Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/990 Esas 2023/115 Karar
Karar Dilini Çevir:

Dairesi: Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi
Esas No: 2016/990
Karar No: 2023/115
Karar Tarihi: 03.02.2023

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2016/990 Esas
KARAR NO: 2023/115 Karar
DAVA: Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 09/11/2016
KARAR TARİHİ: 03/02/2023
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin 2013 yılında inşaat sektöründe faaliyet göstermek üzere kurulmuş ve kurulduğu yıldan bu yana bir çok önemli projeyi başarıyla tamamlamış saygın bir şirket olduğunu, davalı şirketin müvekkili şirket ile .... İlçesi, ... Mahallesi, ... Parsel sayılı dava dışı ... ve hissedarlarına ait taşınmazda konut yapım işi ile ilgili İnşaat Yapım Sözleşmesi akdettiklerini, bu sözleşme ile müvekkilinin inşaatın yapımını üstlenir iken davalının da söz konusu yerin yıkım ruhsatını alarak müvekkiline yeri teslim etme ve müvekkili şirkete iş bu sözleşmedeki edimlerini yerine getirmesi karşılığında %20 oranında müteahhitlik karı ödeme yükümlülüğü altına girdiğini, müvekkili şirketin iş bu sözleşme ile üstlendiği inşaat yapım yükümlülüğünü yerine getirebilmesi için yapması gereken ön hazırlıkları gerçekleştirdiğini, bu kapsamda alt yüklenicisi aracılığıyla söz konusu mahalde bir takım ön incelemeler yaptırdığını, projeleri tetkik ettirdiğini ve iş planını oluşturduğunu, ancak sözleşmenin 9. Maddesinde öngörüldüğü üzere işin başlangıç tarihinin davalı tarafından yıkım ruhsatı alınarak söz konusu yerin müvekkili şirkete teslim edildiği tarih olarak belirlendiğini, bu nedenle müvekkili şirketin de sözleşmesel yükümlülüğünü yerine getirmesi için davalı tarafın yıkım ruhsatını almasını ve yeri kendisine teslim etmesini beklediğini, fakat davalı tarafın gerekli ruhsat işlemlerini tamamlamış olmasına rağmen müvekkili şirkete yer teslim etme yükümlülüğünü yerine getirmediğini, müvekkili şirketin daha sonra davalı tarafından söz konusu inşaatın yapımının başlatıldığını öğrendiğini, taraflar arasındaki eser sözleşmesi kapsamında davalı iş sahibinin yapının bitirilip teslim edilmesini istemesinin alacaklı olmasından kaynaklanan bir hak; kendisi ile ilgili ön hazırlıkları yapması, eserin tamamlanmasını engellememesi ve sonuçta eseri teslim alması ve eser bedelini ödemesi hususlarının ise borç teşkil ettiğini, davalının temel edimi olan yer teslimi borcunu ifa etmediği gibi müvekkiline herhangi bir bildirimde de bulunmadığını, davalı iş sahibinin inşaatın yapılacağı arsayı sözleşme ile kararlaştırılan şekilde müvekkiline teslim etmemesi ve yapının inşaatına başlamasının sözleşmeye aykırılık teşkil ettiğini, bunun neticesinde müvekkilinin üstlendiği eser inşa etme borcunun ifasının imkansız hale geldiğini, bunun yanı sıra müvekkili şirketin maddi anlamda büyük zararlara uğradığını, şöyle ki; taraflar arasında akdedilen İnşaat Yapım Sözleşmesi uyarınca davalının iş bu iş karşılığında müvekkili şirkete ödeyeceği bedelin %20 müteahhitlik karı olarak kararlaştırıldığını, buna göre inşaat alanının toplam m2 bedelinin 15.600.000,00-TL olduğunu, sözleşme uyarınca bu iş karşılığında müvekkiline ödenmesi gereken tutarın ise 3.120.000,00-TL tekabül ettiğini, davalının borca aykırılık teşkil eden yer teslim etme yükümlülüğünü yerine getirmemesi ve inşaata kendisinin başlaması nedeniyle müvekkili şirketin %20 müteahhitlik karı olarak kararlaştırılan bedelden yoksun kaldığını iddia ederek; davalının müvekkili şirket ile imzaladığı İnşaat Yapım Sözleşmesinden kaynaklanan yükümlülüğünü yerine getirmemesi dolayısıyla müvekkili şirketin uğradığı maddi zararlarının tazmini için şimdilik 30.000,00-TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek en yüksek banka reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili ile davalı taraf arasında imzalanan "Yapım İşlerine Ait Sözleşme"nin; davacının sözleşmeden doğan yükümlülüklerini yerine getirmemesi, davacının, bir komisyoncu gibi hareket ederek ve müvekkilinin onayı olmaksızın işi başkalarına vermeye çalışması ve davacı ile akdedilen başka bir eser sözleşmesi kapsamında, davacının ödeme almasına rağmen işe dahi başlamaması nedeniyle, kendisine olan güvenin ortadan kalkması nedeniyle hayata geçmediğini ve feshedildiğini, davacı tarafın dava dilekçesinin 5 numaralı bendinde belirtilenin aksine, sözleşmenin hayata geçmesi için ön şart olan ve sözleşmenin 6.2. numaralı maddesinde yer verilen birim fiyat tespitini yapmadığını ve imalatla ilgili malzeme fiyatını müvekkiline bildirmediğini, davacı tarafın dilekçesinin ekinde yer alan ve müvekkili tarafından davacıya gönderilen listenin A blok inşaat icmali işleri birim fiyat cetveli olduğunu, anılan evrakta herhangi bir birim fiyat yazmadığının son derece açık olduğunu, müvekkili tarafından davacıya gönderilen bir birim fiyat listesinin bulunmadığını, davacı tarafın dava dilekçesinin 1 numaralı bendinde belirtilenin aksine, davacı tarafın tamamladığı hiç bir proje bulunmadığını ve bu konuda müvekkilinin yanıltıldığını, davacı tarafın maddi hiç bir gücünün bulunmadığı ve komisyoncu mantığı ile hareket ettiğinin öğrenildiğini, davacı tarafın dava dilekçesinin 4 numaralı bendinde belirtilenin aksine, davacı tarafından inşaatın yapımına ilişkin yapılmış hiç bir ön çalışma bulunmadığını, davacı tarafın, alt yükleniciler ile görüşme yaptığı iddiasının müvekkilinin onayını almaksızın işi başka firmalara pazarlamaktan ibaret olduğunu, esasen bu sözleşmenin taraflar arasında sözlü olarak da bitirildiğini, zira davacı tarafın, müvekkili ile arasında akdettiği 02.11.2015 tarihli "müşavirlik sözleşmesi" başlıklı eser sözleşmesinden doğan edimlerini, 150.000 TL'lik ödemesini ve sair ödemeleri almasına rağmen yerine getirmediğini ve bu durumun müvekkilinin kendisine duyduğu güveni ortadan kaldırdığını, müvekkilinin davacı tarafın bu davranışı yüzünden büyük zarara uğradığını, davacı tarafın, ödemesini aldığı bir eseri yapmaması ve hatta bu konuda hiç bir çalışma yapmaması göz önüne alındığında, büyük finans kaynağı gerektiren inşaat yapım işini yapamayacağının aşikar olduğunu, davacı tarafın, huzurdaki davayı ikame etmesinin esas sebebinin ise, müvekkilinin yukarıda anılan müşavirlik sözleşmesi nedeniyle kendisine Beşiktaş ..... Noterliği'nden keşide ettiği 08.09.2016 tarih ve .... numaralı ihtarname olduğunu, müvekkilinin bu ihtarname ile sözleşmede belirtilen sürede taahhüdün yerine gelmediğini, 300.000 USD cezai şartı ve edimin bir ay içerisinde ifasını talep ettiğini, ancak davacının ihtarnameye cevap vermediği gibi edimlerini de ifa etmediğini, bunun yerine haksız olarak huzurdaki davayı ikame ettiğini, emsal Yargıtay 15. H.D. 1999/1450 E. - 1999/2278 K. Sayılı ilamı gereğince feshe kusuru ile neden olan tarafın, karşı yandan kâr yoksunluğu zararı ve cezai şart isteyemeyeceğini, davacının taleplerinin T.M.K'nun 2. maddesi kapsamında da haksız olduğunu savunarak; hukuki ve fiili mesnetten yoksun haksız davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
YARGILAMANIN ÖZETİ, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklı tazminat davasıdır.
Mahkememizce taraflara usulüne uygun davetiye tebliğleri yapılarak taraf teşkili sağlanmış ve davanın esasına başlanmıştır.
Taraf vekilleri karşılıklı olarak delillerini bildirmişler, bildirdikleri deliller toplanılmıştır.
Uyuşmazlığın, taraflar arasındaki eser sözleşmesinde davacı-yüklenicinin ve davalı iş sahibinin edimsel yükümlülüklerinin neler olduğu, söz konusu edimsel yükümlülüklerin ne oranda yerine getirildiği, tarafların her birinin sözleşmedeki yükümlülüklerini yerine getirmemiş olmaları halinde karşı tarafa bu hususta yüklenebilecek bir kusur bulunup bulunmadığı, davalının kusurunun mevcudiyeti halinde davacının herhangi bir maddi zararının ortaya çıkıp çıkmadığı hususlarından kaynaklandığı tespit edilmiştir.
Taraflar arasında akdedilen Yapım İşlerine Ait Sözleşmenin incelenmesinde; Sözleşmenin taraflarının ... İnşaat Ltd. Şti. (İşveren) Ve ... Gayrimenkul ve İnşaat A.Ş. (Yüklenici) olduğu, sözleşmenin 3. maddesinde yapılacak işin tanımının İstanbul İli, .... İlçesi, ... Mah. ... pafta, .... parsel sayılı taşınmazda konut inşaatı yapım işi olarak belirlendiği, 6. Maddesinde ise sözleşmenin birim fiyat sözleşme olduğu, işverence hazırlattırılacak projelere ve bunlara ilişkin mahal listeleri ile birim fiyat tarifelerine dayalı olarak işverence hazırlanmış birim fiyat teklif cetvelinde yer alan her bir iş kaleminin miktarı ile birim fiyatının çarpımı sonucu bulunan tutarların toplamı olan bedel üzerinden akdedildiği, ödemelerin işverence yükleniciye %50 daire karşılığı ve %50 nakit olarak yapılacağı, dairelerin bu sözleşmeye konu olan inşaattan verileceği, brüt daire satış bedelinin 4.250,00-TL olduğu hükümlerini içerdiği görülmüştür.
Taraf vekillerince bildirilen tanıklar gerek mahkememizce ve gerekse talimat yolu ile olmak üzere dinlenilmişlerdir.
Mahkememizce dinlenen davacı tanığı .... beyanında," .... A.Ş.'de muhasebe elemanı olarak çalışmaktayım. 2,5 yıla yakındır orada çalışıyorum. Taraflar arasında bir sözleşme imzalandığını biliyorum. Bu sözleşme neticesinde ... Yapı avans ödemesi yaptı ve biz de bunun karşılığında 531.000,00-TL tutarlı bir fatura kestik. Bu ödeme banka yoluyla yapılmıştır. İş devam edecekti ve işi davacı şirket yapacaktı. Hatta bu iş ile alakalı taşeronlarla görüşmeler başlanmıştı. Özel bazı işçiliklerle alakalı fiyat alımları yapıyorduk. Sonra işin başkasına verildiğini öğrendik. Ben şirket yetkilimiz ....'den öğrendim. .... bana bununla ilgili hukuki süreç başlatmak için avukata mail atmamı istedi." demiştir.
Mahkememizce dinlenen davacı tanığı .... beyanında," Ben şuanda bir yerde çalışmıyorum, daha önceden bir inşaat firmasında çalışıyordum, koordinatörlük görevi yapıyordum, benim davacı şirketin sahibi ile tanışıklığım vardır, onun ortak bu işi yapacağı firma olan ... A.Ş sahibi ile de tanışıklığım vardır, .... Bey davacı şirket sahibidir, ..... Yapı ile karşılıklı olarak bir sözleşme yapılmış, Bahçelievlerdeki şantiyeyi ..... Yapı davacı şirkete verecekti, ben de hem .... Gelişim adına hem de diğer grup adına hazırlıklar yapılması için giderek şantiye yerine ve ..... Yapının .... merkezine gittim, oradaki mimarla görüştüm, yanımda ... İnşaatın sahibi .... da vardı, o da proje teslim alınsaydı, kalıp işlerini yapacaktı, ...da gayet güzel karşılandık, Bahçelievlerdeki ..... Yapının şantiyesine yönlendirildik, ... Beyle şantiyeye gittik, orada şantiye şefiyle diğer çalışan arkadaşlarla konuştuk, yerdeki duruma baktık, kazıklama işlemi yapılıyordu, yerden çok su çıktığı için bir takım kazıklama işlemlerinin yapıldığı söylendi, bizzat da gözlemledik, aylar geçti,6 ay ile 8 aylık bir süre geçtikten sonra işin .... Gelişime verilmediğini öğrendik, başka firmalardan teklifler alındığını duyduk" demiştir.
Mahkememizce talimat yoluyla dinlenen davacı tanığı ...beyanında, "Ben ... Mühendislik İnş. Tic. Ltd. Şti'nin gayri resmi ortağıyım, biz .... Mühendislik olarak davacı ... Gelişim şirketi ile alt yüklenici olarak sözleşmede belirtilen işin yapılması için alt yüklenici sözleşmesi imzaladık, aynı zamanda ... Gelişim şirketi adına ..... Yapı Grup ile işin yapılması konusu ve işin başlanması konusunda gerekli toplantılar ve görüşmeler yaptım, işin şantiye kurulumu için hazırlıklarımızı yaptık, ancak sözleşme imzalanmasından sonra bize işyeri teslim edilmedi, 15 Temmuz 2016 darbe girişiminden sonra işin yapılmayacağı bana ... Gelişim tarafından söylendi, biz de yaptığımız hazırlıkların, çalışmaların hepsini rafa kaldırdık ve böylece iş kaldı, davalı şirketin sözleşmenin fesh edildiği iddasının gerçeğe dayanıp dayanmadığını bilmiyorum, buna dair bir belge görmedim, herhangi bir yazı veya ihtar almadım, davalı şirket tarafından davacı şirkete herhangi bir fesih bildiriminde bulunulup bulunmadığını bilmiyorum, herhangi bir belge veya evrak görmedim, birtakım hazırlıklar, seyahatler, iş porgramları, işin yapılması ile ilgili taşeronlarla görüşmeler yapıldı, bu hazırlıklar yaklaşık 1,5-2 ay bir zaman aldı, hem benim hem de yanımda çalışanların iş kaybı ve masraflarımız oldu bundan dolayı da davacı şirketin maddi zarara uğradığını düşünüyorum, benim bilgim ve görgüm bundan ibarettir" demiştir.
Mahkememizce dinlenen davalı tanığı ... beyanında," Ben ..... Yapı'da saha formeniyim. Yaklaşık 9 senedir bu pozisyonda çalışıyorum. Ben taraflar arasındaki ihtilafa konu sözleşmeden haberdarım. Bu sözleşmeden sonra davalı firmayla benim çalıştığım firma arasında bir toplantı gerçekleşti. Ben de o toplantıda hazırdım. Toplantı şantiye binasında yapıldı. Toplantı tarihini 2015 yılı olarak hatırlıyorum. Bu toplantıda ... Gelişimden 2 yada 3 yetkili vardı. ..... Yapı'dan ... Bey, .... Bey vardı. Toplantı sırasında davacı şirketin iş programı hazırlamadığı, herhangi bir fiyatlandırma yapmadığı ortaya çıktı. .... Bey buna doğal olarak tepki gösterdi ve sinirlendi. Bu toplantıdan sonra yine bir toplantı yapıldı. Ben bu toplantıya da katıldım. Bu toplantıda ... bey,.... Gelişime bu işi yapamayacaklarını dolayısıyla sözleşmeyi fesh ettiğini söyledi. Çünkü davacı işin yapılması için ortada sözleşme olmasına rağmen somut bir adım atmıyordu ve zaman kaybına yol açıyordu. Zaten ... bey davacı şirket adına sözleşmeyi fesh ettiğini söylediğinde davalı şirket yetkilileri de bu fesih bildirimini olayladı. Ben duydum. Yani sözlü olarak sözleşmenin fesh edildiğini kabul ettiler. Biz şantiyeyi boşaltmadık. Çünkü işi kendimiz devam ettirme kararı aldık. İlerleyen zamanlarda şantiyeye değişik kişiler geldi ve emir gelişimden biz işi aldık, işe biz devam edeceğiz şeklinde konuştular " demiştir.
Mahkememizce dinlenen davalı tanığı .... beyanında," Ben ..... Yapı'da önceden çalışıyordum. Şu an çalışmıyorum. Çalıştığım dönem 3 yıllık bir süreçtir. Alımlara bakıyordum. Taraflar arasında ihtilaf konusu sözleşmenin yapıldığından benim de haberim vardı. Davacı şirket yetkilileri sözleşme yapıldıktan sonra ..... Yapının yazıhanesine toplantı için geldi. Şu an için şirket yetkililerinin isimlerini hatırlamıyorum. Zaten onları tanımıyordum. Orada gördüm. Davacı şirket ortada bir sözleşme olmasına rağmen hazırlıklı gelmemişti ve bize sunum yapamadı. Bunun üzerine .. . sinirlendi. .... ..... Yapı sahibi ve yetkilisidir. Toplantı o şekilde bitti. Daha sonra davacı şirket yetkilileri birkaç ay sonra gelerek tekrar bir toplantı yaptılar. Davacı şirket yetkilileri bu toplantıda işi yapamayacaklarını ve maddi olarak ta işi yapmaya hazır olmadıklarını söylediler. Ben bu konuşmalar yapılırken oradaydım. Duydum. Sonra toplantı bu şekilde bitti. Davalı şirket ortaklarından ... işi kendisi yapmaya karar verdi. İş yerinde bu şekilde karar aldı. Bunu herkes öğrendi. O şekilde de şu an inşaat devam ediyor. Yani işi davalı şirketin kendisi yapıyor. Zaten kentsel dönüşüm süresi vardı. O süre bitmeden davalı şirket kendisi başladı. " demiştir.
Mahkememiz dosyası, tarafların iddia ve savunmaları, sundukları deliller, dosya kapsamı belgeler incelenmek sureti ile; dava tarihi itibari ile taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında davacının davalıdan alacaklı olup olmadığı, alacaklı ise miktarı hususlarında rapor düzenlenmek üzere bir gayrimenkul değerleme uzmanı, bir mimar ve bir inşaat mühendisi bilirkişiden oluşan bilirkişi heyetine tevdi edilmiş, bilirkişi heyeti tarafından 30/01/2019 tarihli rapor tanzim edilerek mahkememiz dosyasına ibraz edilmiş;
30/01/2019 tarihli bilirkişi raporunun incelenmesinde özetle;"... davalı işveren tarafından yıkım ruhsatının ve yapı ruhsatının dava dosyasına sunulması gerekeceği, davacı tarafından .... Mühendislik ile imzalanan alt yüklenici sözleşmesinin dava dosyasına sunulması gerekeceği, davalı ile davacı tarafından davalı şirket tarafından davacıya banka yoluyla yapılan yaklaşık 100.000,00-TL tutarlı avans ödemesine ait banka ödeme belgesinin/dekontunun dava dosyasına sunulması gerekeceği ve bu ödemenin ne sebeple yapıldığı ile ilgili her iki tarafında açıklama yapması gerekeceği, davacı tarafından 100.000,00-TL avans ödemesi karşılığında davalıya kesildiği belirtilen 531.000,00-TL tutarlı fatura suretinin dava dosyasına sunulması gerekeceği ve 531.000,00-TL tutarın nasıl hesaplandığı ile ilgili açıklama yapılması gerekeceği, davacı tarafından proje çizimi ile ilgili olarak mimar ile yapılan anlaşmaya dair evrakların dava dosyasına sunulması gerekeceği, davalı tarafça davaya konu inşaatın kendileri tarafından yapılıp yapılmadığı hususunun açıklanması gerektiği" değerlendirme ve tespitlerinin yapıldığı ve ön raporun sunulduğu anlaşılmıştır.
Bilirkişi raporu taraf vekillerine tebliğ edilmiş, taraf vekilleri tarafından bilirkişi raporuna karşı beyan ve itiraz dilekçeleri sunulmuştur.
06/03/2019 tarihli celse ara kararı gereğince, Mahkememiz dosyası, taraf vekillerinin bilirkişi ön raporuna karşı beyan ve itirazları incelenmek suretiyle ek rapor düzenlenmek üzere bilirkişi heyetine tevdi edilmiş, bilirkişiler tarafından düzenlenen ek rapor mahkememiz dosyasına ibraz edilmiş;
10/10/2019 tarihli 1.ek ve 2.ek bilirkişi raporlarının incelenmesinde özetle; kök rapordaki kanaatlerin değişmediği, kök raporda belirtilen eksiklerin giderilmesi halinde rapor sunulacağının belirtildiği görülmüştür.
Bahçelievler Belediye Başkanlığından; ... İlçesi, ... Mah. ... pafta, .... parsel sayılı taşınmaz ile ilgili imar işlem dosyası CD ortamında celp edilerek dosya kapsamına kazandırılmıştır.
13/01/2021 tarihli celse ara kararı gereğince, Mahkememiz dosyası, taraf vekillerinin kök ve ek bilirkişi raporlarına karşı beyan ve itirazları ile dava konusu taşınmazla ilgili imar işlem dosyası incelenmek suretiyle ek rapor düzenlenmek üzere bilirkişi heyetine tevdi edilmiş, bilirkişiler tarafından düzenlenen ek rapor mahkememiz dosyasına ibraz edilmiş;
31/05/2021 tarihli 3.ek bilirkişi raporunun incelenmesinde özetle; "... Bilirkişi heyetince davaya konu uyuşmazlık hakkında görüş belirtilip hesaplama yapılabilmesi için dava dosyasına sunulması gereken belgeler sıralanmış olmasına rağmen davanın taraflarınca kök ve ek raporlarda sıralanan bu belgelerin dava dosyasına sunulmamış olduğu, mevcut belgeler üzerinden kanaat belirtilip hesaplama yapılması gerekeceği kararına varılması durumunda heyet olarak hesaplamaların terditli olarak yapılacağı, mahkeme tarafından dava dilekçesi ekinde yer alan ve davalı şirket tarafından gönderilmiş olduğu belirtilen 01.02.2016 tarihli elektronik posta yazışmasında yer alan birim fiyat listesi toplam tutarının 15.600.000 TL olduğu, kabulü durumunda sözleşme gereğince hesaplanacak müteahhitlik karının 3.120.000 TL kadar hesaplanabileceği, mahkeme tarafında dava konusu Bahçelievler İlçesi, .... Mahallesi .... Caddesi .... Parselde ..... İnşaat AŞ tarafından inşaa edilmiş olan taşınmaza ait 04.03.2016 tarihli yapı ruhsatlarındaki toplam yapı inşaat alanının 17.726,85 m2 ve Çevre Ve Şehircilik Bakanlığı tarafından her yıl yayınlanan yapı yaklaşık birim maliyetleri esas alınarak hesaplama yapılmasının kabulü durumunda sözleşme gereği hesaplanacak müteahhitlik karının 2.417.297,72 TL olarak hesaplanabileceği" değerlendirme ve tespitlerinin yapıldığı anlaşılmıştır.
Bilirkişi raporu taraf vekillerine tebliğ edilmiş, taraf vekilleri tarafından bilirkişi raporuna karşı beyan ve itiraz dilekçeleri sunulmuştur.
27/10/2021 tarihli celse ara kararı gereğince, Mahkememiz dosyası, davacının iddiası, davalının savunması, dosya içerisinde mevcut bilirkişi raporları, taraf vekillerinin bilirkişi raporuna itirazları, imar işlem dosyası ve tüm dosya kapsamına göre; taraflar arasında düzenlenen yapım işlerine ait sözleşme kapsamında tarafların yükümlülüklerinin ne olduğu, söz konusu edimsel yükümlülüklerin ne oranda yerine getirildiği, tarafların sözleşmedeki yükümlülüklerini yerine getirmemiş olmaları halinde karşı tarafa bu hususta yüklenebilecek bir kusur bulunup bulunmadığı, davalının kusurunun bulunması halinde davacının maddi zararının oluşup oluşmadığı, oluşmuş ise miktarı hususlarında rapor düzenlenmek üzere 1 inşaat mühendisi, 1 eser sözleşmeleri konusunda uzman akademisyen bilirkişi ve 1 gayrimenkul değerleme uzmanı bilirkişiden oluşan bilirkişi heyetine tevdi edilmiş, bilirkişi heyeti tarafından 26/10/2022 tarihli rapor tanzim edilerek mahkememiz dosyasına ibraz edilmiş;
26/10/2022 tarihli bilirkişi raporunun incelenmesinde özetle;"... Taraflar arasındaki ihtilafın davalının sözleşme ile üstlendiği süre zarfında yerin teslim borcunu ifa edip etmediği, etmediyse davacının herhangi bir zarara uğrayıp uğramadığı noktasında toplandığı, davacının alt yüklenicilere işin bir kısmını devredebilmesi için davalının onayının alınması gerektiği, fakat dosya incelendiğinde onay alındığına ilişkin bir belgeye rastlanmadığı, taraflar arasında akdedilen sözleşmenin 6.2 maddesinde imalatla ilgili malzeme fiyatlarının davalıya bildirilmesinin öngörüldüğü, fakat davacı tarafından bildirim yapıldığına ilişkin sunulan CD içerisinde birim fiyatlı bir teklif bulunmadığı, davacının üzerine düşen yükümlülüğü yerine getirmemişken davalıdan üzerine düşen yerin teslimi borcunu ifa etmesinin beklenmesinin hakkaniyete aykırı olduğu" değerlendirme ve tespitlerinin yapıldığı anlaşılmıştır.
Bilirkişi raporu taraf vekillerine tebliğ edilmiş, taraf vekilleri tarafından bilirkişi raporuna karşı beyan ve itiraz dilekçeleri sunulmuştur.
Taraflar arasında kurulan ilişki, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesi niteliğindedir.
Eser sözleşmesi; yüklenicinin bir eser meydana getirmeyi, iş sahibinin de bunun karşılığında bir bedel ödemeyi üstlendiği sözleşmedir (TBK m. 470; mülga BK m. 355). Sözleşmeden kaynaklanan zarar müspet zarar olacağı gibi, menfi zarar da olabilir. Müspet zarar, sözleşmenin hiç veya gereği gibi yerine getirilmemesinden doğan zarardır. Kuşkusuz kâr mahrumiyetini de içine alır. Müspet zarar, alacaklının ifadan vazgeçerek zararının tazminini istemesi hâlinde söz konusu olur. Bu durumda sözleşme ortadan kalkmamakta, yalnızca alacaklının ifaya ilişkin talep hakkının yerini müspet zararının tazminine dair talep hakkı almaktadır. Burada sözleşmenin feshedilmesinden değil, borcun ifa edilmemesinden doğan zararın söz konusu olduğu göz ardı edilmemelidir.
Menfi zarar ise, geçerliliğine veya tamamlanacağına güvenilen bir sözleşmenin hüküm ifade etmemesi veya tamamlanmaması yüzünden bu ihtimalin boşa çıkması dolayısıyla uğranılan, akit yapılmasaydı uğranılmayacak zarardır. Menfi zarara da, sözleşmenin yapılmasına ilişkin giderler, sözleşmenin yerine getirilmesi ve karşılıklı edimin kabul edilmesi için yapılan masraflar, sözleşmenin geçerliliğine inanılarak başka bir sözleşme fırsatının kaçırılması dolayısıyla ve başka bir sözleşmenin yerine getirilmemesi dolayısıyla uğranılan zararlar ve dava masraflarının gireceği kabul edilmektedir.
İş sahibinin işin yapılacağı yeri, işin yapılmasına elverişli ve sorunsuz olarak yükleniciye teslim etmesi, öncelikle ifası gereken borcu gereğidir. Diğer taraftan tazminat borcunun doğması için temel koşul kusur olduğundan, tazminat isteyen tarafın kusursuz olması kuraldır.
Sözleşme geçerli olarak kurulduktan sonra ortaya çıkan bir nedenle taraflar için üstlendikleri edimlerin yerine getirilmesi mümkün olmaz ise ifa imkansızlaşır. İfanın imkânsız hale gelmesiyle sözleşme ilişkisi sona erer.
Mahkememizce yapılan yargılama, yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler, iddia, savunma, sunulan ve toplanan deliller, tanık beyanları, 26/10/2022 tarihli bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; taraflar arasında İstanbul İli, .... İlçesi, ... Mah. ... pafta, ... parsel sayılı taşınmazda konut inşaatı yapımı işi konulu Yapım İşlerine Ait Sözleşme imzalandığı, davacının yüklenici davalının iş sahibi olduğu, ihtilafın sözleşmenin davalının kusuruyla imkansız hale gelmesi sebebiyle yoksun kalınan kar tazmini talebinden kaynaklandığı, sözleşmenin 6.2 maddesinde yüklenicinin yapılacak imalatla ilgili malzeme için fiyatını işverene bildireceği, sözleşmenin 15.1 maddesinde yüklenicinin işverenin onayı ile alt yüklenici çalıştırabileceği hususlarının hüküm altına alındığı, dinlenen tanık anlatımları ve dosya kapsamı dikkate alındığında davacının işverenin onayı olmaksızın alt yüklenici ile anlaştığı ve davalı tarafça avans ödemesi yapılmasına karşı sözleşmenin 6.2 maddesinde belirtilen malzeme fiyatını işverene bildirmediği, dolayısıyla davacının üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirmediği, bu durumda davalının kusurundan bahsedilemeyeceği, kaldı ki davacı tanığı ...'nun " 15 Temmuz 2016 darbe girişiminden sonra işin yapılmayacağı bana .... Gelişim tarafından söylendi" beyanı ve dinlenen diğer tanık anlatımlarından anlaşılacağı üzere sözleşmenin taraf iradelerinin birleşmesi sonucu feshedilmiş olduğunun anlaşıldığı, bu durumda da tarafların zarar talebinde bulunamayacakları; ancak birbirlerine kattıklarını isteyebilecekleri, davacının bu yönde bir talebi de bulunmadığı anlaşılmakla; yukarıda özetlenen, denetime uygun ve hüküm kurmaya elverişli 26/10/2022 tarihli teknik bilirkişi raporu da göz önüne alınarak, davacının kendi kusuru nedeniyle kar mahrumiyetinden kaynaklı tazminat talebinde bulunmayacağı sonuç ve vicdani kanaatine varılarak davanın reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde tüm hususları içerir hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-DAVANIN REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gereken 179,90-TL maktu ilam ve karar harcının davacı tarafından peşin yatırılan 512,33-TL harçtan mahsubuna, artan 332,43-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde DAVACIYA İADESİNE,
3-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden davanın red miktarı dikkate alınarak karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca tayin ve takdir olunan 9.200,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin kendisi üzerinde BIRAKILMASINA,
5-Davalı tarafça yapılan 6,50-TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
6-Kullanılmayan gider avansının HMK 333. maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden sonra yatıran tarafa iadesine,
7-HMK'nın uygulanmasına dair yönetmeliğin 58/1 maddesi gereğince taraflardan birinin talebi halinde gerekçeli kararın taraflara TEBLİĞİNE,
Dair; 6100 sayılı HMK.'nun 341. ve devamı maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere davacı vekilinin e duruşma sisteminde yüzüne karşı, davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 03/02/2023
Katip ...
¸


Hakim ....
¸




Full & Egal Universal Law Academy