Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/531 Esas 2023/314 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi
Esas No: 2021/531
Karar No: 2023/314
Karar Tarihi: 07.04.2023

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2021/531 Esas
KARAR NO: 2023/314
DAVA: Alacak (Cari Hesap Veya Ticari Kredi Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ: 20/06/2021
KARAR TARİHİ: 07/04/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 15/05/2023
Davacı tarafından mahkememize açılan dava dosyasının incelenmesi sonunda;
İSTEM:
Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; davacı şirketin yurtdışında yerleşik firma olup akaryakıt temini ile iştigal 'ettiği, ihtilaf konusu alacağın teslimi yapılan yakıtın satış bedelinin ödenmemesinden kaynaklandığını, müşteri takip, tanıtım ve bilgilendirmelerinin ....'nin Türkiye'de kurulmuş bulunan irtibat ofisi vasıtasıyla yapıldığını, davacı müvekkili şirket tarafından davalıya tanzim edilen faturaların tahsil edilmemiş olduğunu ve bu nedenle dava konusu edildiğini, yukarıda arz ve izah edilen sebeplerden ötürü; 32.960,19 EURO alacağın aynen veya fiili ödeme günündeki Türk Lirası karşılığının tahsiline karar verilmesini ve en yüksek banka reeskont faizi uygulanmasını, diğer talepleri yönünden yasal faiz uygulanmasını, masraf, yargılama ve vekalet giderlerinin kararla davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava ettiği görülmüştür.
YANIT:
Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafça müvekkiline karşı İstanbul ....İcra Müdürlüğü .... E. Sayılı dosyası ile iş bu davaya da konu olan 20.09.2012 tarihli ... fatura nolu, 30.09.2012 tarihli .... nolu, 10.10.2012 tarihli .... fatura nolu, 19.10.2012 tarihli .... fatura nolu ve 31.10.2021 tarihli ... fatura nolu alacaklara ilişkin icra takibi başlatıldığını, hukuka aykırı olarak başlatılan bu icra takibine 27.05.2013 tarihinde itiraz edildiğini ve takibi durduğunu, bunun üzerine davacı vekilinin 20.09.2013 tarihinde İstanbul ....İcra Müdürlüğü .... E. Sayılı icra takbinin itirazının iptali için İstanbul .... Asliye Ticaret Mahkemesi .... E. Sayılı dosyayı ikame ettiğini, yine aynı alacağa ilişkin 1.949,49 Euro tutarındaki KDV iadesinin tahsili amacıyla 10.01.2014 tarihinde, yine davacı .... İstanbul ....Asliye Ticaret Mahkemesi ... E. Sayılı dosyası ile davanın ikame edildiğini, derdestlik itirazı ve birleştirme talebi üzerine İstanbul .... Asliye Ticaret Mahkemesi .... E. Sayılı dosyası ile İstanbul ....Asliye Ticaret Mahkemesi ... E. Sayılı dosyasının 17.03.2014 tarihinde birleştirildiğini, İstanbul .... Asliye Ticaret Mahkemesi kapatıldığından dolayı dosya yeni bir esas alındığını ve İstanbul ....Asliye Ticaret Mahkemesinin .... E. Sayılı dosyası ile yargılamaya devam edildiğini, bu dosya içerisinde davacı tarafın yabancı mahkeme tarafından verilen iflas kararının tanınması ve tenfizi istemiyle 18.03.2016 tarihinde ıslah dilekçesi sunduğunu, 26/01/2017 tarihli karar ile birlikte, tanıma - tenfiz yönünden davasının reddedildiğini ve alacak talepli davanın ise tefrikine karar verildiğini ve tefrik edilen dosyanın İstanbul ....Asliye Ticaret Mahkemesi .... E. Sayılı dosyasına kaydolunarak ilgili davaya devam edildiğini, bu dosyanın İstanbul .....İcra Müdürlüğü .... E. Sayılı fatura alacaklarına ilişkin takibin itirazının kaldırılmasına yönelik olup halen derdest olduğunu, bu nedenle öncelikle derdestlik ve zamanaşımı defilerinin değerlendirilmesi gerektiğini, esas yönünden ise dava konusu fatura bedellerinin gerek banka kanalıyla gerek davacının Türkiye ticari temsilcisi olan ....'e makbuz karşılığı ödendiğini, ticari temsilci ...., 30.09.2012 tarihli ibraname ile birlikte müvekkilinden hiçbir hak ve alacağının kalmadığını beyan ile müvekkili ibra ettiğini, ibraname tarihi itibariyle merkezi yurtdışında bir ticari işletme olan ....'in, kanunen bulunması zorunlu olan Türkiye temsilcisi ....'dir ve TBK uyarınca sulh,ibra,tahsil, dava açma ve yemine dahi yetkisinin mevcut olduğunu, İstanbul ... Asliye Ticaret Mahkemesi .... E. Sayılı dosyasında mübrez tediye makbuzlarından da görülebileceği üzere davacıya ibra tarihinden sonra; 05.12.2013 tarihinde 18.482 Euro, ticari temsilci ....'e ise 31.01.2012 tarihinde 3.000 Euro, 28.02.2012 tarihinde 3.000 Euro, 31.03.2012 tarihinde 3.100 Euro, 30.04.2012 tarihinde 3.000 Euro, 31.05.2012 tarihinde 3.133,65 Euro, 30.06.2012 tarihinde 3.000 Euro, 31.07.2012 tarihinde 3.000 Euro olmak üzere 21.233,65 Euro ödeme yapıldığını, tarafların banka ve cari hesap kayıtları incelendiğinde, müvekkilinin davacıya borçlu olmadığının görüleceğini, açıklanan nedenlerle müvekkilinin davacı .... borcu bulunmadığını, iş bu nedenle davanın reddine karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
KANITLAR VE GEREKÇE:
Dava, taraflar arasındaki ticari ilişki nedeniyle davacı tarafından düzenlenen fatura bedellerinin davalıdan tahsili istemine ilişkindir.
Mahkememizce ticari defterler üzerinde inceleme yapılmış, İstanbul ....İcra Müdürlüğü'nün .... esas sayılı dosyası, İstanbul ....Asliye Ticaret Mahkemesi'nin ... esas sayılı dosyası, İstanbul ....Asliye Ticaret Mahkemesi'nin .... esas sayılı dosyası, İstanbul ...Asliye Ticaret Mahkemesi'nin .... esas sayılı dosyaları celp edilerek incelenmiş taraf delilleri toplanmıştır.
Yukarıda yer verilen taraf anlatımları dikkate alındığında taraflara arasında ticari ilişki bulunduğu ve bu ticari ilişki kapsamında davacı tarafça davalı aleyhine tahakkuk ettirilen 20.06.2012 tarihli-6.953,86 Euro bedelli, 20.09.2012 tarihli-8.037,67 Euro bedelli, 30.09.2012 tarihli-8.371,91 Euro bedelli, 10.10.2012 tarihli-4.748,59 Euro bedelli, 19.10.2012 tarihli-8.253,42 Euro bedelli, 31.10.2012-3.318,00 Euro bedelli faturalara ilişkin mal-hizmet ifasının bulunduğu hususlarında bir ihtilaf bulunmamaktadır. Taraflar arasındaki ihtilaf iş bu faturalardan kaynaklı olarak davalı tarafın derdestlik dava şartının yerinde olup olmadığı, faturadan kaynaklı alacakların zamanaşımını uğrayıp uğramadığı ve davalı tarafından faturalar nedeniyle dava dışı 3. Kişi ....'e yapılan ödemelerin borcu sona erdirip erdirmediği noktasında toplanmaktadır.
Derdestlik dava şartı yönünden yapılan incelemede; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 114/1-1 inci maddesinde "derdestlik" dava şartı olarak düzenlenmiştir. Dava şartı olan derdestlik nedeni ile davanın reddi için üç koşulun birlikte bulunması gerekmektedir. Bunlar; davanın daha önce aynı veya başka bir mahkemede açılmış olması, birinci davanın görülmekte olması, daha önce açılmış ve görülmekte olan dava ile ikinci davanın aynı olması koşuludur. Bu dava ile görülmekte olan başka bir davanın aynı dava olduğunu söyleyebilmek için ise, maddi anlamda kesin hüküm gibi her iki davanın taraflarının, konusunun ve dava sebeplerinin aynı olması gerekir.
Derdestlik-Kesin hüküm iddiasına dayanak olan İstanbul .... Asliye Ticaret Mahkemesinin .... esas sayılı dosyasının incelenmesinde; 07/05/2013 tarihinde harçlandırma tarihli dava dilekçesindeki talep ile İstanbul .... İcra Müdürlüğü'nün ... esas sayılı dosyasında davalı-takip borçlusu olan .... Uluslararası Nakliyat Ve Ticaret Limited Şirketi tarafından yapılan itirazın iptali isteminde bulunulduğu görülmektedir. İlgili takipte ise takibe dayanak faturaların 20.09.2012 tarihli-8.037,67 Euro bedelli, 30.09.2012 tarihli-8.371,91 Euro bedelli, 10.10.2012 tarihli-4.748,59 Euro bedelli, 19.10.2012 tarihli-8.253,42 Euro bedelli, 31.10.2012-3.318,00 Euro bedelli 5 adet fatura olduğu görülmektedir. Buna göre iş bu takibe dayanak olan 5 fatura ile mevcut derdest dava dosyasındaki alacak istemine dayanak olan faturanın aynı olduğu kuşkusuzdur. Ancak İstanbul .. Asliye Ticaret Mahkemesinin .... Esas sayılı dosyasının incelenmesinde, dosyanın asıl ve birleşen dava olmak üzere 2 farklı istemi içerdiği, birleşen dava ile mevcut dosyamız arasında bir bağlantı bulunmadığı, asıl dava yönünden ise her ne kadar dava açılırken İstanbul .... İcra Müdürlüğü'nün ... esas sayılı takip dosyası ile 5 adet faturaya dayanılarak başlatılan ilamsız icra takibine yapılan itirazın iptali isteminde bulunulmuş ise de yargılama aşamasında bu talebin tam ıslah yolu ile değiştirildiği, mahkeme tarafından yapılan tespite göre ıslah talebinden sonra asıl davanın konusunun "yabancı mahkeme tarafından verilen iflas kararının tanınması ve tenfizi" haline geldiği, bu nitelendirme yapılarak yapılan yargılama sonunda verilen kararın İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi .... Hukuk Dairesi .... Esas ... Karar sayılı ilamı ile asıl dava yönünden değiştirilmediği, istinaftan feragat nedeniyle istinaf talebinin reddine karar verildiği ve dosyanın bu haliyle kesinleştiği görülmektedir.
Buna göre her ne kadar davalı tarafça derdestlik-kesin hüküm dava şartı yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmesi talep edilmiş ise de yukarıda ayrıntılarına yer verildiği şekilde İstanbul ...Asliye Ticaret Mahkemesinin .... Esas sayılı dosyasında asıl ve birleşen davalar ile Mahkememizin mevcut dosyasındaki dava konularının aynı olmadığı, tam ıslah talebi ile talep ve sonucun değiştirildiği, bu hususun istinaf incelemesi yoluyla da kesinleştiği anlaşılmakla, davalı tarafın dava şartı yönünden ileri sürdüğü iddialara Mahkememizce itibar edilmemiştir.
Davalı tarafın zamanaşımı defi yönünden yapılan değerlendirmede; TBK.'nın 146.maddesinde ( 818 sayılı BK md. 125); "Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, her alacak on yıllık zamanaşımına tabidir." düzenlenmesine yer verilmiştir.
Dava konusu alacak, taraflar arasında sözleşme-ticari ilişki bulunması nedeniyle ve yasada özel olarak başka bir süre öngörülmediğinden, genel zamanaşımı süresinin düzenlendiği TBK'nun 146. maddesi gereğince 10 yıllık zamanaşımı süresine tabidir. Dava konusu edilen faturaların 20.06.2012 tarihi ve sonrasına ait olduğu, faturalar yönünden davacı tarafın bu tarihlerden sonra davalı aleyhine icra takibi başlattığı, iş bu davanın açılış tarihi dikkate alındığında 10 yıllık genel zamanaşımı süresinin dolmadığı anlaşılmakla, davalı tarafın zamanaşımı definin yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır.
Esasa ilişkin yapılan incelemede, yukarıda ayrıntılarına yer verildiği üzere taraflar arasında dava konusu edilen 20.06.2012 tarihli-6.953,86 Euro bedelli, 20.09.2012 tarihli-8.037,67 Euro bedelli, 30.09.2012 tarihli-8.371,91 Euro bedelli, 10.10.2012 tarihli-4.748,59 Euro bedelli, 19.10.2012 tarihli-8.253,42 Euro bedelli, 31.10.2012-3.318,00 Euro bedelli faturaların içeriği ve bu faturalara ilişkin mal-hizmet edimine ilişkin bir ihtilaf bulunmamaktadır.
Türk Medeni Kanunu'nun 6. maddesi hükmü uyarınca; Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatlamakla yükümlüdür. Gerek doktrinde, gerek Yargıtay içtihatlarında kabul edildiği üzere ispat yükü, hayatın olağan akışına aykırı durumu iddia eden ya da savunmada bulunan kimseye düşer.6100 sayılı HMK 'nın 190/1 maddesi gereğince ispat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.
Davalı taraf açıkça faturaya konu bedelin ödendiğinin iddia etmektedir. Bu durumda ödeme iddasını ispat yükü davalı tarafa geçmiş olup davalı ödeme yaptığı hususunu kanıtlamakla yükümlü hale gelmiştir. Başka bir ifadeyle, davalı tarafın fatura tebliği ya da faturaya konu edimin ifasına yönelik herhangi bir itirazı olmayıp, bizzat ödeme iddiasında bulunan tarafın bu aşamadan itibaren takibe konu fatura bedelini ödediği hususunu ispat etmesi gerekmektedir. İspat yükü kendisinde olan davalı taraf borcunu ödediğini uyuşmazlığın miktarı gereğince yazılı delillerle ispat etmelidir.
Mahkememizce ödeme iddiasına ilişkin olarak taraflar ticari defter ve belgeleri incelenmiş, düzenlenen 21/12/2022 tarihli raporda özetle; dosya mündericatı İstanbul ... Asliye Ticaret Mahkemesi ... E.sayılı Davaya konu alacak miktarına dayanak dosyasına konu 5 faturanın, huzurdaki dava konusu alacak miktarına dayanak aynı faturalar olduğu yalnızca .... Sayılı 20.06.2012 tarihli fatura konusu alacağın huzurdaki davaya konu olduğu ve ... E.sayılı davaya konu edilmediği görülerek dosya mündericatına ibraz edilen belgelerin incelendiği, davalı şirket tarafından — (21.233,65418.482,00) toplam 39.715,65 Euro ödeme yapıldığı ve Diğer Davalı ....'in Davacı Şirketin temsilcisi olduğunun kabulü halinde Davalı Şirketin bu ödemeyi Davacı ...Şirket'ine ödeme yapmış olduğunun kabulü gerektiği, .... arasındaki ticari ilişki 2012 yılı ve öncesine dayanmakta olduğunu, dolayısı ile .... arasındaki kümülatif borç ve alacak bakiyelerinin tespiti ve ödeme yapıldığı tespit edilen son tarih olan 05.12.2013 tarihi ve dahili dava tarihi itibarı ile davalı kayıtlarında yer alan Davacı Ticari hesaplarının yani Davacı kayıtlarında yer alan Davacı Cari Hesap muavininin Davacı Cari hesap Muavininin incelenmesi gerektiği yönünde görüş ve kanaatinin bildirildiği görülmüştür.
Yukarıdaki açıklamalarda ayrıntılarına yer verildiği üzere davalı tarafın dava konusu uyuşmazlıkta ödeme iddiası bulunmaktadır.
Davalı taraf bu hususa ilişkin olarak; davacının Türkiye ticari temsilcisi olan ....'e makbuz karşılığı ödendiğini ve bu doğrultuda ibra edildiğini iddia etmektedir.
Ancak dosyaya celp edilen İzmir .... Asliye Ticaret Mahkemesi'nin .... Esas .... Karar Sayılı İlamı ile; "davalı .... .... Ödemeyi ....'e yaptığı, tediye makbuzunun bulunduğu ancak bu şahsın davacının SGK ya tabi çalışanı olup, ödemeleri kabul etme yetkisi bulunmadığı" hususuna yer verilmiş, verilen bu karar Yargıtay .... Hukuk Dairesi'nin ... Esas ... Karar sayılı ilamı ile onanarak kesinleşmiştir.
Bu karar ile kesin hüküm haline gelen maddi vakıa doğrultusunda dava dışı ....'in davacı tarafın yalnızca SGK'lı çalışanı olduğu, ödemeleri kabul etme yetkisi bulunmadığı sabit hale gelmiştir.
Buna göre her ne kadar davalı tarafça davacı şirketi temsile yetkili ....'e yapılan ödeme ile dava konusu fatura alacağının ödendiği iddia edilmiş ise de yetkisiz temsilciye yapılan ödeme borcu sona erdirmeyecektir. Davacı taraf ticari defterlerinde de bu ödemeleri ilişkin bir kayıt bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle davalı tarafın ödeme iddiasına ilişkin yetkisiz temsilciye yapılan ödeme dışında ispata elverişli bir belgeyi dosyaya ibraz etmediği, davalı tarafın ödeme iddiasını yazılı deliller ile ispat edemediği kanaatine varıldığından davanın kabulüne karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Ayrıntıları yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile;
-32.690,19-EURO alacağın 17/12/2018 tarihinden itibaren 3095 sayılı Kanun uyarınca devlet bankalarının euro cinsinden açılmış 1 yıllık vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz üzerinden hesaplanacak faiz ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 20.105,99-TL karar ve ilam harcından peşin alınan 502,65-TL harcın mahsubu ile bakiye 19.603,34- TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan 502,65-TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yargılama sırasında yatırılan 59,30 TL başvurma harcı, 2.000,00 TL bilirkişi ücreti, 141,00 TL tebligat ve posta masrafı olmak üzere 2.200,30-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalı tarafından yargılama sırasında yapılan masrafların davalı üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap edilen 44.206,83- TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-11-13.maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Bakırköy Arabuluculuk bürosunun ...
numaralı arabuluculuk dosyasında Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
8-Bakiye gider/delil avansının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa derhal iadesine,
Dair; tebliğden itibaren İKİ HAFTA içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı, verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 07/04/2023
Katip ...
e-imzalıdır


Hakim ....
e-imzalıdır




Full & Egal Universal Law Academy