Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/954 Esas 2022/1264 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi
Esas No: 2021/954
Karar No: 2022/1264
Karar Tarihi: 22.12.2022

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2021/954
KARAR NO: 2022/1264
DAVA: İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ: 15/11/2021
KARAR TARİHİ: 22/12/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 06/01/2023
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin Bakırköy Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine vermiş olduğu 15/11/2021 harçlandırma tarihli dava dilekçesinde özetle ; Müvekkili ile ... arasında imzalanan ... Sözleşmesi uyarınca müvekkilinin davalıya 26/02/2020 tarihinde 113.220,00 Euro tutarında depozito ödemesi yaptığını, sözleşmenin 14.maddesi uyarınca sözleşmede uçuş tarihleri arasında geçerli olmak üzere imzalandığını, uçuş tarihlerinin 20 Nisan - 26 Ekim 2020 ve 06 Nisan - 02 Kasım 2020 olarak belirlendiğini, ancak bu tarihlerde öncelikle pandemi nedeni ile tüm uçuşların iptal edildiğini, uçuş yasaklarının kalkmasından sonra ise davalının hiçbir uçuş açmadığını, piyasaya olan borçları ile birlikte faaliyetlerini tamamen durdurduğunu, şuan dahi davalının https://www.....com.tr internet sitesi üzerinden uçuş rezervasyonu yapılmadığının görüldüğünü, müvekkilinin defalarca kez mail ortamında depozitonun iadesini talep ettiğini, ancak müvekkilinin hep oyalandığını, müvekkilinin mail yazışmalarıyla sonuç alamayınca Antalya .... Noterliği'nin 06/08/2021 tarihli ... sayılı ihtarnamesi ile depozito bedelinin iadesini talep ettiğini, ancak bu ihtarname ile de herhangi bir sonuç elde edemediğini, akabinde depozito bedelinin iadesi için Bakırköy ... İcra Müdürlüğü'nün ... E. Sayılı dosyası üzerinden davalı aleyhine icra takibi başlatılmışsa da icra takibine itiraz edildiğini, dava sonunda müvekkilinin alacağına hiç kavuşamam olasılığına binaen davalı şirket hakkında ihtiyati tedbir kararı verilmesinin talep edildiğini, neticeten; öncelikle davalının malvarlığı hakkında ihtiyati haciz kararı verilmesine, itirazın iptali ile takibin devamına, davalının %20'den az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili mahkememize sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle ; Davacı tarafından müvekkili şirket aleyhine Bakırköy ... İcra Müdürlüğü'nün ... E. Sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davaya konu takibe müvekkili şirketin borcu bulunmaması sebebiyle itiraz edildiğini, müvekkil şirketin davacı tarafa davaya konu takibe ilişkin veya başkaca herhangi bir borcunun bulunmadığını, davacı tarafın iddiasının aksine davacı tarafından müvekkil şirkete herhangi bir mal veya hizmet sunulmadığını, neticeten; davanın reddine, davacının %20 tazminata mahkumiyetine, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davacıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER ve GEREKÇE:
Dava, hava charter sözleşmesi uyarınca ödenen depozito alacağının tahsili amacı ile başlatılan ilâmsız icra takibine vâki itirazın İİK'nun 67. Maddesi uyarınca iptali ve icra inkâr tazminatının tahsili istemine ilişkindir.
Tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları re'sen belirlenerek taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
Bilirkişiler ... ve Dr. Öğr. Gör. ... tarafından mahkememize sunulan 11/05/2022 tarihli bilirkişi raporunda ; Dava konusunun, davacının, davalı ile olan ticari ilişki dolayısıyla oluşan depozito bedeli alacağının tahsili amacıyla yürüttüğü takibe yapılan itirazın iptali talebinden ibaret olduğu, davalı şirket ticari defterleri ile ilgili olarak; davalı şirket tarafından 02.03.2021 tarihinde yerinde inceleme talep edilmiş olmakla birlikte dosya kapsamı itibariyle ticari defter ve belgelerin hazır edilmesi ve tarafımıza önden mail atılması konusunda talepte bulunulmuş olmakla birlikte rapor tarihine kadar bu konuda bir dönüş yapılmadığından davalı şirket ticari defter ve belgelerinin incelenemediği, davacı şirket ticari defterlerinin incelenmesi kapsamında Antalya Asliye Ticaret Mahkemesine talimat yazılmış olmakla birlikte hali hazırda talimat raporu sunulmadığı anlaşılmakla, davacı şirket ticari defterlerinde 113.220,00 Euro ödeme kayıtlı ise taraflar arasında sözleşme hükmü gereği toplam 2 haftalık iş bedelinin yarısı kadar tahsil edilen ve davalı yanca artık sözleşmenin ifa sürecinin yürütülmeyeceği anlaşılan sözleşme kapsamında ödenen sözleşme tarihi 26.02.2020 itibarı ile 113.220 Euro depozito bedelinin iadesini talep edebileceği yönünde görüş bildirmişlerdir.
Bilirkişi ... tarafından Antalya Asliye Ticaret Mahkemesine sunulan 03/08/2022 tarihli bilirkişi raporunda özetle ; Taraflar arasında, yazılı sözleşme ile 2020 yılında '.... Sözleşmesi' akdedildiği, davacının 2020 yılı ticari defterlerini incelemeye sunamadığı, zayi olduğuna ilişkin mahkeme zayi belgesi sunulmadığı, 2021 yılı ticari defterlerini VUK Hükümlerine uygun olarak GİB Tebliğleri kapsamında onaylatıldığı, birbirini doğruladığı, yine 2020 yılı ticari defterlerininde VUK hükümlerine uygun olarak GİB Tebliğleri kapsamında onaylatıldığı, ancak defterler ibraz edilmediğinden 2020 yılı defterlerinin birbirini doğrulayıp doğrulamadığı, ve dava konusu ödemenin kayıtlı olup / olmadığının tespit edilemediği, davacının incelenen 2021 yılı ticari defterlerine göre takipte talep ettiği, 113.220,00 Euro karşılığı 1.019.874,44 TL takip alacağının kayıtlı olarak yer aldığı, ve takip alacağı ile defter kayıtlarının uyumlu olduğu, tespit edildiği, davacının dosya kapsamına usulüne uygun ihtarname sunmadığı, temerrüt tarihinin takip tarihi olarak değerlendirildiği, takip tarihinden itibaren kamu bankalarınca uygulanan yabancı vadeli döviz mevduat hesaplarına uygulanan azami faiz oranı üzerinden temerrüt faiz hesabı yapılabilineceği yönünde görüş bildirmiştir.
Dava itirazın iptali davasıdır.Bilindiği üzere, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu (İİK)’nun 67.maddesi uyarınca itirazın iptali davası; alacaklının, icra takibine karşı borçlunun yaptığı itirazın iptali ile İİK’nun 66.maddesine göre itiraz üzerine duran takibin devamını sağlayan bir eda davası olup, itirazın tebliğinden itibaren bir yıllık süre içinde açılan davada borçlunun itirazında haksızlığının belirlenmesi ve alacağın likit olması halinde, istem varsa borçlu aleyhine icra inkar tazminatına da hükmedilebilir.(Baki Kuru, İcra ve İflas Hukuku, 2006, s.219,223) Öncelikle şunu belirtmek gerekir ki bir ticari ilişki ve bu ilişkiden kaynaklı alacağının olduğunu iddia eden taraf bunu usulü dairesinde ispat etmesi gerekir. İspatın konusu , ispat yükünün kimde olduğu ve ispat vasıtalarının neler olduğu 6100 sayılı HMK.nun 187 ,190 ve 200'ncü maddelerinde açıkça belirtilmiştir.
İspatın konusu HMK.nun 187'nci maddede “İspatın konusunu tarafların üzerinde anlaşamadıkları ve uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek çekişmeli vakıalar oluşturur ve bu vakıaların ispatı için delil gösterilir. Herkesçe bilinen vakıalarla, ikrar edilmiş vakıalar çekişmeli sayılmaz.” Şeklinde belirtilirken, ispat yükünün kimde olduğu ise HMK.nun 190'ncı maddesinde “İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir. Kanuni bir karineye dayanan taraf, sadece karinenin temelini oluşturan vakıaya ilişkin ispat yükü altındadır. Kanunda öngörülen istisnalar dışında, karşı taraf, kanuni karinenin aksini ispat edebilir.”düzenlemesi ortaya konmuştur.
İspat vasıtaları ise HMK.nun 200'ncü maddesinde “Bir hakkın doğumu, düşürülmesi, devri, değiştirilmesi, yenilenmesi, ertelenmesi, ikrarı ve itfası amacıyla yapılan hukuki işlemlerin, yapıldıkları zamanki miktar veya değerleri ikibinbeşyüz Türk Lirasını geçtiği takdirde senetle ispat olunması gerekir.Bu hukuki işlemlerin miktar veya değeri ödeme veya borçtan kurtarma gibi bir nedenle ikibinbeşyüz Türk Lirasından aşağı düşse bile senetsiz ispat olunamaz. Bu madde uyarınca senetle ispatı gereken hususlarda birinci fıkradaki düzenleme hatırlatılarak karşı tarafın açık muvafakati hâlinde tanık dinlenebilir.”düzenlemesi ile ispatın nasıl yapılacağı gösterilmiştir.
HMK’nın 199. maddesinde yer alan “Uyuşmazlık konusu vakıaları ispata elverişli yazılı veya basılı metin, senet, çizim, plan, kroki, fotoğraf, film, görüntü veya ses kaydı gibi veriler ile elektronik ortamdaki veriler ve bunlara benzer bilgi taşıyıcıları bu Kanuna göre belgedir” şeklindeki tanımlama kapsamında ticari defterlerin de HMK anlamında ticari bir belge niteliğinde delil olduğu hususunda bir tereddüt bulunmamaktadır.
TTK'nın 83/2. maddesinde, HMK'nın senetlerin ibrazı zorunluluğuna ilişkin hükümlerinin ticari işlerde de uygulanacağı düzenlenmiş olup, 6100 sayılı HMK'nın 220. maddesinde genel olarak ticari belgelerin,  222. maddesinde (22.07.2020 T. ve 7251 S.K/Madde 23. maddesi ile değişik) ise özel olarak ticari defterlerin ibrazı ve delil olması hususları ayrıca hüküm altına alınmıştır.
HMK’nın 220. maddesindeki düzenlemeye göre, mahkemece, ibrazı istenen belgenin, ileri sürülen hususun ispatı için zorunlu ve bu isteğin kanuna uygun olduğuna kanaat getirilirse ilgili tarafa bu belgenin ibrazı için kesin bir süre verilmesi, belgenin kendisinin elinde bulunduğunu inkarı halinde ise kendisine yemin teklif edilmesi gerekir. Kendisinden ibraz istenilen tarafın bu hususta kendisine verilen kesin süreye rağmen bu süre içerisinde makul bir mazereti bulunmaksızın belgeyi ibraz etmemesi, belgenin kendisinin elinde bulunduğunu inkarı halinde ise bu hususta teklif olunan yemini kabul ve icra etmemesi halinde mahkemece, duruma göre belgenin içeriği konusunda diğer tarafın beyanını kabul edebilecektir. HMK’nın 222. maddesinde ise, münhasıran ticari defterlere ilişkin olarak, ticari defterlerin ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için; Kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmaları, açılış ve kapanış onaylarının yaptırılması ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamaları gerekmekte olup bu şartlara uygun biçimde tutulmuş defter kayıtlarının, sahiplerinin lehine delil olarak değerlendirilmesi ise diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiç bir kayıt içermemesi veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi  yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması şartlarına bağlı bulunmaktadır. Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları ise ancak sahibi aleyhine delil teşkil eder. Ayrıca söz konusu maddenin son fıkrası uyarınca, davadaki taraflardan birinin kendi defterlerine dayanmaksızın, münhasıran diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtmesine rağmen karşı tarafın defterlerini ibrazdan kaçınması halinde ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılacaktır.
Taraflardan ticari defterleri ibrazlarının ne şekilde isteneceğine ilişkin HMK’nın 222. maddesinde doğrudan bir düzenleme bulunmamakta ise de, ticari defterlerin de aynı zamanda bir belge niteliği itibariyle bu hususta HMK’nın 220. maddesinin uygulanması gerekmektedir.
İcra takibine konu borcu kabul etmeyen davalı vekili vasıtasıyla duruşmalara katıldığı ancak uyuşmazlığın çözümü için ticari defterlerini ibrazı hususunda kendisine usulüne uygun şekilde muhtıra tefhim edilmesine ve verilen kesin süreye rağmen ticari defterlerini mahkememize sunmamış olup alınan bilirkişi raporundan davacının usulüne uygun tutulmuş defterlerine göre takip tarihi itibariyle davalıdan 113.220,00 Euro alacaklı olduğunun tespit edildiğinden davacının defterlerinin usulüne uygun tutulduğu ve kendi lehine delil oluşturduğunun kabulü gerekmektedir.
Tüm bu belirlemeler ışığında somut olay değerlendirildiğinde; Davacı ile davalı arasında,hava charter sözleşmesi imzalandığı ve bu sözleşme uyarınca davacı tarafından davalıya 113.220,00 Euro depozito verildiği,sözleşmenin ifa sürecinin yürütülemeyeceğinin anlaşılması üzerine davacının , davalı aleyhine icra takibine geçtiği, davalı tarafından yapılan itiraz üzerine huzurdaki itirazın iptali davasının açıldığı, davacının dava konusu alacağını teşkil eden davalıya gönderdiği depozito bedelini yasal ticari defterlerine usulüne uygun olarak kaydettiği, davacının yasal ticari defterlerine göre, takip tarihi itibariyle davalıdan 113.220,00 Euro alacağının olduğu,davalının ticari defterlerini kendisine yapılan usulüne uygun ihtarata rağmen ibraz etmediği,söz konusu sözleşme ile davalının yapması gereken ifayı yapmadığı,sözleşmenin ifa edilemeyeceğinin anlaşıldığı,buna göre davalının almış olduğu depozitoyu iade yükümlülüğünde olduğu ve HMK'nın 222/3.maddesi uyarınca,davalının ticari defterlerini ibraz etmemesi nedeniyle davacının usulüne uygun tuttuğu ve kendi lehine delil teşkil eden ticari defterlere göre iddiasını ispat ettiğinden davanın kabulü ile davalının Bakırköy ... İcra Müdürlüğü'nün .... esas yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin devamına karar vermek gerekmiştir.
Dava İİK.nun 67. maddesi uyarınca açılan itirazın iptali davası olup, icra takibi cari hesaptan kaynaklanan alacağın tahsiline yönelik olduğu,bu durumda açılan itirazın iptali davasında hüküm altına alınan alacak bilinebilir, bir başka deyişle likit olması gerekli olup davacı alacağının likit olduğu anlaşıldığından davacının icra inkâr tazminatı talebinin kabulü ile kabul edilen miktarın %20'si üzerinden davacı yararına icra inkâr tazminatı verilmesi ,davanın tam kabul ile sonuçlandığı gözönüne alındığında davalı vekilinin koşulları oluşmayan kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verilmesi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki gibi hüküm fıkrası oluşturulmuştur.
HÜKÜM/Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile; davalının Bakırköy ... İcra Müdürlüğü'nün ... esas sayılı takip dosyasında yapmış olduğu itirazın €113.220,00 asıl alacak yönünden İPTALİ ile takip tarihinden itibaren asıl alacağa davacının talebi aşılmamak üzere 3095 sayılı Kanunun 4/a maddesi uyarıca kamu bankalarının aynı yabancı para türünden bir yıl süreli mevduata uyguladıkları en yüksek faizin uygulanması suretiyle TAKİBİN DEVAMINA,
2-Asıl alacağın % 20'si üzerinden hesap edilen 225.812,80.-TL icra inkâr tazminatının davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
3-Davalı vekilinin kötüniyet tazminat talebinin koşulları oluşmadığından REDDİNE,
4-Alınması gerekli 88.678,71 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 13.367,62.-TL,tamamlama harcı olarak alınan 3.156,74.-TL ile icra dosyasına ödenen 5.645,32.- TL harcın mahsubu ile bakiye 66.509,03.-TL harcın davalıdan alınarak hazineye İRAT KAYDINA,
5-Davacı tarafından ödenen 59,30 TL başvurma Harcı, 8,50 TL vekalet harcı , 16.524,36 TL Peşin Harç,3.156,74.-TL tamamlama harcı ve 5.645,32.- TL icra dosyasına ödenen harcın davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
6-Davacı tarafından yapılan 13 adet tebligat+posta ücreti 274,60 TL, bir bilirkişi inceleme ücreti 7.500,00 TL olmak üzere toplam 7.774,60 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
7-6235 sayılı Hukuki Uyuşmazlıklarda Arabuluculuk Kanununun 18/A maddesinin 13 ncü fıkrası uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen ve yargılama giderinden sayılan (Taraf başına 330,00 TL x 2 saat= 660,00 TL) X 2 = 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan, tahsili ile Hazineye İRAT KAYDINA,
8-Davacının kendisini bir vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT'ne göre hesap edilen 151.854,44 TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
9-Kararın kesinleşmesine kadar yapılan yargılama giderlerinin davacı tarafça peşin olarak yatırılan 320,00 TL yargılama gider avansından mahsubu ile bakiye kısmın karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
10-Davalı tarafından yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının talep halinde karar kesinleştiğinde davalıya İADESİNE,
5235 sayılı Kanunun geçici 2'nci maddesine göre ,Bölge Adliye Mahkemeleri'nin kurulmasına ve 20 Temmuz 2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 tarih ve 29525 sayılı Resmî Gazete'de ilan edildiği anlaşılmakla;6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ilâ 360'ncı madde hükümleri uyarınca,mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf,başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere davacı vekili ile davalı vekilinin yüzlerine karşı oybirliği ile verilen karar açıkça okunup,usulen anlatıldı. 22/12/2022

Başkan ....
☪e-imzalıdır.☪
Üye ...
☪e-imzalıdır.☪
Üye ...
☪e-imzalıdır.☪
Katip ...
☪e-imzalıdır.☪

"İŞ BU EVRAK 5070 SAYILI ELEKTRONİK İMZA KANUNUNUN 5. MADDE UYARINCA GÜVENLİ ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, 22. MADDE UYARINCA DA ISLAK İMZA İLE İMZALANMAYACAKTIR."


Full & Egal Universal Law Academy