Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/596 Esas 2023/194 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi
Esas No: 2019/596
Karar No: 2023/194
Karar Tarihi: 24.02.2023

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO: 2019/596 Esas
KARAR NO: 2023/194 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 19/08/2019
KARAR TARİHİ: 24/02/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 31/03/2023
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili ile davalı arasında yapılan ticari mal alışverişi neticesinde 296.062,23 TL alacağın tahsili için ilk olarak Bakırköy ... İcra Müdürlüğünün ... esas sayılı dasyası ile takibe geçildiğini, ancak borçlunun itirazı neticesinde takibin durduğunu, takibin durması ile müvekkilinin alacağına bir an evvel kavuşabilmesi adına bu sefer ihtiyati haciz başvurusunda bulunulduğunu ve Bakırköy ... Asliye Ticaret Mahkemesi'nin ... D.İş sayılı ihtiyati haciz kararının, Bakırköy .. İcra Müdürlüğünün ... esas sayılı dosyasında tahsilatta mükerrer olmamak kaydıyla icra takibine konu edildiğini, karşı tarafın işbu takibe de itiraz ederek takibin durmasına sebep olduğunu, davaya konu takibin konusunun müvekkili ile davalı araşındaki ticari ilişkiden kaynaklandığını, müvekkili ile davalı arasında yıllardır döviz üzerinden alışveriş devam ettiğini, geçmişte de davalı tarafından ödemelerin yabancı para cinsi üzerinden yapıldığını ve müvekkilinin de faturaları usulüne uygun şekilde o günkü döviz kuru belirtilerek Türk Lirası olarak kesildiğini, fatura tarihindeki kur ile ödeme günündeki kurun farkli olmasından dolayı kur farkı oluştuğunu ve taraflar arasındaki ticari ilişki neticesinde de müvekkili tarafından kur farkı faturası kesilmek durumunda kalındığını, nitekim Vergi Usul Kanunu gereğince zorunlu olarak TL üzerinden faturalandırılıp ödeme günü yerine daha sonraki bir günde ödenmesi halinde ise fiili ödeme günündeki kur ile ödeme tarihindeki kur arasındaki farkın istenebileceğinin kabulü gerektiğinden meydana gelen kur farkına ilişkin kesilen fatura nedeniyle de hukuka aykırı bir durumun söz konusu olmadığını, ayrıca müvekkili ve karşı taraf arasında ticarete konu malların EURO bedelleri üzerinden faturalandırıldığını, faturalarda kur farkına dair “Müşteri, iş bu faturayı kabul etmekle; fatura dövize endeksli ise kur farkı ödemeyi, faturanın ve/veya çek ve senetlerin vadesinde ödenmemesi halinde ise, vadeyi aşan ödemelere aylık %3 vade farkı ödemeyi kabul eder” şeklinde düzenleme mevcut olduğunu, karşı tarafın müvekkili tarafından kesilen faturalara itiraz etmediği gibi kur farkı düzenlenmesinin teamül gereği de zorunlu olduğunu, davalı tarafından faturalarda belirtilen zamanda ödenmeyen faturalar için kur farkı faturaları kesildiğini ve bu faturaların 26.09.2017 tarihinde ihtar çekilerek 7 gün içerisinde ödenmesi hususunun bildirildiğini, işbu ihtarın 29.09.2017 tarihinde de davalı şirkete tebliğ edildiğini, taraflar arasındaki ticaretin Euro üzerinden yapıldığını, müvekkili şirket tarafından 25.09.2017 tarihinde ... seri numaralı kur farkı faturası kesildiğini, işbu faturanın Bakırköy .... Noterliği'nin 26/09/2017 tarihinde ... yevmiye nosu ile karşı tarafa gönderildiğini, karşı tarafın asılsız iddialarda bulunarak faturayı yerinde olmayan nedenlerle iade ettiğini, taraflar arasındaki ticari ilişkinin cari hesaba müstenit olup karşı tarafın takip tarihi itibariyle müvekkiline 296.062,23 TL borcu bulunduğunu iddia ederek; karşı tarafın haksız ve mesnetsiz itirazlarının iptali ile ihtiyati haciz talebinin öncelikle teminatsız, Mahkeme aksi kanaatteyse uygun miktarda teminat ile kabulüne, karşı tarafa aleyhine dava ve takip değerinin %20'sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama masrafları ve vekalet ücretinin karsı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Öncelikle huzurda görülmekte olan davanın Bakırköy .... İcra Müdürlüğünün ... Esas sayılı dosyasına yapmış oldukları itirazın iptali davası olduğunu, ancak söz konusu takibin Bakırköy .... İcra Hukuk Mahkemesinin ... Esas, ... Karar sayılı ilamı ile 23.02.2018 tarihinde iptal edildiğini, davacı tarafın kararı istinafı üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinin ... Esas, ... Karar sayılı ilamı ile 01.03.2019 tarihinde usul ve yasalara aykırı olarak Yerel Mahkemenin takibin iptali yönündeki kararının kaldırıldığını, kararın taraflarınca temyiz edildiğini, bu nedenle huzurdaki davanın dayanağını oluşturan takibin iptal edilip edilmeyeceği henüz bir kesinlik kazanmadığından Bakırköy .... İcra Hukuk Mahkemesinin ... Esas sayılı dosyasının bekletici mesele yapılmasını talep ettiklerini, müvekkilinin ikametgahının ... Mah. .... Sok. No:... Dilovası/KOCAELİ olduğunu, ödeme emrinin de bu adrese gönderilerek tebliğ edildiğini, takibin türünün ilamsız takip olup takibe dayanağın ise cari hesap olduğunu, tüm bu durumlar dikkate alındığında HMK ve İcra İflas Kanununa göre, yetkili icra dairesinin Bakırköy İcra Müdürlükleri değil Gebze İcra Daireleri olduğunu, iş bu davaya bakmakla yetkili mahkemelerin de Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemeleri değil Gebze Asliye Hukuk Mahkemeleri (Asliye Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla) olduğunu, Mahkemenin yetkisine itiraz ettiklerini, davacı şirket tarafından Bakırköy ... . İcra Müdürlüğü’nün ... Esas sayılı dosyası ile 14.10.2017 tarihinde müvekkili şirket aleyhine ilamsız takip başlatıldığını, bu dosyadan gönderilen ödeme emrinin müvekkili şirkete 19.10.2017 tarihinde tebliğ edildiğini, takip talebi ve ödeme emri incelendiğinde takipte asıl alacak miktarının 296.062,23-TL, takibin dayanağının ise 296.062,23-TL Cari Hesap Ekstresi gereği ödenmeyen borç yekünü olduğunun görüldüğünü, dayanak olarak dosyaya sunulan belgenin ise Cari Hesap Ekstresi olduğunu, oysa davacı şirket tarafından 10.10.2017 tarihinde de müvekkili şirket aleyhine Bakırköy .. İcra Müdürlüğünün ... Esas sayılı dosyası ile ilamsız takip başlatıldığını, bu takibe itiraz ettiklerini ve takibin durdurulduğunu, bu takibin takip talebi ve ödeme emri incelendiğinde takip miktarının 296.062,23-TL, takip dayanağının ise 296.062,23-TL Cari Hesap Ekstresi gereği ödenmeyen borç yekünü olduğunun görüleceğini, her iki takip dosyası karşılaştırmalı olarak incelendiğinde davacı şirket tarafından Bakırköy ... İcra Müdürlüğü’nün ... Esas sayılı dosyası ile 14.10.2017 tarihinde müvekkili şirket aleyhine başlatılan takibin; takip yolu, takip miktarı, tarafları, takip dayanağı ve takip dayanağı cari hesap ekstrelerinin Bakırköy .... İcra Müdürlüğünün ... Esas sayılı dosyası ile aynı olduğunun açıkça görüneceğini, alacaklı tarafından kesin borç ikrarı içermeyen bir belgeye dayanılarak ihtiyati haciz talebinde bulunulduğunu, alacaklı tarafından müvekkili şirket aleyhine taraflar arasında süre gelen ticari ilişkiye aykırı şekilde 208.243,13 TL kur farkı faturası düzenlendiğini, müvekkili şirketin kendisine gönderilen yasal ve ticari dayanağı olmayan 20.04.2017 tarihli ... seri nolu faturayı 6102 sayılı TTK.21 maddesi gereği 8 günlük yasal sürede muhteviyatına itiraz ederek Sultanbeyli ... Noterliği'nin 17.05.2017 tarihli ... nolu yevmiye nolu ihtarı ile iade ettiğini, daha sonra alacaklı görünen tarafın bahse konu 20.04.2017 tarihli ... seri nolu faturayı Bakırköy .... Noterliği'nin 26.09.2017 tarihli ... yevmiye nolu ihbarnamesi aracılığıyla müvekkili şirkete gönderdiğini ve 29.09.2017 tarihinde şirkete tebliğ edildiğini, bunun üzerine yasal ve ticari dayanağı olmayan faturaya Sultanbeyli ... Noterliği'nin 06.10.2017 tarihli ... yevmiye nolu ihtarı ile 8 günlük yasal sürede muhteviyatına itiraz edilerek tekrardan alacaklı görünen yana iade ettiğini, ihtiyati haciz talebine konu alacağın taraflar arasında ihtilaflı olduğunu, müvekkili şirket ile karşı taraf arasında yapılan ticari işte ödemelerin döviz cinsinden ödeneceğine ilişkin yazılı veyahut şifahi hiçbir anlaşma bulunmadığını, hal böyle iken ve taraflar arasında cari hesap mutabakatı, borcun kabulü hususunda hiçbir kayıt yok iken alacaklı görünen tarafından tek yanlı olarak düzenlenen faturaya dayalı olarak ihtiyati haciz kararı verilmesinin yasaya ve usüle aykırı olacağını, davacının işbu dava ve önceki süreçlerdeki tüm çabalarının kur farkı bahanesi ile müvekkili şirketten haksız kazanç elde etmek olduğunu, taraf şirketler arasında yıllara sari devam eden ticaretlerinde bu zamana kadar tüm faturaların Türk Lirası üzerinden kesildiğini ve tüm ödemelerin Türk Lirası üzerinden yapıldığını, önceki süreçlerde ki müvekkili şirketin ödeme gecikmelerinde hiçbir şekilde gündeme gelmediğini, kur farkı talebi ve/veya kesilmiş kur farkı faturası da bulunmadığını savunarak; öncelikle davanın yetkisizlik nedeniyle reddine, ihtiyati haciz talebinin reddine, davanın esastan reddine, davacı aleyhine %20'den aşağı almamak kaydı ile kötü niye tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı taraf üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
YARGILAMANIN ÖZETİ, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, cari hesaba dayalı alacağın tahsili için girişilen icra takibine vaki itirazın İİK'nun 67.maddesi gereğince iptali ile takibin devamına ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.
Mahkememizce taraflara usulüne uygun davetiye tebliğleri yapılarak taraf teşkili sağlanmış ve davanın esasına başlanmıştır.
Taraf vekilleri karşılıklı olarak delillerini bildirmişler, bildirdikleri deliller toplanılmıştır.
Bakırköy ... İcra Müdürlüğünün ... sayılı takip dosyası celp edilmiş incelenmesinde; alacaklı davacı tarafından borçlu davalı hakkında cari hesap alacağından kaynaklı 296.062,23-TL asıl alacak, 87,70-TL İhtiyati haciz masrafı ve 440,00-TL ihtiyati haciz vekalet ücreti olmak üzere toplam 296.589,93-TL alacağın tahsili istemiyle takip başlatıldığı, ödeme emrinin davalıya 19/10/2017 tarihinde tebliğ edildiği, aynı tarihli dilekçe ile davalı borçlu vekili tarafından takibe, yetkiye, asıl alacak, işlemiş faiz, işletilecek faiz, faiz oranı ve tüm ferilere yapılan itiraz üzerine aynı tarihte takibin durdurulmasına karar verildiği, durdurma kararının alacaklı vekiline tebliğ edilmediği, işbu itirazın iptali davasının yasal 1 yıllık süre içerisinde açıldığı görülmüştür.
Bakırköy 7.İcra Müdürlüğünün ... sayılı takip dosyası celp edilmiş incelenmesinde; alacaklı davacı tarafından borçlu davalı hakkında cari hesap alacağından kaynaklı 296.062,23-TL asıl alacağın tahsili istemiyle takip başlatıldığı, ödeme emrinin davalıya 13/10/2017 tarihinde tebliğ edildiği, aynı tarihli dilekçe ile davalı borçlu vekili tarafından yetkiye, asıl alacak, işlemiş faiz, işletilecek faiz, faiz oranı ve tüm ferilere yapılan itiraz üzerine 16/10/2017 tarihinde takibin durdurulmasına karar verildiği görülmüştür.
Mahkememiz dosyası, davacının iddiası, davalının savunması, toplanan ve sunulan deliller, Bakırköy .... İcra Müdürlüğünün ... sayılı takip dosyası ve tüm dosya kapsamına göre, HMK'nun 273. Maddesi gereğince davalının ticari defterlerinin usulüne uygun tutulup tutulmadığının, açılış ve kapanış tasdiklerinin olup olmadığı, lehe veya aleyhe delil olma durumunun olup olmadığı, taraflar arasında ticari ilişki bulunup bulunmadığı, davacının davalıdan alacaklı olup olmadığı, alacaklı ise ne miktarda alacaklı olduğu hususlarında SMMM bilirkişiye tevdi edilerek rapor düzenlenmek üzere Kocaeli ... Asliye Ticaret Mahkemesine talimat yolu ile gönderilmiş, bilirkişi tarafından düzenlenen rapor mahkememiz dosyasına ibraz edilmiş, 15/09/2021 tarihli bilirkişi raporunun incelenmesinde özetle;"... Davalı şirketin davacı şirkete 31/12/2017 tarihi itibariyle 62.288,97-TL borcu bulunduğu, 2015 ve 2016 yıllarındaki işlemlerin dövize endeksli faturalama yoluyla yapılması hususunda taraflar arasında bir sözleşmenin bulunmadığının tespit edildiği, faturalama ve ödemelerin Türk lirası tutarları üzerinden yapıldığı, 2015 ve 2016 yıllarına ait hesap dönemlerinde 31/12/2015-31/12/2016 dönem sonu tarihleri itibariyle taraflarca yapılması gereken hesap mutabakatı ve bunlara dayalı olarak düzenlenmesi gereken herhangi bir kur farkı veya vade farkı faturalamasına rastlanılmadığı, dövize endeksli olmadığı için bakiye borca ilişkin kur değerlemesinin de görülmediği, bu sonuçların ilgili tarihler itibariyle davacının ticari defterlerinde de irdelenmesi gerektiği, taraflar arasında 2017 hesap döneminde herhangi bir ticari işlemin olmadığı, davacının davaya konu ettiği 20/04/2017 tarihli ... seri nolu 208.243,13-TL'lik kur farkı faturasına ait muhasebe kaydının, davalının 2017 hesap dönemine ait ticari defterlerinde yer almadığı" değerlendirme ve tespitlerinin yapıldığı anlaşılmıştır.
Bilirkişi raporu taraf vekillerine tebliğ edilmiş, taraf vekilleri tarafından bilirkişi raporuna karşı beyan ve itirazlarını içerir dilekçeler sunulmuştur.
Mahkememizin 24/11/2021 tarihli duruşma ara kararı ile; Mahkememiz dosyası, tarafların iddia ve savunmaları, sunulan deliller, dosya kapsamındaki belgeler, icra dosyası ve davacı şirkete ait ticari defter ve kayıtlar incelenmek sureti ile; HMK'nun 273. Maddesi gereğince davacının ticari defterlerinin usulüne uygun tutulup tutulmadığının, açılış ve kapanış tasdiklerinin olup olmadığı, lehe veya aleyhe delil olma durumunun olup olmadığı hususları ile dosya içerisinde mevcut 15/09/2021 tarihli bilirkişi raporu da dikkate alınmak ve davalı şirket defterleri ile mukayese yapılmak sureti ile davacının davalıdan alacaklı olup olmadığı, alacaklı ise ne miktarda alacaklı olduğunun tespiti hususlarında rapor düzenlenmek üzere SMMM bilirkişiye tevdi edilmiş, bilirkişi tarafından düzenlenen rapor mahkememiz dosyasına ibraz edilmiş;
28/04/2022 havale tarihli bilirkişi raporunun incelenmesinde özetle; "...Yapılan tespit, inceleme ve değerlendirmeler neticesinde; dava konusunun, davacının, davalı ile olan ticari ilişki dolayısıyla oluşan cari hesap alacağının tahsili amacıyla yürüttüğü takibe yapılan itirazın iptali talebinden ibaret olduğu, davacının 2016 ve 2017 yılları ticari defterlerinin lehine delil niteliğinin bulunduğu, davacının ticari defterlerine göre; takip tarihi itibariyle davacının davalıdan 175.228,61 TL alacaklı olduğu, Bilirkişi Doç. Dr. .... tarafından dosyaya sunulan 15.09.2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle; davalının davacı ... Mühendislik San Ve Tic. Ltd, Şti.'ne takip tarihi itibariyle 62.288,97 TL borçlu olduğu, taraf ticari defterlerinin 01.01.2017 tarihi itibariyle davacının davalıdan 62.288,97 alacaklı olduğu noktasında uyumlu olduğu, takip tarihi itibariyle taraf ticari defterleri arasındaki farkın 112.939,64 TL olduğu, mezkur farkın davacı şirket ticari defterlerinde kayıtlı olup davalı şirket kayıtlarında olmayan kayıtlardan kaynaklı olduğu, taraf ticari defterleri arasındaki cari hesap farkını oluşturan davacı şirket kayıtlarında olup davalı şirket kayıtlarında olmayan işlemlerin “borç dekontlarına” dayalı olduğu ancak söz konusu borç dekontlarının tek taraflı olarak her zaman düzenlenebilecek evraklar niteliğinde olduğu ve söz konusu borç dekontlarının davalının kabulünde olduğuna dair kaşe/İmza bulunmadığından mezkur kayıtların davacının ispatına muhtaç olduğu, neticeten; davacının sunmuş olduğu borç dekontlarında davalının onayı olduğuna dair bir delil bulunmadığından, taraf ticari defterlerinin davacının davalıdan 62.288,97 TL alacaklı olduğu noktasında uyumlu olduğu, bu itibarla takip tarihi itibariyle davacının davalıdan 62.288,97 TL alacaklı olduğu" değerlendirme ve tespitlerinin yapıldığı anlaşılmıştır.
Bilirkişi raporu taraf vekillerine tebliğ edilmiş, taraf vekilleri tarafından bilirkişi raporuna karşı beyan ve itirazlarını içerir dilekçeler sunulmuştur.
07/10/2022 tarihli celse ara kararı gereğince, Mahkememiz dosyası, davacı vekilinin kök bilirkişi raporuna karşı beyan ve itirazları incelenmek suretiyle ek rapor düzenlenmek üzere bilirkişiye tevdi edilmiş, bilirkişi tarafından düzenlenen ek rapor mahkememiz dosyasına ibraz edilmiş;
22/12/2022 havale tarihli ek bilirkişi raporunun incelenmesinde özetle; "...Taraflar arasında kur farkı faturası düzenlenebileceğine dair bir sözleşme bulunmadığı, daha önce düzenlenmiş olan ve davalı kabulünde olan başkaca kur farkı faturasının da bulunmadığı, bu itibarla taraflar arasında kur farkı faturası düzenlenebileceğine dair teamülün de oluşmadığı, bu itibarla 25/09/2017 tarihli ..., ....(8) Toptan Satış Faturası, Kur Farkı Geliri, 25/09/2017 açıklamalı 237.163,27-TL tutarlı faturanın hesaplama dışı bırakılması gerektiği, neticeten kök raporda varılan kanaati değiştirecek bir hususa rastlanmadığı, takip tarihi itibariyle davacının 62.288,97-TL alacaklı olduğu" değerlendirme ve tespitlerinin yapıldığı anlaşılmıştır.
Bilirkişi raporu taraf vekillerine tebliğ edilmiş, taraf vekilleri tarafından bilirkişi ek raporuna karşı beyan ve itirazlarını içerir dilekçeler sunulmuştur.
Öncelikle şunu belirtmek gerekir ki bir ticari ilişki ve bu ilişkiden kaynaklı alacağının olduğunu iddia eden taraf bunu usulü dairesinde ispat etmesi gerekir. İspatın konusu, ispat yükünün kimde olduğu ve ispat vasıtalarının neler olduğu 6100 sayılı HMK.nun 187, 190 ve 200'ncü maddelerinde açıkça belirtilmiştir.
İspatın konusu HMK.nun 187'nci maddesinde “İspatın konusunu tarafların üzerinde anlaşamadıkları ve uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek çekişmeli vakıalar oluşturur ve bu vakıaların ispatı için delil gösterilir. Herkesçe bilinen vakıalarla, ikrar edilmiş vakıalar çekişmeli sayılmaz.” Şeklinde belirtilirken, ispat yükünün kimde olduğu ise HMK.nun 190'ncı maddesinde “İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir. Kanuni bir karineye dayanan taraf, sadece karinenin temelini oluşturan vakıaya ilişkin ispat yükü altındadır. Kanunda öngörülen istisnalar dışında, karşı taraf, kanuni karinenin aksini ispat edebilir.”düzenlemesi ortaya konmuştur.
Yemin delili, HMK'nın 225. ve devamındaki maddelerde düzenlenmiş olup, yemin kesin delil niteliğindedir. Bir vakıayı ispat yükü kendisine düşen taraf, o vakıayı başka delillerle ispat edemezse, diğer tarafa yemin teklifinde bulunabilir. Bununla birlikte, iddia veya savunmasını ispat edemeyen tarafa yemin teklif etme hakkının hatırlatılabilmesi için, yemin deliline açıkça dayanılmış olması da zorunludur.
Bu kapsamda; davacı vekiline, dava dilekçesinin deliller kısmında yemin deliline açıkça dayanmış olduğu anlaşılmakla; 233.773,26-TL alacak talepleri yönünden; yemin teklif etme hakları hatırlatılmış, davacı vekillerinin 24/02/2023 tarihli duruşmadaki beyanları ile yemin deliline dayanmadıkları görülmüştür.
İİK'nun 67. maddesinde "Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir." hükmüne yer verilmiştir.
İcra ve İflas Kanunu'un 67/2.maddesinde "Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir." hükmüne yer verilmiştir.
Yapılan yargılama, iddia, savunma, sunulan ve toplanan deliller, yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler, Bakırköy ... İcra Müdürlüğünün ... sayılı takip dosyası, Bakırköy ... İcra Müdürlüğünün ... sayılı takip dosyası, 15/09/2021 tarihli bilirkişi raporu, 28/04/2022 havale tarihli bilirkişi raporu, 22/12/2022 havale tarihli ek bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; taraflar arasında cari hesap şeklinde işleyen ticari mal alım satımından kaynaklanan ticari bir ilişki bulunduğu, bu ilişki kapsamında davacı tarafından bakiye alacaklı olduğu iddia edilerek davalı hakkında icra takibine girişildiği, davalı tarafça borca ve ferilerine itiraz edilmesi üzerine işbu itirazın iptali istemli davanın açıldığı, taraflar tacir sıfatına haiz olup uyuşmazlığın ticari nitelik arz ettiği, HMK'da yapılan değişiklik gereğince uyuşmazlık değeri 500.000,00 TL'nin altında olduğundan davada basit yargılama usulünün uygulandığı, delil olarak ticari defterlere dayanıldığından TTK'nun 83 ile 85 ve HMK'nun 222'nci maddeleri uyarınca taraf şirketlerin ticari defter ve belgeleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verildiği, 15/09/2021 tarihli bilirkişi raporuna göre; davacının davaya konu ettiği 20/04/2017 tarihli .... seri nolu 208.243,13-TL'lik kur farkı faturasına ait muhasebe kaydının, davalının 2017 hesap dönemine ait ticari defterlerinde yer almadığı, davalı şirketin davacı şirkete 31/12/2017 tarihi itibariyle 62.288,97-TL borcu bulunduğu, 2015 ve 2016 yıllarındaki işlemlerin dövize endeksli faturalama yoluyla yapılması hususunda taraflar arasında bir sözleşmenin bulunmadığının tespit edildiği, faturalama ve ödemelerin Türk lirası tutarları üzerinden yapıldığı, 2015 ve 2016 yıllarına ait hesap dönemlerinde 31/12/2015-31/12/2016 dönem sonu tarihleri itibariyle taraflarca yapılması gereken hesap mutabakatı ve bunlara dayalı olarak düzenlenmesi gereken herhangi bir kur farkı veya vade farkı faturalamasına rastlanılmadığı; 28/04/2022 havale tarihli bilirkişi kök ve 22/12/2022 tarihli bilirkişi ek raporlarına göre; taraf ticari defterlerinin 01.01.2017 tarihi itibariyle davacının davalıdan 62.288,97 alacaklı olduğu noktasında uyumlu olduğu, taraflar arasında kur farkı faturası düzenlenebileceğine dair bir sözleşme bulunmadığı, daha önce düzenlenmiş olan ve davalı kabulünde olan başkaca kur farkı faturasının da bulunmadığı, bu itibarla taraflar arasında kur farkı faturası düzenlenebileceğine dair teamülün de oluşmadığı hususlarının tespit edildiği, kesin delil niteliğinde bulunan yemin deliline dayanan taraf, bu delile sıra gelmiş olduğunu başka türlü bilemeyeceğinden; davacı şirket defterlerinde kayıtlı olup davalı ticari defterlerinde kayıtlı olmayan ve davacı tarafça ispata muhtaç bulunan 233.773,26-TL alacak iddiasının ancak açıkça dava dilekçesinde veya delil listesinde dayanılmış olması şartı ile yemin delili ile ispatlaması lazım geldiği kabul edilerek, davacı vekillerine yemin teklif etme hakları hatırlatılmış, 24/02/2023 tarihli duruşmada bu delile dayanılmadığı görülmüş, bu durumda tarafların ticari defter kayıtları ile 62.288,97-TL alacağın varlığının ispatlandığı anlaşıldığından, yukarıda özetlenen denetime uygun ve hüküm kurmaya elverişli bilirkişi kök ve ek raporları dikkate alınarak, taraflar arasında kur farkı faturası düzenlenebileceğine yönelik bir sözleşme bulunmadığı gibi daha önce düzenlenmiş olan ve davalı kabulünde olan başkaca kur farkı faturasının da bulunmadığı, bu itibarla taraflar arasında kur farkı faturası düzenlenebileceğine dair teamülün de oluşmadığı sonuç ve vicdani kanaatine varılarak; davanın kısmen kabulü ile, davalının Bakırköy .... İcra Müdürlüğünün ... sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın 62.288,97 TL asıl alacak yönünden kısmen iptali ile, takibin bu miktar üzerinden takipteki koşullarda (Bakırköy ... İcra Müdürlüğünün ... sayılı takip dosyası ile tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla) devamına, alacağın likit ve muayyen olduğu anlaşılmakla hüküm altına alınan asıl alacağın % 20'si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, reddedilen kısım yönünden davalının şartları oluşmayan tazminat talebinin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde tüm hususları içerir hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
Davanın KISMEN KABULÜ ile,
1-Davalının Bakırköy .... İcra Müdürlüğünün ... sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın 62.288,97 TL asıl alacak yönünden KISMEN İPTALİ ile, takibin bu miktar üzerinden takipteki koşullarda (Bakırköy ... İcra Müdürlüğünün ... sayılı takip dosyası ile tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla) DEVAMINA,
Alacağın likit ve muayyen olduğu anlaşılmakla hüküm altına alınan asıl alacağın %20'si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
Fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
2-Reddedilen kısım yönünden davalının tazminat talebinin REDDİNE,
3-Harçlar Tarifesi Uyarınca alınması gereken 4.254,95-TL ilam ve karar harcının davacı tarafından yatırılan 3.573,06-TL peşin harç ile icra dosyasına yatırılan 1.482,95-TL harcın mahsubu ile kalan 801,06-TL'nin karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya İADESİNE,
4-Arabuluculuk sonuç tutanağı tarihi itibariyle yürürlükte bulunan tarifeye göre tahakkuk eden 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinden davanın kabul ve red oranına göre hesaplanıp takdir olunan 277,20-TL'sinin davalıdan 1.042,80-TL'sinin davacıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA,
5-Davacı tarafça başlangıçta yatırılan 44,40-TL başvurma harcı ile 4.254,95 TL peşin harcın davalıdan alınarak DAVACIYA ÖDENMESİNE,
6-Davacı tarafından sarfedilen 171,20-TL posta masrafı, 2.350,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 2.521,20-TL'den davanın red ve kabul oranına göre hesaplanıp takdir olunan 529,45-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE, kalan miktarın davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davacı yararına tayin ve takdir olunan 9.966,24-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
8-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davalı yararına tayin ve takdir olunan 35.728,26-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak DAVALIYA VERİLMESİNE,
9-Kullanılmayan gider avansının HMK 333. maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden sonra DAVACIYA İADESİNE,
10-HMK'nın uygulanmasına dair yönetmeliğin 58/1 maddesi gereğince taraflardan birinin talebi halinde gerekçeli kararın taraflara tebliğine,
Dair; 6100 sayılı HMK.'nun 341. ve devamı maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 24/02/2023
Katip ...
¸


Hakim ...
¸




Full & Egal Universal Law Academy