BP Petrolleri A.Ş.’ye yönelik yapılan başvuru neticesinde verilen 12.09.2014 tarihli ve 14-32/645-282 sayılı Kurul kararının yeniden değerlendirilmesi talebi - Karar Sayı 15-09/124-M
Karar Dilini Çevir:
Rekabet Kurumu
Karar Sayısı: 15-09/124-M
Karar Türü: Rekabet İhlali
Konu: BP Petrolleri A.Ş.’ye yönelik yapılan başvuru neticesinde verilen 12.09.2014 tarihli ve 14-32/645-282 sayılı Kurul kararının yeniden değerlendirilmesi talebi
Karar Tarihi: 26.02.2015

Rekabet Kurumu Başkanlığından,
REKABET KURULU KARARI
Dosya Sayısı : 2014-1-64
Karar Sayısı : 15-09/124-M
Karar Tarihi : 26.02.2015
A. TOPLANTIYA KATILAN ÜYELER
Başkan : Prof. Dr. Nurettin KALDIRIMCI
Üyeler : Kenan TÜRK, Dr. Murat ÇETİNKAYA, Reşit GÜRPINAR,
Fevzi ÖZKAN, Dr. Metin ARSLAN, Doç. Dr. Tahir SARAÇ
B. RAPORTÖRLER : Tuğçe KOYUNCU, Başak ARSLAN, Muhammed Safa UYGUR,
Metin DEMİRCİ
C. BAŞVURUDA
BULUNAN : - Gizlilik talebi bulunmaktadır.
- BP Petrolleri A.Ş.
Temsilcisi: Av. İlmutluhan SELÇUK
Ebulula Mardin Cad. No: 57 Akatlar Beşiktaş/İstanbul
(1) D. DOSYA KONUSU: BP Petrolleri A.Ş.’ye yönelik yapılan başvuru neticesinde
verilen 12.09.2014 tarihli ve 14-32/645-282 sayılı Kurul kararının yeniden
değerlendirilmesi talebi.
(2) E. DOSYA EVRELERİ: Kurum kayıtlarına 07.01.2015 ve 20.01.2015 tarihlerinde giren
başvurular üzerine hazırlanan 13.02.2014 tarih ve 2014-1-64/BN sayılı Bilgi Notu
görüşülerek karara bağlanmıştır.
(3) F. RAPORTÖR GÖRÜŞÜ: İlgili raporda;
- BP Petrolleri A.Ş. (BP) ile 126 adet bayisi arasında imzalanan Kira+Bayilik Sözleşmesi
veya İntifa+Bayilik Sözleşmesinden oluşan dikey anlaşmalara ilişkin olarak tesis edilen
Rekabet Kurulunun 12.09.2014 tarih ve 14-32/645-282 sayılı kararında herhangi bir
düzeltme yahut değişiklik yapılmasına yer olmadığı,
- Bu nedenle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun (İYUK) 11. maddesi
kapsamında yapılan başvuruların reddinin gerektiği,
- BP’ye; işbu kararın tebliği tarihinden itibaren otuz gün içinde, 12.09.2014 tarih ve 14-
32/645-282 sayılı Kurul kararında belirtilen 126 adet istasyona ilişkin olarak, sözleşme
metinlerinde alıcıya beş yıllık süreyi aşar nitelikte rekabet etmeme yükümlülüğü getiren
hükümlerinin beş yıl süreli olarak düzeltilerek Rekabet Kurumuna tevsik edilmesi
gerektiği, aksi takdirde haklarında 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında
Kanun’un 41. maddesi uyarınca soruşturma başlatılacağı yönünde Kanun’un 9.
maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca görüş bildirilmesi gerektiği
ifade edilmiştir.
G. İNCELEME VE DEĞERLENDİRME
G.1. Başvurulara İlişkin Talepler
(4) BP temsilcisi tarafından gönderilen ve Kurum kayıtlarına 07.01.2015 tarihinde intikal eden
yazıda özetle;
- Rekabet Kurulunun 12.09.2014 tarih ve 14-32/645-282 sayılı kararında yer verilen
temel tespitlerin hatalı olduğu,
- Kurul tarafından incelemeye konu edilen sözleşmelerde malikin yazılı devam iradesi
bulunmaz ise kira/intifa sözleşmelerinin kendiliğinden sona ereceği, esas itibarıyla her
15-09/124-M
2/13

birinin 5 yıllık olan birden fazla sözleşmeden meydana geldiği, bir sonraki sözleşmenin
yürürlüğe girmesi ve hukuksal sonuç doğurması için malikin bir önceki sözleşme
dönemi içerisinde sözleşmenin devamı için açık ve yazılı beyanda bulunması gerektiği,
aksi halde sözleşmenin bir önceki dönemin sonunda kendiliğinden sona ereceği,
- Kararda, kira/intifa sözleşmelerinin malik/bayi tarafından feshedilebileceği belirtilse de,
bu sözleşmeler beşinci yılın sonunda kendiliğinden sona ermekte olup "devam eden bir
sözleşmenin feshinden" bahsedilebilmesinin hukuken mümkün olmadığı,
- İncelenmeye konu sözleşmelerin süresinin zaten 5 yılla sınırlı olduğu, bu nedenle
sözleşme metinlerinde "alıcıya beş yıllık süreyi aşar nitelikte rekabet etmememe
yükümlülüğü" getirildiğine dair iddia ve tespitin herhangi bir hukuki temelinin
bulunmadığı,
- Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) 794 ve devamı hükümlerine göre intifa hakkının sona
ermesinin aşağıdaki gibi düzenlendiği:
“III. Sona ermesi
I. Sona erme sebepleri
Madde 796- İntifa hakkı, konusunun tamamen yok olması ve taşınmazlarda tescilin terkini;
yasal intifa hakkı, sebebinin ortadan kalkması ile sona erer.
Sürenin dolması veya hak sahibinin vazgeçmesi ya da ölümü gibi diğer sona erme sebepleri,
taşınmazlarda malike terkini isteme yetkisi verir.”
- İntifa hakkının tescilini havi her türlü tapu kaydının, ilgili intifanın süresinin sona ermesi
durumunda malike terkini isteme hakkı verdiği, bu çerçevede intifa hakkında dair bir
tescilin, bağlı olduğu hakkın sona ermesi ile hukuken geçerliğini yitirdiği, bu durumun
TMK’nın diğer maddelerinde de açık bir şekilde düzenlendiği:
“II. Ayni hakların sona ermesi
Madde 1026- Bir ayni hakkın sona ermesiyle tescil her türlü hukuki değerini kaybettiği takdirde,
yüklü taşınmaz maliki, terkini isteyebilir.
Tapu memuru bu istemi yerine getirirse, her ilgili, bu işlemin kendisine tebliği tarihinden
başlayarak otuz gün içinde terkine karşı dava açabilir.”
- Yukardaki ilkelerin bir şahsi hak teşkil eden kira hakkı ve buna bağlı gerçekleştirilen
tapu şerhinde de aynen geçerli olduğu, nitekim Tapu Sicili Tüzüğü'nün "Terkin" başlıklı
69(3). maddesinde,
“Kanunda açıkça gösterilen haller ile şerh edilmiş kişisel haklarda ve tescil edilmiş taşınmaz
lehine veya kişisel irtifak haklarında belli bir süre söz konusu ise, bu sürenin dolması halinde
taşınmaz malikinin istemi üzerine terkin işlemi yapılır.”
hükmüne yer verildiği,
- Gerek intifa gerek kira haklarına ilişkin tapuda gerçekleştirilen şerhlerin hakkın
varlığına sıkı sıkıya bağlı olup, hak ile vücut bulup yine hak ile sona eren tali unsurlar
olduğu, bu sebeple bir kira ilişkisine dair yapılan bir şerhin de bağlı olduğu kira
ilişkisinin sona ermesi ile kendiliğinden geçersiz (konusuz, yolsuz) kalacağı ve
terkininin talep edilebileceği,
- İntifa/kira hakkı ve buna bağlı gerçekleştirilen tescil/şerhler hakkında bu
değerlendirmenin bizzat Kurulca kabul edildiği, Kurulun 22.11.2012 tarih ve 12-
59/1559-560 sayılı POAŞ/Çavuşoğlu kararında,
"{...} halihazırda süresi sona ermiş olan intifa hakkının da malik tarafından tapudan terkini
istenebileceği dikkate alındığında, salt intifa hakkı kaydının fiilen tapudan silinmemesinin
2002/2 sayılı Tebliğ'e aykırılık teşkil edeceğinden bahisle POAŞ hakkında 4054 sayılı Kanun
doğrultusunda herhangi bir işlem tesisine yer olmadığı değerlendirilmektedir."
denilmek suretiyle, intifa veya kira sözleşmesinin sona ermesi durumunda, bu hakka
dair tescil/şerhin yapılacak değerlendirmelere tesir etmeyeceği, sona ermiş bir hakka
15-09/124-M
3/13

istinaden kalmış bir şerhin rekabet etmeme yükümlülüğüne yol açmayacağı
değerlendirmesinde bulunulduğu,
- Emsal Kurul kararlarına rağmen kira/intifa süresinin sona ermesi ertesinde ilgili tapu
kaydının hukuken işlevsiz olacağı hususunun göz ardı edildiği ve alınan kararda
Kurulun, yaptığı değerlendirmede kira/intifa hakkının sözleşmelerinin değil ancak
bunlara istinaden getirilen şerhlerin kalkmasına dair bazı koşullar getirilmiş olunmasını
"rekabet etmeme yükümlülüğü"nün varlığı/devam ettiği bakımından yeterli gördüğü,
- Karar kapsamında incelenen sözleşmelerde olduğu gibi kira veya intifa hakkının
süresinin sona erdiği (kira/intifa hakkının ortadan kalktığı/sona erdiği) bir durumda salt
tapuda konusuz kalmış bir tescile/şerhe dayanarak malik/bayi üzerinde 5 yılı aşar
şekilde rekabet etmeme yükümlülüğü getirildiğinden bahsedilemeyeceği,
- Bu açıklamalar çerçevesinde, kira/intifa süresinin bitimiyle birlikte TMK hükümleri
gereği işlevsiz kalan tapu şerhine dayanarak BP'nin istasyon üzerinde herhangi bir hak
iddia edemeyeceği, dolayısıyla 5 yılı aşar nitelikte bir rekabet etmeme
yükümlülüğünden bahsedilemeyeceğinin açık olduğu ve bu sebeple, aksi yönde alınan
kararın değiştirilmesi gerektiği,
- Konusuz kalan bir şerhin BP tarafından karardaki değerlendirmeleri destekler şekilde
kullanıldığına dair fiili tek bir örneğin bulunmaması, hatta BP’nin bilakis malik/bayinin
sözleşmesel yükümlülüklerini yerine getirmesinden bağımsız olarak şerhin
kaldırılmasına hazır olduğunu beyan ettiğine dair geçmiş tarihli somut örneklerin
dosyaya sunulmuş olması ve BP tarafından önaraştırma döneminde Kuruma sunulan
01.09.2014 tarihli yazıda, "Bayi tarafından bu şekilde bir yazılı irade beyanı verilmediği
müddetçe münakit sözleşmelerin ilk beş yılın sonunda herhangi bir ön koşula bağlı
olmaksızın kendiliğinden sonlandığı; diğer bir deyişle, BP tarafından kira veya intifa
haklarının tapudan kaldırılması konusunda beş yılı aşan dönem için peşin ödenen
rakamın geri ödenmesi ve benzeri şartına bağlı olmadığı" hususunun beyan ve taahhüt
edilmiş olması dikkate alındığında, şerhin uygulamada BP tarafından hiçbir surette
sona ermiş bir kira ya da intifa hakkının devam etmesine olanak tanıyan bir unsur
olarak telakki edilmediğini açık bir şekilde gösterdiği,
- BP’nin sözleşmelerinin karara dayanak gösterilen Shell&Turcas kararına konu
sözleşmelerden esaslı tüm unsurları (sözleşmenin feshedilmediği takdirde
kendiliğinden yenilenmesi, feshin koşula bağlanması, yatırım bedelinin iadesinin
düzenlenmesi vb.) yönünden ayrıldığı ve kararın bu yönüyle de hatalı olduğu,
- Kararın "Sonuç" başlığı altındaki 2 numaralı hükmün yazılışının inceleme konusu 126
istasyona ilişkin anlaşmaların bir bütün olarak geçersizlik yaptırımına maruz
bırakılması sonucunu doğurduğu, yukarıdaki hususlar bir yana kararın 2002/2 sayılı
Tebliğ ve ilgili Kılavuz hükümleri ile çelişen bu yönüyle de gözden geçirilmesi gerektiği,
- Söz konusu bölümde 5 yılı aşar nitelikte rekabet etmeme yükümlülüğüne neden olan
düzenlemeler yerine sözleşmelerin bir bütün olarak geçersizlik yaptırımı ile karşı
karşıya bırakıldığı, oysa "ayrılabilirlik" kuralı gereğince böyle bir durumda uygulaması
kısıtlanan veya geçersiz olduğu ileri sürülebilecek düzenlemenin ilgili hükümle sınırlı
olması ve sözleşmenin rekabet hukukunu ilgilendirmeyen diğer kısımlarının ayakta
kalmayı sürdürmesi gerektiği
ifade edilmiş ve bu açıklamalar doğrultusunda, kararın "Sonuç" kısmının 2 ve 3
maddelerinin İYUK’un 11. maddesi çerçevesinde üst makama başvuru kapsamında
değerlendirilmesi, BP’nin karara konu sözleşmelerinin muafiyet koşullarını karşıladığı
yönünde karar tesis edilmesi ve karar tesisinden önce görüşlerinin sözlü olarak iletilmesi
için sözlü görüş toplantısı yapılması talep edilmiştir.
(5) Kurum kayıtlarına 20.01.2015 tarihinde intikal eden gizlilik talepli başvuruda ise,
12.09.2014 tarih ve 14-32/645-282 sayılı Kurul kararının İYUK’un 11. maddesi
15-09/124-M
4/13

çerçevesinde yeniden değerlendirilerek, BP hakkında 4054 sayılı Kanun çerçevesinde
soruşturma açılması talep edilmiştir. Söz konusu başvuruda özetle;
- Rekabet Kurulunun, anılan kararı kapsamında 126 adet sözleşmenin sürelerinin beş
yılı aşar nitelikte olduğu ve grup muafiyetinden ya da bireysel muafiyetten
yararlanamayacağı yönündeki değerlendirmesine rağmen soruşturma açmadığı,
- Danıştay 13. Dairesinin 30.11.2011 tarih, 2011/5424 sayılı ve 02.04.2013 tarih,
2013/901 sayılı kararlarında, Kurulun soruşturma açması gerekirken 4054 sayılı
Kanun’un 9/3. maddesine göre şikayet edilen teşebbüse görüş yazısı gönderilmesini
hukuka aykırı bulduğu,
- Danıştay 13. Dairesinin, yukarıda yer alan kararları kapsamında önaraştırma
sonucunda rekabet kurallarını ihlal eden eylem, karar ve anlaşmaların söz konusu
olmadığının hiçbir kuşkuya yer bırakmayacak şekilde ortaya çıkması halinde Kurulun
soruşturma açılmamasına karar verilmesi gerektiği, fakat önaraştırma sonucu elde
edilen bilgi ve delillerin bu sonuca ulaşmaya elverişli olmaması veya yetersizliği
halinde ise soruşturma açılmasına karar vermesi gerektiğini ortaya koyduğu,
- BP’nin rekabet hukuku mevzuatına uyum iradesinin olmadığı, amacının bayinin 5+x yıl
süreyle anlaşmaya bağlı kalmaya zorlanması olduğu, 5+x yıl süreyle tapuda hak sahibi
olarak ve bayinin beşinci yılın sonunda rekabet etmeme yasağını sonlandırmasını zor
koşullara ve tahdidi sürelere bağlayarak rekabet kurallarına aykırı hareket ettiği ve
dağıtım pazarındaki rakiplerinin kendisi ile eşit koşullar altında rekabet etmesine engel
olduğu,
- Kurulun son yıllarda BP hakkında almış olduğu çok sayıda karar bulunduğu,
- Karşı oy kapsamında da ihlal olmasına rağmen soruşturma açılmamasının ciddi bir
çelişki olduğu
belirtilerek, BP hakkında soruşturma açılmasına karar verilmesi talep edilmiştir.
G.2. Yapılan İnceleme ve Tespitler
(6) Kurulumuzun 12.09.2014 tarih ve 14-32/645-282 sayılı kararına dayanak teşkil eden
30.06.2014 tarihli başvuruda özetle;
- BP ile bayileri arasında akdedilen bazı dikey anlaşmaların 2002/2 sayılı Dikey
Anlaşmalara İlişkin Grup Muafiyeti Tebliği’nde (2002/2 Sayılı Tebliğ) öngörülen 5 yıllık
rekabet etmeme yükümlülüğü süresini aştığı ve sözleşmelerin bu nedenle 4054 sayılı
Kanunun 4. maddesine aykırı hale geldiği,
- BP ile bayisi arasında imzalanan Kira Sözleşmesinde (sözleşme) düzenlenen (5+5+1)
formülüne göre beşinci yılın sonunda yalnızca alıcının beyanıyla irade yenilenmesinin
öngörüldüğü, halbuki Rekabet Kurulu kararlarına göre her iki tarafın da beşinci yılın
sonunda açık iradesinin arandığı,
- Sözleşmede yer alan ve BP’nin 11,5 yıllık kira bedelinin tamamını kira sözleşmesinin
tapuya şerhinden 45 gün içerisinde ödeyeceğine yönelik hükmün hayatın olağan akışı
ile bağdaşmadığı ve bu hükmün alıcıyı sözleşme yapmaya zorlama olarak
değerlendirildiği, sözleşmenin 7. maddesinde öngörülen tasfiye hükümlerinin de bu
amaçla konulduğu,
- Sözleşmenin başlangıç tarihi olarak istasyonda fiilen akaryakıt satışına başlama
tarihinin belirlendiği, halbuki Dikey Anlaşmalara İlişkin Kılavuz’da anlaşmanın yapıldığı
tarihin esas alınacağının açık bir şekilde belirtildiği
ileri sürülerek, BP hakkında gerekli işlemlerin yapılması talep edilmiştir.
(7) Yukarıda özetine yer verilen başvuruyla paralel olarak, yürütülen önaraştırma
kapsamında BP tarafından bilgi isteme yazısına cevaben gönderilen muhtelif yazılarda
ise kısaca;
15-09/124-M
5/13

- İncelemeye konu sözleşmelerin başlangıç anı itibarıyla "5+x yıl" şeklinde
yapılandırılmış dikey ilişkiler olduğu, bu şekilde toplam 129 adet BP istasyonu
bulunduğu,
- Söz konusu istasyonlarla ilgili olarak bayi/maliklerin mutabakatı ile imzalanan Bayilik
Anlaşması 5 yıl olup, sadece intifa/kira sözleşmelerinin 5+x yıl süreli olduğu ve 5+x yıl
süreli İntifa ve Kira Sözleşmelerinin ise ilk 5 yıllık süreden sonrasının devamı için
malik/bayinin birinci beş yıllık sürenin sona ermesinden belli bir süre evvel (genellikle 3
ay) ikinci ve diğer dönemler için sözleşmeye devam ettirme yönünde kabul iradesini
yazılı olarak göstermesine bağlı olduğu,
- Malik/bayi tarafından anlaşmanın devamına yönelik olarak yazılı ve açık bir irade
gösterilmediği durumda sözleşmenin ikinci 5 yıl için (şayet varsa doğal olarak daha
sonraki dönem de dahil olmak üzere) kendiliğinden sona erdiği ve BP’nin dikey ilişkiyi
(örneğin intifa/kira hakkının tapudan terkin edilmesi vb.) tüm unsurlarıyla Kurul
içtihatları ve Harçlar Kanunu çerçevesinde sona erdirmeyi, malik/bayiyi sözleşmenin
devamına hiçbir biçimde zorlamamayı taahhüt ettiği,
- Söz konusu sözleşmelerde malikin, "işlememiş süre olarak kabul edilecek döneme
tekabül eden/peşin ödenmiş" kira/intifa bedeli ve faizini, BP'nin akaryakıt ve otogaz
istasyonu için gerçekleştirdiği yatırımların (inşaat, tadilat ve ekipman desteği vs.),
işlememiş kira/intifa süresine tekabül eden dönemleri için geçerli rayiç bedellerini
ödemeyi ve BP'nin marka ve logosunu içeren her türlü kurumsal kimlik giydirmelerini
(kanopi kaplaması, MID, highrise, shop alın kaplaması vs.) iade etmeyi kabul ettiği,
- Diğer yandan söz konusu anlaşmaların, bayinin aktif kabul iradesini yazılı olarak
göstermemesi durumunda kendiliğinden sona ermekte olup, sona erme için herhangi
bir koşulun bulunmadığı
ifade edilmiştir.
(8) Başvuru konusu sözleşmelere yönelik alınan Kurulumuzun 12.09.2014 tarih ve 14-
32/645-282 sayılı kararında tüm bu hususlar incelenerek;
- BP ile bayileri arasında imzalanan dosya konusu kira sözleşmelerinin 5+x yıl süreli
olarak düzenlendiği, sözleşmelerin ilgili hükmüne göre kiraya verenin beşinci yılın
sonunda sözleşmeyi belli şartlar dahilinde tek taraflı olarak feshedebildiği ve buna
göre, beşinci yılın sonunda kiraya veren “Sözleşmeye devam” iradesini açıkça
göstermezse sözleşmenin feshedilmiş sayıldığı,
- Bu çerçevede BP ile bayileri arasında imzalanan anlaşmaların tümünde alıcıya 2002/2
sayılı Tebliğ’in 5. maddesinde öngörülen beş yıllık süreyi aşar nitelikte rekabet etmeme
yükümlülüğü getirildiği,
- İlgili sözleşmelerin kapsam ve içeriğinden de anlaşılabileceği üzere, BP ile bayileri
arasında imzalanan sözleşmelerin beş yıldan uzun süreli olarak yapıldığı; fakat beşinci
yılın sonunda sözleşmenin devam edebilmesi için malik/bayinin bu yönde açık ve yazılı
iradesinin arandığı, malik/bayinin sözleşmeye devam etmeye karar vermesi halinde
ilgili dikey ilişki aynı koşullarla kalan süresi kadar uzadığı,
- Malik/bayinin bu yönde bir irade belirtmemesi veya fesih iradesi belirtmesi halinde ise
BP tarafından ilgili kira/intifa hakkının terkinin gerektiği, aksi durumda BP aleyhine
cezai şart öngörüldüğü, ancak bahse konu durumun gerçekleşmesinin ise sözleşme
hükümleri gereğince bayinin bir takım yükümlülükleri1 yerine getirmesine bağlandığı ve
BP’nin, kiralayanın feshe bağlanan edimlerini yerine getirmesini müteakip Kira
Sözleşmesi’nin tapu şerhini terkin edeceğinin belirtildiği,

1 Buna göre bayi/malik özetle; işlememiş süre olarak kabul edilecek döneme tekabül eden/peşin ödenmiş kira/intifa
bedeli ve faizini, BP'nin akaryakıt ve otogaz istasyonu için gerçekleştirdiği yatırımların (inşaat, tadilat ve ekipman
desteği vs.), işlememiş kira/intifa süresine tekabül eden dönemleri için geçerli rayiç bedellerini ödemeyi ve BP'nin
marka ve logosunu içeren her türlü kurumsal kimlik giydirmelerini (kanopi kaplaması, MID, highrise, shop alın
kaplaması vs.) iade etmeyi taahhüt etmektedir.
15-09/124-M
6/13

- Her ne kadar BP temsilcisi tarafından gönderilen cevabi yazıda, dosya konusu
anlaşmaların beş yıldan sonra uzatılmasının her iki tarafın açık iradesi ile mümkün
olduğu ve alıcının beş yıllık süre sonunda rekabet etmeme şartına son vermesini
engelleyen herhangi bir durumun olmadığı belirtilerek grup muafiyetinden
yararlanabileceği ileri sürülse de; aynı yazıda sözleşmenin ilk beş yıllık süresi sonunda
feshedilmesi halinde malik/bayinin BP'ye iade etmeyi kabul ettiği tutarları iade etmesi
durumunda BP’nin gecikmeksizin kira/intifayı terk etmek durumunda olduğu yönündeki
ifadelerin de dikkat çektiği,
- Dosya konusu dikey anlaşmalarda yer alan ödenmiş olan kira ve yatırım bedellerinin
iadesine dayalı düzenlemeler, bayinin beş yıllık süre sonunda rekabet etmeme şartına
son vermesini engelleyen hükümler olarak kabul edildiği,
- Ayrıca, her ne kadar BP tarafından sözleşmelerin süresinin beş yıl olduğu ve ikinci beş
yıl için taraflar arasında hukuki veya fiili ilişki kurulmasının bayi ya da malikin yazılı
iradesine bağlı olduğu, bu yazılı irade olmadığı müddetçe ikinci beş yıl için hukuki/fiili
sözleşme kurulmayacağı ve sözleşmelerin herhangi bir ön koşula bağlı olmaksızın
kendiliğinden sonlanacağı iddia edilse de, sözleşmelerle ilgili olarak tapuda tesis edilen
kira veya intifa şerhlerinin devam edeceği ve bu durumun malike/bayiye beş yıllık
süreyi aşar nitelikte rekabet etmeme yükümlülüğü yarattığı, dolayısıyla dikey
anlaşmaların, yapılacak bireysel muafiyet değerlendirmesi saklı kalmak kaydıyla beş
yılı aşan süreler bakımından 2002/2 sayılı Tebliğ kapsamında grup muafiyetinden
yararlanamadığı
değerlendirilmiş ve incelenen dosya kapsamında;
“1. Daha önce üzerinde istasyonlu akaryakıt bayilik faaliyeti yapılmamış arsalar/araziler
üzerinde kurulan ‘BAŞİSKELE’ istasyonuna ilişkin dikey anlaşmaya 16.07.2012 tarihinden,
‘TEPEKUM’ istasyonuna ilişkin dikey anlaşmaya ise 08.04.2014 tarihinden itibaren on yıla
kadar bireysel muafiyet tanınmasına,
2. İncelenen diğer 126 adet istasyona ilişkin dikey anlaşmaların 2002/2 sayılı Tebliğ’in 5.
maddesinde düzenlenen istisnadan yararlanamayacağına, söz konusu dikey anlaşmaların
18.09.2005 tarihinden sonra yapılmış olmaları nedeniyle yapıldıkları tarihten itibaren beş yıl
süreyle 2002/2 sayılı Tebliğ ile tanınan grup muafiyetinden yararlanma ve uygulanma
imkânlarının bulunduğuna, bu tarihten itibaren grup muafiyeti kapsamı dışında kaldığına, söz
konusu dikey anlaşmalara bireysel muafiyet de tanınamayacağına,
3. Bununla birlikte, anılan 126 adet istasyona ilişkin olarak, sözleşme metinlerinde alıcıya beş
yıllık süreyi aşar nitelikte rekabet etmeme yükümlülüğü getiren hükümlerinin beş yıl süreli
olarak düzeltilerek Rekabet Kurumuna tevsik edilmesi gerektiği, aksi takdirde 4054 sayılı
Kanun çerçevesinde işlem başlatılacağı yönünde BP Petrolleri A.Ş.’ye Kanun’un 9. maddesinin
3. fıkrası uyarınca görüş bildirilmesi için Başkanlığın görevlendirilmesine,
4. Bu nedenle BP Petrolleri A.Ş. hakkında 4054 sayılı Kanun'un 41. maddesi uyarınca
soruşturma açılmasına gerek olmadığına”
karar verilmiştir.
(9) Söz konusu karar BP vekiline 16.09.2014 tarih ve 10249 sayılı yazı ile tebliğ edilmiş ve
yazıda, karar sonucuna göre sözleşme metinlerinde yer alan beş yıllık süreyi aşar
nitelikte rekabet etmeme yükümlülüğü getiren hükümlerin, en fazla beş yıl süreli olarak
düzeltilmesi ve sözleşmelerin düzeltilmiş halinin Rekabet Kurumuna tevsik edilmesi, aksi
takdirde 4054 sayılı Kanun çerçevesinde müvekkilleri teşebbüs hakkında işlem
başlatılacağı belirtilmiştir. Gerekçeli karar ise BP vekiline 02.12.2014 tarihinde tebliğ
edilmiştir. Ancak BP, sözleşmelerin düzeltilmiş halini Kurum’a tevsik etmemiş, işbu karara
konu başvuruyu yapmıştır.

G.3. Değerlendirme
15-09/124-M
7/13

(10) İYUK’un “Üst makamlara başvurma” başlıklı anılan maddesinin birinci fıkrasında, “İlgililer
tarafından idari dava açılmadan önce, idari işlemin kaldırılması, geri alınması,
değiştirilmesi veya yeni bir işlem yapılması üst makamdan, üst makam yoksa işlemi
yapmış olan makamdan, idari dava açma süresi içinde istenebilir. …” hükümlerine yer
verilmiştir.
(11) “idari işlemin geri alınması”, bir idari işlemin ilk olarak tesis edildiği tarihten itibaren tüm
hüküm ve sonuçlarıyla ortadan kaldırılmasıdır. Bu bakımdan idari işlemin yargı kararıyla
iptal edilmesiyle benzer bir nitelik arz etmektedir. İşlemin hak kazandırıcı bir işlem olup
olmadığı tartışması bir yana bırakılırsa, doktrinde2 ve içtihatta3 idari işlemin geri
alınabilmesi için idari işlemin açıkça hukuka aykırı olması, ilgilinin hilesi ya da idareyi
aldatması veya idarenin açık hataya düşmesi gibi koşullardan en az birinin varlığının
gerektiği belirtilmektedir.
(12) “İdari işlemin kaldırılması” ise, bir idari işlemin idarenin alacağı bir başka idari karar ile
geleceğe yönelik olarak yürürlükten kaldırılmasını ifade etmektedir. İdari işlemin
kaldırılabilmesi için söz konusu idari işlemin hukuka aykırı olması gibi bir şart
bulunmamakla birlikte, bu tür işlemlere esas teşkil eden kararların ancak ilgili kanunda
gösterilmiş esas ve usule ilişkin koşulların varlığı halinde kaldırılabileceği kabul
edilmektedir4. Kimi durumlarda ise idare, ilgili kararını doğrudan kaldırarak bunun yerini
alacak yeni bir idari karar tesis etmek yerine, kanunda öngörülen usul ve esaslar
çerçevesinde idari işlemini değiştirme yoluna gidebilmektedir. Bu çerçevede “idari işlemin
değiştirilmesi” de esasen idari işlemin geleceğe yönelik olarak ortadan kaldırılması ve
yerine yeni bir idari işlem tesis edilmesidir. Bu nedenle yukarıda bahsedildiği şekliyle idari
işlemlerin kaldırılmasına ilişkin usul ve esaslara tabidir.
(13) 4054 sayılı Kanun incelendiğinde, daha önce tesis edilen idari işlemin geri alınmasına
yahut kaldırılmasına ilişkin hükümlere muafiyet ve menfi tespit kararlarıyla sınırlı olmak
üzere Kanun’un 13. ve 27/1(c) maddelerinde yer verildiği görülmektedir. Kanun’un 13.
maddesinde muafiyet ve menfî tespit kararlarının, kararın alınmasına esas teşkil eden
herhangi bir olayda değişiklik olması, karara bağlanan şartların veya yükümlülüklerin
yerine getirilmemesi ya da kararın söz konusu anlaşma hakkında yanlış veya eksik bilgiye
dayanarak verilmiş olması halinde geri alınabileceği belirtilmekte; 27/1(c) maddesinde ise
Kurulun verilen muafiyet kararları ve menfî tespit belgelerinin ilgili olduğu piyasaları
sürekli takip ederek, bu piyasalarda ya da tarafların durumlarında değişiklikler tespit
edilmesi halinde ilgililerin başvurularını yeniden değerlendirebileceği yer almaktadır.
(14) Bununla birlikte, söz konusu hükümlerin mevcut başvuru bakımından uygulama imkanı
bulunmadığı değerlendirilmektedir. Öncelikle, Kurum kayıtlarına 07.01.2015 tarih ve 71
sayı ile giren BP’ye ait yazıda ve gizlilik talepli 20.01.2015 tarih ve 309 sayılı yazıda
belirtilen hususların, Kurulumuzun 12.09.2014 tarihli ve 14-32/645-282 sayılı kararına
ilişkin yürütülen inceleme kapsamında taraflarca gönderilen bilgi ve belgeler haricinde ek
bir bilgi içermediği ve bu hususlara ilişkin inceleme ve tespitlerin Kurulumuzun aynı
kararında yapıldığı görülmektedir.
(15) İlgili dosya incelendiğinde başvuru konusunu BP ile 126 adet bayisi arasında imzalanan
Kira+Bayilik Sözleşmesi veya İntifa+Bayilik Sözleşmesinden oluşan dikey anlaşmaların
oluşturduğu görülmektedir. Dosya içeriğinin incelenmesinden Bayilik Sözleşmelerinin
(Bayilik Sözleşmesi) standart tip sözleşmeler olduğu ve sözleşme süresinin beş yıl
olduğu; BP ile bayileri arasında imzalanan kira sözleşmelerinin5 ise 5+x yıl süreli olarak

2 Günday, Metin, İdare Hukuku, Ankara, 2002 s. 160
3 Askeri Yüksek İdare Mahkemesinin 05.04.1995 tarih, E. 1993/1050, K. 1995/254 sayılı kararı.
4 Günday, a.g.e – s. 165
5 Dosya kapsamında yer alan çok sayıdaki intifa ve kira sözleşmelerinin yaklaşık aynı hükümleri barındırması nedeniyle
örnek olarak incelenecek kira ve intifa sözleşmelerine yönelik tespit, inceleme ve değerlendirmeler aksi belirtilmedikçe
diğerleri için de geçerli olacaktır.
15-09/124-M
8/13

düzenlendiği anlaşılmaktadır. Sözleşmenin ilgili hükümlerinden de görüleceği üzere,
kiraya veren beşinci yılın sonunda Sözleşmeye devam” iradesini açıkça göstermezse
sözleşmeyi belli şartlar dahilinde tek taraflı olarak feshedebilmektedir. Ancak her ne kadar
sözleşmede kiraya verene tek taraflı olarak fesih yetkisi tanınmış olsa da sözleşmenin
feshedilmesi ve kira şerhinin terkin edilmesinin malik/bayi nezdinde birtakım edimlere
bağlandığı görülmektedir. Buna göre6;
“Kiralayan; '"ikinci kira dönemine" ilişkin kabul iradesini yazılı olarak göstermeyerek işbu
Sözleşmeyi ilk 5 (beş) yıllık kira süresinin hitamında tek taraflı olarak feshetmesi halinde:
a. Kira sözleşmesinin sona erdiği tarihten kira dönemi sonuna kadar işlememiş süre olarak
kabul edilecek döneme tekabül eden toplam 160,000 - USD (yüzaltmışbin Amerikan Doları)
tutarındaki kira bedelini, işbu Sözleşmenin imza tarihinde geçerli 12 aylık Amerikan Doları
(USD) Libor+5 üzerinden beş yıl süre için hesaplanacak faiziyle birlikte USD (Amerikan Doları)
cinsinden veya fatura tarihinde geçerli TCM Bankası döviz satış kuru üzerinden hesaplanacak
TL karşılığı olarak,
b. BP’nin işbu mecur üzerinde kurulu/kurulacak akaryakıt ve otogaz istasyonu için
gerçekleştirdiği ve/veya kira dönemi içerisinde gerçekleştireceği yatırımların (inşaat, tadilat ve
ekipman desteği vs.), işlememiş kira süresine tekabül eden dönemleri için geçerli olmak üzere
fesih tarihindeki rayiç bedellerini,
BP tarafından tanzim olunacak faturalar mukabilinde fatura tarihlerini takip eden 10 gün
içerisinde BP'ye nakden ve def’aten ödemeyi,
c. Sözkonusu akaryakıt ve otogaz istasyonunda mevcut BP marka ve logosunu içeren her türlü
kurumsal kimlik giydirmelerini (kanopi kaplaması, M1D, highrise, shop alın kaplaması vs.) fesih
tarihi itibariyle BP'ye iade etmeyi ve istasyonu BP görünümünden arındırmayı
kabul etmiştir.
BP yukarıda yazılı edimler haricinde Kiralayan'ı sözleşmenin devamına zorlayıcı nitelikte
herhangi bir istem ve/veya eylemde bulunmayacağını, Kiralayan'ın feshe bağlanan edimlerini
yerine getirmesini müteakip engeç 30 gün içerisinde işbu Kira Sözleşmesinin tapu şerhini
terkin edeceğini, işbu taahhütünü yerine getirmediği takdirde ihlalin devam ettiği her gün için
1.000 - USD (bin Amerikan Doları)'nin TCMBankası döviz satış kuru üzerinden hesaplanacak
TL karşılığı tutarındaki cezai şartı Kiralayan'a ödemeyi kabul etmiştir. Kiralayan, anılan "cezai
şart" haricinde, BP'den her ne nam altında olursa olsun herhangi bir ilave bedel ve/veya
tazminat, kar mahrumiyeti talep etmeyeceğini kabul etmiştir.”
(16) İlgili sözleşmelerin kapsam ve içeriğinden de anlaşılabileceği üzere BP ile bayileri
arasında imzalanan sözleşmeler beş yıldan uzun müddetli olarak yapılmakta; fakat
beşinci yılın sonunda sözleşmenin devam edebilmesi için malik/bayinin bu yönde açık ve
yazılı iradesi aranmaktadır. Malik/bayinin sözleşmeye devam etmeye karar vermesi
halinde ilgili dikey ilişki aynı koşullarla kalan süresi kadar uzamaktadır. Malik/bayinin bu
yönde bir irade belirtmemesi veya fesih iradesi belirtmesi halinde ise BP tarafından ilgili
kira/intifa hakkının terkini gerekmektedir, aksi durumda BP aleyhine cezai şart
öngörülmektedir. Bununla birlikte, bahse konu durumun gerçekleşmesi ise yukarıda
örneğine yer verilen sözleşme hükümleri gereğince bayinin bir takım ağır yükümlülükleri
yerine getirmesine bağlanmıştır.
(17) Dikey Anlaşmalara İlişkin Kılavuz’un (Kılavuz) 35. paragrafında,
“…Beş yıllık süreyi aşacak şekilde zımnen yenilenebilen rekabet etmeme yükümlülükleri de grup
muafiyeti kapsamında değildir. Ancak, süresi beş yılı aşmayan veya beş yıldan sonraki uzatmanın
her iki tarafın açık iradesi ile mümkün olduğu ve alıcının beş yıllık süre sonunda rekabet etmeme
şartına son vermesini engelleyen herhangi bir durumun olmadığı hallerde rekabet etmeme
yükümlülüğü grup muafiyetinden yararlanacaktır…”
hükmü bulunmaktadır. Ayrıca Kılavuz’un 38. paragrafında ise şu ifadelere yer
verilmektedir.

6 BP ile (…..) (Bayi) arasında imzalanan 03.11.2010 tarihli “Kira Sözleşmesi”nin “Kiralayan’ın Sözleşmeyi Tek Taraflı
Fesih Hakkı” başlıklı 7. maddesi.
15-09/124-M
9/13

“Rekabet etmeme yükümlülüğüne ilişkin diğer bir önemli husus da, alıcının beş yıllık süre
sonunda rekabet etmeme yükümlülüğünden kurtulmasını engelleyen, taraflar arasındaki esas
sözleşme ile bağlantılı kredi sözleşmeleri, ekipman sözleşmeleri, uzun süreli kira sözleşmeleri gibi
sözleşmeler ya da uzun süreli intifa hakkının tanınması gibi şahsi ya da ayni haklar kapsamında
çeşitli şekillerde ortaya çıkabilen herhangi bir fiili durumun olmaması zorunluluğudur. […] İntifa ve
kira sözleşmeleri ile bayilik, işleticilik, tedarik vb. sözleşmelerin süre açısından uyumlu olmaması
ya da süre bakımından uyumlu olmakla birlikte bu sözleşmelerden birinin diğerinden önce
feshedilmesi halinde rekabet yasağı bakımından uygulanacak muafiyetin süresi yine beş yılı
geçemez. Bu durumda beş yıllık sürenin hesaplanmasında da rekabet yasağına dayalı dikey
ilişkinin kurulduğu ve sona erdiği tarihler dikkate alınır.”
(18) Buna göre bakıldığında, her ne kadar BP temsilcisi tarafından dosya konusu
anlaşmaların beş yıldan sonra uzatılmasının her iki tarafın açık iradesi ile mümkün olduğu
ve alıcının beş yıllık süre sonunda rekabet etmeme şartına son vermesini engelleyen
herhangi bir durumun olmadığı belirtilerek grup muafiyetinden yararlanabileceği ileri
sürülse de; sözleşmenin ilk 5 yıllık süresi sonunda feshedilmesi halinde malik/bayinin
BP'ye iade etmeyi kabul ettiği tutarları iade etmesi durumunda BP’nin gecikmeksizin
kira/intifayı terk etmek durumunda olduğu yönündeki sözleşme hükümlerinin göz ardı
edilemeyeceği açıktır.
(19) Nitekim değiştirilmesi istenen 12.09.2014 tarihli ve 14-32/645-282 sayılı Kurulumuz
kararında tüm bu hususlar dikkate alınarak, dosya konusu dikey anlaşmalarda yer alan
ödenmiş olan kira ve yatırım bedellerinin iadesine dayalı düzenlemeler, bayinin beş yıllık
süre sonunda rekabet etmeme şartına son vermesini engelleyen hükümler olarak
yorumlanmıştır.
(20) Kurulumuz kararları ve mevzuat hükümleri göz önünde bulundurulduğunda, dikey
anlaşmalardaki rekabet etmeme yükümlülükleri incelenirken dikkate alınan unsurların
başında alıcının beş yıllık süre sonunda rekabet etmeme şartına son vermesini
engelleyen herhangi bir durumun mevcut olmaması yer almaktadır. Söz konusu hususa
vurgu yapmak amacıyla ilgili kararda örnek olarak gösterilen 26.08.2010 tarih ve 10-
56/1075-404 sayılı Shell&Turcas kararı incelendiğinde;
“- Kararın konusunu Shell&Turcas ile 39 ayrı istasyona ilişkin olarak muhtelif bayileri arasında
imzalanan dikey anlaşmaların oluşturduğu,
- Dikey anlaşmalar kapsamındaki Ek Protokol uyarınca intifa ve benzeri hakların, tapuya
tescilinden itibaren 5. yılın sonunda herhangi bir bağlayıcılığı kalmayacağı ancak bayinin açık
yazılı onayının bulunduğu durumlarda tapudaki hak terkin edilmeksizin ilişkiye devam
edileceği, bayinin 5. yılın sonunda dağıtıcı ile arasındaki sözleşmesel ilişkiyi bitirmek istemesi
durumunda, taraflar arasındaki anlaşmada kararlaştırılan asıl sözleşmesel süre bakımından
yüklenilen edimlerin fesih tarihinden itibaren ifa edilmeyeceği, geri kalan süreye tekabül eden
ödeme miktarının bayi tarafından dağıtıcıya iade edileceğinin kararlaştırıldığı,
- Geri ödenecek miktarın ise ödeme tutarından kullanılmayacak olan döneme isabet eden ve
kıstelyevm usulü ile hesaplanacak olan tutar olarak belirlenip, bayinin meblağın kendisine
ödendiği tarihten itibaren fiili iade tarihine kadar işleyecek ticari reeskont faizini ödemeyi kabul
ettiği,
- Bayinin fesih talebinde bulunması ve sözleşmenin geri kalan süresi için protokolde öngörülen
ödemeyi yapması durumunda, Shell&Turcas’ın bayinin kendisine sağlamış olduğu intifa ve
benzeri tapusal hakkı kaldırmak ve bayinin göstereceği bir kişi veya şirkete terkin konusunda
vekâlet vermeyi taahhüt ettiği, neticede bayiye sözleşmeyi tek taraflı olarak feshetme hakkı
tanındığı,
- 2010 yılında taraflar arasındaki dikey anlaşma kapsamında, dağıtıcı lehine 20 yıllık intifa hakkı
tesis edildiği varsayımı altında Ek Protokol’de yer alan düzenlemeler çerçevesinde tarafların
2015, 2020 ve 2025 yıllarında ortaya koyacakları iradelerini 2010 yılında açıkladıkları,
- Böylece Shell&Turcas’ın, ödenmiş olan yatırım bedellerinin iadesine dayalı bir düzenleme ile
bayiyi rekabet mevzuatı açısından uzun süre boyunca kendisine bağladığı; başka bir deyişle,
ifa edilmiş olan edimler haricinde taraflar arasındaki ilişkiden kaynaklanan diğer yaptırımların
15-09/124-M
10/13

da bayiyi 5. yılın sonunda sözleşmeyi yenilemeye zorlayabileceği ve dolayısıyla bildirim
konusu dikey anlaşmanın, yapılacak bireysel muafiyet değerlendirmesi saklı kalmak üzere, 5
yılı aşan süreler bakımından 2002/2 sayılı Tebliğ kapsamında grup muafiyetinden
yararlanamadığı”
(21) tespit ve değerlendirmesinde bulunulduğu görülmektedir. Benzer şekilde, mezkûr karar
kapsamında, incelenen sözleşmeler ile malik/bayiye tek taraflı olarak fesih yetkisi
tanınmış olsa da sözleşmenin feshedilmesi sonrasında tapuda tesis edilen kira veya intifa
şerhlerinin terkin edilmesinin kalan süreye ilişkin kira bedeli ile yatırım ve ekipman desteği
bedellerinin ödenmesi gibi malik/bayi nezdinde birtakım edimlere bağlanmasının,
malike/bayiye beş yıllık süreyi aşar nitelikte rekabet etmeme yükümlülüğü yarattığı
değerlendirilmiştir. Dolayısıyla, başvuruda yer alan ve Shell&Turcas kararına konu
sözleşmelerin tüm unsurları yönüyle BP’nin incelenen sözleşmeleri ile farklılaştığı ve
kararın bu yönüyle de açıkça hatalı olduğu iddiasına katılmak mümkün görünmemektedir.
(22) Bununla birlikte, başvuru dilekçesinde kira/intifa haklarına bağlı tapu şerhlerinin, ilgili
"şahsi ya da ayni hakka" bağlı olup, hakkın varlığı sona erince ilgili şerhin de
kendiliğinden hükümsüz kaldığı ve intifa hakkının tescilini havi her türlü tapu kaydının,
ilgili intifanın süresinin sona ermesi durumunda malike terkini isteme hakkı verdiği, bu
çerçevede intifa hakkında dair bir tescilin, bağlı olduğu hakkın sona ermesi ile hukuken
geçerliğini yitirdiği; kira ilişkisine dair yapılan bir şerhin de bağlı olduğu kira ilişkisinin sona
ermesi ile kendiliğinden geçersiz (konusuz, yolsuz) kalacağı ve terkininin talep
edilebileceği ileri sürülmüş olsa da, TMK’nın 796. maddesinden de anlaşılacağı üzere,
intifa hakkının süresinin dolması veya hak sahibinin vazgeçmesi halinde taşınmazlarda
malike terkini isteme yetkisi verilmiştir.
(23) TMK’nın ilgili diğer hükümlerine aşağıda yer verilmektedir:
“2. Süresi
Madde 797- İntifa hakkı, gerçek kişilerde hak sahibinin ölümü; tüzel kişilerde kararlaştırılan
sürenin dolması, süre kararlaştırılmamışsa kişiliğin ortadan kalkmasıyla sona erer.

4. Geri verme
a. Yükümlülük
Madde 799- İntifa hakkı sona erince hak sahibi, hakkın konusu olan malı malike geri vermekle
yükümlüdür.

II. Tescilin ve terkinin koşulları
1. İstem

b. Terkin ve değişiklik için
Madde 1014- Bir tescilin terkin edilmesi veya değiştirilmesi, ancak bu kaydın kendilerine hak
sağladığı kimselerin yazılı beyanı üzerine yapılabilir.
2. Yetkinin ve sebebin belirlenmesi
Madde 1015- Tescil, terkin ve değişiklik gibi tasarruf işlemlerinin yapılabilmesi, istemde
bulunanın, tasarruf yetkisini ve hukukî sebebi belgelemiş olmasına bağlıdır.
İstemde bulunan kimse, kendisinin, sicilde hak sahibi görünen kişi veya bu kişinin temsilcisi
olduğunu ispat etmek suretiyle tasarruf yetkisini belgelemiş olur.
Hukukî sebebin belgelenmesi, bu sebebin geçerliliği için gerekli Şekle uyulduğunun ispatı
suretiyle olur.

E. Terkin ve değiştirme

II. Aynî hakların sona ermesi
15-09/124-M
11/13

Madde 1026- Bir aynî hakkın sona ermesiyle tescil her türlü hukukî değerini kaybettiği takdirde,
yüklü taşınmaz maliki, terkini isteyebilir.
Tapu memuru bu istemi yerine getirirse, her ilgili, bu işlemin kendisine tebliği tarihinden
başlayarak otuz gün içinde terkine karşı dava açabilir.
Tapu memuru, re'sen hâkime başvurarak aynî hakkın sona erdiğinin belirlenmesine ilişkin karar
verilmesini istemeye ve hâkimin vereceği karara dayanarak terkin işlemini yapmaya yetkilidir.”
(24) Tapu Sicili Tüzüğü’nün 69(3). maddesinin de mevcut olaya uygulanabilirliği
bulunmamaktadır. Söz konusu maddede şerh edilmiş kişisel haklar veya irtifak hakları
bakımından “…belli bir süre söz konusu ise bu sürenin dolması halinde” taşınmaz
malikinin istemi üzerine terkin işleminin yapılabileceğinden bahsetmektedir.
(25) Mezkur dosya kapsamında ise intifa veya kira sözleşmelerinin 5+x yıl süreli olarak
düzenlendiği ve ilgili tapu şerhlerinin sürelerinin de 5+x yıl olduğu dikkate alındığında;
kiralayanın “… ‘ikinci kira dönemine’ ilişkin kabul iradesini yazılı olarak göstermeyerek
işbu Sözleşmeyi ilk 5 (beş) yıllık kira süresinin hitamında tek taraflı olarak feshetmesi
halinde” intifa hakkının süresinin dolması yahut ilgili ayni hakkın sona ermesi söz konusu
olmayacak; dolayısıyla TMK’nın ilgili maddeleri uyarınca “malikin terkini isteme”
koşullarının sağlandığından bahsedilemeyecektir. Nitekim uygulamada da tapudaki kayıtlı
intifa yahut kira şerhi gibi bir ayni hakka ait şerhin terkinin yalnızca ilgili hakkın lehtarı
tarafından istenebildiği, Ankara Tapu ve Kadastro I.Bölge Müdürlüğü ile yapılan telefon
görüşmesinde ifade edilmiştir. Dolayısıyla intifa/kira haklarının kendiliğinden sona ermesi
gibi bir husus söz konusu olmayıp, söz konusu hakların 5 yılı aşan sürelerle tapuya
tescili, bayilik sözleşmelerindeki rekabet etmeme yükümlülüğünün süresini uzatacağından
Kanun’un 4. maddesine aykırılığı sebebiyle yolsuz tescil haline gelecek ve TMK’nın 1025.
maddesine göre de bu durumda bayinin tapu sicilinin düzeltilmesi davası açması
gerekecektir.
(26) Öte yandan, Kurulumuzun intifa veya kira sözleşmesinin sona ermesi durumunda sona
ermiş bu hakka dair tescil/şerhin yapılacak değerlendirmelere tesir etmeyeceği ve sona
ermiş bir hakka istinaden kalmış bir şerhin rekabet etmeme yükümlülüğüne yol
açmayacağı değerlendirmesinde bulunduğu iddia edilen; 12-59/1559-560 sayılı POAŞ-
Çavuşoğlu ve 12-08/229-60 sayılı BP-Tepebaşı kararları incelendiğinde, özetle; kararların
ilkinde tapuda şerh edilmiş intifa hakkının süresi sona ermiş, diğer kararda ise alt kiracılık
sözleşmesi taraflarca karşılıklı olarak feshedilmiştir. Dolayısıyla, söz konusu kararlardaki
dikey ilişkilerin, incelenen dosyanın koşulları ile bu yönleriyle farklılaştıkları
görüldüğünden, Kurulumuzun Shell&Turcas kararında kendi içtihatlarını göz ardı eden bir
tutum sergilediğinden bahsedilemeyecektir.
(27) Bu çerçevede BP ile 126 adet bayisi arasında imzalanan Kira+Bayilik Sözleşmesi veya
İntifa+Bayilik Sözleşmesinden oluşan dikey anlaşmalara yönelik olarak 12.09.2014 tarihli
ve 14-32/645-282 sayılı Kurul kararında ulaşılan sonucun konuyla ilgili geçmiş tarihli
Kurul kararlarıyla oluşan içtihada ve somut olayın maddi koşullarına uygun olduğu, bu
nedenle işbu bilgi notuna konu BP vekili tarafından yapılan başvuru doğrultusunda, anılan
Kurul kararında İYUK’un. 11. maddesi anlamında herhangi bir değişikliğe gidilmesine yer
olmadığı değerlendirilmektedir.
(28) Diğer yandan, Kurum kayıtlarına 20.01.2015 tarihinde intikal eden gizlilik talepli
başvuruda ise, BP hakkında soruşturma açılması gerekirken açılmadığı gerekçesiyle
kararın düzeltilmesi talep edilmektedir. Esasen Kurulumuz akaryakıt sektöründeki dikey
anlaşmalara ilişkin olarak tesis etmiş olduğu tüm kararlarda, 5 yılı aşan nitelikteki dikey
anlaşmalara doğrudan soruşturma açmak yerine, öncelikle 4054 sayılı Kanun’un 9.
maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca taraflara görüş gönderilmesine karar vermiş olup işbu
kararda da bu içtihadından ayrılmayı gerektiren bir hususun bulunmamaktadır. Karara
konu 126 adet istasyona ilişkin olarak imzalanan intifa veya kira haklarının 04.12.2009 ve
03.07.2014 tarihleri arasında akdedilmiş olması dikkate alınarak sözleşmelerin sürelerinin
15-09/124-M
12/13

5 yılı aşmamak üzere düzeltilmesi halinde grup muafiyetinden yararlanabilecekleri
değerlendirilmektedir. Nitekim Danıştay 13. Dairesi, 30.05.2014 tarih, 2010/4818 E. ve
2014/2197 K. sayılı kararında;
“… Ancak, bununla birlikte, ihlalin tespit edilememesi ve önaraştırma aşamasında ihlal konusu
olayın tamamen açıklığa kavuşturulması imkânının varlığı ihtimalinde; ihlalin soruşturma
açılmasını gerektirmeyecek derecede hafif olması ve/veya soruşturma açılmadan da ihlalin tüm
etkileriyle ortadan kaldırılabileceği ya da ihlalin tüm etkileriyle sona erdirilmiş ve anti rekabetçi
zararın telafi edilmiş olması veya yapısal engeller ve yasal düzenlemeler nedeniyle rekabete tam
olarak açılmamış pazarlarda ihlal oluşturabilecek davranışların saptanması halinde Kurul'un
soruşturma açılmasına gerek olmaksızın Kanun'da öngörülen diğer tedbirlere başvurabileceği de
açıktır.”
şeklinde hüküm tesis ederek, soruşturma açılmadan ihlalin etkilerinin ortadan
kaldırılabileceği hallerde, 4054 sayılı Kanun’da öngörülen diğer tedbirlere
başvurulabileceğine işaret etmiştir.
(29) Yukarıda yapılan açıklamalar ve değerlendirmeler çerçevesinde, İYUK’un 11. maddesi
kapsamında yapılan her iki başvurunun da reddinin gerektiği kanaatine varılmıştır.

H. SONUÇ
(30) Düzenlenen rapora ve incelenen dosya kapsamına göre;
- BP ile 126 bayisi arasında imzalanan Kira+Bayilik Sözleşmesi veya İntifa+Bayilik
Sözleşmesinden oluşan dikey anlaşmalara ilişkin olarak tesis edilen 12.09.2014 tarihli
ve 14-32/645-282 sayılı Kurul kararında herhangi bir düzeltme veya değişiklik
yapılmasına yer olmadığına,
- Bu nedenle 06.11.1982 tarihli ve 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 11.
maddesi kapsamında yapılan başvuruların reddine,
- Bununla birlikte, işbu kararın tebliğ tarihinden itibaren 30 gün içinde, 12.09.2014 tarihli
ve 14-32/645-282 sayılı Kurul kararında belirtilen 126 istasyona ilişkin olarak,
sözleşme metinlerinde alıcıya beş yıllık süreyi aşar nitelikte rekabet etmeme
yükümlülüğü getiren hükümlerin beş yıl süreli olarak düzeltilerek Rekabet Kurumuna
tevsik edilmesi gerektiği, aksi takdirde 4054 sayılı Kanun çerçevesinde işlem
başlatılacağı yönünde BP Petrolleri A.Ş.’ye Kanun’un 9. maddesinin üçüncü. fıkrası
uyarınca görüş bildirilmesi için Başkanlığın görevlendirilmesine,
OYÇOKLUĞU ile karar verilmiştir.















15-09/124-M
13/13

KARŞI OY
(26.02.2015 tarihli ve 15-09/124-M sayılı Kurul Kararı)

BP Petrolleri A.Ş.’nin 12.09.2014 tarihli ve 14-32/645-282 sayılı Kurul kararının yeniden
değerlendirilmesi talebi üzerine, Kurul yapılan başvurunun reddine ve karara konu
sözleşmelere ilişkin 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’un 9/3. maddesi
çerçevesinde görüş gönderilmesine oyçokluğu ile karar vermiştir.
12.09.2014 tarihli ve 14-32/645-282 sayılı Kurul kararına yönelik karşı oy gerekçemizde
yer alan değerlendirme ve kanaatlerimiz çerçevesinde mezkur karara katılmıyoruz.




Dr. Murat Çetinkaya Doç. Dr. Tahir SARAÇ
Kurul Üyesi Kurul Üyesi




Full & Egal Universal Law Academy