütü üyeliği veya yöneticiliği suçlarından haklarında düzenlenen iddianamenin kabulüne karar verilenler” kapsamında olduğu belirtilerek, “kendilerine yapılan tebliğ tarihinden itibaren bulundukları konutu 15 gün içerisinde tahliye eder” hükmü gereğince kendisine 07/10/2019 tarihinde tebliğat yapıldığı, ve 22/10/2019 tarihine kadar tahliyesinin istenildiği, Kamu Konutları Kanunu'nda ve Yönetmeliği'nde, Konut Yönergesi değişikliğine ilişkin hüküm bulunmadığından, üst normlara aykırı olan bu değişikliğin hukuka aykırı olduğu, Milli Savunma Bakanlığının, iddianamenin kabulünü lojmandan çıkarmak için yeterli saymasının, bu yargılamalarının hükmünü yitirmesi, masumiyet karinesinin ihlali ve mahkeme kararı beklenmeksizin kişinin peşinen “suçlu” ilân edilmesi anlamına geldiği, lojmandan yararlanma şartları veya hangi durumlarda bu hakkın kaybolacağı da Kamu Konutları Kanunu ve buna dayalı olarak çıkarılan Yönetmelik'te açık açık yazılı olup, üst normda bulunmayan şartları Yönerge'ye eklemek suretiyle kişilerin haklarının ellerinden alınmakta olduğu, tahliyesine karar verilmesinin eşitlik ilkesine hak ve nesafet kurallarına aykırı olduğu, Kanun'da yer almayan bir şartla lojmandan çıkarılmasının hakkaniyete aykırı olduğu ileri sürülerek hakkında tesis edilen bireysel işlemin dayanağı olan Yönerge maddesinin iptalinin gerektiği ileri sürülmüştür.
DAVALININ SAVUNMASI : Kamu konutlarının kamu personeline tahsisine ilişkin usul, esas ve şartların Kamu Konutları Yönetmeliği ile belirlendiği, Türk Silahlı Kuvvetleri personeli için Milli Savunma Bakanlığı personeline tahsis edilecek kamu konutlarının puanlama, tahsis, konuttan çıkarılma ve konutların yönetimine dair esasların ise belirtilen Yönetmelik esas alınarak hazırlanan MSY/319-2(B) TSK Konut Yönergesi ile düzenlendiği, anılan Yönerge'de 17/05/2019 tarihinde dava konusu değişikliğin yapıldığı, her çeşit güvenlik önlem ve tertiplerinin baş unsurunun personel olduğu, Silahlı Kuvvetlerle ilgili maddi ve manevi değerde saklanması veya gizlenmesi gereken her çeşit bilgi veya tesisin personelin fikri veya fiziki kontrolünde olduğu, dolayısıyla personelin hassas ölçülerle değerlendirilmesinin başlı başına güvenlik önlemi sayılacağı, 15 Temmuz 2016 tarihinde gerçekleşen darbe girişiminin ortaya koyduğu tehdidin boyutu, anayasal düzenin, milli iradenin, hukuk devletinin, demokrasinin ve temel hak ve hürriyetlerin korunması, darbe teşebbüsünün tamamamen sonlandırılması, benzer bir girişimin tekrar etmemesi ve terörle mücadelenin etkin bir biçimde sürdürülebilmesi amacıyla ilan edilen OHAL süresince bir takım ivedi tedbirlerin alınmasının zorunlu hale geldiği, kamu hizmetini yürütmekle görevli olan idarenin, milli güvenliğin ve Devletin devamlılığının sağlanabilmesi amacıyla bir takım tedbirler alması gerektiği, darbe girişiminin mahiyeti itibarıyla hızlı, etkili ve sonuç alıcı adımlar atılmasının kaçınılmaz bir zorunluluk olduğu, bu durumun bir gereği olarak Türk Silahlı Kuvvetlerinde FETÖ/PDY ile mücadeleye en küçük şüpheye mahal vermeyecek şekilde her platformda devam edildiği, bu kapsamda TSK'nın güvenlik ihtiyaçları ve Kurumun özel durumu dikkate alınarak Konut Yönergesi'ne dava konusu ilavenin yapılarak Bakan oluru ile yürürlüğe konulduğu, OHAL ve sonrasındaki süreç birlikte değerlendirildiğinde, Yönerge'de yapılan değişikliğin hukuka ve mevzuata uygun olması nedeniyle davanın reddi gerektiği savunulmuştur.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ: 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin geçici 35. maddesinin (A) bendi uyarınca görevden uzaklaştırılan, görevlerine son verilen veya (B) bendi uyarınca kamu görevinden çıkartılanların kendilerine tahsis edilen kamu konutundan tahliye edilecekleri kuralı getirilmiştir. Ayrica, 926 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanununun 65. maddesinin (f) fıkrasının 1. bendinde de, açığa alınan ya da tutuklananların lojmandan faydalanma hükümlerinden yararlanmaya devam edeceklerinin belirtiltiği, dava konusu Yönergenin dayanağı olabilecek nitelikteki yukarıda sayılan kanuni düzenlemelerde ve 2946 sayılı Kamu Konutları Kanunu ve Kamu Konutları Yönetmeliğinde lojmandan tahliyeye ilişkin kurallar getirilmiş olmakla birlikte, bu düzenlemelerde yer almayan, "personel hakkında düzenlenen iddianamenin kabulü durumunun" lojmandan tahliye nedeni oluşturmasına yönelik kısıtlamanın yönerge ile getirilmesinde hukuka uygunluk bulunmadığı sonucuna varıldığından, bu durumda, üst hukuk normlarına aykırı olan ve yukarıda belirtilen (B) bendi kapsamında olmayan davacı hakkında uygulanması halinde telafisi güç zarar doğuracağından, dava konusu düzenlemenin iptaline karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.
DANIŞTAY SAVCISI : …
DÜŞÜNCESİ : “Dava; Türk Silahlı Kuvvetlerinde Hava Personel Astsubay Kıdemli Başçavuş olarak görev yapan ve İstanbul ilinde bulunan Türk Silahlı Kuvvetlerine ait Yeşilyurt Mahallesi Lojmanlarında ikamet eden davacı tarafından, Milli Savunma Bakanlığı'nın 319-2(B) Türk Silahlı Kuvvetleri Konut Yönergesinin “Konuttan çıkma, konuttan çıkarılma ve konutun iadesi başlıklı” maddesinde … tarih ve … sayılı Bakan onayı ile yapılan değişikliğe ilişkin düzenleyici işlemin iptaline karar verilmesi istemiyle açılmıştır.
657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 140. maddesinde; "Haklarında mahkemelerce cezai kovuşturma yapılan Devlet memurları da 138 inci maddedeki yetkililer tarafından görevden uzaklaştırılabilirler."; 141. maddesinde; "Görevden uzaklaştırılan ve görevi ile ilgili olsun veya olmasın herhangi bir suçtan tutuklanan veya gözaltına alınan memurlara bu süre içinde aylıklarının üçte ikisi ödenir. Bu gibiler bu Kanunun öngördüğü sosyal hak ve yardımlardan faydalanmaya devam ederler... " hükümlerine yer verilmiştir.
Milli Savunma Bakanlığı'nın 17.05.2019 tarihli emirleriyle MSY 319-2 (B) Türk Silahlı Kuvvetleri Konut Yönergesinde değişiklik yapılmış, anılan Yönergenin "Konuttan Çıkma, Konuttan Çıkarılma ve Konutun İadesi" başlıklı 4. Bölümünün (l) bendinde; "Anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlar ile terör örgütü üyeliği veya yöneticiliği suçlarından haklarında düzenlenen iddianamenin kabulüne karar verilenler ile (ilave 17/05/2019) Türk Ceza Kanununun 221. maddesinden faydalanmak için başvuranlar kendilerine yapılan tebligat tarihinden itibaren bulundukları konutu 15 gün içerisinde tahliye eder. Söz konusu personel kimlikleri, MSB.lığı, Gnkur.Bşklığı ve Kuv.K.lıkları tarafından konut tahsis makamlarına bildirilir. Tebligat işlemleri ise konut tahsis makamları tarafından zaman geçirmeksizin yapılır. (ilave 29/06/2019)" kuralına yer verilmiştir.
926 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanunu'nun, açığa çıkarılan, tutuklanan veya firar ve izin tecavüzünde bulunan, cezası infaz edilmekte olan subaylar hakkında yapılacak işlemlerin düzenlendiği 65. maddesinin (f) bendinde, açığa alınan ya da tutuklananların, lojmandan faydalanma hükümlerinden yararlanmaya devam edecekleri hükme bağlanmıştır.
375 sayılı "657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu, 926 Sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanunu, 2802 Sayılı Hakimler Ve Savcılar Kanunu, 2914 Sayılı Yükseköğretim Personel Kanunu, 5434 Sayılı T.C. Emekli Sandığı Kanunu İle Diğer Bazı Kanun Ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması, Devlet Memurları Ve Diğer Kamu Görevlilerine Memuriyet Taban Aylığı Ve Kıdem Aylığı İle Ek Tazminat Ödenmesi Hakkında Kanun Hükmünde Kararname"ye 25/7/2018 tarih ve 7145 sayılı "Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun"un 26. maddesiyle eklenen Geçici 35. maddenin ilgili kısmında,
"B) Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren üç yıl süreyle; terör örgütlerine veya Millî Güvenlik Kurulunca Devletin millî güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara üyeliği, mensubiyeti veya iltisakı yahut bunlarla irtibatı olduğu değerlendirilen;
1) 27/7/1967 tarihli ve 926 sayılı Türk Silâhlı Kuvvetleri Personel Kanununa tabi personel Milli Savunma Bakanının onayı ile kamu görevinden çıkarılır.
...Bu fıkraya göre görevlerine son verilenlerin silah ruhsatları, gemi adamlığına ilişkin belgeleri ve pilot lisansları iptal edilir ve bu kişiler oturdukları kamu konutlarından veya vakıf lojmanlarından on beş gün içinde tahliye edilir. Bu kişiler özel güvenlik şirketlerinin kurucusu, ortağı ve çalışanı olamaz...." kuralları yer almıştır.
Görevden uzaklaştırmanın (açığa almanın); kamu görevlisi olma statüsünü değiştirmeyen, kamu görevlisinin kadrosu ile bağının kesilmesi sonucunu doğurmayan ve buna bağlı olarak anılan statünün devamı süresince statü kapsamında sağlanan haklardan yararlanmanın devam ettiği, görevden ayrı kalınan sürenin hizmetten sayıldığı, bu süre içinde ilgili personelin asker kişi sıfatının sürdüğü ihtiyati bir tedbir olduğu, 2946 sayılı Kamu Konutları Kanunu ve Uygulama Yönetmeliğinde "konuttan çıkma" hallerinin sayılmak sureti ile gösterildiği, 926 sayılı TSK Personel Kanunu'nun 65. maddesinin 1/f-1 alt bendinde, açığa alınan ya da tutuklananların lojmandan yararlanmaya devam edeceklerinin öngörüldüğü, diğer yandan; yukarıda metnine yer verilen 375 sayılı KHK'nın Geçici 35. maddesinin (B) bendinde de, 926 sayılı Kanun'a tabî personelden yalnızca görevlerine son verilenlerin kamu konutlarından tahliye edileceği düzenlemesine yer verildiği, bu itibarla, mevzuatta Türk Silahlı Kuvvetleri Personeli yönünden kamu konutlarından tahliye için göreve son verilme şartının öngörüldüğü, bu konuda açığa alınmanın ya da tutuklanmanın yeterli görülmediği göz önüne alındığında, görevden uzaklaştırılan Türk Silahlı Kuvvetleri Personelinin bu gerekçe ile kamu konutlarından tahliye edilemeyeceği sonucuna ulaşılmaktadır.
Ancak, dava konusu edilen Türk Silahlı Kuvvetleri Konut Yönergesi'nde, yukarıda açıklanan mevzuat hükümlerine aykırı şekilde; anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlar ile terör örgütü üyeliği veya yöneticiliği suçlarından haklarında düzenlenen iddianamenin kabulüne karar verilenlerin on beş (15) gün içerisinde oturdukları konutu tahliye etmeleri gerektiğinin düzenlendiği anlaşılmaktadır.
Bu durumda, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 124. maddesi hükmü uyarınca, Kanun koyucunun genel prensipleri belirlemesi koşuluyla düzenlenecek konunun uygulanması ve uygulamaya ilişkin ayrıntıların belirlenmesi amacıyla idareye tanınan alt düzenlemeler yapma yetkisi, yasama organının çizdiği sınırlar içinde, başta Anayasa olmak üzere, kanun, tüzük gibi üst hukuk normlarına aykırı olmamak kaydıyla kullanılabileceğinden, üst hukuk normlarına aykırı olan dava konusu düzenlemede hukuka uyarlık bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, dava konusu düzenlemenin iptaline karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.”
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onikinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY:
Hava Kuvvetleri Komutanlığında hava personel astsubay kıdemli başçavuş olarak görev yapan ve İstanbul ilinde bulunan Türk Silahlı Kuvvetlerine ait Yeşilyurt Mahallesi Lojmanlarında ikamet eden davacının, 15 Temmuz 2016 tarihinde gerçekleşen darbe girişimine katıldığından bahisle hakkında yapılan soruşturma sonucu düzenlenen iddianamenin kabulü ile İstanbul 25. Ağır Ceza Mahkemesinde yargılamasının devam ettiği esnada, 17/05/2019 tarih ve E:288222 sayılı Bakan onayı ile 319-2(B) Türk Silahlı Kuvvetleri Konut Yönergesi'nin “Konuttan çıkma, konuttan çıkarılma ve konutun iadesi" başlıklı dördüncü bölümünün 1. maddesinin birinci fıkrasının (l) bendine eklenen "Anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlar ile terör örgütü üyeliği veya yöneticiliği suçlarından haklarında düzenlenen iddianamenin kabulüne karar verilenler ile" ibaresinin iptali istemiyle bakılan dava açılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT:
926 sayılı Türk Silâhlı Kuvvetleri Personel Kanunu'nun "Açığa çıkarılan, tutuklanan veya firar ve izin tecavüzünde bulunan, cezası infaz edilmekte olan subaylar hakkında yapılacak işlem:" başlıklı 65. maddesinin birinci fıkrasının (f) bendinde ise; "(Değişik: 26/3/1982 - 2642/10 md.) Açığa alınan ya da tutuklananlar;
1) Hizmet eri tazminatından ve bu Kanunda öngörülen aile yardım ödeneği, mahrumiyet yeri ödeneği, doğum yardım ödeneği, ölüm yardım ödeneği, tedavi ve cenaze masrafları, yakacak yardımı, giyecek ve yiyecek (tayın bedeli) yardımı, tahsil bursları ve yurttan faydalanma, lojmandan faydalanma hükümlerinden yararlanmaya devam ederler. ..." hükmü düzenlenmiştir.
375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname"ye 25/07/2018 tarih ve 7145 sayılı Kanun"un 26. maddesiyle eklenen Geçici 35. maddenin ilgili kısmı ise şu şekildedir:
"A) Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren üç yıl süreyle; terör örgütlerine veya Millî Güvenlik Kurulunca Devletin millî güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara üyeliği, mensubiyeti veya iltisakı yahut bunlarla irtibatı olduğu değerlendirilen Anayasa Mahkemesi üyeleri hakkında Anayasa Mahkemesi Genel Kurulunun salt çoğunluğunca; Yargıtay daire başkanı ve üyeleri hakkında Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunca; Danıştay daire başkanı ve üyeleri hakkında Danıştay Başkanlık Kurulunca; hâkim ve savcılar hakkında Hâkimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulunca, askeri hâkimler hakkında Milli Savunma Bakanının başkanlığında, Milli Savunma Bakanı tarafından birinci sınıf askeri hâkimler arasından seçilecek iki askeri hâkimden oluşan komisyonca ve Sayıştay meslek mensupları hakkında Sayıştay Başkanının başkanlığında, başkan yardımcıları ile Sayıştay Başkanı tarafından belirlenecek bir daire başkanı ve bir üyeden oluşan komisyonca meslekte kalmalarının uygun olmadığına ve meslekten çıkarılmalarına karar verilir. Bu kararlar, Resmî Gazetede yayımlanır ve yayımı tarihinde ilgililere tebliğ edilmiş sayılır. Meslekten çıkarma kararlarına karşı ilgili kanunlarda yer alan hükümler uyarınca itiraz edilmesi veya yeniden inceleme talebinde bulunulması üzerine verilen kararlar da Resmî Gazetede yayımlanır ve yayımı tarihinde ilgililere tebliğ edilmiş sayılır. Bu kişiler hakkında alınan kararlar on beş gün içinde Devlet Personel Başkanlığına bildirilir. Görevden uzaklaştırılanlar veya görevlerine son verilenlerin silah ruhsatları ve pasaportları iptal edilir ve bu kişiler oturdukları kamu konutlarından veya vakıf lojmanlarından on beş gün içinde tahliye edilir.
Bu fıkranın birinci paragrafı uyarınca görevine son verilenler hakkında bu maddenin (B) fıkrasının ikinci paragrafı hükümleri uygulanır. Ayrıca askeri hâkimlerin askeri rütbeleri, mahkûmiyet kararı aranmaksızın alınır.
B) Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren üç yıl süreyle; terör örgütlerine veya Millî Güvenlik Kurulunca Devletin millî güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara üyeliği, mensubiyeti veya iltisakı yahut bunlarla irtibatı olduğu değerlendirilen;
1) 27/7/1967 tarihli ve 926 sayılı Türk Silâhlı Kuvvetleri Personel Kanununa tabi personel Milli Savunma Bakanının onayı ile kamu görevinden çıkarılır.
Bu fıkraya göre görevlerine son verilenlerin silah ruhsatları, gemi adamlığına ilişkin belgeleri ve pilot lisansları iptal edilir ve bu kişiler oturdukları kamu konutlarından veya vakıf lojmanlarından on beş gün içinde tahliye edilir. Bu kişiler özel güvenlik şirketlerinin kurucusu, ortağı ve çalışanı olamaz..." hükümlerine yer verilmiştir.
Türk Silahlı Kuvvetleri Konut Yönergesi'nin "Konuttan Çıkma, Konuttan Çıkarılma ve Konutun İadesi" başlıklı Dördüncü Bölümünün 1. maddesinin birinci fıkrasının (l) bendinde; "Anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlar ile terör örgütü üyeliği veya yöneticiliği suçlarından haklarında düzenlenen iddianamenin kabulüne karar verilenler ile (ilave 17/05/2019) Türk Ceza Kanununun 221. maddesinden faydalanmak için başvuranlar kendilerine yapılan tebligat tarihinden itibaren bulundukları konutu 15 gün içerisinde tahliye eder. Söz konusu personel kimlikleri, MSB.lığı, Gnkur.Bşklığı ve Kuv.K.lıkları tarafından konut tahsis makamlarına bildirilir. Tebligat işlemleri ise konut tahsis makamları tarafından zaman geçirmeksizin yapılır. (ilave 29/06/2019)" kuralı yer almaktadır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
Uyuşmazlık, MSY/319-2 (B) Türk Silahlı Kuvvetleri Konut Yönergesi'nin konuttan çıkma, konuttan çıkarılma ve konutun iadesine ilişkin Dördüncü Bölümünün, "Konuttan çıkma" başlıklı 1. maddesinin birinci fıkrasının (l) bendine 17/05/2019 tarihli değişiklikle eklenen ibarenin, dayanağı olan üst hukuk normuna ve hukuka uygun olup olmadığı hususlarından kaynaklanmaktadır.
Türk Silahlı Kuvvetleri Konut Yönergesinde yapılan (17/05/2019 tarihli) değişikliğin iptalinin istendiği dikkate alınarak, uyuşmazlık, MSY/319-2 (B) Türk Silahlı Kuvvetler Konut Yönergesi'nin Dördüncü Bölümünün 1. maddesinin birinci fıkrasının (l) bendinde yer alan; "Anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlar ile terör örgütü veya yöneticiliği suçlarından haklarında düzenlenen iddianamenin kabulüne karar verilenler ile" ibaresinin iptali istemine hasren incelenmiştir.
Yukarıda açık metinlerine yer verilen 926 sayılı Türk Silâhlı Kuvvetleri Personel Kanunu hükümleri uyarınca açığa alınan ya da tutuklanan subay, astsubay ve askeri memurların, taraflarına tahsis edilen kamu konutlarından faydalanmaya devam edecekleri anlaşılmaktadır.
Diğer taraftan, yukarıda alıntısına yer verilen 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin Geçici 35. maddesinin (B) bendinde, 926 sayılı Kanun'a tabi personelden, yalnızca görevlerine son verilenlerin kamu konutlarından tahliye edileceği hükmüne yer verilmiştir. Aynı maddenin (A) bendi incelendiğinde ise; göreve son verilme şartının aranmadığı, anılan bentte sayma yoluyla belirtilen kamu görevlilerinin görevden uzaklaştırılmaları halinde, tahsis edilen kamu konutlarından tahliye edilecekleri hüküm altına alınmıştır.
Türk Silahlı Kuvvetleri personeli yönünden kamu konutlarından tahliye için açığa alınmanın ya da tutuklanmanın yeterli görülmeyerek, göreve son verilme şartı öngörülmesi karşısında; görevinden uzaklaştırılan veya Mahkemece hakkında düzenlenen iddianame kabul edilerek, sanık sıfatıyla yargılanmaya başlayan Türk Silahlı Kuvvetleri personelinin kamu konutlarından tahliye edilemeyeceği sonucuna ulaşılmaktadır.
Ancak, dava konusu edilen Türk Silahlı Kuvvetleri Konut Yönergesi'nde, yukarıda açıklanan kanuni düzenlemelere aykırı şekilde; anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlar ile terör örgütü üyeliği veya yöneticiliği suçlarından haklarında düzenlenen iddianamenin kabulüne karar verilenlerin 15 gün içerisinde oturdukları konutu tahliye etmeleri gerektiğinin düzenlenmiştir.
Bu durumda; Anayasa'nın 124. maddesi uyarınca, kanun koyucunun genel prensipleri belirlemesi koşuluyla düzenlenecek konunun uygulanması ve uygulamaya ilişkin ayrıntıların belirlenmesi amacıyla idareye tanınan alt düzenlemeler yapma yetkisi, yasama organının çizdiği sınırlar içinde, başta Anayasa olmak üzere, kanun, tüzük gibi üst hukuk normlarına aykırı olmamak kaydıyla kullanılabileceğinden, üst hukuk normlarına aykırı olan dava konusu düzenlemede hukuka uygunluk bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Öte yandan, her ne kadar idare tarafından; "Silahlı Kuvvetlerle ilgili maddi ve manevi değerde saklanması veya gizlenmesi gereken her çeşit bilgi veya tesisin personelin fikri veya fiziki kontrolünde olduğu, dolayısıyla personelin hassas ölçülerle değerlendirilmesinin başlı başına güvenlik önlemi sayılacağı, 15 Temmuz 2016 tarihinde Devlet aleyhinde gerçekleşen hain bir darbe girişiminde bulunulduğu, anayasal düzenin, milli iradenin, hukuk devletinin, demokrasinin ve temel hak ve hürriyetlerin korunması, benzer bir girişimin tekrar etmemesi ve terörle mücadelenin etkin bir biçimde sürdürülebilmesi amacıyla OHAL ilan edildiği ve OHAL süresince birtakım ivedi tedbirlerin alınmasının zorunlu hale geldiği, kamu hizmetini yürütmekle görevli olan idarenin, milli güvenliğin ve Devletin devamlılığının sağlanabilmesi amacıyla birtakım tedbirler alması gerektiği" ifade edilerek, bu hususi durumun, tesis edilen işlemin gerekçesi olduğu belirtilmekte ise de; 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin Geçici 35. maddesinde; idarenin iddialarında belirtilen olağanüstü süreçle bağlantılı birtakım tedbirler düzenleme altına alınırken, kanun koyucu tarafından Türk Silahlı Kuvvetleri personeli bakımından açığa alınmanın, hakkında ceza davası açılmış olmasının yeterli görülmemesi ve 926 sayılı Kanun hükümlerine istisna getirir nitelikte bir düzenleme yapılmaması karşısında, bu savunmaya itibar edilmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Dava konusu Milli Savunma Bakanlığı'nın 319-2(B) Türk Silahlı Kuvvetleri Konut Yönergesinin “Konuttan çıkma, konuttan çıkarılma ve konutun iadesi başlıklı” dördüncü bölümünün 1. maddesinin birinci fıkrasının (l) bendine eklenen "Anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlar ile terör örgütü üyeliği veya yöneticiliği suçlarından haklarında düzenlenen iddianamenin kabulüne karar verilenler ile" ibaresinin İPTALİNE,
2. Ayrıntısı aşağıda gösterilen toplam …-TL yargılama giderinin ve karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca takdir edilen …TL vekâlet ücretinin davalı idareden alınarak davacıya verilmesine,
3. Posta gideri avansından artan tutarın kararın kesinleşmesinden sonra istemi halinde davacıya iadesine,
4. Bu kararın tebliğ tarihini izleyen 30 gün içerisinde Danıştay İdari Dava Daireleri Kuruluna temyiz yolu açık olmak üzere, 17/05/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.