Askeri Yüksek İdare Mahkemesi 3. Daire 2014/354 Esas 2014/1352 Karar
Karar Dilini Çevir:
AskeriYüksekİdareMahkemesi
Dairesi: 3. Daire
Esas No: 2014/ 354
Karar No: 2014 / 1352
Karar Tarihi: 30.10.2014

(5434 S. K. m. 44, 45, 50)

Davacı; 03.03.2014 tarihinde AYİM’de kayda geçen dava dilekçesinde özetle; hakkında GATA’nın 09.09.2002 tarihli sağlık kurulu raporu ile "kronik nitelik kazanmış şizofreni" tanısıyla TSK'da görev yapamaz kararı verildiğini, bu rapor üzerine adi malul olarak emekliye sevk edildiğini, 1984-1991 yılları arasında İstanbul Asker Alma Daire Başkanlığında çalıştığını, Daire Başkanı ile arasında görevden kaynaklı sorunları nedeniyle psikiyatrik sıkıntılarının başladığını, bir süre sivilde tedavi gördüğünü, vazife malulü sayılması için SGK'na başvuruda bulunduğunu, talebin reddedildiğini, maluliyetinin görevden kaynaklandığını belirterek, vazife malulü sayılmama işleminin iptaline, ödenmeyen maaş farklarının 13.01.2014 tarihinden itibaren faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Dava ve tahsis dosyasındaki belgelerin incelenmesinden; Sivas 5'inci P. Er Eğitim Tugay Komutanlığı emrinde Ord. Astsb. olarak görevli iken davacının, Ankara GATA’nın 09.09.2002 tarih, 6498 sayılı Sağlık Kurulu Raporu ile "kronik nitelik kazanmış Şizofreni" "D/l 5 F-2 TSK'da görev yapamaz. Hastalığı tam ve daimidir. Fikren ve bedenen çalışamaz. Silah kullanmaz ve bulundurmaz. Vasi tayini gerekmez" kararı aldığı, bu rapor üzerine davacının Emekli Sandığı Sağlık Kurulunun 09.01.2003 tarihli kararı ile adi malul olarak kabul edildiği, 19.03.2003 tarihinde adi malul olarak emekli olduğu, davacının 23.11.2011 tarihli dilekçe ile vazife maluliyet aylığı bağlanması başvurusunda bulunduğu, başvurunun SGK Vazife Malullüğü Tespit Kurulunun 06.02.2012 tarih, 35 sayılı kararıyla davacının maluliyetinin vazifenin neden ve tesiriyle meydana gelmediği kararı verildiği, bu kararın davacıya ne zaman tebliğ edildiği belli olmadığından, davacının tekrar 13.01.2014 tarihinde vazife malulü sayılması için davalı kuruma dilekçe ile başvurduğu, başvurusunun SGK'nun 30.01.2014 tarihli yazısıyla reddedilmesi üzerine iş bu davanın süresinde açıldığı ve Başsavcılık düşüncesinin taraflara tebliğ edildiği anlaşılmıştır.

Dava konusu uyuşmazlık ile ilgili yasal düzenleme incelendiğinde; 5434 sayılı Emekli Sandığı Kanununun 44’üncü maddesi; “Her ne sebep ve suretle olursa olsun vücutlarında hâsıl olan arızalar veya düçar oldukları tedavisi imkânsız hastalıklar yüzünden vazifelerini yapamayacak duruma giren iştirakçilere (Malul) denir ve haklarında bu kanunun malullüğe ait hükümleri uygulanır. (Değişik: 28/6/2001-4699/25 md.) Şu kadar ki, bunlar yazı ile istedikleri takdirde haklarında bu Kanun hükümleri uygulanmaksızın malullüklerinin mani olmadığı başka vazife ve sınıflara nakil suretiyle tayinleri yapılmak üzere istifa etmiş sayılırlar. Bunların, istifa etmiş sayıldıktan sonra dahi, bu Kanun hükümlerinin uygulanmasını istemek hakları mahfuzdur. Ancak, kurumlarında başka vazife ve sınıflara nakli mümkün olanlardan özel kanunlarına göre yükümlülük süresine tabi olanlar, bu yükümlülüklerini tamamlamadıkça veya maluliyetlerinin yeni vazifelerine de mani olduğuna dair 50’nci madde uyarınca yeniden rapor almadıkça bu haklarını kullanamazlar. (Değişik:21.4.2005-5335/3-c md.) İştirakçilerden; talim, manevra, seferberlik veya harp dolayısıyla vazifeleri ile ilgileri kesilmeksizin silah altına alındıkları dönemde malul olup, bu malullükleri asıl vazifelerini yapmaya mani olmayanlar ile Sandığa tâbi göreve atandıkları tarihten önce malul sayılmayı gerektiren hastalık veya sakatlığı olduğu belirlenenler hakkında, bu hastalık veya sakatlıkları sebebiyle bu Kanunun malullüğe ilişkin hükümleri uygulanmaz.” hükmüne;

Aynı Kanunun 45’inci maddesi; “a) İştirakçilerin vazifelerini yaptıkları sırada vazifelerinden doğmuş olursa; b)Vazifeleri dışında kurumların verdiği herhangi bir kuruma ait başka işleri yaparken, bu işlerden doğmuş olursa; c)Kurumların menfaatini korumak maksadıyla bir iş yaparken o işten doğmuş olursa (Maksadın ilgili kurumlarca kabul edilmesi şartıyla); ç) Fabrika, atölye ve benzeri işyerlerinde, işe başlamadan evvel iş sırasında veya işi bitirdikten sonra, o işyerinde husule gelen ve yine o işyerinin mahiyetinden veya çalışma konusundan ileri gelen kazadan doğmuş olursa; Buna (Vazife malullüğü) ve bunlara uğrayanlara da (Vazife malulü) denir.” hükmüne amirdir.

Açıklanan mevzuat hükümlerine göre davacının vazife malulü sayılabilmesi için hakkında “TSK'da görev yapamaz" kararı verilmesine neden olan psikiyatrik rahatsızlığının askerlik hizmetinin sebep ve tesiriyle meydana gelmiş olması gerekmektedir.

Davacının 1990 yılında psikiyatrik rahatsızlığının başladığı, Ankara GATA'da yatarak ve ayaktan çeşitli tedaviler gördüğü, 2002 yılında hakkında düzenlenen sağlık kurulu raporu ile kronik nitelik kazanmış şizofreni" tanısıyla TSK'da görev yapamaz kararı aldığı anlaşılmıştır. GATA Sağlık Kurulunun 09.09.2002 tarih, 6498 sayılı raporunun öykü bölümünde; "1991 yılından beri psikotik bozukluk tanısı ile antipsikotik tedavi gördüğü, rahatsızlığının zaman zaman alevlendiği, hali hazırda silahlı kuvvetlerde görev yapamadığı, hastalığının tam ve daimi olduğu, fikren ve bedenen TSK'da görev yapamayacağı kanaati elde edilmiştir. Tanı: "kronik nitelik kazanmış şizofreni " Karar:" D/l 5 F-2 TSK'da görev yapamaz. Hastalığı tam ve daimidir. Fikren ve bedenen çalışamaz. Silah kullanmaz ve bulundurmaz. Vasi tayini gerekmez" şeklinde belirtilmiştir. Söz konusu rapor davacının maluliyetinin askerlik mesleğinin sebep ve tesiri ile meydana geldiğini ortaya koymamıştır.

Davacı hakkında daha önce düzenlenen sağlık kurulu raporlarına bakıldığında; hakkında düzenlenen Ankara GATA’nın 22.08.1990 tarih, 6059 sayılı Sağlık kurulu raporunda davacının "devamlı takip edilme endişesi, sürekli hareketlerinin kontrol altında tutulduğu düşüncesinin bulunduğu şeklinde yakınmalarının olduğu, davacı hakkında 15.01.1999 tarih, 345 sayılı Sağlık Kurulu Raporunda da öykü bölümünde; 1985 yılında şüphecilik, alınganlık, sürekli takip edilme, düşünceleri şeklinde şikayetlerinin başladığı, zaman zaman bunların artıp azaldığı, sosyal yönünün zayıf olduğu, astları ve arkadaşları ile mesai dışında ilişki kurumadığı, askeri adap ve davranışlarda zorlandığı, kendisinin sürekli takip edildiğine inandığı, gereksiz ve aşırı şüpheci olduğu" belirtilmiştir. Davacı hakkında rahatsızlığı nedeniyle birçok hava değişimi içeren sağlık kurulu raporları bulunmaktadır. Bu raporlarda davacının rahatsızlığının askerlik görevinin neden ve etkisiyle meydana geldiği hususu raporların öykü bölümlerinde yer almamaktadır.
Davacının TSK'da görev yapamaz kararı almak suretiyle malul olduğu konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Ancak bu maluliyetin askerlik görevi sırasında görevin sebep ve tesiriyle ortaya çıkmış olması gerekmektedir. Dava dosyasındaki GATA Sağlık Kurulu Raporu nazara alındığında, davacının maluliyetinin oluşmasında askerlik mesleğinin doğrudan sebep ve etkisinin olduğunu gösterir somut belge ve bilgi bulunmaması karşısında, maluliyet durumunun askerlik görevinden ve görevin neden ve etkisinden kaynaklandığı hususu ortaya konulamadığından davacı hakkında tesis edilen işlemde herhangi bir hukuka aykırılık görülmediğinden davanın reddine karar verilmesi yoluna gidilmiştir.

Yukarıda açıklanan nedenlerle;

Yasal dayanaktan yoksun DAVANIN REDDİNE,

30 EKİM 2014 tarihinde OYBİRLİĞİ ile karar verildi. (¤¤)

Full & Egal Universal Law Academy