Askeri Yüksek İdare Mahkemesi 3. Daire 2013/1586 Esas 2014/567 Karar
Karar Dilini Çevir:
AskeriYüksekİdareMahkemesi
Dairesi: 3. Daire
Esas No: 2013/ 1586
Karar No: 2014 / 567
Karar Tarihi: 24.04.2014

(2330 S. K. m. 1, 2)

Davacı vekili; 12.12.2013 tarihinde AYİM kayıtlarına geçen dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin 2'nci Mot. P. Tug. Topçu Tabur Komutanlığı Tapantepe/Lice/Diyarbakır emrinde askerlik hizmetini yaparken, 26.06.2008 tarihinde Tapantepe'de görevli askeri personeli Lice ilçesine götürmekte olan Lice sur firmasına ait 4 araçlık minibüs konvoyundan 3 araca BTÖ mensuplarınca ateş açılması sonucu davacının sırtında yaralandığı, minibüs şoförünün vefat ettiği, müvekkilinin bu olaydan sonra psikiyatrik rahatsızlıklarının başladığı, bir süre Ankara GATA'da tedavi görev müvekkiline GATA'nın 28.02.2013 tarih, 2911 sayılı rapor ile "Travma sonrası stres bozukluğu, idari amaçlar için diğer muayeneler, Dorsal bölge eski şarapnel yaralanması," tanısıyla "16/D/1,58/A/3 psikiyatrik açıdan askerliğe elverişli değildir. Hastalığın oluşmasında askerlik görevinin sebep ve tesiri vardır. Ortopedik açıdan askerliğe elverişlidir. Mevcut rahatsızlığı askerlik görev ve tesir iler oluştuğu kanaatine varılmıştır" kararının verildiğini, müvekkilinin kendisine nakdi tazminat ödenmesi için idareye başvuruda bulunduğunu, idarenin talebi reddettiğini, müvekkiline 2330 sayılı Kanun kapsamında vazife malulü aylığı bağlandığını, davalı idarenin işleminin kamu vicdanı ve hakkaniyet ilkelerine aykırı olduğunu belirterek, davalı idarenin olumsuz işleminin iptaline ve yasal faiziyle birlikte nakdi tazminat ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Dava dosyasının ve savunma ekinde gönderilen belgelerin incelenmesinden; Diyarbakır/Lice 2nci Mot. P. Tug. Tapantepe Top. Tb. K'lığı emrinde Top. er olarak görevli iken davacının, 26.06.2008 tarihinde kanuni izne ayrılacağı, izin ve terhise gidecek erlerin emniyetli yol gününde konvoyla Diyarbakır'a gidecekleri, 26.06.2008 tarihinde sabah 06.45 sıralarında davacının görevli olduğu Tapan tepe üs bölgesinden Diyarbakır'a personel nakli yapan sivil araçlardan oluşan konvoya Tapantepe güneyi Berkilin mağaraları bölgesinde her iki taraftan BTÖ mensuplarınca silahlı saldırı yapıldığı, davacının sırt bölgesinden araçtan kopan parçaların etkisiyle yaralandığı, sivil minibüs şoförünün vefat ettiği, davacı haricinde dört askerin daha yaralandığı, yaralıların önce Lice Devlet Hastanesine oradan da Diyarbakır Asker Hastanesine kaldırıldığı, davacının tedavi görmeyi müteakip 20 gün istirahatla taburcu edildiği, davacının 06.02.2009 tarihinde birliği Komutanlığınca Diyarbakır Asker Hastanesi Baştabipliğine sevk edildiği, 06.02.2009 tarihli Genel Cerrahi polikliniğinin düzenlediği raporda davacının beş gün iş ve gücünden kalacak şekilde yaralandığı, hayati tehlike geçirmediği, basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek şekilde yaralandığının belirtildiği, davacıya bu yaralanması nedeniyle MSB'lığı Nakdi Tazminat Komisyonun 29.05.2009 tarih,2009/93 sayılı kararı ile nakdi tazminat ödenmesine karar verildiği, davacının psikiyatrik rahatsızlığı nedeniyle Ankara GATA'da tedavi görmeyi müteakip GATA'nın 28.02.2013 tarih, 2911 sayılı Sağlık Kurulu Raporu ile" Travma sonrası stres bozukluğu, idari amaçlar için diğer muayeneler, Dorsal bölge eski şarapnel yaralanması," tanısıyla "16/D/1,58/A/3 psikiyatrik açıdan askerliğe elverişli değildir. Hastalığın oluşmasında askerlik görevinin sebep ve tesiri vardır. Ortopedik açıdan askerliğe elverişlidir. mevcut rahatsızlığı askerlik görev ve tesiri ile oluştuğu kanaatine varılmıştır" kararının verildiği, davacının 24.04.2013 tarihli başvurusu ile tarafına nakdi tazminat ve terörle mücadele kapsamında haklarının iadesini istediği, davacının GATA Sağlık raporundaki rahatsızlık nedeniyle SGK Sağlık Kurulunca "ruhsal hastalığının vazifesinin neden ve etkisiyle meydana geldiği, derecesinin dört olduğu, maluliyetinin geçici olduğu, başkasının yardım ve desteği olmadan yaşama için gerekli hareketleri yapamayacak derecede malul olmadığı kararının verildiği, davacıya 01.05.2013 tarihinden itibaren TSK Vazife Maluliyeti aylığı bağlandığı, davacının nakdi tazminat talebinin MSB'lığı Nakdi Tazminat Komisyonunun 10.10.2013 tarih, 2013/317 sayılı kararı ile maluliyetin 2330 sayılı kanun kapsamında değerlendirilemeyeceği gerekçesiyle reddine karar verilmesi üzerine iş bu davanın açıldığı ve Başsavcılık düşüncesinin taraflara tebliğ edildiği anlaşılmıştır.

Taraflar arasında esas itibarıyla nakdi tazminat ödenip- ödenmemesi noktasında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Zira olayın akabinde davacının yaralanması 2330 sayılı Kanun kapsamında değerlendirilerek olay tarihindeki sıhhi durumu itibarıyla davacıya nakdi tazminat ödemesi yapılmıştır. Halihazırda uyuşmazlığın; bilahare rahatsızlığın artarak, askerliğe elverişsiz hale gelen davacıya ek nakdi tazminat ödenip- ödenmeyeceği noktasında olduğu anlaşılmaktadır.

Nakdi Tazminatın ödenme usul ve esasları, 2330 sayılı Nakdi Tazminat ve Aylık Bağlanması Hakkında Kanun ile Nakdi Tazminat ve Aylık Bağlanması Hakkında Yönetmelikte düzenlenmiştir.

03.11.1980 tarih ve 2330 sayılı Nakdi Tazminat ve Aylık Bağlanması Hakkında Kanunun ”Amaç” başlığı altındaki (6353 sayılı yasa ile değişik) l'inci maddesinde, bu kanunun amacı; “Barışta güven ve asayişi korumak, kaçakçılığı men, takip ve tahkikle, trafik ve yol güvenliğini veya tutuklu ve hükümlülerin sevk ve nakillerini sağlamakla görevli olanların bu görevlerinden dolayı ya da görevleri sona ermiş olsa bile yaptıkları hizmet nedeniyle derhal veya bu yüzden maruz kaldıkları yaralanma veya hastalık sonucu ölmeleri veya sakat kalmaları halinde ödenecek nakdi tazminat ile birlikte bağlanacak aylığın ve bu yüzden yaralanmaları halinde ödenecek nakdi tazminatın esas ve yöntemlerinin düzenlenmesidir”, şeklinde belirtilmiş, kanunun 2’nci maddesinde; iç güvenlik ve asayişin korunması veya kaçakçılığın men, takip ve tahkik, trafik ve yol güvenliğini sağlamakla görevlendirilen personelle kimlerin amaçlandığına açıklık getirilerek, kanun kapsamında bulunan personel sayılmış, 10’uncu maddesinin 1’inci fıkrasında ise; Kanuna göre verilecek nakdi tazminatların ödeme şekli ile 3’üncü maddenin (b) bendi uyarınca ödenecek tazminatların tutarları ile bu kanunla ilgili diğer hususların hazırlanacak bir yönetmelikle düzenleneceği öngörülmüştür.

Nakdi Tazminat ve Aylık Bağlanması Hakkında Yönetmeliğin kapsamla ilgili 2’nci maddesinde; iç güvenlik ve asayişin korunması ile kaçakçılığın men, takip ve tahkiki konularında görevlendirilen personel sayılmış, bu görev ve yardımlardan dolayı veya görev ve yardımları sona ermiş olsa bile yaptıkları bu görev ve yardımları nedeniyle ya da Devlet güçlerini sindirme amacına yönelik saldırı sonucu, derhal veya bu yüzden maruz kaldıkları yaralanma ve hastalık sonucu ölmeleri halinde hak sahiplerine verilecek nakdi tazminat ile bağlanacak aylığın, sakat kalmaları halinde kendilerine verilecek nakdi tazminatın esaslarını kapsayacağı açıklanmıştır. Yönetmeliğin 19’uncu maddesinde ise; nakdi tazminat ödenmesi, aylık bağlanması, öğretim ve sağlık yardımlarıyla ilgili hükümlerinin, ölüm, sakatlanma ve yaralanmanın görevin sebep ve tesiriyle olmayıp da görevli kişinin kendi kasti sonucu meydana geldiğinin idarece saptanması halinde uygulanmayacağı vurgulanmıştır.

Mevzuat hükümlerine göre nakdi tazminat ödenebilmesi için;

-İç güvenlik ve asayişin korunması, kaçakçılığın men, takip ve tahkiki, trafik ve yol güvenliği ve tutuklu ve hükümlülerin sevk ve nakilleri konularında görevli olunması ya da görevli kişinin 2330 sayılı Kanunun 2’nci maddesinde belirtildiği derecede yakını olması,

-Ölüm, sakatlanma ve yaralanmanın, belirtilen görevlerin yapılışı sırasında veya görev sona ermiş bulunsa bile görevden dolayı meydana gelmiş olması,

-Ölüm, yaralanma ve sakatlanmanın oluşumunda kendi kastı bulunmaması, koşullarının bir araya gelmesi gerekmektedir.

Yapılan incelemede; Davacının olay tarihinde Birliği Komutanlığınca 20 gün kanuni izne gönderildiği, bu nedenle birliğinden Diyarbakır'a gitmek üzere sivil araçlardan oluşan konvoy faaliyetine katıldığı ve davacının iç güvenlik ve asayişin korunması amacıyla görevlendirilmiş bir birlikte askerlik hizmetini yaptığı ve görevli olduğu noktasında şüphe yoktur. Ancak 2330 sayılı Kanun hükümlerinden istifade edebilmek için iç güvenlik ve asayişin sağlanmasıyla görevli bir birlikte görevli olmak yeterli değildir. Yaralanma ve yaralanma sonucu zaman içinde artan rahatsızlığın ve maluliyet halinin yanı sıra bu duruma yol açan olayın anılan Kanun hükmünde belirtilen haller kapsamında gerçekleşmesi gerekmektedir. Davacının olay sırasında fiilen 2330 sayılı Kanun da belirtilen iç güvenlik ve asayişin korunması, kaçakçılığın men, takip ve tahkikiyle görevli olmadığı, aksi kabulün görevi güvenlik ve asayişi sağlamak olan personelin göreviyle ilgili olmasa bile her yaralanma olayının ve olaydan sonra oluşan maluliyet halinin 2330 sayılı Kanun kapsamına gireceği anlamına gelir ki, bu durumunda yasanın amacına ve ruhuna aykırı olacağı açıktır. Davacının olay sırasında olağan askerlik vazifesi dışında 2330 sayılı Kanunun l’inci maddesi kapsamında herhangi bir emniyet ve asayiş görevi ifa etmediği, maluliyetin emniyet ve asayiş görevinden kaynaklanmadığı anlaşıldığından davacıya 2330 sayılı Kanun gereğince nakdi tazminat ödenmemesi işleminde hukuka aykırılık bulunmadığı sonuç ve kanaatine ulaşılmıştır.

Yukarıda açıklanan nedenlerle;

Yasal dayanaktan yoksun DAVANIN REDDİNE,

24 NİSAN 2014 tarihinde Üye Hâk.Alb. Muhittin KARATOPRAK 'm karşı oyu ve OYÇOKLUĞU ile karar verildi.

KARŞI OY GEREKÇESİ

Davacı vekili dilekçesinde özetle; davacının askerlik hizmetini yapmakta iken davacının görev yaptığı birliğin yol arama ve kontrol noktasında görev yapan askeri personelin Lice ilçesine konvoy halinde götürüldüğünü, karayolunda kimliği belirsiz bölücü terör örgütü mensuplarınca ateş açıldığını, araç şoförünün şehit olduğunu, davacının ve birkaç askerin yaralandığını, davacıda bu olaydan dolayı psikolojik rahatsızlık meydana geldiğini, askerliğe elverişli olmadığına karar verildiğini, Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından davacıya 2330 sayılı kanun kapsamında vazife malullüğü aylığı bağlandığını, nakdi tazminat ödenmesi talebinin red edildiğini, bu işlemin hukuka aykırı olduğunu belirterek olumsuz işlemin iptali ile davacıya yasal faizi ile birlikte nakdi tazminat ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.

Dava dosyasında yer alan bilgi ve belgelerinin incelenmesinden, davacının Diyarbakır Lice 2'nci Mot.P. Tug.Tb. K.lığı emrinde askerlik hizmetini yaptığı, 26.06.2008 tarihinde hastaneye sevk edilen askerleri ve izine gidecek askerleri götürmek üzere oluşturulan emniyetli konvoy ile davacının izine gitmek üzere birliğinden ayrıldığı, 4 araçlık emniyetli konvoya Tapan Tepe güneyi Berkilin mağaraları mevkiinde bölücü terör örgütü mensupları tarafından ateş açıldığı, araç şoförünün vefat ettiği, P.Er R...., P.Er E….., P.Er T….., Uzm.Çvş. F.... ve davacının yaralandığı, davacının bu yaralanması sonucu beş gün iş gücünden kaldığı, MSB Nakdi Tazminat komisyonunun 29.05.2009 tarih ve 2009/93 sayılı kararı ile davacının devlet güçlerini sindirmeye yönelik olarak yapılan saldırı sonucu yaralandığı ve olay ile hizmet arasında uygun illiyet bağı bulunduğunun kuşkusuz olduğu gerekçesi ile davacıya nakdi tazminat ödendiği, GATA Sağlık Kurulunun 28.02.2013 tarih ve 2911 sayılı raporunda davacının askerliğe elverişli olmadığının, hastalığının askerlik görevinin sebep ve tesir, ile oluştuğunun belirtildiği, Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından davacıya 4'üncü derece vazife malullüğü aylığı bağlandığı, davacının 24.04.2015 tarihli dilekçesi ile nakdi tazminat ödenmesi için müracaat ettiği, bu dilekçede olay tarihinde izine gitmek üzere konvoy halinde birliğinden ayrıldığını, bölücü terör örgütü mensuplarının açtığı ateş sonucu araç sürücüsünün vefat ettiğini, yoğun ateşten arkadaşlarını kurtarmak üzere ölen şoförü kenara alıp direksiyona geçtiğini. Abalı jandarma karakoluna kadar aracı götürdüğünü, bu arada sırt bölgesine gelen mermi ve şarapnel parçalar, ile yaralandığını beyan ettiği anlaşılmıştır.

Nakdi Tazminatın ödenme usul ve esasları, 2330 sayılı Nakdi Tazminat ve Aylık Bağlanması Hakkında Kanun ile Nakdi Tazminat ve Aylık Bağlanması Hakkında Yönetmelikte düzenlenmiştir. 2330 Sayılı Nakdi Tazminat ve Aylık Bağlanması Hakkında Kanunun 1'inci maddesinde bu kanunun amacının “Barışta güven ve asayişi korumak, kaçakçılığı men, takip ve tahkikle, trafik ve yol güvenliğini veya tutuklu ve hükümlülerin sevk ve nakilleri sağlamakla görevli olanların bu görevlerinden dolayı ya da görevleri sona ermiş olsa bile yaptıkları hizmet nedeniyle derhal veya bu yüzden maruz kaldıkları yaralanma veya hastalık sonucu ölmeleri veya sakat kalmaları halinde ödenecek nakdi tazminat ile birlikte bağlanacak aylığın ve bu yüzden yaralanmaları halinde ödenecek nakdi tazminatın esas ve yöntemlerinin düzenlenmesidir”, şeklinde belirtilmiştir. Kanununun ikinci maddesinde ise, iç güvenlik ve asayişin korunması veya kaçakçılığın men, takip ve tahkikle görevlendirilen personelle kimlerin amaçlandığına açıklık getirilerek kanun kapsamında bulunan personel sayılmış, bunlar arasında Türk Silahlı Kuvvetleri personeli de gösterilmiştir. 2330 Sayılı kanuna dayanılarak çıkarılan Nakdi Tazminat ve Aylık Bağlanması Hakkında Yönetmeliğin kapsamla ilgili 2'nci maddesinde, iç güvenlik ve asayişin korunması ile kaçakçılığın men, takip ve tahkiki konularında görevlendirilen personel sayılmakta, bu görev ve yardımlardan dolayı veya görev ve yardımları sona ermiş olsa bile yaptıkları bu görev ve yardımları nedeniyle ya da devlet güçlerini sindirme amacına yönelik saldırı sonucu, derhal veya bu yüzden maraz kaldıkları yaralanma ve hastalık sonucu ölmeleri halinde hak sahiplerine verilecek nakdi tazminat ile bağlanacak aylığın, sakat kalmaları halinde kendilerine verilecek nakdi tazminatın esaslarını kapsayacağı açıklanmış, Yönetmeliğin Ek-1’inci maddesinde nakdi tazminat hak sahibine ödendikten sonra aynı olay nedeniyle yeni bir sağlık kurulu raporu alınması veya Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Genel Müdürlüğünce belirlenecek sakatlık derecesine göre ilk sağlık raporundaki kararın değişmesi halinde önceden ödenen tazminat miktarının ikinci rapor veya Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Genel Müdürlüğünce belirlenen sakatlık derecesine istinaden son nakdi tazminat komisyonu karar tarihi esas alınarak ödenecek tazminat miktarından düşüleceği belirtilmiştir.

28.06.2008 Tarihinde davacının askerlik yaptığı birlikten izine gönderilecek ve hastaneye sevk edilen askerleri götürmek üzere emniyetli araç konvoyu oluşturulmuş, davacı da izine gitmek üzere konvoyda bulunan araçta yer almıştır. Bölgede görev yapan askeri personeli hastaneye sevk etmek ve izine göndermek üzere emniyetli konvoy oluşturulmaktadır. Bu bölgede askerlerin emniyetli konvoy dışında serbest olarak izine gitmeleri personel güvenliği açısından emirlerle yasaklanmaktadır. Bölücü terör örgütü mensupları tarafından konvoya yapılan ateş sonucu davacı yaralanmış, bu yaralanmadan dolayı davacıya nakdi tazminat ödenmiştir. Bölücü terör örgütü mensuplarının askerleri nakleden konvoya devlet güçlerini sindirme amacıyla ateş edildiği konusunda kuşku bulunmamalıdır. Davacıya 2009 yılında nakdi tazminat ödenmiş, 2013 yılında düzenlenen sağlık kurulu raporunda davacının psikiyatrik rahatsızlık nedeni ile askerliğe elverişsiz hale geldiği, bu rahatsızlığın oluşumunda 30.08.2008 tarihinde askerlik hizmeti sırasında meydana gelen travmanın etkili olduğu belirtilmiştir. Bu rapor uyarınca Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından ruhsal rahatsızlığın vazifenin etkisiyle meydana geldiği kabul edilerek vazife malullüğü aylığı bağlanmıştır. Davacı devlet güçlerinin sindirilmesine yönelik olarak önce yaralanmış, daha sonra askerliğe elverişsiz hale gelmiştir. Nakdi tazminat yönetmeliğinin Ek-1'inci maddesi uyarınca önceki ödenen nakdi tazminat düşülmek suretiyle davacıya ek nakdi tazminat ödenmesi gerekir. Aksine uygulama hukuka uygun düşmemektedir.

Yukarıda açıklanan nedenlerle dava konusu işlemin iptaline karar verilmesi görüşü ile davanın reddi yönünde oluşan çoğunluğa katılmadım.24.04.2014 (¤¤)

Full & Egal Universal Law Academy