Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/294 Esas 2023/310 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi
Esas No: 2021/294
Karar No: 2023/310
Karar Tarihi: 07.04.2023

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2021/294 Esas
KARAR NO: 2023/310
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 30/03/2021
KARAR TARİHİ: 07/04/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 26/04/2023
Davacı tarafından mahkememize açılan dava dosyasının incelenmesi sonunda;
İSTEM:
Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; davalı şirket ile müvekkili şirket arasında .... Sözleşmesi imzalandığını, sözleşmenin konusunun sözleşmenin 1. maddesinde; "....'nın internet vasıtası ile yaptığı yazılı-fotoğraflı ve görüntülü haber servisinin abone tarafından kiralanması ve sadece aboneye ait yayın organında yayınlanması ile ilgili esasların düzenlenmesidir..." şeklinde belirlendiğini, bu maddeden de anlaşılacağı üzere .... bünyesinde işletilen haber servisinin haber yayınlarına ilişkin aboneliklere dair sözleşme imzalandığını, müvekkilinin yerine getirmesi gereken tüm yükümlülüklerini sözleşmeye uygun şekilde yerine getirdiğini, sözleşmeye uygun şekilde haberlerin paylaşıldığını, bu sözleşmeye ilişkin 01/11/2018-31/10/2019 tarihleri arasında geçerli olacak şekilde sözleşme bedelinin 1.850,00 TL olarak kararlaştırıldığı Ek Protokol düzenlendiğini ve taraflarca imza altına alındığını, karşı tarafa bu konuda kullanıcı adı ve şifrenin mail yoluyla bildirildiğini, bu haberlerin yayını karşılığında müvekkilince fatura tanzim edildiğini ve gönderildiğini, müvekkili şirket ile davalı şirket arasında imzalanan abonelik sözleşmesi uyarınca tanzim edilen 01.11.2018 tarih ve .... numaralı 2.183,00 TL tutarındaki fatura (EK 5- ... Numaralı Fatura), 03.12.2018 tarih ve ... numaralı 2.288,23 TL tutarındaki fatura (EK 6-.... Numaralı Fatura), 08.01.2019 tarih ve ... numaralı 2.183,00 TL tutarındaki fatura (EK 7- ... Numaralı Fatura), 01.02.2019 tarih ve .... numaralı 2.183,00 TL tutarındaki fatura (EK 8- ... Numaralı Fatura), 01.03.2019 tarih ve ... numaralı 2.183,00 TL tutarındaki fatura (EK 9- ... Numaralı Fatura), 01.04.2019 tarih ve ... numaralı 2.183,00 TL tutarındaki fatura (EK 10- ... Numaralı Fatura), 02.05.2019 tarih ve ... numaralı 2.183,00 TL tutarındaki fatura (EK 11- .... Numaralı Fatura), toplamı olan 15.386,00 TL bedelin davalı tarafça ödenmediğini, bu nedenle Bakırköy .... İcra Dairesi'nin ..... E. Sayılı dosyası ile 15.386,23 TL'lik borcun tahsili amacıyla icra takibi başlatıldığını, ancak davalının yapmış olduğu 26.12.2019 tarihli itiraz ile haksız şekilde takibin durduğunu, davalı tarafın basiretli bir tacir olarak serbest iradesi ile sözleşmeyi imzaladığını, bu nedenle davalı tarafın itirazının kötü niyetli olduğunu, açıklanan nedenlerle davalı tarafından yapılan itirazın iptalini, alacağın yüzde 20’sinden aşağı olmamak kaydıyla davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ile ücreti vekâletin de davalıya tahmilini talep ve dava ettiği görülmüştür.
YANIT:
Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin davacı yana davacı yana hiçbir nam ve hesap adı altında bir borcu bulunmadığını, davacı ile müvekkili şirket arasında bir ticari ilişki olmadığı gibi davacı tarafın müvekkili şirkete hiçbir şekilde hizmet vermediğini, davacı yanın müvekkili şirkete bir hizmet vermemesine rağmen alacaklı olduğunu iddia etmesinin haksız ve hukuka aykırı olduğunu, davacı tarafından haksız bir şekilde sırf fatura tanzim edilmesi alacaklı olduğunu asla göstermeyeceğini, tek başına fatura düzenlenmesinin faturanın verilmesine neden olan iş veya hizmetin yapılmış olduğu anlamına gelmeyeceğini, davacının mail yazışmasına ilişkin iddialarının gerçek dışı olduğunu, davacı yan tarafından müvekkili şirket aleyhinde takip başlatılmasının haksız ve hukuka aykırı olduğunu, açıklanan nedenlerle haksız ve hukuki dayanaktan yoksun kötüniyetli davanın reddine karar verilmesini, haksız ve kötüniyetli davacı aleyhinde takip konusu alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere İ.İ.K 67 gereğince tazminata mahkumiyetine karar verilmesini, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davacı yana tahmiline karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
KANITLAR VE GEREKÇE:
-Dava, davacı tarafından davalı aleyhineBakırköy ... İcra Müdürlüğü'nün ..... esas sayılı takip dosyası ile başlatılan ilamsız icra takibine davalı takip borçlusu tarafından yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
-Mahkememizce icra dosyası, taraflara ait Ba-Bs formları, dosya arasına alınmış, ticari defterler incelenmiş ve diğer tüm deliller toplanmıştır.
-Bakırköy .... İcra Müdürlüğü'nün ..... esas sayılı takip dosyasının celp edilerek incelenmesinde; davacı tarafından davalı aleyhine 15.386,23 TL asıl alacak üzerinden ilamsız icra takibi başlatıldığı, takip dayanağının "fatura" olduğu, davalı borçlu tarafından takibe süresi içerisinde itiraz edilmesi nedeniyle takibin durduğu görülmüştür.
-2004 Sayılı İİK 67. maddesi gereğince itirazın iptali davalarının görülüp hükme bağlanabilmesi için geçerli bir icra takibi bulunması, süresinde borca itiraz edilmesi ve 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılması dava şartı niteliğindedir.
-İtirazın iptali davası icra takibine sıkı sıkıya bağlı, itiraz üzerine duran icra takibinin devam edebilmesini sağlayan ve takip hukuku içinde olmakla birlikte, maddi hukuk ilişkisinin incelenerek uyuşmazlığı kesin hükümle sonuçlandıran bir davadır. Davanın takibe bağlılığı alacağın miktarı bakımından söz konusu olduğu gibi alacağın kaynağı bakımından da geçerlidir (YHGK. 2017/19-1634 Esas - 2018/633 Karar sayılı ilamı).
-Somut olayda davacı taraf davalı ile aralarında ticari ilişki ve .... Sözleşmesi kapsamında hizmet verilmesine ve bu doğrultuda fatura kesilmesine rağmen davalı tarafından fatura bedellerinin ödenmediği iddia etmekte iken davalı taraf davacı ile aralarında bir ticari ilişki olmadığı gibi iddia edilen hizmetin verilmediğini iddia etmektedir.
-Dava konusu somut olayda taraflar arasındaki ilişki hizmet sözleşmesi niteliğinde bulunup tacirler arasında yazılı olarak düzenlenmiştir. Kural olarak hizmet sözleşmesinin yazılı olarak düzenlenmesi bir geçerlilik şartı değildir. Bu şekilde düzenlenmiş olması ispat bakımından önem arz etmektedir. Davacı tarafça davada ve takipte taraflar arasında düzenlenen hizmet sözleşmesi uyarınca davalıya keşide edilen faturalara ve cari hesaba dayanılmıştır. Bu bakımdan ispat külfeti davacı taraf üzerinde bulunmaktadır. Davacı taraf HMK 190. Maddesi gereğince faturalara konu hizmeti sunduğunu, dava değeri de gözetildiğinde yazılı olarak ispat etmelidir.
-Davacı tarafın dava dilekçesi ile ticari defterlere delil olarak dayandığı görülmektedir.
-6102 sayılı Türk Ticaret Kanun' da ticari defterlerle ispata ilişkin hükümlere yer verilmemiştir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 222. maddesi “Ticari Defterlerin İbrazı ve Delil olması” başlığı altında ticari defterlerle ispata ilişkin hükümler getirmiştir.
-Hukuk Muhakemeleri Kanunu 222. Maddesinde; "(1) Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir. (2) Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır. (3) İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. (Ek cümle:22/7/2020-7251/23 md.) Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz." hükümlerine yer verilmiştir.
-Yargıtay uygulamasına göre; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 222. maddesi gereğince; ticari davalarda, yani iki tarafın tacir olduğu ve dava konusunun ticari işletmeleri ile ilgili olduğu davalarda, ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin veya alacak miktarının ispatı mümkündür. Ticari defterler kesin delillerdendir. Yasa'da delil vasfı taşıdığı takdirde aksinin yazılı veya kesin delillerle ispatı gerektiği düzenlenmiş olduğundan, yasanın ticari defterleri kesin delildir (Yargıtay 15. Hukuk Dairesi'nin 26/09/2018 tarih 2018/2696E. 2018/3431K. sayılı ilamı).
-Türk Ticaret Kanunu faturayı tanımlamış değildir. Ancak kanun faturanın düzenlenmesi hakkında bazı kurallara yer vermiştir. Fatura tanzim edilmesinin öncelikli koşulu, tacirin ticari işletmesi bağlamında mal satmış, üretmiş, bir iş görmüş veya bir menfaat sağlamış olmasıdır. Bu koşul, faturanın nitelik itibarıyla sözleşmenin ifa safhası ile ilgili bir belge olmasının da gereğidir. Dolayısıyla taraflar arasında bir sözleşme olmadan gönderilen belge, faturanın şekil şartlarını taşısa bile, gerçek anlamda bir fatura olmayıp, öneri (teklif) niteliğinde bir yazıdır. Şüphesiz, taraflar arasındaki sözleşmenin hukuken geçerli olması gerekir. Bu anlamda batıl bir sözleşmeye dayanılarak gönderilen faturaya süresi içinde itiraz edilmemesi, fatura içeriğinin kabul edilmiş sayılması sonucunu doğurmaz. Fatura içeriğinin kabul edilmiş sayılmasına ilişkin karinenin uygulanması temel borç ilişkisi doğuran bir sözleşmenin varlığı halinde söz konusu olabilir. Taraflar arasında sözleşmenin bulunup bulunmadığı hususu çekişmeli ise, ispat yükü kuralları çerçevesinde öncelikle sözleşmenin varlığı ispat edilmelidir (Özçelik, Volkan; Fatura İçeriğinin Kabul Edilmiş Sayılması, TBB Dergisi 2018 (138), s. 212 vd.).
-Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır (6102 Sayılı TTK 21/2).
-Tarafların BA ve BS kayıtlarında dava konusu faturaların kayıtlı olması halinde tarafların ticari defterlerinin incelenmesine gerek yoktur. Zira münazaalı hususlar bizatihi tarafların kayıtları ile ispatlanmış kabul olunur (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi'nin 19/11/2015 tarih 2015/3302 Esas 2015/12272 Karar sayılı ilamı).
-Mahkememiz dosyası yukarıda yer verilen uyuşmazlık noktalarının çözümü ve tarafların ticari defterlerinin incelenmesi amacıyla SMMM ve Medya Alanında Uzman bilirkişi heyetine tevdi edilmiş, bilirkişi tarafından düzenlenen 26/12/2021 tarihli raporda özetle; davacı tarafın 2018-2019 yılına ait ticari defterler ve kayıtlarının sahibi lehine delil niteliği bulunduğu, davalı tarafın 09.08.2021 tarihli defter inceleme günü gelmediğinden ticari defter kayıtları veya belgeleri üzerinden inceleme yapılamadığı, davacı tarafın davalı tarafa düzenlediği ve takibe konu ettiği 2018 yılında 2 adet KDV dâhil toplam 4.471,23 TL tutarlı ve 2019 yılında 5 adet KDV dâhil 10.915,00 TL tutarlı, toplamda 7 adet 15.386,23 TL tutarlı faturanın olduğu, davacı tarafın yasal defterlerine işlendiği, davalı tarafın yasal defterlerine işlenip işlenmediğinin tespit edilemediği, furaların açıklama kısmına ABONELİK BEDELİ diye yazıldığı ve ilgili olduğu dönemin elirtildiği, faturaların e-fatura olduğu ve teslim eden ile teslim alan kısımlarının olmadığı, imza karşılığında teslim edilmediği ve teslim alınmadığı, faturalara davalı tarafın itiraz ettiğine dair dosya muhteviyatında herhangi bir ihtarname, evrak yada belgeye rastlanılmadığı, takibe konu 7 adet faturanın 2018 ve 2019 yılında ilgili oldukları dönemde BS-BA YASAL beyan sınırının altında kaldığından taraflarca beyan edilemediği, davacı Tarafın Dosya Muhteviyatına Sunduğu Cari Hesap Ekstresinde, 2018 yılı: davalı taraf ile cari hesap ilişkisinin 01.01.2018 tarihli 2.000,10 TL (B) tutarlı takibe konu fatura kayıt işlemi ile başladığı, 03.12.2018 tarihinde davacı tarafın davalı taraftan 4.471,23 TL alacaklı olduğu, 2019 yılı: 02.05.2019 tarihinde davacı tarafın davalı taraftan 15.386,23 TL alacaklı olduğu ve alacağın şüpheli ticari alacaklar hesabında izlendiği, 01.11.2019 - 31.12.2019 tarihinde davacı tarafın davalı taraftan şüpheli ticari alacaklar hesabında 15.386,23 TL alacaklı olduğu, davalı tarafın inceleme günü gelmediği, yerinde inceleme talebinin olmadığı, dosya muhteviyatına ticari defter ve kayıtlarını sunmadığı, davacı tarafın ticari defter ve kayıtlarına göre davalı taraftan takip tarihi itibariyle 15.386,23 TL alacaklı olduğu, davalı tarafın takip tarihinden önce temerrüde düştüğüne/düşürüldüğüne dair dosya muhteviyatında tevsik edici belge bulunmadığı, davacı tarafın takip tarihinden önce işlemiş faiz talebinin bulunmadığı, davacı tarafın takip tarihinden itibaren asıl alacak üzerinden yıllık % 9,00 faizi talep edebileceği, 23.08.2021 tarihinde heyeti bulunduğu, 03.09.2021 tarihinde .... Merkezi AŞ'ye müzekkere yazılarak bilgi ve belgelerin dosya muhteviyatına ulaştırılmasının talep edildiği ancak ilgili evrakların dosyaya sunulmadığı yönünde görüş ve kanaatin bildirildiği görülmüştür.

-Mahkememiz dosyası davalı tarafa ticari defterlerin ibrazı için usulüne uygun ihtarat yapılmaması ve yeniden değerlendirilmesi amacıyla yeniden inceleme günü verilerek yeni bir bilirkişi heyetine tevdi edilmiş, bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen 28/01/2023 tarihli raporda özetle; avacı ..... A.Ş.'nin incelenen 2018-2019 - takvim yıllarına ait ticari defterlerinin sahibi lehine delil olma vasfına haiz olduğu, davacı ..... A.Ş.'nin incelenen 2018-2019 yıllarına ait resmi defter ve belgelerinde, Davalı ... A.Ş. ... Hesap Kodu ile Alıcılar hesabında hareket gördüğü, 2019 yılı sonu ve icra takip tarihi itibariyle davalı şirketten toplam 15.386,23 TL alacağı bulunduğu, davacı şirketin 15.386,23 TL alacağının ticari defter ve belgelerinde TTK, VUK ve Genel Kabul Görmüş Muhasebe İlkeleri gereği kayıt altına alındığı, dava konusu faturaların miktar bakımından BA — BS form beyanlarına tabi olmadığı, davalı .... A.Ş.'nin ticari defter ve belgelerini incelemeye sunmadığı, dava konusu e-faturaların davalı şirketin “*...©...com”” kurumsal mail adresine tebliğ edildiğinin e-faturalarda görüldüğü ve davacı şirketçe düzenlenen e- faturalara 8 günlük yasal süre içerisinde itiraz edildiğine dair davalı şirketçe dosyaya herhangi bir belge sunulmadığı, davacının, Bakırköy... İcra Dairesi'nin ..... Esas dosya numaralı icra dosyasında icra takibini yaptığı 15.386,23 TL tutarın tarafımıza ibraz edilmiş bulunan incelemeye konu yasal defterler içerisinde kayıtlandığı ve defter kayıt belge ve deliller ışığında takip tarihi itibariyle alacak aslına ilişkin tutarın 15.386,23 TL olduğu, Mahkeme tarafından dava dışı .... Merkezi A.Ş.'ye müzekkereye cevap verildiği, müzekkere cevabında geriye doğru 1 yıl süreyle kayıt tutulduğundan bahisle istenilen evrakların temin edilemediği görüş ve kanaatinin bildirildiği görülmüştür.
-Mahkememizce davalı tarafa ticari defterlerini ibraz etmek üzere usulüne uygun bildirim yapılmasına rağmen davalı tarafın ticari defter ve belgelerini incelemeye esas olmak üzere mahkemeye ibraz etmediği ve yerinde inceleme talep etmediği görülmüştür.
-Davacı tarafın ticari defterlerinin incelendiği bilirkişi kök raporlar taraflara usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş, davalı tarafın rapora ilişkin beyan ve itiraz dilekçesini ibraz ettiği görülmüş, Mahkememizce alınan kök raporlar dosya kapsamına uygun, denetime elverişli ve kanaat verici bulunmuştur.
-Somut olay değerlendirildiğinde; davacı tarafın incelenen ticari defterlerinde alacak kalemlerinin de bu defterlerde kaydedilmiş olması tek başına alacağın varlığına veya fatura içeriği mal ve hizmetlerin teslimi konusuna delil oluşturmamaktadır.
Ancak Mahkememizce 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunun 83. Maddesi ve Hukuk Muhakemeleri Kanunu 222/3 gereğince, ticari defterlerin incelenmesine karar verilmiş ise de usulüne uygun ihtarata rağmen davalı tarafça ticari defterlerin ibraz edilmediği görülmektedir. Dava konusu alacağın davacı tarafın ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, taraflar arasında ticari ilişkinin mevcut olduğu, davacı tarafın ticari defterlerinin kayıtları usulüne uygun olduğundan davacı lehine delil vasfı taşıdığı, bilirkişi raporuyla sabit olan 15.386,23-TL alacağın davacı şirketin ticari defter kayıtlarında yer aldığı anlaşılmaktadır.
-Buna göre davacı şirket ile davalı şirketi arasında ticari ilişkinin var olduğu, davacı tarafın davalı ile aralarındaki ticari ilişkiden kaynaklı edimlerini yerine getirdiği, davalıya yansıtılan bedellerin usulüne uygun olduğu hususlarının; davacı tarafın ticari defterler kayıtları, davalı tarafın defterlerini ibrazdan kaçınması, nazara alınarak davacı tarafından ispat edildiğinin kabulü gerekmiştir. Buna karşılık olarak davalı tarafın takibe konu fatura borcunu ödediğini yazılı belge ile ispat edemediği kanaatine varıldığından itirazın kısmen iptali ve davanın kabulüne karar verilmiştir.
-Davacı vekili, itirazın iptali talebi ile birlikte icra inkar tazminatı talebinde bulunmuştur. Borçlu aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için likit ve belirlenebilir bir alacağın mevcut olması gerekmektedir. Likit bir alacaktan söz edilebilmesi için, ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinmesi veya bilinmesinin gerekmekte olması, böylece, borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması; başka bir ifadeyle, borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir.
Buna göre davalı borçlu tarafından fatura ve ticari defter kayıtları ile sabit olan alacağın tereddütsüz bir şekilde likit ve belirlenebilir olması nedeni ile davalı borçlu aleyhine kabul edilen alacak miktarı üzerinden %20 oranında icra inkar tazminatına hükmedilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Ayrıntıları yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile;
-Bakırköy .... İcra Müdürlüğü'nün ..... esas sayılı takip dosyasında davalı tarafından yapılan itirazın iptali ile takibin takip talebi doğrultusunda devamına,
-Alacak likit ve belirlenebilir olduğundan kabul edilen miktarın %20'si üzerinden hesap edilen 3.077,24-TL icra inkâr tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 1.051,03-TL karar ve ilam harcından peşin alınan 185,99-TL harcın mahsubu ile bakiye 865,04- TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan 185,99-TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yargılama sırasında yatırılan 59,30 TL başvurma harcı, 5.600,00 TL bilirkişi ücreti, 162,50 TL tebligat ve posta masrafı olmak üzere 5.731,80-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalı tarafından yargılama sırasında yapılan masrafların davalı üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap edilen 9.200,00- TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-11-13.maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Bakırköy Arabuluculuk bürosunun ... numaralı arabuluculuk dosyasında Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
8-Bakiye gider/delil avansının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa derhal iadesine,
9-Karar kesinleştiğinde Bakırköy ... İcra Müdürlüğü'nün ..... esas sayılı dosyasının ilgili icra müdürlüğüne iadesine,
Dair; davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, KESİN olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.07/04/2023

Katip ....
¸e-imzalıdır


Hakim ...
¸e-imzalıdır




Full & Egal Universal Law Academy