Askeri Yüksek İdare Mahkemesi Daireler Kurulu 2009/10 Esas 2009/11 Karar
Karar Dilini Çevir:
AskeriYüksekİdareMahkemesi
Dairesi: Daireler Kurulu
Esas No: 2009/ 10
Karar No: 2009 / 11
Karar Tarihi: 06.02.2009

(1602 S. K. m. 20) (657 S. K. m. 48) (2709 S. K. m. 157) (Türk Silahlı Kuvvetleri Sağlık Yeteneği Yönetmeliği m. 85)

Davacı vekili 23.01.2009 tarihinde İstanbul İdare Mahkemesi Başkanlığı'nda, 29.01.2009 tarihinde Askeri Yüksek İdare Mahkemesi Başkanlığı'nda kayda geçen dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin Deniz Kuvvetleri Komutanlığı'nın ihtiyacı olarak alacağı uzman (hukuk) sivil devlet memurluğu kadrosu için başvurduğunu, yapılan sınav sonucunda asıl olarak sınavı kazandığını, ilk atamasının yapılması için gerekli olan sağlık raporunu almak üzere Kasımpaşa Asker Hastanesine sevk edildiğini, burada yapılan muayenesi sonucunda boyunun 163 cm. olarak belirlendiğini, hakkında 27.10.2008 tarih ve 4572 sayılı raporla Boy Kısalığı, Bilateral Miyopastigmat tanısıyla Askeri Kurumlarda Sivil Memur Olamaz kararı verildiğini, itirazı üzerine Gülhane Askeri Tıp Akademisi Haydarpaşa Eğitim Hastanesine sevk edildiğini, burada da yapılan muayenesinde ise boyunun 160 cm. olarak belirlenmesi üzerine 12 Kasım 2008 tarih ve 911 sayılı rapor ile Boy Kısalığı tanısıyla Türk Silahlı Kuvvetleri Sağlık Yeteneği Yönetmeliğinin 85'inci maddesine istinaden Türk Silahlı Kuvvetleri'nde Sivil Memur Olamaz kararı verildiğini, bu raporlar neticesinde Türk Silahlı Kuvvetleri'nde Sivil Memur olamayacağının Deniz Eğitim Komutanlığı'nın 24 Kasım 2008 tarih ve EĞT.ÖĞT.:8050-489-08/İKDG(Per.Tem.ve Svn.Ş.) sayılı yazısıyla tebliğ edildiğini, 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 48'inci maddesinin (A) fıkrasının 7'nci bendinde sağlık şartı olarak sadece görevini devamlı suretle yapmasını engelleyici akıl hastalığının bulunmaması ve 53'üncü madde de belirtilen sakatlıklarının bulunmamasının belirtildiği halde, Türk Silahlı Kuvvetleri'nde görevli devlet memurlarına ilişkin başkaca özel bir kanun da bulunmamasına rağmen 657 sayılı yasaya aykırı bir biçimde Türk Silahlı Kuvvetleri Sağlık Yeteneği Yönetmeliğinin 85'inci maddesinin 2'nci fıkrasıyla bir kısıtlama getirildiğini, bu tür bir kısıtlamanın ancak yasayla veya bir yasaya dayanarak çıkartılacak bir mevzuatla yapılabileceğini, Türk Silahlı Kuvvetleri'nde çalışan devlet memurlarının 657 sayılı Yasaya tabi olduğunu, başkaca bir yasada da bu konuda bir hüküm bulunmadığı halde Türk Silahlı Kuvvetleri Sağlık Yeteneği Yönetmeliğinin 85'inci maddesinin 2'nci fıkrasıyla Yasaya aykırı biçimde getirilen boy limitinin hukuka aykırı olduğunu, Türk Silahlı Kuvvetleri Sağlık Yeteneği Yönetmeliğinin 85'inci maddesinin 2'nci fıkrası ile müvekkilinin Türk Silahlı Kuvvetleri Deniz Kuvvetleri Komutanlığı'na devlet memuru olarak alınmama işleminin iptalini ve öncelikle yürütmenin durdurulmasını talep ve dava etmiştir.

Anayasanın 157'nci maddesinde Askeri Yüksek İdare Mahkemesi'nin, askeri olmayan makamlarca tesis edilmiş olsa bile askeri kişileri ilgilendiren ve askeri hizmete ilişkin idari işlem ve eylemlerden doğan uyuşmazlıkların yargı denetimini yapan ilk ve son derece mahkemesi olduğu, ancak askerlik yükümlülüğünden doğan uyuşmazlıklarda ilgilinin asker kişi olması şartının aranmayacağı belirtilmiş; 20.07.1972 tarih ve 1602 sayılı Kanun'un 25.12.1981 tarih ve 2568 sayılı Kanunla değişik 20'nci maddesinde de aynı hükme yer verilmiştir. Askeri Yüksek İdare Mahkemesi'nin bir davaya bakabilmesi için dava konusu idari işlemin asker kişiyi ilgilendirmesi ve askeri hizmete ilişkin bulunması şartlarının birlikte gerçekleşmesi gerekmektedir.

1602 sayılı Askeri Yüksek İdare Mahkemesi Kanunu'nun 20'nci maddesinde; Türk Silahlı Kuvvetlerinde görevli bulunan veya hizmetten ayrılmış olan subay, askeri memur, astsubay, askeri öğrenci, uzman çavuş, uzman jandarma çavuş, erbaş ve erler ile sivil memurlar asker kişi olarak sayılmıştır.

Davacı henüz Türk Silahlı Kuvvetleri Deniz Kuvvetleri Komutanlığı'nda devlet memurluğu statüsüne girmemiş olduğundan asker kişi sıfatını kazanmamıştır. Bu nedenle; 1602 sayılı Askeri Yüksek İdare Mahkemesi Kanunu'nun 20'nci maddesinde öngörülen asker kişiyi ilgilendirme ve askeri hizmete ilişkin koşullarından, asker kişiyi ilgilendirme koşulunun gerçekleşmediği anlaşıldığından, davanın görüm ve çözüm yerinin mahkememiz olmayıp genel idari yargı yeri olduğu sonucuna varılmıştır.

Bu itibarla;

Davanın Görev Yönünden REDDİNE, (¤¤)

Full & Egal Universal Law Academy