Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/395 Esas 2023/424 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi
Esas No: 2023/395
Karar No: 2023/424
Karar Tarihi: 03.05.2023

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2023/395
KARAR NO: 2023/424
DAVA: Sıra Cetveline İtiraz (İflas Tasfiyesinde Düzenlenen Sıra Cetveline Yönelik Kayıt Kabul Ve Terkin Talebi (İİK 235))
DAVA TARİHİ: 10/02/2023
KARAR TARİHİ: 03/05/2023
KARARIN YAZILDIĞI TARİH: 16/05/2023
Mahkememizde görülmekte olan Sıra Cetveline İtiraz (İflas Tasfiyesinde Düzenlenen Sıra Cetveline Yönelik Kayıt Kabul Ve Terkin Talebi (İİK 235)) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA; Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan iş bu davanın dava dilekçesinde özetle; Davalı şirketin ön ödemeli konut satış sözleşmeleri uyarınca konut satışı gerçekleştirmek suretiyle ticari faaliyet gösteren bir inşaat firması olduğunu, Bakırköy .... Asliye Ticaret Mahkemesinin ... esas ve ... karar sayılı 24.11.20921 tarihli kararda davalı şirketin iflasına karar verildiğini, davalı şirketin tapuda İstanbul ili, ... ilçesi, .... ada, ... parselde kayıtlı arsa üzerinde inşaat edilecek .... isimli proje kapsamında davacı ile 21.06.2011 tarihli Gayrimenkul Satışına İlişkin Sözleşme ve 03.03.2016 tarihli Ön Ödemeli Konut Satış Sözleşmesine Ek protokol akdedildiğini, sözleşme uyarınca davalı şirket peşin ödenecek bedel karşılığında geliştirmiş olacağı konut projesinde inşa edeceği brüt 110 m2 alanlı, 3+1 veya 2+1 daireyi müvekkillere sattığını, daireyi anahtar teslim etmeyi ve dairenin kat mülkiyetli tapusunu davacıya devretmeyi taahhüt ettiğini, protokol uyarınca satıcının dairelerin kat irtifaklı tapularını, en geç 30.12.2017 tarihinde her türlü takyidatlardan ari olarak temiz bir şekilde tapuda davacı adına devir ve tescil etmeyi taahhüt ettiğini, ancak inşaatın durması sebebiyle bu teslimin gerçekleşmediğini, davacının taşınmazının bulunduğu ABCD bloklarda yaklaşık 4 senedir hiçbir imalat yapılmadığını, inşaatın yarım bırakıldığını, ek protokolün 3.8 maddesinde, teslim tarihinden sonra gecikilen süre boyunca aylık 1.000,00-TL’den az olmamak şartıyla emsal kira bedellerinin alıcıya ödenmesinin kararlaştırıldığını, satıcının kat irtifaklı tapuları tapuda müvekkil adına tescil etmekte ve taşınmazın inşaatının sürdürülmesinde temerrüde düşmesi nedeniyle Bakırköy .... Tüketici Mahkemesinin ... esas sayılı dosyasından İstanbul ili, ... ilçesi ... ada,... parsel üzerinde kayıtlı D blok, 154 numaralı dairenin davacı adına tescili talepli dava açıldığını ve davanın kabulüne karar verilerek kararın kesinleştiğini, TBK m.125 hükmü ile borçlunun temerrüdü nedeniyle uğranan zararın tazmin edilebileceğinin düzenlendiğini belirterek tapuda İstanbul ili, ... ilçesi, ... ada, ... parselde kain, D blok, 154 numaralı bağımsız bölümün anahtar teslim olarak satış sözleşmesine uygun davacıya teslimine, teslim sağlanmazsa terditli olarak taraflar arasındaki sözleşmenin taşınmazın anahtar teslim imal edilmesine ilişkin edimlerinin ifasından vazgeçerek bu edimlere ilişkin ifa yararının, dava konusu taşınmazın taraflar arasındaki sözleşme ve ekindeki teknik şartnameye uygun olarak anahtar teslim yapımı için gerekli olan inşaat maliyetinin ve belirsiz alacak kapsamında şimdilik 30.000,00-TL tazminatın davacıya ödenmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı şirkete yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Dosyanın mahkememize Bakırköy ... Tüketici Mahkemesi'nin 17/02/2023 tarih ve ... Esas ... Karar sayılı kesinleşmiş görevsizlik kararı ile tevzi edildiği anlaşıldı.
Mahkemelerin görevi kanunla düzenlenir. Göreve ilişkin kurallar, kamu düzenindendir. 6100 Sayılı HMK'nun 114/c maddesi gereğince mahkemelerin görevi dava şartı olup, yasanın 115. maddesi gereğince mahkeme dava şartının bulunup bulunmadığını res'en araştırmakla yükümlüdür.
6102 Sayılı T.T.K.'nun 4. maddesinin 1. fıkrası 6335 Sayılı Yasanın 1. maddesi ile değiştirilerek ticari davalar her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları, T.T.K.'nun 4. Maddesinin a bendi gereğince T.T.K.'nun dan kaynaklanan davalar, T.T.K.'nun 4. maddesinin b, c, d, e, f bentlerinde sayılan davalar ve diğer özel kanunlarda Ticaret Mahkemelerinin görevli olduğu kararlaştırılan davalar ticari dava olarak Ticaret Mahkemelerinde görülecektir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 4.maddesinde hangi işlerin ticari dava olarak nitelendirilecekleri belirlendikten sonra anılan kanunun 5.maddesinde ticaret mahkemelerinin kuruluşu ve hangi mahkemelerin ticaret mahkemesi sıfatıyla bakacağı belirlendikten sonra asliye ticaret mahkemesi ile asliye ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olduğu belirtilmiştir.
Ticari davaları, mutlak ticari davalar, nisbi ticari davalar, yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç grubta toplamak mümkündür.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, 6102 sayılı TTK'nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK'nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. 6102 sayıl TTK'nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi, hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK'da yeterli görülmüştür.
Ticaret Mahkemesinin iflasa karar vermesi anında borçlu hakkında iflas açılmış olur. Bundan sonra müflisin masaya giren mal ve hakları üzerindeki tasarruf yetkisi kısıntıya uğrar ve masaya geçer. Müflis masaya giren bir mal ve hak üzerinde tasarrufta bulunmuşsa bu işlem geçersizdir. İflas kararından önce müflisin temlik sözleşmelerinden doğan borçları taşınmazın tapu kaydı henüz müflis üzerinde bulunduğundan masaya geçmekle iflas nedeniyle asıl akit (satım akti) yapılamamaktadır.
Kural olarak sözleşmeler taraflardan birinin iflas etmesiyle son bulmazlar. Bu halde iflas etmemiş olan taraf sözleşmenin ifasını isteyebilir. Ancak sözleşmenin ifasını talep hakkı bir iflas alacağıdır. Davaya konu temlik iki tarafa borç yükleyen sözleşmelerdendir. Bu bakımdan sözleşmenin alacaklısı olan taraf iflastan önce yapılan sözleşmedeki bütün borçlarını müflise karşı yerine getirmiş ise alacağı para borcundan başka bir şey olduğundan alacağını para alacağına çevirerek masaya yazdırabilir. (İ.İ.K. m. 198)
Somut olayda davacının öncelikli talebi tapu iptali ve tescile yönelik olup bedelin tahsili için sıra cetveline kayıt talebi terditli taleptir. Öncelikli talep alacağın masaya kaydedilmesine yönelik olmayıp, müflis şirketin aktifinde yer alan bir hakkın masadan çıkartılarak, tapuda adına tescili istemine ilişkindir. Davacının talebi gayrimenkul satış sözleşmesi ile satın aldığını iddia ettiği bağımsız bölümün davalı adına olan tapu kaydının iptali ile adına tesciline ilişkin olduğundan davanın kayıt kabul davası olarak kabulü mümkün değildir. Kayıt kabul niteliğinde olmayan tapu iptali ve tescil talepleri yönünden İİK'da özel düzenleme yer almadığından taraflar arasındaki işin niteliğine göre görevli mahkemenin belirlenmesi zorunludur. (İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi, 7.Hukuk Dairesi, 12/11/2020 tarih, 2020/1886 Esas, 2020/1689 Karar, Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi, 3.Hukuk Dairesi, 2020/1317 Esas, 2020/830 Karar, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi'nin 2019/1010 Esas, 2019/1164 Karar Sayılı ilamı, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi'nin 2020/275 Esas, 2020/302 Karar Sayılı ilamları)
Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya bunun adına veya hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekalet, bankacılık ve benzeri sözleşmelerde dahil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlem 6502 sayılı yasa 3/l maddesine göre tüketici işlemi niteliğindedir.
Somut olayda; davanın mutlak ya da nispi ticari dava niteliği taşımadığı, dava konusu edilen satış işlemine konu bağımsız bölümün konut vasfına sahip olduğu, davacının bu nedenle tüketici olarak kabulü gerekmektedir. Davalı şirketin iflasına karar verilmiş olması ve davacının asıl talebi dikkate alındığında davacı tarafın açmış olduğu iş bu davanın kayıt kabul davası olarak da görülmesi mümkün değildir. Yukarıda açıklanan nedenlerle iş bu davaya bakmakta Mahkememiz görevli olmadığından, HMK 114/1-c ve 115/2 maddeleri gereğince dava şartı noksanlığı davanın usulden reddine karar verilmiş, iş bu karar karşı görevsizlik mahiyetinde olduğundan aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçeleri yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı tarafından davalı aleyhine açılan davanın davaya bakmaya mahkememiz görevli olmadığından HMK 114/1-c ve 115/2 maddeleri gereğince dava şartı noksanlığı nedeniyle Usulden Reddine,
2-Davaya bakmaya Bakırköy ... Tüketici Mahkemesinin görevli ve yetkili olduğuna,
3-Mahkememizce verilen görevsizlik kararı karşı görevsizlik mahiyetinde olup, verilen kararın davacı vekilince yasa yoluna başvurulmaksızın kesinleşmesi halinde dosyanın merci tayini için İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, masrafların davacı yanca karşılanmasına,
4-Yargılama giderlerinin görevli mahkemece değerlendirilmesine,
Dair, tarafların yokluğunda, dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi istinaf yolu açık olamak üzere karar verildi. 03/05/2023
Katip ...
¸e-imzalıdır


Hakim ...
¸e-imzalıdır




Full & Egal Universal Law Academy