Danıştay 10. Daire 2018/1229 Esas 2022/5304 Karar
Karar Dilini Çevir:
Danıştay
Dairesi: 10. Daire
Esas No: 2018/1229
Karar No: 2022/5304
Karar Tarihi: 22.11.2022




T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2018/1229
Karar No : 2022/5304
TEMYİZ EDEN (DAVACILAR) : 1- ...
2- ...
3- ...
VEKİLİ : Av. ...
KARŞI TARAF (DAVALI) : ... Bakanlığı
VEKİLİ : Av. ...

İSTEMİN_KONUSU : ... Bölge İdare Mahkemesi ... İdare Dava Dairesinin ... tarih ve E:... , K:... sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacılar tarafından; davacılardan ... 'ın Balıkesir L Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda tutuklu olarak bulunmakta iken, aynı koğuşta tutuklu bulunan çocuklarca, cinsel istismarda bulunulması nedeniyle uğranıldığı ileri sürülen manevi zarar karşılığı olarak davacı ... için 100.000,00 TL, anne ve babası olan diğer davacılar için ayrı ayrı 50.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istenilmektedir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: ... İdare Mahkemesinin ... tarih ve E:... , K:... sayılı kararıyla; meydana gelen olayda tutuklulara ilişkin yerleştirmelerin ne şekilde yapıldığının, tutukluların hangi periyotlarla psikolojik teste tabi tutulduklarının, olayın meydana geldiği iddia edilen yere en yakın infaz koruma memurunun bulunduğu mesafenin ne kadar olduğunun, koğuş kontrolünün ne şekilde ve hangi aralıklarla yapıldığının bildirilmesinin istenilmesine ilişkin Mahkemelerinin 14/04/2017 tarihli ara kararına davalı idarece verilen cevapta; mevzuat gereği suça sürüklenen çocuk tutukluların yaş ve cinsiyet ayrımına uygun tasnif edilmiş koğuşlara yerleştirildiği, çocuk tutuklulara doktorun istemesi üzerine psikolojik test uygulandığı, iddia edilen olayın meydana geldiği yere en yakın infaz koruma memurunun bulunduğu mesafenin yaklaşık 25 metre olduğu ve çocuk koğuşlarının kontrolünün ardıç eğitimi almış görevli infaz koruma memurları tarafından 15 dakikada bir olmak üzere yapıldığının bildirildiği, uyuşmazlıkta; olayın meydana geldiği iddia edilen yer yatakhane olduğu için özel hayatın gizliliği ilkesi gereğince kamera ile izlenmesinin mümkün olmadığı, yatakhanede acil çağrı butonu sisteminin kurulu olduğu, koğuşların kontrolünün düzenli aralıklarla yapıldığı, diğer yandan, aynı suç türü nedeniyle tutuklu bulunan küçük ile mezkur şahıslar arasında husumet bulunduğu yolunda idareye yansıtılan bir şikayet veya iddia edilen nitelikte bir olayın gerçekleşme ihtimali bulunduğuna yönelik herhangi bir tespitin ise mevcut olmadığı, iddia olunan zararlı sonuç ile yürütülen kamu hizmeti arasında uygun nedensellik bağı bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: ... Bölge İdare Mahkemesi ... İdare Dava Dairesince; istinaf başvurusuna konu ... İdare Mahkemesi kararının hukuka ve usule uygun olduğu ve davacılar tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği gerekçesiyle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ_EDENİN_İDDİALARI : Davacılar tarafından, olayda idarenin sorumluluğunun bulunduğu iddiasıyla Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI_TARAFIN_SAVUNMASI : Davalı idare tarafından temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : ...
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulüyle Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE :
MADDİ OLAY :
Dava dosyasının incelenmesinden; Balıkesir L Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda tutuklu bulunan davacılardan ... 'ın, 06/05/2014 tarihinde aynı koğuşta tutuklu bulunan... ve ... tarafından cinsel istimara uğradığını iddia etmesi üzerine kurum doktoru tarafından muayene edilmek üzere Balıkesir Atatürk Devlet Hastanesine sevk edildiği, bu hastanece düzenlenen 06/05/2014 tarihli genel adli muayene raporunda davacının vücudunda herhangi bir darp ve cebir izine rastlanılmadığının belirtildiği, fiili livata iddasıyla ilgili olarak Çocuk Cerrahisi Polikliniğine, olay sonrası stres bozukluğu için Çocuk Psikiyatri Polikliniğine sevkedildiği, Atatürk Devlet Hastanesi Çocuk Cerrahisi Polikliniğinde 06/05/2014 tarihinde yapılan muayenede davacıda fiili livata bulgusunu düşündürecek ekimoz, kanama, füsür saptanmadığı yönünde rapor düzenlendiği, Atatürk Devlet Hastanesi Çocuk Psikiyatri Polikliniğinde yapılan muayene sonucunda davacının olayın üzerinden geçen süre dikkate alınarak akut stres bozukluğu yaşamakta olduğunun belirtildiği, bunun üzerine söz konusu olay ile ilgili adı geçen tutuklular hakkında Balıkesir L Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu Müdürlüğü Disiplin Kurulu Başkanlığının ... tarih ve ... sayılı kararıyla davacı ...'ın muayenesinde darp, cebir izine rastlanılmadığı ve fiili livata iddası ile ilgili olarak tıbbi muayenesinde fiili livatayı düşündürecek bulgunun olmadığı ve 12/05/2014 tarihli ifadesinde kimseden şikayetçi olmadığı yönünde ifade verdiği gerekçesiyle "ceza verilmesine yer olmadığına" karar verildiği, olaya ilişkin olarak somut ve yeterli delil olmaması nedeniyle görevli personel hakkında disiplin soruşturması yapılmadığı, öte yandan yürütülen adli soruşturma neticesinde açılan ceza davasında ... Ağır Ceza Mahkemesinin ... tarih ve E:... , K:... sayılı kararıyla ... ve ... hakkında "organ sokmak suretiyle cinsel istismar" suçundan mahkumiyet kararı verilmesi üzerine davacılar tarafından olay nedeniyle uğradıkları manevi zararların giderilmesi istemiyle 03/11/2015 tarihinde davalı idareye başvurulduğu, söz konusu talebin ... tarih ve ... sayılı işlem ile reddedilmesi üzerine bakılan davanın açıldığı görülmektedir.
İLGİLİ MEVZUAT:
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 17. maddesinde, herkesin yaşama, maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkına sahip olduğu; 56. maddesinde, Devletin, herkesin hayatını beden ve ruh sağlığı içinde sürdürmesini sağlamakla yükümlü olduğu, 125. maddesinin son fıkrasında, idarenin, eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü olduğu kurala bağlanmıştır.
İdarenin kamu hizmetinin yürütülmesinden doğan zarardan sorumlu tutulmasını gerektiren kuramlardan birisi hizmet kusurudur. İdarenin yürütmekle yükümlü olduğu bir hizmetin kuruluşunda, düzenlenişinde veya işleyişindeki nesnel nitelikli bozukluk, aksaklık veya boşluk olarak tanımlanabilen hizmet kusuru; hizmetin kötü işlemesi, geç işlemesi veya hiç işlememesi hallerinde gerçekleşmekte ve idarenin tazmin yükümlülüğünün doğmasına yol açmaktadır.
Diğer taraftan, idarelerin kamu hizmetlerinin gereği gibi işlemesini sağlayacak organizasyonları yaparak yeterli araç ve gereçle donatılmış bina, tesis ve araçlarla hizmetin özelliğine uygun olarak seçilen ve yetişmiş personelle hizmeti yürütmek yükümlülüğünün bulunduğu da tartışmasızdır.
Dava konusu olayın gerçekleştiği tarihte yürürlükte olan 2992 sayılı Adalet Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabulü Hakkında Kanun'un 1. maddesinde, adalet kurumlarının açılması, geliştirilmesi ve denetimi bu kanunun amaçları arasında belirlenirken; 2. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinde, kanunlarda kurulması öngörülen mahkemeleri açmak ve teşkilatlandırmak, ceza infaz ve ıslah kurumları, icra ve iflas daireleri gibi her derece ve türdeki adalet kurumlarını planlamak, kurmak ve idari görevleri yönünden gözetim ve denetimini yapmak ve geliştirmek; (j) bendinde, ilgili mevzuat hükümlerine göre infaz ve ıslah işlerini düzenlemek Adalet Bakanlığının görevlerini arasında sayılmıştır.
5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun'un "Hapis cezalarının infazında gözetilecek ilkeler" başlıklı 6. maddesinin 1. fıkrasının (f) bendinde, ceza infaz kurumlarında hükümlülerin yaşam hakları ile beden ve ruh bütünlüklerini korumak üzere her türlü koruyucu tedbirin alınmasının zorunlu olduğu kuralına yer verilmiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Dava konusu olaya ilişkin ceza davası ve dosyada mevcut bilgi ve belgelerin incelenmesinden, davacı ...'ın ..., ... ile aynı koğuşta kaldığı, davacının ilk olarak 03/05/2014 tarihinde saat 23.00 civarlarında koğuşta bulunduğu sırada ... ve ... tarafından istismar edildiği, adı geçenlerin 04/05/2014 tarihinde farklı zamanlarda eylemlerine devam ettikleri, başka bir koğuşta kalan ...'nin de bu kişilerin davacıya yönelik eylemlerine şahit olduğu, davalı idarenin ise 06/05/2014 tarihinde davacı tarafından yaşadıklarının infaz ve koruma memuruna anlatılması üzerine olaylardan haberdar olduğu anlaşılmaktadır.
Olayda, davacıya yönelik eylemlerin bir defaya mahsus olmadığı, faillerin iki günde farklı zamanlarda eylemlerine devam ettikleri anılan hususun ceza yargılamasında verilen mahkumiyet kararının ... Ceza Dairesinin E:..., K:... sayılı onama kararı ile sabit olduğu hususu göz önünde bulundurulduğunda; meydana gelen olayda yürüttüğü kamu hizmetinin gereği olarak gözetim ve koruması altında bulunan tutukluların izlenmesi, gözetilmesi ve gerektiğinde beden ve ruh bütünlüğünü korumaya yönelik önlemleri almakla görevli olan davalı idarece koğuşların kontrol ve denetimi konusunda gerekli dikkat ve özenin gösterilmediği, bu odalarda cinsel istismar ve benzeri suçların işlenmesini önleyecek nitelikte ve yeterlilikte tedbirin alınmadığı anlaşılmaktadır.
Bu durumda, Bölge İdare Mahkemesince hizmet kusuru ilkesi uyarınca davacıların uğradıkları zararın davalı idarece tazminine karar verilmesi gerekirken, iddia olunan zararlı sonuç ile yürütülen kamu hizmeti arasında uygun nedensellik bağı bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddi yolunda verilen İdare Mahkemesi kararına yönelik istinaf isteminin reddine ilişkin temyize konu ... Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesi kararında hukuki isabet bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacıların temyiz isteminin KABULÜNE,
2. Davanın reddine ilişkin ... İdare Mahkemesi kararına yönelik olarak yapılan istinaf başvurusunun reddi yolundaki temyize konu ... Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın ... Bölge İdare Mahkemesi ... İdare Dava Dairesine gönderilmesine, 22/11/2022 tarihinde oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.