Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/692 Esas 2022/1328 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi
Esas No: 2021/692
Karar No: 2022/1328
Karar Tarihi: 30.12.2022

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2021/692
KARAR NO: 2022/1328
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 18/08/2021
KARAR TARİHİ: 30/12/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 19/01/2023
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının dosya üzerinde yapılan incelemesi sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili tarafından mahkememize sunulan 18/08/2021 harçlandırma tarihli dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket ile davalı şirket arasında bir takım sözleşmelerin akdedildiğini, taraflar arasında 20/10/1999 tarihinde ... Yap-işlet-devret modeli ile dört yıldızlı otel ve kongre merkezi inşaat ve işletme sözleşmesi akdedildiğini, taraf arasında 17/01/2002 tarihinde .... yap-işlet-devret modeli ile beş yıldızlı otel inşaat ve işletme sözleşmesi akdedildiğini, söz konusu sözleşmeler ile müvekkilinin maliki olduğu ve sözleşmelere konu alanlarda yap-işlet-devret modeli ile davalı şirket tarafından beş yıldızlı otel, dört yıldızlı otel ve kongre merkezi yapılması, sözleşmelerde belirtilen sürelerde alanların işletilmesi ve işletme süresi içerisinde müvekkiline sözleşmelerde yazılı tarihlerde ve tutarlarda döviz cinsinden bedel ödenmesi ile neticeten işletme süreleri sonunda da inşaatların müvekkiline bila bedel devredilmesi hususlarında anlaşma sağlandığını, bu kere taraflar arasında 24/07/2007 tarihinde bağımsız ve daimi üst hakkı kurma sözleşmesi akdedildiğini, bu sözleşmenin tapu sicil müdürlüğünde kayıt ettirilerek bu kapsamda müvekkiline ait İstanbul ili, ... ilçesi, ... mahallesi, ..., ..., pafta ... ada ... parsel sayılı taşınmazın 43.531,18 m2'lik kısmı üzerinde davalı şirket lehine 01/05/2005 başlangıç tarihli ve 01/05/2035 bitiş tarihi olmak üzere toplamda 30 yıl süreli bağımsız ve daimi üst hakkı kurulduğunu, taraflar arasında akdedilen 24/07/2007 tarihli bağımsız ve daimi üst hakkı sözleşmesi kapsamında sözleşmeye aykırı olarak davalı şirketçe irtifak bedellerinin ödenmemesi üzerine, Mayıs, Haziran, Temmuz 2021 dönemi ödenmeyen irtifak hakkı ile KDV bedellerine ilişkin olarak davalı şirket aleyhine Bakırköy .... İcra Müdürlüğünün .... esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, söz konusu takibe karşı davalı tarafça itiraz edildiğini ve takibin durdurulduğunu, davalı şirket tarafından haksız yere yapılan itirazın iptali ile takibin devamına ve icra inkar tazminatına hükmedilmesi talepleri olduğunu ve davalarının kabulünün gerekli olduğunu, davalı şirket tarafından müvekkili şirkete ödenmesi gereken bedelin bağımsız ve daimi üst hakkı sözleşmesi ile işletme süresi boyunca irtifak hakkı bedeline dönüştürülmesi yönünde taraflarca ortak irade ortaya konduğunu, tarafalr arasında mevcut ve geçersiz bağımsız ve daimi üst hakkı kurma sözleşmesi kapsamında davalı lehine sözleşmeye konu müvekkilinin maliki olduğu alanlarda üst hakkı kurulduğunu, davalı şirketin de üst hakkı gereğince müvekkiline irtifak hakkı bedeli ödeme yükümlülüğü altında bulunduğunu, davalı lehine tesis edilen üst hakkın 30 yıl süreli daimi ve bağımsız üst hakkı olduğu göz önüne alındığında davalının bu üst haktan aynı taşınmaz gibi faydalanabildiğini, kredi kullanabildiğini, ipotek ettirebildiğini ve daha birçok ayni hakkın kendisine verdiği hakkı kullanabildiğini, klasik bir kira sözleşmesinde kiracının bu haklarının olmayacağını, dolayısıyla davalının basit bir kiracı gibi yorumlanmasının mümkün olmadığını, taraflar arasındaki hukuki ilişkinin bağımsız ve daimi üst hakkı kurma sözleşmesine dayandığından ve davalının ödemekle yükümlü olduğu bedelin üst hakkı iradı, irtifak hakkı bedeli olduğundan her halükarda ilgili kararname kapsamında yer aldığını, ancak müvekkili şirket tarafından sehven ilgili kararname ve tebliğin uygulanması suretiyle davalı şirket tarafından dövize endeksli olarak ödenmesi gereken bedellerin TL'ye çevrildiğini, davalının döviz cinsinden ödemekle yükümlü olduğu bedellerin TL olarak ödenmesi nedeniyle davalı tarafından eksik ödeme yapıldığını ve müvekkilinin alacağını tam olarak alamadığını, bu hususta icra takipleri başlattıklarını, davalının müvekkili ile akdettiği bağımsız ve daimi üst hak kurma sözleşmesi kapsamında ödenmeyen irtifak hakkı bedellerinin döviz cinsinden müvekkiline ödenmesi gerektiğinin açık olduğunu, davalının Bakırköy ..... İcra Dairesinin ... esas sayılı takip dosyasında yaptığı itirazın iptaline, takibin devamına, 589.526,83 USD'nin fiili ödeme günündeki TL karşılığı ile asıl alacağa işleyecek merkez bankası kamu bankalarınca mevduatlara fiilen uygulanan azami faizi ve 390.769,80 TL'nin asıl alacağı işleyecek avans faizi ile tüm ferileriyle birlikte davalıdan tahsiline, davalının %20'den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı yana yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA;
Davalı vekili mahkememize sunmuş olduğu 26/08/2021 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle ; Davacı tarafın taraflar arasındaki sözleşmeler doğrultusunda ödenmesi gereken Mayıs- Haziran - Temmuz ayı irtifak hakkı bedellerinin eksik ödendiği iddiasıyla açtıkları icra takibine yapılan itirazların iptali için davayı ikame ettiklerini, ancak taraflar arasındaki ilişki kiracılık ilişkisi olduğunu, irtifak hakkı bedeli şeklinde bir alacak mevcut olmadığını, haksız ve hukuksal dayanaktan yoksun davanın reddi gerektiğini, açılan kira uyarlama davasının derdest olduğunu, bu davada ihtiyati tedbir kararı verilmiş olup kira bedeli bu davanın sonucuna göre belirleneceğini, bu nedenle uyarlama davasının bekletici mesele yapılması gerektiğini, davacı taraf alacağının irtifak hakkı bedeli olduğunu iddia ederek icra takibi başlattıktan sonra dahi kira alacağı açıklamasıyla fatura düzenlediğini, taraflar arasındaki ilişkinin 22 yıldır devam etmekte olduğunu, bu sürenin tümünde tarafların iradesi ilişkinin kiracılık ilişkisi olduğu noktasında toplandığını. ilk kira faturasının düzenlendiği 2009 tarihinde davacının muhasebe şefi tarafından iletilen mailde tüm ilişkinin özetlendiğini, davacının tüm faturaları "otel ve kongre merkezi kirası" olarak düzenlediğini, davacı yönetim kurulu kararları, mevcut ilişkinin kiracılık ilişkisi olduğunu çok net bir şekilde ortaya koyduğunu, kira bedelinin 2018 yılında Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ve tebliğler doğrultusunda davacı şirketin yönetim kurulu kararıyla TL'ye çevrildiğinden, 2020 sonrasında da türk lirası cinsinden devam etmesi gerektiğini, tarafların ticari defter ve kayıtları incelendiğinde, yapılan ödemelerin kira adıyla kayıt altına alındığının görüleceğini, Bakırköy ... Sulh Hukuk Mahkemesi'nin ... E. sayılı dosyası ile görülmekte olan kira uyarlama davasının bekletici mesele olarak kabul edilmesine, taraflar arasındaki ilişkinin , başlangıcından itibaren kira ilişkisi olarak devam ettiğini, davacı şirketinin 06/11/2018 tarihli Yönetim Kurulu kararı doğrultusunda ve tarafların mutabakatıyla kira bedellerinin Amerikan Doları'ndan Türk Lirası'na çevrildiği, 2 yıl boyunca Türk Lirası üzerinden fatura düzenlendiği, müvekkili şirketin irtifak bedeli şeklinde bir borcunun bulunmadığını, davacının kira alacağı olduğu iddiası var ise de işbu şekilde icra takibi yapması ve itirazın iptali davasını da Sulh Hukuk Mahkemesi'nde açması gerektiği hususları birlikte değerlendirilerek haksız ve hukuksal dayanaktan yoksun davanın reddine, aradaki ilişkinin kiracılık ilişkisi olduğu ve irtifak hakkı gibi bir alacağın olmadığını bilindiği halde, müvekkili şirket aleyhine kötü niyetli olarak haksız ve hukuka aykırı takip yapan davacının %20'den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin de davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava, alacağın tahsili amacı ile başlatılan ilâmsız icra takibine vâki itirazın İİK'nun 67. Maddesi uyarınca iptali ve icra inkâr tazminatının istemine ilişkindir.
Öncelikle taraflar arasındaki sözleşmenin kira sözleşmesi mi yoksa üst hakkı sözleşmesi mi olduğunun tespiti önemlidir.
Taraflar arasındaki kira sözleşmelerinin, üst hakkı sözleşmesinin eki ve ayrılmaz bir parçası olduğunun açıkça kabul edilmesi, sözleşmelerin başlangıcından itibaren davacı şirket tarafından düzenlenen tüm faturaların "kira bedeli faturası" olarak düzenlenmesi, 2018 yılında çıkarılan Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ve Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından çıkarılan tebliğ sonrasında, davacı ... Yönetim Kurulu tarafından kira bedellerinin TL'ye çevrilerek yaklaşık iki yıl süreyle TL olarak ödenmesi ve Covid salgını nedeniyle kira bedellerinden indirim yapılması birlikte değerlendirildiğinde ve aynı sözleşme ile ilgili olarak açılan farklı davalarda İstinaf Mahkemelerinin taraflar arasındaki ilişkinin kira ilişkisi olarak kabul edilmesi(İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi13 ncü Hukuk Dairesinin 30/09/2022 gün ve 2022/858 esas,2022/1330 karar ve İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 36 ncı Hukuk Dairesinin 28/03/2022 gün ve 2022/368 esas,2022/604 karar sayılı ilamları) gözönüne alındığında taraflar arasındaki ilişkinin kira ilişkisi olduğunun kabulünde zorunluluk bulunmaktadır.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 4.maddesinde hangi işlerin ticari dava olarak nitelendirilecekleri belirlendikten sonra anılan kanunun 5.maddesinde ticaret mahkemelerinin kuruluşu ve hangi mahkemelerin ticaret mahkemesi sıfatıyla bakacağı belirlendikten sonra asliye ticaret mahkemesi ile asliye ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olduğu belirtilmiştir.
6100 sayılı HMK'nun 4/1-a madesi ile "Kiralanan taşınmazların, 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununa göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dâhil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davaların Sulh Hukuk Mahkemesinde görüleceği" hüküm altına alınmıştır.
Somut olayda, davacı ile davalı arasındaki ilişkinin az yukarıda açıklandığı gibi kira ilişkisi olduğu tespit edilmiş olup 6100 sayılı HMK'nun Sulh Hukuk Mahkemesinin görevini düzenleyen 4/1-a maddesi tüm kira ilişkilerini kapsayan yasal düzenleme niteliğini taşıdığından davacı ile davalı şirket arasındaki kira sözleşmesi nedeniyle 6100 sayılı HMK'nun yürürlüğe girmesinden sonra açılan itirazın iptali davasının Sulh Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir.
Göreve ilişkin usul kuralları HMK'nun 114/1-c maddesi uyarınca dava şartıdır.Dava şartları kamu düzeninden olup kamu düzenine ilişkin hususlarda resen dikkate alınacak hususlardan olup duruşmasız olarak yapılan ön incelemede,HMK'nun115/2.maddesi gereğince dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki gibi hüküm fıkrası oluşturulmuştur.
HÜKÜM/Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının açtığı davada,mahkememizin görevli olmadığı anlaşılmakla;açılan davanın, HMK'nun 115/2.maddasi uyarınca aynı kanunun 114/1-(c) maddesinde belirtilen dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden REDDİNE,mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-6100 Sayılı HMK'nun 20. maddesi gereğince taraflardan birinin görevsizlik kararı süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini talep etmelerinin gerektiğinin, aksi taktirde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin İHTARATINA,
3-HMK'nun 20 maddesi uyarınca kararın kesinleşmesini müteakip yasal iki haftalık sürede talepte bulunulduğunda dosyanın görevli Bakırköy Sulh Hukuk Mahkemesi'ne tevzi edilmek üzere Bakırköy Hukuk Mahkemeleri Tevzi Müdürlüğü’ne GÖNDERİLMESİNE,
4-Mahkememizce verilen görevsizlik kararının kesinleşmesinden sonra dava yetkili ve görevli mahkemede devam edilmemesi ve talep halinde yargılama giderlerinin değerlendirilerek HMK' nun 331/2. maddesi gereğince bir karar verileceğinin İHTARATINA,
5-Harç ve masrafların görevli mahkemede nazara ALINMASINA,
5235 sayılı Kanunun geçici 2'nci maddesine göre ,Bölge Adliye Mahkemeleri'nin kurulmasına ve 20 Temmuz 2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 tarih ve 29525 sayılı Resmî Gazete'de ilan edildiği anlaşılmakla;6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ilâ 360'ncı madde hükümleri uyarınca,mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf,başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile 2 hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda oybirliğiyle karar verildi. 30/12/2022
Başkan ...
☪e-imzalıdır.☪
Üye ...
☪e-imzalıdır.☪
Üye ...
☪e-imzalıdır.☪
Katip ...
☪e-imzalıdır.☪

"İŞ BU EVRAK 5070 SAYILI ELEKTRONİK İMZA KANUNUNUN 5. MADDE UYARINCA GÜVENLİ ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP, 22. MADDE UYARINCA DA ISLAK İMZA İLE İMZALANMAYACAKTIR."


Full & Egal Universal Law Academy