Askeri Yüksek İdare Mahkemesi 3. Daire 2013/859 Esas 2014/290 Karar
Karar Dilini Çevir:
AskeriYüksekİdareMahkemesi
Dairesi: 3. Daire
Esas No: 2013/ 859
Karar No: 2014 / 290
Karar Tarihi: 06.03.2014

(2709 S. K. m. 60, 61) (205 S. K. m. 25, 26)

Davacı; 12.06.2013 tarihinde kayda geçen dava dilekçesinde özetle; Hakkında, Ankara GATA’nın 07.03.2013 tarih, 3361 sayılı Sağlık Kurulu Raporu ile "torasik aorta anevrizması, rüptür olmaksızın" 42/D/8 koduyla "TSK'da görev yapamaz" kararı verildiğini, 26.04.2013 tarihinde maluliyet yardımı için OYAK Genel Müdürlüğüne yaptığı müracaatın reddedildiğini, bu işlemin hukuka aykırı olduğunu belirterek, tam ve daimi maluliyet yardımı ödenmemesi işleminin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Dava dosyasının incelenmesinden; davacının Ankara K.K Harekat Başkanlığında P. Alb. olarak görevli iken, Ankara GATA tarafından düzenlenen 07.03.2013 tarih ve 3361 sayılı sağlık kurulu raporu ile “torasik aorta anevrizması, rüptür olmaksızın" tanısıyla 42/D/8 TSK da görev yapamaz, kararı aldığı, bu kararın 03.04.2013 tarihinde onaylandığı, davacının bu rapordan önce Ankara GATA’nın Sağlık Kurulu Raporları ile dört defa aynı rahatsızlık nedeniyle hava değişimi kararları aldığı, davacının 26.04.2013 tarihinde OYAK Genel Müdürlüğüne başvurarak kendisine tam ve daimi maluliyet yardımı yapılmasını talep ettiği, davalı kurumun OYAK Kanununun 26'ncı maddesi nedeniyle şartlar sağlanamadığından davacıya maluliyet yardımı yapılması yönündeki talebi 13.05.2013 tarihli yazısıyla reddetmesi üzerine davacının tekrar 23.05.2013 tarihinde davalı kuruma başvurduğu, hakkında Sağlık Kurulu raporu alınmasını talep ettiği, ancak bu başvurusunun da 03.06.2013 tarihli yazı ile reddedildiği, red kararının davacıya 06.06.2013 tarihinde tebliğ edilmesi üzerine iş bu davanın 12.06.2013 tarihinde süresinde açıldığı ve Başsavcılık düşüncesinin taraflara tebliğ edildiği anlaşılmıştır.

Maluliyet yardımı konusunu düzenleyen 205 sayılı OYAK Kanunun 26’ncı maddesi;

“Maluliyet yardımı aşağıdaki hallerde ödenir:

a) Tam ve daimi malullük, üyelerden her hangi biri ister vazife dahili ister vazife harici olsun, her hangi bir kaza, hastalık ve sakatlık neticesinde bir işle meşgul olmak imkanından kati surette mahrum kaldığı heyeti sıhhiye raporu ile tebeyyün ettiği takdirde tam ve daimi malul addedilir.

Muvakkat ve kısmi malullük ile muvakkat hastalıklar tam ve daimi maluliyet mefhumunun haricindedir. Ancak, vücudun yarısının felci, iki kol veya iki bacağın, iki elin, iki ayağın ve iki gözün, bir kol ile bir bacağın, bir el ile bir ayağın tamamıyla kaybı, tedavisi gayrikabil daimi hastalıklarla gayrikabil tedavi olduğu heyeti sıhhiye raporu ile tebeyyün edip Kurumca da vazifeye devamına imkan olmadığı kabul edilen sair hastalıklar tam ve daimi hali olarak kabul edilir.

Hastalık sebebiyle yapılacak tam ve daimi maluliyet yardımı, maluliyet halinin tespitinden bir sene sonra ödenir.

Tam ve daimi maluliyet yardımı 25’inci madde gereğince hesaplanan ölüm yardımı gibi hesap ve tesviye olunur.” hükmünü taşımaktadır.

Belirtilen düzenleme uyarınca, OYAK tam ve daimi maluliyet yardımının ödenebilmesi için, Türk Silahlı Kuvvetlerinden ilişiğinin kesilmesine neden olan hastalığının tedavisinin mümkün olmaması, bu hastalığın aynı zamanda bir işle meşgul olma olanağından kendisini kesin biçimde yoksun bırakması da gerekmektedir. Somut olaya dönecek olursak, bu amaçla davacı hakkında ek rapor tanzim ettirilmiş, GATA Sağlık Kurulunun 13.02.2014 tarih ve 2518 sayılı raporunda davacı hakkında rahatsızlığı ile ilgili olarak “bedenen bir işle meşgul olma imkanından kati surette mahrum kalmıştır, şeklinde kanaat belirtilmiştir. Her ne kadar bu raporda davacının hastalığının tedavisinin kabil ya da gayri kabil olup olmadığı konusunda bir açıklık olmasa da davacının bu rahatsızlık nedeniyle TSK’dan ayrıldığı sabit olduğundan hastalığının tedavisinin gayri kabil olduğu kabul edilmiştir. Bu kanaate göre tam ve daimi maluliyet yardımı koşullarını taşıdığı anlaşılan davacı hakkında, bunun aksine oluşturulan işlemin hukuka aykırı olduğu sonucuna varılarak işlemin iptaline karar verilmiştir.

Başsavcılık düşüncesinde, 205 sayılı OYAK Kanununun 26’ncı maddesi (a) fıkrasının “bir işle meşgul olmak imkanından kati surette mahrum kaldığı” ibaresinin Anayasanın 60’mcı ve 61’inci maddelerine aykırı olması nedeniyle iptali için Anayasa Mahkemesine başvurulmasına karar verilmesi gerektiği yönünde düşünce bildirilmiş ise de; 205 sayılı OYAK Kanununun 26’ncı maddesi (a) fıkrasının dava konusu uyuşmazlığın çözümüne engel teşkil etmediği anlaşıldığından Anayasaya aykırılık iddiası değerlendirilmemiştir.

Yukarıda açıklanan nedenlerle;

Davacıya Tam ve daimi maluliyet yardımı yapılmaması İşleminin İPTALİNE,

06 MART 2014 tarihinde OYBİRLİĞİ ile karar verildi. (¤¤)

Full & Egal Universal Law Academy