Askeri Yüksek İdare Mahkemesi 3. Daire 2013/1024 Esas 2013/1036 Karar
Karar Dilini Çevir:
AskeriYüksekİdareMahkemesi
Dairesi: 3. Daire
Esas No: 2013/ 1024
Karar No: 2013 / 1036
Karar Tarihi: 05.09.2013

(2709 S. K. m. 125) (6413 S. K. m. 39, 43, Geç. m. 1) (1602 S. K. m. 21, 45)

Davacı vekili, 29.07.2013 tarihinde AYİM kaydına giren dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin Bandırma 6’ncı Ana Jet Üs Komutanlığında görev yapmakta olduğunu, Üs Komutanı tarafından 28.03.2013 tarihinde uyarma ve 29.03.2013 tarihinde kınama, Harekat ve Uçuş Eğitim Kısım Amiri tarafından 19.04.2013 tarihinde 1 (bir) gün süre ile hizmete kısmen devam cezası ile cezalandırıldığını, müvekkilinin bu cezalara konu eylemlerini 6413 sayılı TSK Disiplin Kanununun yürürlüğe giriş tarihi olan 16.02.2013 tarihinden önce (27.12.2012 ve 04.01.2013) gerçekleştirdiğini, eylemlerin tahkikata mucip nitelikte eylemler olmadığını, bu nedenle 6413 sayılı TSK Disiplin Kanununun geçici 1’inci maddesi gereği zamanaşımı bakımından eylemlerin 477 sayılı kanuna tabii olduğunu, cezaların burada belirtilen bir aylık süre geçtikten sonra verildiğini, bu nedenlerle kanuna ve hukuka açıkça aykırı olan uyarma, kınama ve hizmete kısmi süreli devam disiplin cezalarının yokluğunun tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

AYİM Genel Sekreterliğinin 04.09.2013 gün ve GENSEK.:2013/2727/İda.İşl.Sb. sayılı yazısıyla; dava konusunun yargı denetimi dışında olması sebebiyle, 1602 sayılı Kanunun 45’inci maddesi gereğince ilk inceleme aşamasında bir karar verilmek üzere dosya AYİM 3’üncü Daire Başkanlığına gönderilmiştir.

Dava dilekçesi ve eklerinin incelenmesinden; davacının 27.12.2012 tarihli ikinci sicil amiri hakkında şikayet ve iddialarını içeren dilekçesini 28.12.2012 tarihinde birinci sicil amirini atlayarak doğrudan üçüncü sicil amirine, 04.01.2013 tarihinde ikinci ve üçüncü sicil amirleri hakkında şikayet ve iddialarını içeren dilekçesini yine birinci sicil amirini atlayarak doğrudan dördüncü amirine verdiği, dilekçeler üzerine üs komutanlığınca iddiaları araştırmak üzere bir heyet kurularak 14.01.2013 tarihinde tahkikata başlandığı, tahkikat kapsamında elde edilen delillerin değerlendirilmesi maksadıyla üst komutanlıktan (1 ’inci Hava Kuvvet K.lığı) bilirkişi talep edildiği, düzenlenen tahkikat raporunun 14.02.2013 tarihinde Üs K.lığına arz edildiği, bu arada davacının 31.12.2012 tarihinde aynı konular hakkında BİMER üzerinden yaptığı başvurusuna istinaden 1’inci Hava Kuvvet K.lığınca ayrıca heyet kurularak tahkikata başlandığı, bu heyetin 15.02.2013 tarihinde Üs K.lığına gelerek tahkikat yaptığı, bu heyet tarafından hazırlanan sonuç raporunun 1 ’inci Hava Kuvvet K.lığının 27 Şubat 2013 tarih ve AD.MÜŞ.:58064276-1040-7585-13/ sayılı “BİMER Müracaatı Hk.” Konulu yazısı ile yayımlandığı ve 01.03.2013 tarihinde Üs K.lığına ulaştığı, her iki raporun Üs K.lığınca değerlendirildiği ve davacının 28.12.2012 ve 04.01.2013 tarihinde yaptığı başvuruların usulsüz şikayet etmek disiplin suçunu oluşturduğu kanaatine varıldığı ve 14.03.2013 tarihinde iki eyleminden dolayı ayrı ayrı savunmasının istendiği, daha sonra 28.12.2012 tarihinde işlediği iddia olunan usulsüz şikayette bulunmak suçundan 28.03.2013 tarihinde uyarma, 04.01.2013 tarihinde işlediği iddia olunan usulsüz şikayette bulunmak suçundan 29.03.2013 tarihinde kınama cezası ile cezalandırıldığı, davacı hakkında 07.01.2013 tarihinde, 27.12.2012 günü ikinci sicil amirine karşı üste saygısızlık suçunu işlediğinden bahisle oluşturulan suç dosyasının disiplin mahkemesine gönderildiği, 16.02.2013 tarihinde TSK Disiplin Kanununun yürürlüğe girmesi üzerine dosyanın sicil amirine geri gönderildiği, yapılan değerlendirme sonucunda 12.04.2013 tarihinde konu ile ilgili davacının savunmasının istendiği ve ardından 19.04.2013 tarihinde 1 (bir) gün süre ile hizmete kısmi süreli devam cezası verildiği, bu cezanın 25.04.2013 tarihinde infaz edildiği anlaşılmıştır.

Anayasa’nın 129’uncu maddesinin üçüncü fıkrasında “disiplin kararları yargı denetimi dışında bırakılamaz” denildikten sonra, aynı maddenin dördüncü fıkrasında “Silahlı Kuvvetler mensupları ile hakimler ve savcılar hakkındaki hükümler saklıdır” şeklinde istisnai bir düzenleme öngörülmüş; 1602 Sayılı AYİM Kanununun 2l’inci maddesinin son fıkrasında da “Cumhurbaşkanının tek başına yaptığı askerî işlemler, Yüksek Askerî Şuranın kararları ile disiplinsizlik nedeniyle verilen disiplin cezaları ve diğer idari yaptırımlar yargı denetimi dışındadır. Ancak; Yüksek Askerî Şuranın terfi işlemleri ile kadrosuzluk nedeniyle emekliye ayırma hariç her türlü ilişik kesme kararına ve askerî disiplin ile ilgili kanunlarda yargıya açık olduğu belirtilmiş olan disiplin cezalarına karşı yargı yolu açıktır.” hükmüne yer verilmiştir.

16.02.2013 tarihli resmi gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6413 sayılı TSK Disiplin Kanununun Zamanaşımı başlıklı 39’uncu maddesinin 1’inci fıkrasında “Disiplin amirleri tarafından, disiplinsizliğin kendileri tarafından öğrenilmesinden itibaren bir ay ve her halde disiplin cezasını gerektiren fiil ve hallerin işlendiği tarihten itibaren iki yıl geçtikten sonra disiplin cezası verilemez. Fiil, inceleme ve araştırma yapmayı gerektirmiş ise, bir ay içerisinde inceleme ve araştırmaya başlanmış olmak ve altı ayı geçmemek kaydıyla, inceleme ve araştırma için geçen süre bir aylık süreye dahil edilmez” hükmü, Yargı Denetimi başlıklı 43’üncü maddesinde “Yüksek disiplin kurulları tarafından verilen Silahlı Kuvvetlerden ayırma cezaları ile subay, astsubay, uzman jandarma, uzman erbaş ile sözleşmeli erbaş ve erler hakkında disiplin amirleri veya disiplin kurulları tarafından barış zamanında verilmiş olan aylıktan kesme, hizmet yerini terk etmeme ve oda hapsi cezalarına karşı Askeri Yüksek İdare Mahkemesinde iptal davası açılabilir” hükmü, Geçici 1’inci Maddesinin ikinci fıkrasında “Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihte; disiplin mahkemelerinde bulunan ve kararı kesinleşmemiş dosyalar otuz gün içinde disiplin amirine iade edilir. Disiplin amiri, bu Kanun hükümleri çerçevesinde yeniden değerlendirme yapar. Bu kapsamda yapılacak değerlendirmeler açısından zamanaşımı, fiilin 477 sayılı Kanun uyarınca tabi olduğu zamanaşımı süresini aşamaz”, aynı maddenin üçüncü fıkrasında da “Bu kanunun yürürlüğe girdiği tarihte devam etmekte olan disiplin soruşturmaları hakkında bu kanun hükümleri uygulanır” hükmü yer almaktadır.

Mevcut Anayasal ve yasal düzenlemeler karşısında öncelikle “yokluk” halinde disiplin cezalarının yargı denetimine tabi tutulup tutulamayacağı üzerinde durulmalıdır.

Bilindiği üzere “yokluk” idari işlemin iki yönünden ortaya çıkabilir. Birincisi, mevcut sanılan idari işlemin maddi alemde var olmaması, fiziken bulunmaması şeklinde açıklanabilecek “maddi, fiili yokluk” hali: İkincisi ise, idari işlemin maddi olarak mevcut olmakla beraber hukuki açıdan “ağır ve bariz (apaçık)” bir sakatlığına tekabül eden “yok hükmünde sayılma durumudur. Bu durumda iptale yol açan sakatlık ile yokluğa yol açan sakatlık arasında sakatlığın ağırlık derecesine göre ayırım yapılmaktadır. Yoklukla malûl bir idari işlemin yargısal denetimi, iptal davasından farklı özellikler gösterir. Bu bağlamda yokluk hali, kamu düzenine ilişkin olması sebebiyle re’sen dikkate alınması gerektiğinden dava açma süresine bağlı olmama, idarece her zaman geri alınabilme gibi sonuçlar doğurur. Buna paralel olarak iptal davasının tabi olduğu hukuki rejimin dışında, aksine bir düzenleme bulunsa bile yasal denetimi mümkündür. Hal böyle olunca yukarıda belirtilen mevzuat hükümlerinin Türk Silahlı Kuvvetleri mensupları yönünden ayrık düzenleme getirdiği, bu meyanda disiplin amirlerince emirlerindeki personele disiplin suç ve tecavüzleri nedeniyle verilen cezaların yargı denetimi dışında tutulmasını öngördüğü, disiplin cezalarının “yokluk” hali ile sınırlı olarak denetiminin yapılabileceği açıkça ortaya çıkmaktadır.

Açıklamalar ışığında yapılan incelemede, davacının 28.12.2012 ve 04.01.2013 tarihinde ayrı ayrı iki kez birinci sicil amirini atlayarak şikayet dilekçesi vermesi sebebiyle 6’ncı Ana Jet Üs Komutanı tarafından 28.03.2013 tarihinde uyarma, 29.03.2013 tarihinde kınama, 27.12.2012 tarihinde ikinci sicil amiri olan Güvenlik Tabur Komutanına saygısızlık etmesi sebebiyle Harekat ve Eğitim Uçuş Kısım Amiri tarafından 19.04.2013 tarihinde bir gün süre ile hizmete kısmi süreli devam cezası ile cezalandırıldığı, davacıya savunma hakkı tanındığı, verilen cezaların tebliğ edildiği, cezaların ceza vermeye hukuken yetkili amirler tarafından verilmiş olduğu, dolayısıyla davacıya ceza verilmesine ilişkin işlemin varlık koşullarının mevcut olduğu, ceza işleminin yok hükmünde sayılmasını gerektirecek ağır ve bariz bir sakatlığın bulunmadığı, bu durumda davada “yokluk” halinin de mevcut olmadığı anlaşılmıştır.

6413 sayılı TSK Disiplin Kanununun 43’üncü maddesinde yargı denetimi kapsamında olan disiplin cezaları belirtilmiştir. Maddede sayılan Silahlı Kuvvetlerden ayırma, aylıktan kesme, hizmet yerini terk etmeme ve oda hapsi cezaları hariç diğer disiplin cezaları yargı denetimi dışındadır.

Yukarıda açıklanan nedenlerle;

Dava konusu uyarma, kınama ve hizmete kısmi süreli devam disiplin cezaları yargı denetimi dışında olduğundan, 1602 sayılı AYİM Kanununun 21’inci maddesi uyarınca İNCELEME KABİLİYETİ BULUNMAYAN DAVANIN REDDİNE,

05 EYLÜL 2013 tarihinde OYBİRLİĞİ ile karar verildi. (¤¤)

Full & Egal Universal Law Academy