Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/629 Esas 2023/373 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesi
Esas No: 2022/629
Karar No: 2023/373
Karar Tarihi: 03.04.2023

T.C. BURSA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİEsas-Karar No: 2022/629 Esas - 2023/373
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
BURSA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİGEREKÇELİ KARAR
ESAS NO: 2022/629 Esas
KARAR NO: 2023/373
HAKİM:
KATİP:
DAVACI :
VEKİLİ: Av.
DAVALI :
VEKİLİ: Av.
DAVA: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 30/05/2022
KARAR TARİHİ: 03/04/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 05/04/2023
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA VE SAVUNMA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Müvekkilinin ... İçecek Gıda ve İhtiyaç Maddeleri İç ve Dış Ticaret Limited Şirketi'nin Düzce şubesinde plasiyer elamanı olarak çalıştığı sırada çalışmasına istinaden işçilik alacakları ve tazminat talebiyle arabuluculuğa başvurduğunu, arabuluculuk anlaşması üzerine alacakların tahsili için işlemleri devam ederken davalı tarafından Bursa 14.İcra Müdürlüğünün 2022/135 sayılı dosyası üzerinden 158.000,00TL bedelli bonoya dayanak oluşturmak suretiyle müvekkili aleyhine icra takibi başlatıldığını, davalı tarafından icra takibine dayanak oluşturulan senedin ... İçecek Ltd. Şti sahibi ... tarafından işveren nezdinde işe girerken alınmış boş bir teminat senedi olduğunu, söz konusu senedin sadece imzasının müvekkiline ait olduğunu, işveren tarafından boş olarak alınan teminat senedini işverenle ticari ilişkisi bulunan davalı adına doldurulmak suretiyle anlaşmalı takip yapıldığını, bu şekilde müvekkilinin alacaklarını tahsil etmesini engellemek ve alacak hakkını bertaraf etmek istediğini, müvekkilinin davalıya takibe dayanak senet nedeniyle herhangi bir borcu bulunmadığını beyan ederek müvekkilinin haksız olarak zarara uğramaması ve doğması muhtemel zararların önüne geçmek için Bursa 14.İcra Müdürlüğünün 2022/135E. sayılı dosyası üzerinden yürütülen icranın teminatsız olarak tedbiren durdurulmasına, müvekkilinin Bursa 14.İcra Müdürlüğünün 2022/135E. sayılı dosyasına konu senet nedeniyle davalıya borcu olmadığının tespitine, davalı tarafından tahsilat yapılması halinde davaya istirdat davası olarak devam edilmesine ve ödenen bedellerin ödeme tarihinden itibaren yasal faiziyle istirdatına, senedi icraya koyan davalı işverinin kötüniyetli olması nedeniyle takibe konu alacak miktarının %20'sinden az olmamak kaydıyla kötüniyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalıya usulüne uygun dava dilekçesi tebliğ edilmiş ancak davalı tarafından savunmada bulunulmamıştır.
DELİLLER:
Dava dilekçesi,tarafların karşılıklı beyan dilekçeleri, Bursa 14. İcra Dairesinin 2022/135 sayılı icra takip dosyası, Bursa Cumhuriyet Başsavcılığının 2022/15448 Soruşturma sayılı dosyası, yazılan müzekkere cevapları ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE HUKUKİ SONUÇ:
Toplanan tüm deliller ve dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde açılan dava; dava dilekçesinde gösterilen ve Bursa 14. İcra Dairesi'nin 2022/135 sayılı icra takip dosyasına konu 158.000,00 TL bedelli senedin teminat senedi olduğundan bahisle davalı tarafa borçlu olunmadığına karar verilmesi talebine ilişkindir.
Mahkememiz dosyasının Bursa 12. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2022/196 Esas, 2022/223 Karar ve 30/05/2022 tarihli görevsizlik kararı ile mahkememiz esasına kaydedilmiş olduğu anlaşılmıştır.
TTK' nın 776/1. maddesinin (b) bendinde bono veya emre yazılı senedin "kayıtsız ve şartsız" belirli bir bedeli ödeme vaadini içermesi gerektiği, 777. maddesinde de bu unsuru içermeyen bir senedin bono sayılmayacağı hükme bağlanmıştır.
Yargıtay HGK'nın 14.3.2001 tarih ve 2001/12-233 sayılı kararı ile 20.6.2001 tarih ve 2001/112-496 sayılı kararlarında da benimsendiği üzere dayanak belgenin hangi ilişkinin teminatı olduğu yazılı belge ile kanıtlanmalıdır. İİK' nın 169/a maddesi uyarınca sözkonusu yazılı belgede takip dayanağı senede açıkça atıf yapılması zorunlu olup, açıkça atıf yapıldığının kabulü için senedin, vade ve tanzim tarihleriyle miktarlarının belirtilmesi gereklidir.
Takibe konu senet örneği incelendiğinde; borçlu/keşidecinin davacı olduğu, alacaklının davalı olduğu, davalı tarafından kambiyo senetlerine mahsusu haciz yolu ile Bursa 14. İcra Dairesi'nin 2022/135 Esas sayılı icra dosyasında takibe konu edildiği, 158.000,00 TL asıl alacak ve 435,04 TL işlemiş faiz üzerinden takip yapıldığı,senet incelendiğinde"nakden" bedel kaydı olduğu görülmektedir.
4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu'nun “ispat yükü” başlıklı 6. maddesinde; “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür” ifadesine yer verilmiştir.
Kanuni bir karineye dayanan taraf, sadece karinenin temelini oluşturan vakıaya dair ispat yükü altındadır. Kanunda öngörülen istisnalar dışında karşı taraf, kanuni karinenin aksini ispat edebilir.
Usul hukukumuzda senede karşı senetle ispat zorunluluğu ilkesi kabul edilmiştir. Senede bağlı olan her çeşit iddiaya karşı def'i ( savunma ) olarak ileri sürülen ve senedin hüküm ve kuvvetini ortadan kaldıracak veya azaltacak nitelikte bulunan hukuki işlemler, 290. maddedeki meblağdan az bir miktara dair olsa bile tanıkla ispat olunamaz; ancak senet ( kesin delil ) ile ispat edilebilir.
Bütün mücerret alacaklarda olduğu gibi kambiyo senedi alacağı da kural olarak uygun bir asıl borç ilişkisine, bir illi ilişkiye dayanır. Bir kambiyo senedi düzenleyip veren ve bu senedi alan herkes, bütün hukuki işlemlerin yapılmasına temel teşkil eden bir gayeye ulaşmak istemektedir. İşte bu gaye bir kambiyo senedinde mündemiç hakkın doğumu ve devri açısından hukuki sebebi teşkil eder. Kambiyo senedi düzenlenmesi dolayısıyla ortaya çıkan ilişki "kambiyo ilişkisi" ismiyle anılmaktadır. Kambiyo senedi vermek suretiyle borç altına giren borçlu "kambiyo taahhüdü"nde bulunmuş olur. Kambiyo ilişkisinin altında esas itibariyle bir asıl /temel borç ilişkisi vardır. Kambiyo senedinden kaynaklanan talebin geçerliliği, temel ilişkiden kaynaklanan temel talebin ve bununla ilgili olarak taraflar arasında varılmış amaca ilişkin mutabakatın geçerliliğinden tamamen bağımsızdır. Kambiyo senedinden doğan talep hakkına kambiyo hukuku, temel talebe ise, bu talebin ait olduğu hukuk kuralları uygulanır.
Senet, bağımsız borç ikrarını içeren bir senettir. Bu nedenle bir illete bağlı olması gerekmez ve kural olarak ispat yükü senedin bedelsiz olduğunu savlayan tarafa aittir.
Davaya konu senet nakden kaydını içermekte olup;bu kayıt karşısında bedelsizlik bakımından açılan menfi tespit davasında da ispat yükü davacı borçludadır.Davalı tarafça senedin talili yapılmadığından ispat yükünün yer değiştirdiğinden söz edilemeyecektir.
Eğer taraflardan biri senet metninde yazılı kaydın doğru olmadığını söylüyorsa, buna senedin talili denmektedir.Bu anlamda talil senet metninde açıklanan düzenleme(ihdas) nedenine aykırı beyanda bulunma anlamına gelmektedir ve bu hâlde ispat yükünün kaydın aksini iddia edene ait olacağında kuşku bulunmamaktadır.
Senette yazılı bulunan bedel kaydının hem borçlu hem de alacaklı tarafından talil edilmesi hâlinde ispat yükünün hangi tarafta olduğu hususu da üzerinde durulması gereken önemli bir konudur. HMK'nın 191. maddesinin 2. fıkrası ve TMK'nın 6. maddeleri uyarınca borçlunun bononun bedelsiz olduğunu ispat etmesi gerekir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 2017/19-821 Esas ve 2019/58 Karar sayılı kararında benzer bir hadiseye ilişkin olarak içtihat edildiği üzere;".......Davacı, taraflar arasında herhangi bir ticari ilişki olmadığını, malen kayıtlı senedin bedelsiz olduğunu, dava dilekçesinde açıklandığı üzere nakit borç karşılığı düzenlendiğini ileri sürerek menfi tespit isteminde bulunmuş, davalı ise 28.11.2011 tarihinde Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğünde verdiği ifadesinde senedin dava dışı üçüncü kişinin kendisine olan nakit borcunun davacı tarafından üstlenilmesi nedeniyle düzenlendiğini savunmuştur. Yukarıda da ifade edildiği üzere bono bağımsız borç ikrarı içeren bir senet olup, senette bedel kaydının mevcut olması hâlinde ispat yükü kaydın aksini savunan tarafa aittir. Somut olayda ise her iki yanın bononun mal karşılığı olmadığına dair beyanları karşısında senedin her iki tarafça da talil edildiğinin kabulü zorunludur ve bu durumda TMK'nın 6. ve HMK'nın 191. maddesi uyarınca ispat yükünün davacı senet borçlusunda olduğu yolundaki genel kuralın yer değiştirmeyeceği ve davacının senedin bedelsiz olduğunu ispatlaması gerektiği kabul edilmelidir. .." denilmiştir.
Davacı yanca senedin nakden kaydı " teminat" olarak talil edilmiştir.Bu nedenle eldeki davada bedelsizlik iddiasını ispat külfeti davacı yandadır.
O halde yapılan yargılama ve toplanan delillerden;Emsal mahiyette Yargıtay 12. Hukuk Dairesi’nin 2014/11410 E. 2014/13843 K. sayılı ilamında da belirtildiği üzere; bir senedin teminat senedi vasfını taşıyabilmesi için; ya senet metninde açık olarak teminatın hangi hususta verildiğinin belirtilmelisi gerektiği, ya da ayrı bir sözleşmeyle söz konusu teminat senedine atıf yapılarak senedin teminat senedi olduğunun belirlenebilir olmasının sağlanması gerektiği, senet üzerine yazılacak olan "teminattır" ibaresinin tek başına senede teminat senedi olma hüviyetini kazandırmayacağı, "teminat senedidir," "devredilemez", "ciro edilemez", ibarelerinin tek başına geçersiz olduğu ve hiç yazılmamış kabul edileceği,davaya-icra takibine konu senedin teminat senedi niteliğinde olduğunu ispat külfetinin davacı üzerinde olduğu,senet üzerinde teminat senedi olduğuna dair ibare bulunmadığı, davacının iddiasını ispatlar nitelikte yazılı delil sunulmadığı(ilgili CBS dosyasında KYOK kararı verildiği, davacı tarafça yemin delilinin kullanılmayacağının belirtildiği hususu da göz önünde bulundurularak) dikkate alınarak davanın reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.(Emsal mahiyette İstanbul BAM 16. HD'nin 2018/1989 Esas 2021/649 Karar sayılı ilamı dikkate alınarak)
(Her ne kadar davacı tarafça tanık dinletme talebinde bulunmuş ise de dava değeri, davanın mahiyeti, davalı tarafın tanık dinletmeye muvafakatinin olmadığı, kaldı ki icra takibi başlatan davalının, davacının çalıştığı eski iş yerinin sahibi olmadığı hususu da göz önünde bulundurularak davacı tarafın tanık dinletme talebi reddedilmiştir.)
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlere,
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 179,90 TL nispi karar ve ilam harcının peşin alınan 2.698,25 TL , tamamlama harcı 7,42TL olmak üzere toplam 2.705,67TL ' den mahsubu ile bakiye 2.525,77 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerine bırakılmasına, davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
4-Davalı vekil ile temsil edildiğinden AAÜT'ye göre belirlenen 24.700,00 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalıya verilmesine,
5-HMK'nın 333. Maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının hükmün kesinleşmesinden sonra ilgilisine iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren HMK’nın 341. Ve 345. Maddeleri gereğince 2 haftalık yasal süre içinde Bursa Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 03/04/2023

Katip 182779
¸E-imzalıdır.


Hakim 194065
¸E-imzalıdır.



Güvenli elektronik imza ile onaylanmıştır.
Aslının aynı olduğu tasdik olunur.
Katip 182779
¸E-imzalıdır.



Full & Egal Universal Law Academy