Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/1072 Esas 2023/381 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi
Esas No: 2022/1072
Karar No: 2023/381
Karar Tarihi: 07.04.2023

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO: 2022/1072 Esas
KARAR NO: 2023/381
DAVA: Alacak (Ticari Satıma Konu Malın İadesi)
DAVA TARİHİ: 24/11/2022
KARAR TARİHİ: 07/04/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 11/04/2023
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satıma Konu Malın İadesi) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı ile davalı şirket arasında araç satış sözleşmesi yapılmış olup ... markalı ... model kamyon vasıflı araç, müvekkil tarafından 130.000,00 Euro karşılığında satın alındığını, davalı şirket 30.000-TL kaparo karşılığında ilgili aracı müvekkile 2022 Ağustos ayı içerisinde teslim etmeyi taahhüt ettiğini, müvekkil tarafından ilgili araç bedelinin davalı şirkete ödendiğini ve İstanbul Üsküdar ... Noterliği ... tescil sıra numarası ile 22.07.2022 tarihinde tescil edildiğini, sipariş formunda görüldüğü üzere davalı şirket, aracın sahip olduğu özellikleri ve vasıfları bildirir teklifnameyi de sözleşmeye ek olarak müvekkile ilettiğini, müvekkil ticari amaçla satın almak istediği kamyonun sahip olduğu konfigürasyonları da gözetmek suretiyle davalı şirket ile araç satım sözleşmesini imzaladığını, nitekim önemle belirtilmesi gerekir ki müvekkil, ticari işletmesinde kullanmak üzere hafriyat ve muhtelif yüklerin taşınması amacıyla işbu aracı satın almış olup aracın sürekli olarak servise götürülmesi sebebiyle her geçen gün maddi zarara uğradığını, aracın sıfır kilometre olarak teslim edilmesini beklenirken aracın 1.900 kilometrede teslim edildiğini, navigasyon ve uydu özelliğinin çalışmadığını, aracın iç aksamlarından rahatsız edici bir ses geldiğini ve özellikle aracın vites geçişlerinde sorun yaşadığını fark ettiğini ve servise gitmek durumunda kaldığını, araçta rio beyni ve telematik beyin diye tabir edilen elektronik aksamların da bulunmadığının servis tarafından söylendiğini, müvekkil aracı satın aldığında gerekli dikkat ve özeni göstererek incelemesini yaptığını fakat araçta bir problem görmediğini, araçtaki bu ayıpları müvekkilin önceden fark etmesinin imkânı olmadığını, gizli ayıbın, alıcıdan beklenecek ölçüdeki olağan gözden geçirme ve muayeneyle ortaya çıkmayan ayıp olduğunu, bu hususların bilirkişi incelemesi ile de ortaya çıkacağını, ortaya çıkan gizli ayıp sebebiyle aracın ayıpsız misli ile değiştirilmesi amacıyla arabuluculuk yoluna başvurulmuş neticeten anlaşılamama sebebiyle işbu davayı açmak gerektiğini beyanla dava konusu aracın ayıpsız misli ile ücretsiz olarak değiştirilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın belirsiz alacak davası olarak açılmasının herhangi bir hukuki menfaat sağlamadığı için verilecek kesin süre içerisinde bu eksiklik tamamlanmaması halinde HMK 115. maddesi gereğince davacının talebi ile dava ettiği alacağına ilişkin davasının reddine karar verilmesi gerektiğini, müvekkilin şirket merkezinin adresinin Akyurt/ANKARA olduğunu ve hatta dava dilekçesinde gösterilen adresinde Ankara adresi olduğuna göre iş bu davanın “Ankara” mahkemelerinde açılması gerekirken, yetkisiz mahkemede açıldığını, dava konusu edilen araçta gizli ya da açık ayıp bulunmadığını, kabul anlamına gelmemekle beraber kanunun öngördüğü muayene ve ihbar sürelerine uyulmaksızın açılan davanın reddi gerektiğini, davacının iddia ettiği tüm eksiklikler teslim anında davacı tarafça müşahade edildiğini ve bilindiğini, gerçekten de aracın telematik beyni olmaksızın davacıya teslim edildiğini ve teslim anında davacı tarafa Rusya-Ukrayna krizi nedeniyle .... araçların tedarik zincirinde gecikmeler yaşandığını, sürüş-güvenlik-kullanıma olumsuz hiç bir etkisi olmayacak olan telematik sisteminin tedarik edilemediği ve öncelikle araçların ilgililere teslimi ile yedek parça olarak sipariş edilen bu parçanın daha sonra araçlara monte edileceği bilgisi verildiğini, Araçta var olduğu iddia edilen arızalar giderilmiş olup davacının kanuni seçimlik haklarından bedelsiz tamir hakkını kullandığını, dolayısıyla aracın misli ile değişimi talebinin kanuna ve usule uygun olmadığını, bir an için davacının muayene ve ihbar sürelerine uygun davrandığını, araçta iddia ettiği gibi ayıp olduğunu, kanunen kendisine tanınmış seçimlik hakkını kullanmadığını düşünsek dahi var olduğu iddia edilen eksiklik ve ayıpların bedelsiz araç değişimi imkanı vermediğini, .... ismi verilen ünitenin üretici tarafından gönderildiği ve herhangi bir yetkili servis ortamında ücretsiz olarak takılmak üzere araca montajının hazır olduğu bilgisi davacı tarafa dava tarihinden önce verildiğini ve fakat davacı ... bu çağrıyı yanıtlamadığını, bu parçanın maddi değerinin 200 € civarında olduğunu, davacının ayıp olarak nitelendirdiği bir başka eksiklik ise tavan lambasının led değil normal ampul olması ve ayrıca tavan lambasının kırmızı olmaması olduğunu, garanti kapsamından yapılan işlem ise davacının "ses" şikayetinin giderilmesi amacıyla gerçekleştirildiğini, davacının ayıplı olduğu iddiasında bulunduğu bu sayılanların hiç birisi aracın kullanımını, beklenen faydayı ve yol-sürüş güvenliğini etkilemediğini, bu halde ise MK 2 gereğince aracın misli ile değişiminin talebi uygun olmadığını beyanla davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Mahkememizce dosya üzerinden itiraz üzerine öncelikle yetki durumu incelenmiştir.
Mahkemelerin yetkisi 6100 sayılı HMK'nın 5 ilâ 19. maddeleri arasında düzenlenmiştir.
6100 sayılı HMK.'nin genel yetkiyi düzenleyen 6. maddesinin 1. fıkrasına göre; “Genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir.” 7. maddesinde de, “davalı birden fazla ise dava, bunlardan birinin yerleşim yeri mahkemesinde açılabilir. Ancak, dava sebebine göre kanunda, davalıların tamamı hakkında ortak yetkiyi taşıyan bir mahkeme belirtilmişse, davaya o yer mahkemesinde bakılır. Birden fazla davalının bulunduğu hâllerde, davanın, davalılardan birini sırf kendi yerleşim yeri mahkemesinden başka bir mahkemeye getirmek amacıyla açıldığı, deliller veya belirtilerle anlaşılırsa, mahkeme, ilgili davalının itirazı üzerine, onun hakkındaki davayı ayırarak yetkisizlik kararı verir.” denilmektedir.
6. maddesinde; (1) Genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir. (2) Yerleşim yeri, 22/11/2001 tarihli ve 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu hükümlerine göre belirlenir.
Türkiye Ticaret Sicil Gazetesi İnternet sitesinden çıkartılan sicil kaydına göre; ...nin merkez adresinin Akyurt/ANKARA olduğu bu nedenlerle Ankara Ticaret Mahkemeleri yargı çevresinde bulunduğu anlaşılmıştır.
6100 sayılı HMK'nın 19/2. maddesinde ''Yetkinin kesin olmadığı davalarda, yetki itirazının, cevap dilekçesinde ileri sürülmesi gerekir. Yetki itirazında bulunan taraf, yetkili mahkemeyi; birden fazla yetkili mahkeme varsa seçtiği mahkemeyi bildirir. Aksi takdirde yetki itirazı dikkate alınmaz.'' hükmü, 19/4. maddesinde ise ''Yetkinin kesin olmadığı davalarda, davalı süresi içinde ve usulüne uygun olarak yetki itirazında bulunmazsa, davanın açıldığı mahkeme yetkili hale gelir.'' hükmü düzenlenmiştir.Davalının iki haftalık süresi içerisindee usulüne uygun yetki itirazında bulunduğu anlaşılmıştır.
Dava ayıp nedeniyle ayıpsız misli ile değiştirme ve sair taleplere dair olup bir anlamada sözleşmeden kaynaklanan bir dava olup sözleşmeden doğan uyuşmazlıklarda, 6100 sayılı HMK’un 10. maddesi uyarınca sözleşmenin ifa yerinde dava açılabilir. Davacı sözleşmenin ifa yerinde de davayı açmadığı görülmüş olup davalının süresinde yetki itirazında bulunduğu, mahkememizin yetki çevresinin de davacının adresinin Beykoz/İstanbul olup buna göre davacının yerleşim yerinin Bakırköy yargı alanında olmadığıanlaşılmıştır. Dava, TBK'nın 89. maddesine göre yerleşim yerinin bulunduğu yerde ikame edilebilir ise de dava yetkisiz mahkemede ikame edilmiştir. Bu halde yetkili mahkemeyi usulüne uygun yapılmış yetki itirazı olması halinde davalı belirleyebilecektir. Bakırköy mahkemelerinin yargı çevresini de kapsamadığı görülmekle ve yetkili mahkemenin de davalının adresi itibariyle Ticaret Mahkemelerinin bulunduğu yer olan Ankara Adliyesi olduğu anlaşılarak, davalı vekilinin yerinde görülen yetki itirazının kabulü ile mahkememizin yetkisizliğine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: yukarıda açıklanan nedenlerle;
1- Dava dilekçesinin yetkisizlik nedeniyle REDDİNE,
2-Davacının açtığı davada; yetkili ve görevli mahkemenin Ankara Asliye Ticaret Mahkemesi olması nedeni ile mahkememizin YETKİSİZLİĞİNE,
3-6100 Sayılı HMK'nun 20. maddesi gereğince taraflardan birinin yetkisizlik kararı süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize başvurarak dava dosyasının yetkili mahkemeye gönderilmesini talep etmelerinin gerektiğinin, aksi taktirde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin İHTARATINA,
4-HMK'nun 20 maddesi uyarınca kararın kesinleşmesini müteakip yasal iki haftalık sürede talepte bulunulduğunda dosyanın yetkili ve görevli Ankara Asliye Ticaret Mahkemesi'ne tevzi edilmek üzere Ankara Hukuk Mahkemeleri Tevzi Müdürlüğü’ne GÖNDERİLMESİNE,
5-Harç ve yargı giderinin HMK nun 331/2 maddesi uyarınca yetkili mahkemece değerlendirilmesine,
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ila 360'ncı madde hükümleri uyarınca, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle karar verildi. 07/04/2023
Başkan ...
¸e-imzalıdır
Üye ...
¸e-imzalıdır
Üye ...
¸e-imzalıdır
Katip ...
¸e-imzalıdır




Full & Egal Universal Law Academy