Askeri Yüksek İdare Mahkemesi 3. Daire 2013/1258 Esas 2014/973 Karar
Karar Dilini Çevir:
AskeriYüksekİdareMahkemesi
Dairesi: 3. Daire
Esas No: 2013/ 1258
Karar No: 2014 / 973
Karar Tarihi: 10.07.2014

(5434 S. K. m. 44, 45, 48) (657 S. K. m. 36)

Davacı vekili; 23.09. 2013 tarihinde AYİM kayıtlarına geçen dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin Bolu/Mudurnu İlçe Jandarma Komutanlığı emrinde asker iken, sol bacağından silahla yaralandığını, ameliyat olduğunu, yedi kez hava değişimi aldığını, daha sonra hakkında askerliğe elverişli değildir kararı verildiğini,15.05.2013 tarihinde davalı kuruma başvurarak müvekkiline vazife maluliyet aylığı bağlanmasını istediklerini, davalı kurumca cevap verilmediğini belirterek zımni red işleminin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Dava ve tahsis dosyasında yer alan bilgi ve belgelerin incelenmesinden; Bolu/Mudurnu İlçe Jandarma Komutanlığı emrinde görevli j. Er olan davacının, 25.05.2011 tarihinde saat 00.00-02.00 saatleri arasında İlçe Jandarma Komutanlığı ön nizamiye nöbetçisi olduğu, davacının üzerine zimmetli MP5 makineli tabancayı diğer nöbetçilerle beraber silahlıktan aldığı, nöbetçi çavuş nezaretinde doldur boşalt yapıldığı, verilen komut gereğince boş şarjörü silaha takan davacının nöbet hizmetine başladığı, kütüklükte iki dolu şarjör ve bir boş şarjörün bulunduğu, nöbet sırasında davacının tabancayı incelemeye başladığı, boş şarjörü tabancadan çıkardığı, kütüklükten dolu Şarjörü alarak silaha taktığı, kurma kolunu çekip bıraktığı, elinin tetiğe gitmesiyle tabancanın ateş aldığı, davacının sol diz kapağından yaralandığı, önce Mudurnu Devlet Hastanesine oradan da Bolu Köroğlu Devlet Hastanesine kaldırıldığı, ameliyat olduğu, daha sonra Ankara GATA Ortopedi Kliniğine sevk edildiği, tedavi ve hava değişimi kararları sonrasında GATA'nın 01.06.2012 tarih, 4406 sayılı Sağlık Kurulu Raporu ile "sol femur eski kırık sekeli" tanısıyla "59/B/4 Askerliğe elverişli değildir" kararı aldığı raporun 27.06.2012 tarihinde onaylandığı, davacının terhis edildiği, davacı hakkında askeri eşyayı hususi menfaatte kullanmak suçundan Jandarma Genel Komutanlığı Askeri Mahkemesinde 19.08.2011 tarihli iddianame ile dava açıldığı, davacı hakkında Askeri Mahkemenin 12.04.2013 tarih, 2013/99-84 Esas ve karar sayılı kararıyla işlenemez suç nedeniyle beraatına karar verildiği, davacı vekilinin müvekkiline vazife maluliyet aylığı bağlanması için 15.05.2013 tarihinde davalı kuruma başvurduğu, başvuruya cevap verilmemesi üzerine iş bu davanın açıldığı ve Başsavcılık düşüncesinin taraflara tebliğ edildiği anlaşılmıştır.

5434 sayılı Emekli Sandığı Kanununun 44’üncü maddesi; “Her ne sebep ve suretle olursa olsun vücutlarında hasıl olan arızalar veya duçar oldukları tedavisi imkansız hastalıklar yüzünden vazifelerini yapamayacak duruma giren iştirakçilere (malul) denir ve haklarında bu kanunun malullüğe ait hükümleri uygulanır....”, 45’inci maddesi; “44’üncü maddede yazılı malullük; a) İştirakçilerin vazifelerini yaptıkları sırada vazifelerinden doğmuş olursa; b) Vazifeleri dışında kurumların verdiği herhangi bir kuruma ait başka işleri yaparken, bu işlerden doğmuş olursa; c) Kurumların menfaatini korumak maksadıyla bir iş yaparken o işten doğmuş olursa (maksadın ilgili kurumlarca kabul edilmesi şartıyla); ç) Fabrika, atölye ve benzeri işyerlerinde, işe başlamadan evvel iş sırasında veya işi bitirdikten sonra, o işyerinde husule gelen ve yine o işyerinin mahiyetinden veya çalışma konusundan ileri gelen kazadan doğmuş olursa; buna (vazife malullüğü) ve bunlara uğrayanlara da (vazife malulü) denir.”, 56’ncı md.’si de “muvazzaf, yedek ve gönüllü erlerin silah altında bulundukları esnada veya celp ve terhislerinde (serbest şevkler dahil) şevkleri sırasında, Yedek Subay okulu öğrencilerinin gerek okulda, gerek okuldan evvelki hazırlık kıtasında vazife malulü olmaları halinde, kendilerine, öğrenim durumlarına göre, 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 36’ncı maddesinde tespit edilen giriş derece ve kademe tutarlarının, daha önce Devlet Memuriyetinde bulunmuş olanlardan kazanılmış hak aylıkları veya emekli keseneğine esas aylıkları, sözü edilen giriş derece ve kademe tutarının üzerinde olanlara bu aylıkları emeklilik gösterge tablosunda karşılığı olan derece ve kademe tutarının, % 80’i üzerinden aylık bağlanır....”, 48’inci maddesi de; “vazife malullükleri:

a) Keyif verici içki ve her çeşit maddeler kullanmaktan;

b) Kanun, tüzük ve emir dışında hareket etmiş olmaktan;

c) Yasak fiilleri yapmaktan;

ç) İntihara teşebbüsten;

d) Her ne suretle olursa olsun kendisine veya başkalarına menfaat sağlamak veya zarar yapmak maksadından;

doğmuş olursa bunlara uğrayanlar hakkında (Adi malullük) hükümleri uygulanır.” hükümlerine amir bulunmaktadır.

Açıklanan mevzuat hükümlerine göre; davacıya vazife maluliyeti aylığı bağlanabilmesi için askerliğe elverişsizlik sonucu doğuran yaralama olayının askerlik hizmetinin neden ve etkisiyle meydana gelmiş olması, bunun yanı sıra vazife maluliyetinin 48’inci maddede sayılan hallerden doğmamış olması gerekmektedir.

Davacı vekili savunmalarında, müvekkiline intibak eğitimi verilmediğini, MP5 silahının tanıtılmadığını,nöbet talimatlarının müvekkiline tebliğ edilmediğini beyan etmiştir. Dava dosyasında nöbet, emniyet ve kaza önleme talimatlarının davacıya tebliğine dair bir belgeye rastlanılmamış ise de; Olaydan sonra davacının Birliği Komutanlığınca yapılan idari tahkikat sonucu düzenlenen rapor incelendiğinde, ifadesi alınan J. Yzb. U.; davacıya nöbetten önce gerekli talimatların tebliğ edildiğini, tebliğden sonra nöbete çıkarıldığını, davacıya sorduğunda nöbet sırasında kendisine ait MP5 silahı ile oynarken kazaen patlatıp bacağından yaralandığını söylediğini beyan etmiştir. Yine ifadeleri tespit edilen ve davacıyla beraber nöbet tutan er Y...., C... ve K... ifadelerinde; nöbetten önce silahlıktan kendilerine zimmetli silahları aldıklarını, nöbetçi çavuş nezaretinde doldur boşalt istasyonuna gittiklerini, doldur boşalt yaptıklarını, nöbetçi çavuşun komutuyla boş şarjörleri silaha takarak emniyeti kontrol ettikten sonra nöbet yerlerine gittiklerini beyan etmişlerdir.İdari tahkikat raporunun sonuç kısmında davacının kendisine tebliğ edilen emniyet ve kaza önleme talimatına aykırı olarak kendi iradesi ile kendisine zimmetli olan MP-5 makinalı tabancaya emniyetsiz olarak dolu şarjör takması neticesinde kazanın meydana geldiği kanaatinin yazılmış olduğu görülmüştür.Davacıda idari tahkikat aşamasında verdiği ifadesinde silahla merak ettiği için oynadığını ikrar etmiştir.

Davacı hakkında Jandarma Genel Komutanlığı Askeri Savcılığınca düzenlenen 19.08.2011 tarih, 2011/277 karar sayılı iddianame incelendiğinde, olayın oluşunun " davacının diğer nöbetçilerle beraber silahlığa gittiği, kendisine zimmetli silahı aldığı, nöbetçi çavuş nezaretinde doldur boşalt yapıldığı, boş şarjör takılı vaziyette nöbet hizmetine başlandığı, silaha olan merakından dolayı davacının boş şarjörü silahtan çıkardığı, kütüklükten dolu şarjörü yanlışlıkla silaha taktığı, kurma kolunu çektiği, montunu düzeltirken elinin yanlışlıkla tetiğe dokunması sonucu silahın ateş aldığı" şeklinde kabul edildiği görülmüştür. Davacı 15.02.2011 tarihinde Askerlik Şubesinde sevk edilmiş ve askerlik hizmetine başlamıştır. 14.05.2011 tarihinde de acemi eğitimini müteakip tertip edildiği birliğe katılmış olup, davacının 24.05.2011 tarihinde Mudurnu İlçe Jandarma Komutanlığına katılış yaptığı anlaşılmıştır.Davacı olayın meydana geldiği güne kadar yaklaşık 3 aylık askerdir. Davacının Nöbet sırasında silahla oynanmayacağına ilişkin talimatlardan haberdar olmaması mümkün görülmemiştir. Davacı hakkında beraat kararının ise, askerliğe elverişsizlik halinin suç tarihini kapsadığı hususunda ek rapor aldırılması ve işlenemez suç nedeniyle verildiği de Askeri Yargıtay'ın 15.01.2014 tarih, 2014/77 karar sayılı ilamından anlaşılmıştır.

Bu açıklamalar ışığında davacının kendisine olaydan önce tebliğ edildiği anlaşılan talimatlara aykırı davranmak suretiyle, 5434 sayılı Kanunun 48’inci maddesinin (b) ve (c) bentlerinde belirtilen “Kanun, tüzük ve emir dışında hareket etmiş olmak” ve “yasak fiilleri yapmak” eylemlerini gerçekleştirmiş olması karşısında vazife malulü sayılmasına imkan bulunmadığından davalı kurumca tesis edilen işlemin hukuka uygun olduğu sonucuna varılmıştır.

Yukarıda açıklanan nedenlerle;

Yasal dayanaktan yoksun davanın REDDİNE,

10 TEMMUZ 2014 tarihinde OYBİRLİĞİ ile karar verildi. (¤¤)

Full & Egal Universal Law Academy