Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/467 Esas 2023/373 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi
Esas No: 2022/467
Karar No: 2023/373
Karar Tarihi: 06.04.2023

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2022/467 Esas
KARAR NO: 2023/373
DAVA: Alacak (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ: 18/05/2022
KARAR TARİHİ: 06/04/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 11/04/2023
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin yurt içi ve yurt dışında faaliyet gösteren bir firma olduğunu, müşterilerinin ürünlerinin yurt içi ve yurt dışı taşımalarını gerçekleştirmekte olduğunu, Müvekkil ile davalı firma arasında varılan anlaşma gereğince, davalının vermiş olduğu talimatlar neticesinde, davalı adına bir çok taşıma işlemi müvekkil tarafından gerçekleştirilmiştir. Davalı, verilen hizmet neticesinde en başlarda müvekkil tarafından hak kazanılan navlun alacaklarını ödemiştir. Bu taşımalara ilişkin hesap ekstresi dilekçemiz ekinde sayın Mahkeme' ye arz edilmektedir. Aynı davalı temmuz 2021 aylarının sonlarına doğru yapılan taşıma hizmetlerinin ödemesini ise müvekkil firmaya yapmadığını, davalı ile yapılan görüşmeler neticesinde en başlarda ödeme yapacağı bilgisi vermesine rağmen, bir müddet sonra bu iletişim de sona erdiğini, müvekkil firmanın davalıdan bakiye 226.527,67 Euro tutarında alacağı bulunduğunu, bunun üzerine müvekkil şirket oluşan alacağının tahsili amacı ile 2022/34074 arabulucu dosya numarası ile 22.03.2022 tarihinde arabulucuya başvuru yapıldığını, davalının arabulucu görüşmesine de iştirak etmediğini, 08.04.2022 tarihinde de anlaşamama tutanağı düzenlendiğini, dilekçe ekinde ibraz edilen cari hesap ve yine ibraz edilen faturalardan görüleceği üzere, davalıya verilen taşıma hizmeti ve taşıma sırasında oluşan beklemelere ilişkin olarak bakiye 226.527,67 Euro tutarında alacak ödenmediğini belirterek haklı davalarının kabulü ile davalıdan olan 226.527,67 Euro bedelli alacaklarının dava tarihinden itibaren en yüksek mevduat faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, yargılama gideri ile ücreti vekaletin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı taraf dava dilekçesi ve tensip zaptı usulüne uygun tebliğ edilmesine rağmen davaya cevap vermemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE YARGILAMANIN ÖZETİ:
Dava ; taşıma sözleşmesi kaynaklı fatura bedellerinin tahsili istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; davalıya verilen taşıma hizmeti ve taşıma sonrası iddia edilen faturadan dolayı davacının davalıdan alacağının bulunup bulunmadığı, fatura içerikleri, taşıma hizmetlerinin yerine getirilip getirilmediği, fatura içeriğindeki alacağa hak kazanıp kazanmadığı var ise miktarının tespiti ve alacağın tahsili hususlarından kaynaklandığının tespitine ilişkin olduğu anlaşılmıştır.
Bilirkişi Dr. .... 09/03/2023 tarihli raporunda özetle; “Davacı şirketin 2021 ve 2022 yıllarına ait ticari defterlerin açılış tasdiklerinin zamanında ve usulüne uygun olarak yaptırılmış olduğu, elektronik olarak tutulan yevmiye ve kebir defterlerinin açılış ve kapanış onayları yerine geçen e-defter beratlarının yasal süresi içerisinde ve usulüne uygun olarak oluşturulduğu, bu kapsamda, davacı şirketin 2021 ve 2022 yıllına ait ticari defterlerin delil niteliği taşıması konusunda takdir Mahkemeye ait olmak üzere bu defterlerin HMK md. 222 uyarınca kendi lehlerine ve aleyhlerine delil teşkil eder nitelikte oldukları, Davacının ticari defterlerine göre davacının davalıdan 14.10.2021 tarihi itibariyle 226.528,67 Euro alacağının bulunduğu, Euro hesabındaki 226.528,67 Euro’nun bu hesaptan çıkılarak TL karşılığı olarak 2.369.761,72 TL’nin şüpheli ticari alacaklar hesabına aktarıldığı ve karşılık ayrılmak suretiyle giderleştirildiği,
Davacı vekilinin dava dilekçesi ekinde yer verdiği faturaların içeriklerinde; hizmet açıklamasının navlun bedeli olarak yer aldığı, taşımacılıkta kullanılan araç plakası, güzergah bilgisi, alıcısı, kap adedi, KG/M3 bilgilerinin de fatura üzerinde bulunduğu, faturalar ile birlikte bu faturalara konu olan hizmete ilişkin uluslararası taşımacılığa ait belgelerin de dava dosyasına eklenmiş olduğu, bahse konu belgeler üzerinde taşımacılık hizmetinin hangi ülkeler arasında yapıldığı, taşıma hizmetinde kullanılan aracın plaka bilgisi ve ne miktarda mal ve eşya taşındığına ilişkin bilgilerin de belirtildiği, dava dosyasında bulunan ve davacı şirket tarafından davalı şirket adına düzenlenen faturaların içeriklerine ve fatura ekindeki taşıma belgelerine göre taşıma hizmetlerinin yerine getirildiğinin anlaşıldığı ve bu kapsamda davacı tarafından davalıya verilen taşıma hizmetleri nedeniyle faturalar içeriğindeki alacağa hak kazandığı, Netice itibariyle davacının ticari defterlerine ve davalıya ait hesap ekstresine göre davacının dava tarihi itibariyle davalıdan 226.528,67 Euro alacağının bulunduğu” şeklindeki görüş ve kanaatini bildirmiştir.
Davanın ispat vasıtası ticari defter ve kayıtlar olup ticari defter ve belgelerin sahibi lehine delil teşkil etmesi, tacirin tutmakla yükümlü olduğu ticari defterlerin kendisi lehine kanıt teşkil etmesi, her iki tarafın da defter tutma yükümlüsü olmasına , uyuşmazlığın her iki tarafında defterlerine kaydetmesi gereken ticari bir işle ilgili olmasına , tutulması gereken tüm defterlerin tutulmuş olmasına, defterlerin usulüne uygun tutulmasına ve onaya tabii defterlerin onaylatılmış olmasına, defterlerdeki kayıtların birbirini teyit etmesine, defterlere dayanarak ispat edilmek istenen iddianın da karşı taraf delillerince çürütülememiş olmasına, defterlerine dayanan tarafın yemin etmiş olmasına bağlıdır.(BAHTİYAR, M., Ticari Defterlerin Hukuki Önemi ve Sahibi Lehine Mahkemede Delil Olma Şartları, Makaleler II, s. 71 vd; ARKAN, s. 330 vd.)
HMK. 219. maddesine (HUMK. 326) göre her iki taraf kendi ellerindeki vesikaları (belgeleri) mahkemeye ibraz etmek zorundadır. Bir davada ispat yükü kendisine ait olan tarafın, başka delillerle birlikte karşı tarafın ticari defterlerine de dayandığı, eş söyleyişle, delillerini karşı tarafın ticari defterlerine hasretmediği hallerde karşı tarafın kendi defterlerini mahkemeye ibraz etmesi ya da bundan kaçınmasına bağlanması gereken hukuksal sonuçlar HMK. 219. ve ardından gelen maddelerindeki konuya ilişkin genel düzenlemelere tabidir.Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun kararlarında da açıklandığı üzere HMK. 220. maddesi, bir tarafın, mahkemece kendisine verilen süre içerisinde ilgili belgeyi ibraz etmemesi halinde, mahkemenin, o tarafın maksadını gözeterek, diğer tarafın o belgeye ilişkin açıklamasını kabul edebileceğini öngörmektedir. Önemle vurgulanmalıdır ki HMK. 220. (HUMK. 330, 331, 332 ) maddesindeki bu hüküm, taraflardan birinin delillerini salt karşı tarafın ticari defterlerine hasretmediği hallerde, ticari defterlerin mahkemeye sunulması bakımından da uygulanır. Eş söyleyişle, belirtilen bu durumda ticari defterlerde HMK. 219. ve sonraki maddeleri anlamında "belge" niteliğindedir.
Öte yandan Davalı defterlerini yapılan ihtaratlara rağmen sunmamıştır.6100 sayılı Hukuk Muhakemesi Kanunu' nun 222/3. maddesinin 22/07/2020 tarih ve 7251 sayılı yasa ile değiştirildikten sonraki hali " İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi halinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz." şeklindedir.
7251 sayılı yasanın 6100 sayılı Hukuk Muhakemesi Kanunu' nun 222/3. maddesindeki değişikliği düzenleyen 23. maddesine ait Türkiye Büyük Millet Meclisi gerekçesi " Maddeyle, Kanunun ticari defterlerin ibrazı ve delil olmasına ilişkin 222 nci maddesinde değişiklik yapılmaktadır. Mevcut metne göre diğer tarafın defter kayıtlarında ilgili hususta hiçbir kayıt bulunmaması halinde, ibraz eden tarafın ticari defterindeki kayıtlar, sahibi lehine delil olarak kabul edilebilmektedir. Ticari defteri ibraz edenin tek taraflı işlemiyle oluşturduğu kayıtların, bu kayıtlardan hiçbir şekilde haberi olmayan karşı taraf aleyhine delil teşkil ediyor olması hakkaniyete aykırı sonuçlar doğurabileceği gibi hukuk güvenliği ilkesine de aykırılık teşkil edebilmektedir. Bu sebeple maddede yapılan değişiklikle, ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için öngörülen unsurlardan biri olan, diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtların “ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi” hali, madde metninden çıkarılmaktadır. Kural tersine çevrilmekte ve karşı tarafın maddede belirtilen usule uygun olarak tuttuğu ticari defterini ibraz ettiği halde ileri sürülen hususta hiçbir kayıt içermemesi halinde ticari defterin, sahibi lehine delil olarak kullanılamayacağı açıkça hükme bağlanmaktadır. Madde metni dışına çıkarılan “ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi” durumunun yerine, “diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi” durumu maddeye ilave edilmektedir. Buna göre ticari defterde yer alan herhangi bir kaydın, sahibi lehine delil teşkil edebilmesi için diğer tarafın ticari defterini ibraz etmemesi gerekecektir. Bu düzenlemenin hakkaniyete ve hukuk güvenliği ilkesine uygun olduğu düşünülmektedir. Zira ticari defteri ibraz edenin defterinde yer alan ve diğer tarafı muhatap alan kayıt, diğer tarafa sunulmakta ve diğer tarafın kendi defterindeki kayıtlara dayanarak karşı delilini ileri sürmesi beklenmektedir. Diğer tarafın ticari defterini ibraz etmemesi hali, ileri sürülen delili hükümden düşürecek başka herhangi bir kayda sahip olmadığı anlamına gelecektir. Belirtilmelidir ki defter ibraz etmeyen tarafın, diğer tarafın ticari defterindeki kayıtların aksini senet veya diğer kesin delillerle ispatlama hakkı saklıdır." şeklindedir.
Kanun değişikliği sonrasında madde gerekçesi içeriğinden anlaşıldığı üzere, davalı defterlerini sunmayarak davacının ticari defter kayıtlarının HMK'nın 222/3. maddeye göre lehine delil oluşturup oluşturmadığının tam olarak incelenebilmesine 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu 2. maddesi ile 6100 sayılı HMK' nın 29. maddesi kapsamında dürüstlük-hakkaniyet ilkesine aykırı bir şekilde engel olduğundan, sunulmayan ticari defterlerinde de davacının alacaklı oldupuna dair kayıtların mevcut olduğu halde sunulmadığının, davacı tarafça ileri sürülen delili hükümden düşürecek başka herhangi bir kayda sahip olmadığının ve bunun sonucunda da davacı incelenen defter kayıtlarının davacı lehine delil oluşturduğunun kabulü gerekir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde: uyuşmazlık davalıya verilen taşıma hizmeti ve taşıma sonrası iddia edilen faturadan dolayı davacının davalıdan alacağının bulunup bulunmadığı, fatura içerikleri, taşıma hizmetlerinin yerine getirilip getirilmediği, fatura içeriğindeki alacağa hak kazanıp kazanmadığı var ise miktarının tespiti hususunda olup, gelen rapor ve kayıtlardan taraflar arasında davacı tarafından davalıya navlun hizmeti verilmesi şeklinde ticari ilişki kurulduğu sabittir. Bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere davacı vekilinin dava dilekçesi ekinde yer verdiği faturaların içeriklerinde; hizmet açıklamasının navlun bedeli olarak yer aldığı, taşımacılıkta kullanılan araç plakası, güzergah bilgisi, alıcısı, kap adedi, KG/M3 bilgilerinin de fatura üzerinde bulunduğu, faturalar ile birlikte bu faturalara konu olan hizmete ilişkin uluslararası taşımacılığa ait belgelerin de dava dosyasına eklenmiş olduğu, bahse konu belgeler üzerinde taşımacılık hizmetinin hangi ülkeler arasında yapıldığı, taşıma hizmetinde kullanılan aracın plaka bilgisi ve ne miktarda mal ve eşya taşındığına ilişkin bilgilerin de belirtildiği, dava dosyasında bulunan ve davacı şirket tarafından davalı şirket adına düzenlenen faturaların içeriklerine ve fatura ekindeki taşıma belgelerine göre taşıma hizmetlerinin yerine getirildiğinin anlaşıldığı ve bu kapsamda davacı tarafından davalıya verilen taşıma hizmetleri nedeniyle faturalar içeriğindeki 226.527,67 Euro taşıma bedelini hak kazandığı kanaatine varılmıştır.
HÜKÜM: yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KABULÜ ile;
226.527,67 Euro'nun fiili ödeme tarihinde Euro cinsinden açılmış kısa vadeli 1 yıllık mevduata uygulanan en yüksek mevduat faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gereken 257.140,97 TL harçtan peşin alınan 64.983,23 TL harcın mahsubu ile noksan kalan 192.157,74 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafça yatırılan 64.983,23 TL peşin harç ve 80,70 TL başvurma harcı olmak üzere toplam 65.063,93‬ TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafça yapılan 2.602,50 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalı tarafça yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda hüküm kurulmasına yer olmadığına,
6-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca tayin ve takdir olunan 263.286,48 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansının HMK 333.maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden sonra talep halinde taraflara iadesine,
8-HMK'nin uygulanmasına dair yönetmeliğin 58/1 maddesi gereğince taraflardan birinin talebi halinde gerekçeli kararın taraflara tebliğine,
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ila 360'ncı madde hükümleri uyarınca, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 06/04/2023
Başkan ....
¸e-imzalıdır
Üye ...
¸e-imzalıdır
Üye ...
¸e-imzalıdır
Katip ...
¸e-imzalıdır




Full & Egal Universal Law Academy