Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/992 Esas 2022/1250 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi
Esas No: 2019/992
Karar No: 2022/1250
Karar Tarihi: 20.12.2022

T.C. BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2019/992 Esas
KARAR NO: 2022/1250
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 20/12/2019
KARAR TARİHİ: 20/12/2022
K.YAZIM TARİHİ: 23/01/2023
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili davacı şirket ile davalı şirket arasında, Bakırköy .... İcra Müdürlüğü ... Esas Sayılı dosyası ile başlatılmış olan ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takipte borçlu itirazlarının iptaline, takibin kaldığı yerden devamına borçlular aleyhine % 20'den az olmamak üzere İcra İnkâr Tazminatına hükmedilmesi taleplerinin sunmuş olduğunu, davalı ... ... ile en son 31.01.2010 tarihli Bayilik Sözleşmesi ile müvekkili şirketin bayisi olduğu, İşbu sözleşme kapsamında ...' ın müvekkili şirketten satın almış olduğu ve alacağı petrol ürünlerinin bedelleri, krediler, ariyeten almış olduğu teçhizat ve mevcut veya akdedilecek sözleşmelerdeki hükümler, şartlı cezalar ve alacakların faizi dahil her ne sebeple olursa olsun borçlu bulunduğu ve ileride borçlanacağı meblağların azami 100.000,00 TL 'sinin teminatını teşkil etmek üzere tapuda borçlu davalı ... adına kayıtlı ... İli, ... İlçesi ... Mevkii ... Parselde kayıtlı bulunan taşınmazı 08.11.2010 tarihli ... yevmiye numarası ile 1. Dereceden ve 150.000,00 'sinin teminatını teşkil etmek üzere tapuda borçlu davalı ... adına kayıtlı ... İli, ... İlçesi ... Mevkii .... Parselde kayıtlı bulunan taşınmazı 18.11.2004 tarih ... yevmiye numarası ile ipotek verildiğini, davalı şirket ile Bayilik sözleşmesinin imzalandığı tarihte istasyona ariyeten demirbaş malzemeler verildiğini, ÜRÜN .... ... 3 adet, .... ....- 13 ... 1 adet, ... 1 adet, .... tam takım genel toplam 54.643,73 TL demirbaş malzemeler verildiğini, bayi ile imzalanan sözleşme sona ermiş olsa da teslim edilen ariyetler tarafımıza iade edilmediğini, bu nedenle davalı şirketin sözleşmeye aykırı hareket etmesi nedeni ile müvekkili davalı şirketin uğradığı zarar nedeniyle 54.634,73 TL olan asıl alacak miktarı üzerinden Bakırköy .... İcra Müdürlüğü'nün ... Esas sayılı dosyası ile ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takibe girişilmiş, borçlu davalılarca yetkiye, takibe, borca, işlemiş faize ve tüm ferilerine itirazda bulunulduğunu, aşağıda gerekçeleri ayrıntılı olarak açıklanacağı üzere davalıların itirazlarının müvekkili davacı şirketin alacağını elde etmesini sürüncemede bırakmaya yönelik olması nedeniyle iptal edilmeleri gerektiğini, öncelikle taraflar arasında dava konusu ihtilafa gelinceye kadar gerçekleşen ticari münasebeti kısaca özetle akaryakıt sektöründe lisanslı ana dağıtıcı firma olarak faaliyet gösteren müvekkili şirketle ile davacı arasında 31.01.2010 Bayilik Sözleşmesi akdedilmiş ve davacı bayi tarafından her bir sözleşme yılında 400 m3 beyaz mal (benzin grubu, motorin. Gazyağı) satın alma taahhüdünde bulunulduğunu, dtavalı dava dışı ...' a ait taşınmaz üzerinde müvekkili şirkete intifa hakkı işlemi tesis edilmiş ve ayrıca bayilik sözleşmesinin ve ekinde yer alan taahhütlerin teminatını teşkil etmek üzere 100.000,00 TL ve 150.000,00 TL bedelle ipotek tesis edildiğini, davalı tarafın müvekkilin ait kurumsal kimlik uygulamalarını hasarsız ve kullanılabilir bir şekilde iade etmemesi nedeniyle de borcu bulunduğunu, yetki itirazı bakımından davalılar ile müvekkili şirket arasında doğacak ihtilaflar için gerek bayilik sözleşmesi gerekse de ipotek resmi senedi ile Bakırköy mahkemeleri ve icra müdürlüklerinin yetkili kılındığını, bu nedenle Bakırköy icra dairelerinin yetkisi her iki davalıyı da bağladığını, genel yetkili mahkeme yanında yetki sözleşmesine göre belirlenen mahkemeninde yetkili olduğunu ve müvekkilinin tercih ettiği herhangi bir yetkili mahkemede davasını açma hakkına sahip olduğunu, dolayısıyla müvekkili şirketin davalılara karşı başlatmış olduğu icra takibini dilerse davalıların ikametgahı olan Afyonkarahisar İcra Müdürlüklerinde, dilerse taraflar arasında... tarih-.... ve ... tarih ... yevmiye numaralı İpotek Resmi Belgesi ve 31.01.2010 tarihli Bayilik Sözleşmesi ile belirlenmiş olan Bakırköy İcra Müdürlüklerinde başlatma yetkisinin haiz olduğunu, tüm bu açıklamalardan anlaşılacağı üzere müvekkili şirket ile her iki davalı arasında Bakırköy İcra Müdürlüklerinin yetkili olduğuna ilişkin yetki sözleşmesi yapıldığı, davalıların yetki bakımından yapmış oldukları itirazlar taraflar arasındaki sözleşmelere ve yasalara aykırı olmakla, bu yöndeki itirazlarının reddinin gerektiğini, davalı taraf ile müvekkili şirket arasında imzalanmış olan son olarak 31.01.2010 tarihli Bayilik Sözleşmesine esas olarak müvekkili şirkete verilmiş olan ipotek resmi senedi gereğince davalı şirket lehine ipotek veren diğer davalı ...'nın müşterek müteselsil borçlu ve müteselsil kefil olmaları itibariyle borçtan şahsen sorumlu olduğu, yukarıda kısaca bahsedildiği üzere davalı şirkete yukarıda bilgileri yazılı ariyetleri iade etmediği gibi davalı tarafından başka şirketlerle kira sözleşmesi imzalanmış ve istasyon kiraya verilmiş, kiralanan istasyonun kiracıları ise şirketimiz tarafından teslim edilen ariyetleri kullanmış ve halen kullanmaya devam ettiği, Yukarıda arz ve izah edilen sebeplerden ötürü davalının Bakırköy .... İcra Müdürlüğünün ... E. sayılı dosyasında taraflar arasında akdedilmiş sözleşmelere ve yasalara aykırı yetkiye, borca, işlemiş faize ve ferilerine yapmış olduğu itirazlarının iptali ile takibin devamına, davalının kötü niyetli olması nedeniyle davalı aleyhine %20'den aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesini, yargılama masrafları ve vekalet ücretinin de davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının dava dilekçesini 10.01.2020 tarihinde tebliğ alındığını, dava dilekçesinin içeriğindeki iddiaları kabul etmediklerini, yazılmış olan iddiaların hiçbiri de varit olmadığını, yetki itirazına ilişkin olarak; yetkili mahkemenin Afyonkarahisar olduğunu, şöyle ki söz konusu icra takibine konu olan ve dava konusu olan taşınmaz Afyonkarahisar'da bulunmakta, ayrıca davalının ikametgahı orda olduğunu, bir diğer davalı şirketinde yerinin orada olduğunu, dolayısıyla öncelikle yetki itirazında bulunmakta, davacı her ne kadar yapılan sözleşmeden bahisle Bakırköy mahkemelerinin yetkili olduğundan söz etmiş olsa da, müvekkili davalı şirket bu konuyla ilgili bilgilendirilmediğini, prosedür gereği imzalatılıp geçildiğini, sözleşme kendisine okuması için verilmemiş, sözlü bilgilendirilmemiş, prosedür gereği imzalatılıp geçilmiş, sözleşme içeriklerinde el ile oynamalarında mevcut olduğunu, bu sebeple Afyonkarahisar mahkeme ve icra dairelerinin yetkili olduğunu, borca itiraza ilişkin olarak; müvekkil ... ile davacı şirket arasında 17.09.2010 tarihinde bayilik sözleşmesi imzalandığını, 08.11.2010 tarihinde müvekkili ...'dan sözleşme karşılığı olarak davacı şirket tarafından bir ipotek belgesi istenmiş, bu ipotek olmazsa çalışma yapamayacaklarını beyan ettiklerini, müvekkilinin sözleşmesini sürdürebilmek adına taşınmazını ipotek olarak verdiğini, devamında 28/03/2013 tarihinden itibaren ... isimli şirket ...'dan .... isimli kişiye devredildiğini, dolayısıyla .... 'ın ne davacı şirket ile ne de diğer davalı ile bir bağlantısı kalmadığını, davacı şirket ise yeni anlaşmasını ... ile yaptığını, ipotek belgesi müvekkili ... üzerine olmasına rağmen davacı şirketin ipoteği kaldırmadığını, kötü niyetli davrandığını, bu süreçte davacının bölge müdürü nün bayiyi ziyaret ettiğini, kendi sözleşmeleri olmasına rağmen icraya konu olan demirbaşlar için "ücreti hallederiz sen 10.000,00 TL ver kapatırız" dendiğini, bunun üzerine bayi ipoteğin kaldırılması gerektiğini söylediğinde ise parayı almadan orayı terk ettiğini, İpoteğin kaldırılmasına ilişkin olarak müvekkilinin defalarca davacı şirket ile iletişime geçmiş ve sürekli oyaladığını, 27/11/2017 tarihinde davacı şirkete ihtar çekerek aralarında konuşulan anlaşmayı, şirket ile ilgili kendisinin bir ilişiği kalmadığını, demirbaşlarının gelip teslim almak zorunda olduklarını ve ipoteği kaldırmalarına ilişkin yazıyı göndermiş ancak davacı şirket cevap vermediğini, 22/05/2018 tarihinde davacı şirketin müvekkili hakkında icra takibi yaptığını, ancak yapılan icra takibinin tamamen hukuka aykırı olduğunu, Şöyle ki; ipotek senedi sahibi ... iken, ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile başlatılan icra takibinde hem ...'ı hem de davalı şirket ...'ı borçlu gösterdiğini, davacının demirbaşlarını teslim almadığını, davacı şirkete bu konuyla ilgili defalarca ihtarda bulunulduğunu, rekabet kurumunun dikey anlaşmasına göre ipoteğin kaldırılması gerektiğini, zaten söz konusu yerde davacı müvekkili ...'dan sonra da yeni çalışan kişilerle sözleşmesini sürdürdüğünü, devamında da yine farklı kişiler çalışmış olsa da davacı şirket sözleşmesini sürdürmüş ancak müvekkilinin demirbaşlarını teslim al ihtarına cevap vermemiş kötü niyetli olarak icra takibini başlattığını, icra takibinde bildirilen miktarlar da oldukça fahiş ve çok yüksek hadden bir borç çıkardığını, müvekkiline verilmiş olan tapu sicil müdürlüğüne verilmek üzere hazırlanan sözleşmede sonradan faiz oranları eklenmiş müvekkilinin bundan haberi olmadığını, Her ne kadar sonradan eklenen kısma paraf atılmış olsa da tek taraflı atılan bu imzanın hiçbir hukuki geçerliliği olmadığını, yukarıda izah edilen sebeplerden ötürü davacının itirazın iptali talebinin ve icra-inkâr tazminatı talebinin reddini, Davacının icra takibinin konusu olan meblağın %20'sinden aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini, Yetki itirazlarının kabulünü, yargılama masrafları ile vekalet ücretinin de davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini arz ve talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları re'sen belirlenerek taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
Bilirkişiler .... ve ... tarafından mahkememize sunulan 23/12/2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle; davacı yan tarafından ibraz edilen 2011 yılı ticari defterlerinin usulüne uygun bir şekilde açılış kapanış tasdiklerinin yaptırıldığı, ticari defter kayıtlarının birbirini teyit eder şekilde tutulduğu, ticari defterlerinin davacı lehine delil niteliğinin sayın mahkemenin takdirinde olduğu, yanlar arasında, 31.01.2010 itibarı ile akdedilen Bayilik Sözleşmesi mukabilinde ticari ilişki kurulduğu, diğer davalı ...'a ait taşınmaz üzerinde Davacı şirkete intifa hakkı işlemi tesis edildiği ve ayrıca bayilik sözleşmesinin ve ekinde yer alan taahhütlerin teminatını teşkil etmek üzere 100.000,00 TL ve 150.000,00 bedelle ikinci derecede ipotek tesis edildiği, 28.03.2013 tarihinde davalı ...'ın Davalı ... ... ortaklığından ayrılarak ortaklığını ... 'e devrettiği, davacı şirketin ... Şirketi ile çalışmaya devam ettiği, 26.08.2014 tarihinde davalı ... ... ve ... arasındaki dava konusu .... tesisi adresinin kiralama sözleşmesinin feshedildiği, davalı ... tarafından tesisin 3.bir kişiye kiralandığı, davacının ibraz edilen 2010 - 2011 yılı ticari defterinde, davacı kayıtlarında davacının davalıdan (+) 1.314,35 TL alacaklı olduğu, davacı kayıtlarında uyuşmazlığa ilişkin başkaca bir kayda rastlanmadığı, incelenen Dosyaya mübrez Bayilik Sözleşmesi Madde 9 gereğince; “...taraflar arasındaki ticari ilişki nedeniyle doğabilecek uyuşmazlıklarda davacı şirket nezdinde tutulan ticari defter, kayıt, fatura, - irsaliye vs. belgelerin, denetimler esnasında düzenlenen tutanakların kati delil teşkil ettiğini ve HUMK 287. maddesi uyarınca bu hükmün delil sözleşmesi mahiyetinde olduğunu kabul etmiştir. "şeklinde yer aldığı, incelenen dosya mündericatı Bayilik Sözleşmesi Devir Maddesine göre (Madde 15)'egöre ; “ İşbu sözleşmeyle gerçek veya tüzel kişiye verilen bayilik, sözleşme süresince aynı gerçek veya tüzel kişi tarafından ifa edilir. Bayi, Şirketin yazılı muvafakati olmaksızın bayiliğini bir başka gerçek veya tüzel kişiliğe veya herhangi bir ortaklığa devredemeyeceği gibi ortak da alamaz. Bayi, şirket ise ayrılan ortakları 10 gün içerisinde Şirket'e yazılı olarak bildirmek zorundadır...” şeklinde yer aldığı görülmüş, bununla birlikte, söz konusu hususa ilişkin dosya mündericatı incelemesinde davacı tarafından davalının ihtar edilmediği, ayrıca davalının beyanına göre ... ortak değişikliğinin yapıldığı tarihi sonrasında da tarafların bayilik sözleşmesi çerçevesinde çalışmaya devam ettiği, diğer taraftan davalı ... ... tarafından ortaklık değişikliğinin davacıya bildirildiğine dair yalnız 27/11/2017 tarihli Noter ihtarnamesinin ibraz edildiğini... İstasyonu- ... adresine sevk edilmek üzere davacıya fatura edildiği, ... /demirbaşların faturalar üzerinden tespit edilen değerlerinin önceki bölümde listelendiği üzere 18.935,00 TL (KDV Dahil ) olduğu, faturalarda USD karşılığının yer aldığı we kur belirtildiği görülerek faturalandırılan demirbaşların icra takip tarihindeki güncel değeri .... Bankası Döviz Alış kuru üzerinden irca edilerek USD karşılığı TL değerinin icra takip tarihinde 48.199,41 TL olduğunun tespit edildiğini, ancak rapor içeriğinde de ifade edildiği üzere icra takibine konu ariyetler/demirbaşlar davalı ... .... a fatura edilmediğini, davacı kayıtlarındaki ... Muavin hesabında da gözükmediğini, davacı tarafından dosyaya sunulan fatura ekinde yalnız sipariş formlarının mevcut olduğunu, sevk irsaliyelerinin ibraz edilmediğini, dolayısı ile teslim alana ilişkin bir tespit yapılamadığını, davalı tarafından 27.11.2017 tarihinde Afyonkarahisar .... Noterliğinde keşide edilen ihtarname ile mukabilinde “...süre dolmasına rağmen firmaya ihtar çekmesine rağmen ipotek kaldırılmadığı, Hatta Rekabet kurumunun dikey anlaşmasına göre de ipoteğin, kaldırılması gerektiği ve şu anda Enerji A.Ş” ninde istasyonla ilgili bir bayiliği bulunmadığı, bu sebeplerden dolayı konuyla ilgili ivedi olarak ipoteğin kaldırılmasını, mağduriyetinin giderilmesini aksi halde tüm yasal haklarına başvuracağını” ihtaren bildirdiğinin görüldüğü, davacı alacağının kabulü halinde, icra takip tarihinden sonra talep edilen %9,75 faiz oranının, 3095 Say. Kanunla tacirler arasında uygulanan faiz oranı olduğu ve dolayısıyla uygun olduğu, görüş ve kanaatine varılmıştır.
Bilirkişiler ... ve .... tarafından mahkememize sunulan 10/10/2022 tarihli bilirkişi raporunda özetle; Gerçekleştirilen keşif ve dosya kapsamındaki bilgiler sonucu yapılan teknik değerlendirmeye göre
dava konusu ariyetlerin tümünün keşif yerinde görüldüğü, sadece kurumsal kimlik olarak belirtilen
tabela, afiş gibi ürünlerin keşif yerinde bulunmadığı, bu ariyetlerin detayları belirlenmediği gibi afiş,
pano vb. bu ariyetlerin yerinden söküldükten sonra tekrar kullanılabilir ekipmanlar olup olmadıklarının
bilinmediği, dolayısıyla mahiyetinin bilinmediği, bunların sözleşme ve eklerinde veya hiçbir
dökümanda açıklanmadığının görüldüğünü, dava konusu ariyetlerin sözleşmenin bitiş tarihi olan 03/01/2015 tarihindeki 2. El piyasa değerinin 12.294,77 TL olduğu,
dava konusu ariyetlerin icra takibinin açıldığı 23/05/2018 tarihindeki 2. El piyasa değerinin 18.113,78
TL olduğu, ticari defter kayıtlarının incelenmesi yönünden,
davalının ticari defter ve belgeleri incelenmek üzere ibraz edilmediğinden, davalının
ticari defterleri ve defter kayıtları hakkında bir görüş bildirmesinin mümkün olmadığı,
görüş ve kanaatine varılmıştır.
Yargıtay .... Hukuk Dairesi'nin Esas No:... ; Karar No: ... sayılı kararına göre;
"Ancak, dava konusu hisselerin senede bağlanmamış ve bedelinin tamamı ödenmiş çıplak paylar olduğu, bunların devrinin alacağın temliki hükümlerine göre yapılması gerektiği, dava konusu hisse devirlerinin geçersizliği ile davacı adına tescili istemli işbu davanın açıldığı tarihten karar tarihine kadar davalı tarafından 1568 adet hisse devrinin yapılmadığı anlaşılmaktadır. Dosya kapsamı itibarıyla 6098 sayılı BK’nın 106. maddesindeki alacaklının temerrüdü şartlarının oluşmadığı, yine aynı yasanın 107. maddesi uyarınca borçlunun borcundan kurtulabilmesi için gerekli olan tevdi mahallinin de belirlenmediği anlaşılmakla mahkemece 1568 adet hisse karşılığı olan bedelin de davacıya iadesine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçelerle 1568 adet hisse karşılığının hukuki yarar yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın davacı yararına bozulması gerekmiştir."
Yargıtay .... Hukuk Dairesi'nin Esas No: ... ; Karar No: .... sayılı kararına göre;
"Alacaklının temerrüde düşmesi halinde ise aynı Kanunun 107. maddesi gereğince borçlu, ancak hasar ve giderleri alacaklıya ait olmak üzere, teslim edeceği şeyi tevdi ederek borcundan kurtulabilir. Bu durumda, alacaklının temerrüdü için öncelikle anılan 106. maddeye uygun ihtar gerekli olup, somut olayda yapılan ihtarın bahsekonu şartları taşımadığı ve borçlu davacının, anılan 107. madde anlamında tevdi mahalli talebinde de bulunmadığı anlaşılmaktadır. Bu nedenle 26.102,80 TL’lik yatırım kalemi bakımından davacının borcundan kurtulduğu ve davalıdan tahsili gerektiği kabulü doğru olmamıştır."
Dosyada ve tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde; davacı ile davalı şirket arasında 31/01/2020 tarihli akaryakıt bayilik sözleşmesi imzalandığı, sözleşme gereği davalılardan Mücayit'in maliki olduğu takibe konu iki adet taşınmazın davacı şirket lehine üst limit ipoteği ile ipotek edildiği konusunda ihtilaf bulunmamaktadır. Davacı tarafından davalı şirkete teslim edilen bir kısım ariyetlerin sözleşmenin bitmesine rağmen davalı tarafından iade edilmediği iddiası ile ariyet bedellinin tazmini istemli açılan icra takibine davalıların itirazı sonucunda huzurda görülen dava açılmıştır. Davalıların icra müdürlüğü ile mahkememizin yetkisine ilişkin itirazları, taraflar arasında imzalanmış yetki sözleşmesi uyarınca uyuşmazlığın çözümünde Bakırköy icra müdürlükleri ile mahkemelerinin yetkili kılınmış olması nedeni ile yerinde görülmemiştir. Her ne kadar davalılar tarafından söz konusu akaryakıt bayinin 3. bir kişiye devredildiği iddia edilerek ariyetlerin iadesinden sorumlu olmadıkları iddia edilmiş ise de taraflar arasında imzalanan akaryakıt bayilik sözleşmesinin 15. maddesinde şirketin yazılı muvafakati alınmadan bayiliğin devredilemeyeceğinin düzenlenmiş olması; davalı tarafından bayiliğin davacının onayı alınarak devredildiğine dair herhangi bir ispat vasıtasının sunulmamış olması karşısında davalıların devir nedeni ile sorumlu olmadıklarına yönelik savunmalarına mahkememizce itibar edilmemiştir.
Türk Borçlar Kanunu'nun 106. maddesine göre alacaklının temerrüdü şartlarının oluşması için borçlunun edimi alacaklıya gereği gibi önermesi; alacaklının önerilen edimi kabulden kaçınması ve alacaklının kabulden kaçınması haksız olmalıdır. Aynı yasanın 107. maddesinde ise alacaklının temerrüde düşmesi durumunda borçlunun, hasar ve giderleri alacaklıya ait olmak üzere, teslim edeceği şeyi tevdi ederek borcundan kurtulabileceği düzenlenmiştir. Her ne kadar davalılar tarafından ariyetleri teslim etmek üzere hazır olduğunu davacıya bildirdiği iddia edilmiş ise de davalılar tarafından bu yönde dosyaya ispata yarar bir delil sunulmamıştır. Kaldı ki TBK'nın 107. maddesi uyarınca davalıların ariyeti iade borcundan kurtulabilmesi için gerekli olan tevdi mahalli tayini talebinde de bulunmadığı dosya kapsamından anlaşılmaktadır. Yargıtay 11. Hukuk Dairesi'nin Esas No: 2018/2535; Karar No: 2018/5368 sayılı kararı ile Esas No: 2020/6554; Karar No: 2021/6474 sayılı kararı ışında somut olay incelendiğinde davalılar tarafından edimin alacaklıya gereği gibi önerdiğinin ispat edilememesi ve tevdi mahalli tayini talebinde bulunulmadığı; bu nedenle davalıların borcundan kurtulmadığı mahkememizce kabul edilerek davalıların iade edilmeyen ariyet bedellerinden sorumlu olduğu mahkememizce kabul edilmiştir.
Taraflar arasında imzalanan yazılı bir ariyet sözleşmesi bulunmamakla birlikte sözleşme ilişkisi ile faturalara konu demirbaşların tesliminin davalılarca inkar edilmemesi nedeni ile dava konusu ariyetlerin davalı şirkete teslim edildiği ve ariyetlerin sözleşme sona ermesine rağmen davacıya iade edilmediği mahkememizce kabul edilmiştir. Dosyada mübrez 23/12/2021 tarihli bilirkişi raporunda davacı tarafından davalı şirket adına 20/09/2021 tarihli, ... ve ... numaralı iki adet fatura düzenlendiği; fatura içeriğindeki ürünlerin bedelinin 18.935,00 TL olarak belirlendiği tespit edilmiştir. Bilirkişiler tarafından her ne kadar faturalar üzerinde faturalandırılan demirbaşların USD bazında değerlerinin bulunduğu tespit edilmiş ise de taraflar arasında ariyetlere ilişkin anlaşmanın yabancı para üzerinden kurulduğuna dair dosyada herhangi bir delil bulunmadığından taraflar arasındaki ariyete ilişkin sözleşme ilişkisinin TL üzerinden kurulduğu mahkememizce kabul edilmiştir. Davalıların ariyetleri iade borcunun sözleşmenin bitiş tarihi ile doğacağının kabulü ile mahkememizce sözleşmenin bitiş tarih olan 03/05/2015 tarihi itibariyle söz konusu ariyetlerin 2. el piyasa değeri bilirkişi marifetiyle hesaplatılmış olup bilirkişi tarafından 03/05/2015 tarihi itibariyle söz konusu ariyet bedeli 12.294,77 TL olarak hesaplanmıştır. Tekniğine uygun ve denetime elverişli olarak düzenlendiği kabul edilen bilirkişi raporları doğrultusunda açılan davanın kısmen kabulü ile davacının fazlaya ilişkin talebinin reddine; alacağın yargılamayı gerektirmesi nedeni ile davacının icra inkar tazminatı talebi ile şartları oluşmayan davalıların kötü niyet tazminat taleplerinin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-AÇILAN DAVANIN KISMEN KABULÜ ile ipotek senetlerinde belirtilen 250.000,00 TL limit aşılmamak ve tahsilde tekerrür olmamak koşulu ile davalıların Bakırköy .... İcra Müdürlüğü'nün .... E. sayılı takip dosyasında yapmış olduğu itirazın 12.294,77 TL asıl alacak yönünden İPTALİ ile takip talebindeki şartlar uyarınca TAKİBİN DEVAMINA,
2-Davacının fazlaya ilişkin talebinin REDDİNE,
3-Alacağın yargılamayı gerektirmesi nedeni ile davacının icra inkar tazminatı talebinin REDDİNE,
4- Davalıların şartları oluşmayan kötü niyet tazminatı talebinin REDDİNE,
5-Harçlar Kanunu gereğince hesaplanan ve tahsili gereken 839,86 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 659,96 TL nispi harçtan mahsubu ile bakiye 179,90 TL harcın davalılardan alınarak hazineye irat kaydına,
6-Davacı tarafından sarf olunan 3.600,00 TL bilirkişi ücreti + 1.116,75 TL posta ücreti tebligat, müzekkere, talimat masraflarından ibaret yargılama giderinin kabul ve red oranına göre (%22,50 kabul oranı) hesaplanan 1.061,27 TL'sinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine; bakiye yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Davacı tarafından yatırılan 6,40 TL vekalet harcı, 44,40 TL başvurma harcı ve 659,96 TL peşin harcın davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
8-Sarf olunmayan delil/gider avanslarının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
9-Kendisini vekil ile temsil ettiren davacı taraf lehine yürürlükte bulunan Avukatlık Kanunu ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin 13/1. maddesi gereğince kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
10-Kendisini vekil ile temsil ettiren davalılar lehine yürürlükte bulunan Avukatlık Kanunu ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin 13/1. maddesi gereğince reddedilen miktar üzerinden hesaplanan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
11- Davalılar tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
12- .... büro dosya numaralı arabuluculuk ücreti bakımından: 6235 sayılı Hukuki Uyuşmazlıklarda Arabuluculuk Kanununun 18/A maddesinin 13. fıkrası uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen ve yargılama giderinden sayılan Arabuluculuk ücreti olan 1.320,00 TL'nin kabul ve red oranına göre hesaplanan 1.023,00 TL'sinin davacıdan; 297,00 TL'sinin ise davalı ...'dan tahsili ile Hazineye İRAT KAYDINA,
13- .... büro dosya numaralı arabuluculuk ücreti bakımından: 6235 sayılı Hukuki Uyuşmazlıklarda Arabuluculuk Kanununun 18/A maddesinin 13. fıkrası uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen ve yargılama giderinden sayılan Arabuluculuk ücreti olan 1.320,00 TL'nin kabul ve red oranına göre hesaplanan 1.023,00 TL'sinin davacıdan; 297,00 TL'sinin ise davalı ...'den tahsili ile Hazineye İRAT KAYDINA,
Dair; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 341. ile 360. madde hükümleri uyarınca mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf, başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı davalılar vekilinin yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
Katip ...
☪e-imzalıdır.☪


Hakim ...
☪e-imzalıdır.☪



Full & Egal Universal Law Academy