Askeri Yüksek İdare Mahkemesi 3. Daire 2014/386 Esas 2014/985 Karar
Karar Dilini Çevir:
AskeriYüksekİdareMahkemesi
Dairesi: 3. Daire
Esas No: 2014/ 386
Karar No: 2014 / 985
Karar Tarihi: 10.07.2014

(2629 S. K. m. 15) (211 S. K. m. 70)

Davacı vekili, 03.03.2014 ve 28.04.2014 tarihlerinde AYİM kayıtlarına geçen dava ve savunmaya cevap dilekçelerinde özetle; 17 yıllık uçucu personel statüsünde olan müvekkilinde, hastane ortamında heyecana bağlı olarak ortaya çıkan tansiyon yükselmesi sorunu olması sebebi ile ilk kez 2011 yılında yıllık periyodik muayenelerde hipertansiyon tespit edilmeye başlandığını, 2011 ve 2012 yıllarında uçuşa engel teşkil etmediği değerlendirilen bu sorununun, 2013 yılında yapılan periyodik muayenede de ortaya çıktığını, müvekkilinin 2011 ve 2012 yılına ilişkin rapor ve tetkikler ile aynı hastalıkla ilgili olarak sivil sağlık kuruluşlarında yaptırdığı tetkik ve muayeneleri ilişkin raporları ibraz etmesine rağmen, periyodik muayene sonunda Etimesgut Asker Hastanesi Sağlık Kurulunun 22.08.2013/1636 sayılı raporu ile “10 esansiyel (primer) hipertansiyon” tanı ve “42/B-l, Görevli olarak uçamaz, fiili uçuş gerektirmeyen sınıfının uygun kadro görev yerlerinde görev yapar.” kararı verildiğini, itiraz üzerine sevk edildiği Eskişehir Hv.Shh.Mua. Mrk.Bşk.lığında yapılan muayene ve tetkikleri sonucunda da 26.09.2013/235 sayılı sağlık kurulu raporu ile aynı tanı ve kararın tekrarlanması üzerine, Hv.K.K.lığının 30.12.2013/2 sayılı kararı ile müvekkilinin uçuculuk statüsüne son verildiğini, bu işlemin dayanağı olan sağlık raporlarının iki yönüyle hatalı olduğunu, öncelikle her iki rapora esas olan muayene ve tetkiklerin tam ve sağlıklı biçimde yapılmadığını, ayrıca, müvekkilinde tespit edilen tansiyon değerlerinin, TSK Sağlık Yeteneği Yönetmeliğinin 42/B-l maddesinde uçuculuktan çıkarma için aranan limit değerleri tam olarak karşılamadığı halde, anılan madde gereğince karar verildiğini, bu suretle hatalı tanzim edilen sağlık raporlarına dayanılarak tesis edilen uçuculuktan çıkarma kararının da hukuka aykırı olduğunu belirterek, uçuculuktan çıkarma işleminin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Dava dosyasının incelenmesinden; davacının Hv.K.K.lığında uçak bakım başçavuş sınıf ve rütbesiyle uçucu personel statüsünde görev yaptığı, 2013 yılı periyodik muayenesi kapsamında, Etimesgut Asker Hastanesi Hv.Shh.Mua.Mrk.Bşk.lığı Sağlık Kurulunun 22.08.2013/1636 sayılı raporuyla; “10 Esansiyel (primer) hipertansiyon” tanı ve “42/B-l, Görevli olarak uçamaz, fiili uçuş gerektirmeyen sınıfının uygun kadro görev yerlerinde görev yapar.” kararı verildiği, itiraz üzerine sevk edildiği Eskişehir Hv.Shh.Mua. Mrk.Bşk.lığı Sağlık Kurulunun 26.09.2013/235 sayılı raporuyla; aynı tam ve kararın verildiği, bunun üzerine Hv.K.K.lığının 30.12.2013/2 sayılı kararıyla; davacının uçuculuk statüsüne son verildiği, bu işlemin 06.01.2014 tarihinde davacıya tebliğ edilmesi üzerine süresinde bu davanın açıldığı anlaşılmıştır.

Taraflar arasındaki uyuşmazlık; davacıda tespit edilen yüksek tansiyon rahatsızlığının, uçuculuk statüsünün sonlandırılmasına ve dolayısıyla görevli olarak uçmasına engel teşkil edip-etmediği noktasındadır.

2629 sayılı Uçuş, Paraşüt, Denizaltı, Dalgıç ve Kurbağa Adam Hizmetleri Tazminatı Kanununun 15’inci maddesinde; Kuvvet komutanlıkları, Jandarma Genel Komutanlığı veya Sahil Güvenlik Komutanlığınca teşkil edilecek yetkili kurullar tarafından uçuculardan, görevlerinin gerektirdiği nitelikleri kaybettikleri veya görev isteklerini yerine getirmedikleri anlaşılanların bu statülerine son verileceği belirtilmiştir.

Davacının, uçak bakım başçavuş sınıf ve rütbesinde olup, Hava Kuvvetleri Komutanlığı kadrolarında uçuş ekibine dâhil olarak hava araçlarında görev yaptığı anlaşılmaktadır.

211 sayılı İç Hizmet Kanunu ve 926 Sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanununa dayanılarak çıkarılan ve Bakanlar Kurulu kararı ile yürürlüğe konulan Türk Silahlı Kuvvetleri Sağlık Yeteneği Yönetmeliğinin yetişmiş uçuculara uygulanacak sağlık işlemleri başlıklı 70’inci maddesi; “Türk Silahlı Kuvvetlerindeki yetişmiş pilotlar, silah sistem ve uçuş ekibi (arama ve kurtarma ihtisaslı personel dahil) personelinin periyodik kontro muayeneleri ve fizyolojik eğitimleri, aşağıda belirtilen esaslara göre yapılır.

1) Periyodik Kontrol: Uçuşun insan organizması üzerinde yapması muhtemel bozuklukları kontrol, uçuşa bağlı ya da bunun dışında herhangi bir sebeple meydana gelip uçucunun farkına varamadığı ve uçuş emniyeti ile bağdaşmayacak olan sağlık durumlarındaki arızalan tespit etmek ve uçucu sağlık durumunun tam olduğunu bilmesinin yaratacağı güven ve morali sağlamak amacı ile yapılır. Rutin olarak yapılan bu periyodik kontroller aşağıda belirtilmiştir.

A- Deniz ve Hava Kuvvetleri ile Sahil Güvenlik Komutanlığına ait yetişmiş uçucular için:.. .(b) Yıllık periyodik kontrol muayenesi: Pilotlar silah sistem ve uçuş ekibi (arama ve kurtarma ihtisaslı personel dahil; personeli, her yıl Hava Kuvvetleri Komutanlığı Sağlık Dairesi Başkanlığınca yapılacak bir program dahilinde Eskişehir, Etimesgut, İzmir Güzelyalı ve Merzifon Askeri Hastanesi Hava Sağlık ve Muayene Merkezlerinde periyodik kontrol muayenesine tabi tutulur...”, “Raporların Onay Makamlar ve İtirazları” başlıklı 71’inci maddesi; “ Hava Sağlık ve Muayene Merkezlerinin düzenlediği istirahat, geçici uçuştan men veya uçuşa elverişlilik raporları o merkezin baştabipliğince, uçuşa elverişsizlik raporlar ise Türk Silahlı Kuvvetleri Sağlık Komutanlığı Sağlık Hizmetleri Daire Başkanlığınca onaylanır. Sınıf değişikliğini gerektiren raporların son onay makamı, Milli Savunma Bakanlığı Sağlık Dairesi Başkanlığıdır.

Hava Sağlık ve Muayene Merkezlerince verilen raporların en son onay makamı tarafından onaylanıp ilgiliye tebliğ tarihinden itibaren otuz gün içinde itiraz edildiği veya karar onay makamlarınca tatminkar bulunmadığı takdirde ya da herhangi bir ihbarda, uçucu Türk Silahlı Kuvvetleri Sağlık Komutanlığınca, birinci kontrol muayenesi için diğer bir Hava Sağlık ve Muayene Merkezine gönderilir. Yapılan ilk muayenenin kararı ile sonraki kontrol muayenesi arasında uyumsuzluk bulunmazsa karar kesinlik kazanır Kararlar arasında uyumsuzluk bulunursa; uçucu, ikinci kontrol muayenesi için üçüncü bir Hava Sağlık ve Muayene Merkezine gönderilir. Bu merkezin kararı önceki iki karardan hangisine uyuyorsa ona göre işlem yapılır. Şayet ikinci kontrol muayenesi sonucu düzenlenen rapor ile önceki iki rapor arasında tanı ve karar bakımından bir uyumsuzluk görülürse; raporlar, Türk Silahlı Kuvvetleri Sağlık Komutanlığınca Milli Savunma Bakanlığı Sağlık Daire Başkanlığına gönderilir. Bu makam ilgiliyi, kesin kararlı raporun düzenlenmesi için Gülhane Askeri Tıp Akademisi Profesörler Sağlık Kurulu muayenesine gönderir. Bu Kurulca düzenlenen rapor üzerinde hiçbir değişiklik yapılamaz. Rapor kararı kesindir. Bu raporların onayı, Milli Savunma Bakanlığı Sağlık Daire Başkanlığınca yapılır.”, MY 33-2 (C) TSK Personeli Sağlık Muayene Yönergesinin İkinci Bölüm 2/c maddesi; "Üst Onay makamları (MSB Sağlık D.Bşkdığı ve TSK Sağlık Komutanlığı) raporun yeterli ve uygun bulunmaması hainde; hakkında rapor düzenlenen şahsı başka bir hastanede kontrol muayenelerine gönderir.", şeklinde düzenlenmiş, öte yandan 3/g maddesinde; sağlık kurulu raporu ile ilk kontrol muayenesi sonucu alman raporlar arasında tanı ve karar bakımından farklılık bulunmaması halinde raporun onaylanacağı, onaylanan rapora karşı hiçbir girişimin kabul edilmeyeceği öngörülmüştür.

Mevzuat hükümleri ışığında; Hava Kuvvetlerinin yetişmiş uçucularının periyodik muayenesinin Hava Kuvvetleri Komutanlığı Sağlık Dairesi başkanlığı tarafından yapılacak bir program dahilinde gerçekleştirileceği, TSK Sağlık Yeteneği Yönetmeliğinin 71’nci maddesi gereği Hava Sağlık ve Muayene Merkezlerince verilen raporlara itiraz halinde TSK Sağlık Komutanlığınca birinci kontrol için diğer bir Hava Sağlık Muayene Merkezine gönderileceği, yapılan ilk muayene ile sonraki kontrol muayenesi arasında uyumsuzluk bulunmazsa kararın kesinlik kazanacağı, kararlar arasında uyumsuzluk bulunursa ikinci kontrol için üçüncü bir Sağlık Muayene merkezine gönderileceği, bu karar hangisine uyuyorsa ona göre işlem yapılacağı, şayet ikinci kontrol ile önceki iki rapor arasında tanı ve karar bakımından uyumsuzluk görülürse raporların TSK Sağlık Komutanlığınca Milli Savunma Bakanlığı Sağlık Daire Başkanlığına gönderileceği, bu makamın ilgiliyi GATA Profesörler Sağlık Kuruluna sevk edebileceği anlaşılmaktadır.

Yapılan incelemede; davacı hakkında uçuş muayene merkezleri tarafından düzenlenen her iki sağlık kurulu raporunda da “yüksek tansiyon” tanıları konmuştur. Davacı vekili tarafından da, müvekkilinin 2011 yılından bu yana (zaman zaman) hastane heyecanına bağlı olarak gelişen ve “beyaz tansiyon” olarak nitelenen bir tansiyon değişimi yaşadığı, ancak müvekkilinin “kalp sağlığı ve arteriyel hipertansiyon” açısından herhangi bir sağlık sorunu bulunmadığı ifade edilmektedir. Somut olaydaki ihtilaf, davacıdaki tansiyon rahatsızlığının (veya hassasiyetinin), davacının uçuş görevinin sonlandırılmasına yol açacak şekilde değerlendirilmesi noktasındadır.

TSK SYY’de uçuş görevlerinin önem ve hassasiyeti gözetilerek, bu görevlerin icrasına katılan uçucuların sağlık standartları yüksek tutulmaktadır. Davacının sınıfı itibarıyla uçuş ekibine dahil olarak uçabilmesi için bu rahatsızlıklarının uçuş görevlerine engel teşkil etmemesi, uçuş emniyetini tehlikeye düşürmemesi, uçuşla bağdaşması ve zamanla artmaması gerekmektedir. Şüphesiz ki, bu değerlendirmeyi yapacak olan merci TSK SYY hükümlerine göre Hava Sağlık Muayene Merkezleridir.

Davacı hakkında uçuş muayene merkezleri tarafından düzenlenen her iki sağlık kurulu raporunda da; yüksek tansiyon rahatsızlığından dolayı, TSK SYY Hastalık ve Arızalar Listesinin 42/B-l kapsamında değerlendirme yapılmış ve davacının fiilen uçuşu gerektirmeyen kadro görev yerlerinde görev yapacağı yönünde karar verdiği anlaşılmıştır. Dolayısıyla davacının rahatsızlığını yansıtan her iki raporun da teşhis ve karar kısımlarının aynı paralelde olmasından dolayı, görevinin gerektirdiği sıhhi nitelikleri kaybettiği anlaşılan davacının, bağlı yetki çerçevesinde gerçekleştirilen uçuculuk statüsünün sonlandırılması işleminde hukuka aykırılık görülmemiştir.

Davacı vekili, 2011 yılı periyodik muayenelerinde tespit edilen yüksek tansiyonu, iki aylık istirahat sonrası düzene giren, keza 25.12.201- tarihinde sivil sağlık kurumundan aldığı “kalp hastalığı ve arteriyel hipertansiyon” yönünden patolojik bulguya rastlanmadığına ilişkin raporlara istinaden, müvekkilinin GATA Profesörler Kuruluna şevkini talep etmektedir. Ancak, tıbbi safahatında tansiyon rahatsızlığına ilişkin bulgular olan ve 2011 ile 2012 yılındaki kan basıncı yüksekliğine yönelik ileri değerlendirmelerde, hayati bulgular eşlik etmemesi üzerine göreve devam kararı verilen davacının, 2013 yılı periyodik muayeneleri kapsamında yapılan ekokardiyografılerinde; hipertansiyonu olduğuna ilişkin, tıbbi açıdan kat’i deliller tespit edildiği (kalp sol ventrikülünde konsantrik hipertrafı ve aort damarında genişleme), mutlak tedaviye ihtiyaç gösteren bulgulardan dolayı uçuş görevlerini icra edemeyeceği yönünde karar verildiği anlaşılmıştır. Sivil bir sağlık kurumundaki muayene ve tetkiklerinin ilaç etkisi altında yapılıp yapılmadığı bilinmeyen, keza uçuculuğun etkisinden uzak şartlardaki muayene bulgularına göre tanzim edilen rapordan dolayı Profesörler Kumluna sevk mümkün görülmemektedir. Davacının periyodik muayenesi sırasındaki ilk bulgular TSK SYY 42/B-1 maddesinde öngörülen limitlerin üstündedir. Heyecan ve stres karşısında kan basıncı değerleri çok yükselen davacı yönünden, uçuç görevlerinin risk oluşturduğu anlaşılmaktadır. Öte yandan uçucularda tespit edilen rahatsızlıkların, askeri uçuş görevlerindeki emniyet ve sıhhi yeterlik yönünden değerlendirme yetkisi Hava Sağlık Muayene Merkezlerindedir. Sonuç itibarıyla, davacının uçuculuk statüsünün sonlandırılmasına esas olan raporlardaki teşhis ve kararların sıhhatinde tereddüte yol açacak bir olgu bulunmadığından, davacının yeniden şevkine gerek olmadığı kanaatine ulaşılmıştır.

Yukarıda açıklanan nedenlerle;

Yasal dayanaktan yoksun DAVANIN REDDİNE,

10 TEMMUZ 2014 tarihinde OYBİRLİĞİ ile karar verildi. (¤¤)

Full & Egal Universal Law Academy