Askeri Yüksek İdare Mahkemesi 3. Daire 2012/799 Esas 2012/2506 Karar
Karar Dilini Çevir:
AskeriYüksekİdareMahkemesi
Dairesi: 3. Daire
Esas No: 2012/ 799
Karar No: 2012 / 2506
Karar Tarihi: 06.12.2012

(657 S. K. m. 11, 36, 45, 232) (1602 S. K. m. 40) (211 S. K. m. 14, 115)

Davacı vekili, 09.03.2012 tarihinde İzmir Nöbetçi İdare Mahkemesi ve 15.03.2012 tarihinde AYİM kayıtlarına geçen dava dilekçesinde ve savunmadan sonra sunduğu cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin halen İzmir Güney Deniz Saha Komutanlığı Genel Sekreterliği emrinde Bilgi Edinme Kısım Amirliği uzman memur (Basın Halkla İlişkiler Uzmanı) sivil memur olarak görev yapmakta olduğunu, Gn.Dz.Sh.K.lığı Genel Sekreterliğinin 28.09.2011 tarih ve GENSEK İDARİ EMRİ NU.06/1 sayılı emriyle, 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 36'ncı maddesine aykırı olarak mesai saatlerinde başlı başına ayrı görev olarak V.H.K.İ. memurlar ve idari astsubaylar tarafından icra edilen, evrak, mesaj yazımı, tıpkı çekim ile çoğaltılma işlemi, Kurmay Başkanlığı makamına giden-gelen evrak, mesajların kayıt, tasnif, arşiv, imha tutanaklarına işlenmesi ve ilgili başkanlıklara dağıtılması, memorandum programının işletilmesi, odalarda kapanmayan klima veya elektriklerin kontrolü gibi görevleri içeren görevlendirmenin, hafta sonlarını da kapsayan bir şekilde müvekkiline tebliğ edilerek uygulamaya konulduğunu, bunun yanı sıra müvekkilinin icapçı olarak görevli olduğu günlerde, Kurmay Başkanlığı İcra Astsubayının görev yerinde bulunmadığı hafta içi mesai saatlerinde Kurmay Başkanı Emir Astsubaylığında bulunarak anılan astsubayın icra ettiği görevleri icra etmesi hususunun müvekkiline sözlü olarak tebliğ edildiğini ve daha önce yayımlanan 02.11.2010 tarih ve 01/10 sayılı emri ile birlikte 28.09.2011 tarihli emrin, 2011 yılı Ekim ayından itibaren uygulamaya geçildiğini, bu görevlerin, Genel Sekreterlikte görevli ay içerisinde dönüşümlü olarak ve kesintisiz olmak kaydıyla bugüne kadar her ay 8 nöbet/icap olarak müvekkili tarafından icra edilmekte olduğunu, mevcut durum sebebiyle, söz konusu görevleri icra edecek personel bulunmasına rağmen ve müvekkiline yüklenilen görevlerin gizli gizlilik dereceli evrakların da dağıtımı ve kaydı ve Kurmay Başkanına arzı gibi özel eğitim almış branş astsubayları tarafından veya nöbetçi heyeti tarafından yerine getirilmesi gereken görevlerde, basın ve halkla ilişkiler uzmanı sıfatıyla uzman memur olarak kendisi tarafından ifa edilmesindeki hata ve yine mevcut görevlendirmenin 657 sayılı Yasanın 36 ve 45'nci maddelerine aykırı olduğu ve mevcut görevlendirmenin bu nedenle hakkaniyete uygun olarak tüm personel arasında paylaşımcı bir uygulama yapılması suretiyle icap görevlerinin yeniden düzenlenerek mağduriyetinin giderilmesine yönelik müvekkilinin talebinin, güvenlik kontrol nöbeti/görevi/icap nöbeti sebebiyle mağduriyetinin olmadığından bahisle reddedildiğini, müvekkilinin ayda ortalama 5-6 gün süre ile kontrol icap sivil memur nöbeti ile görevlendirildiğini, icap görevinin niteliği ve ifa özelliği dikkate alındığında, mevcut nöbet sürelerinin müvekkilinin aile hayatını ve görevlerin özel niteliği dikkate alındığında, bu görevler sebebiyle herhangi bir eğitim ve kurs görmeyen müvekkilinin, görevleri icra etmeye çalışmasına yönelik hata yapma baskısı sebebiyle psikolojisinin bozulmasına sebebiyet vererek yaşamını etkilediğini, uzman memur statüsünde olan müvekkiline yüklenen ve görevi ile hiçbir ilgisi olmadığından, bu suretle mevcut uygulamanın kanuna ve hukuka aykırı olduğunun ve bu nedenle müvekkilinin talebinin reddine yönelik işlemin idarenin takdir hakkını kötüye kullandığının çok açık olduğunu, dava konusu mevcut görevlendirmenin güvenlik kontrol nöbeti olarak vasıflandırılması nedeniyle, nöbet görevinin yasalar nezdinde incelenmesi ve uzman memur olan müvekkili ile 657 sayılı Yasanın 45'inci maddesi kapsamında yasal illiyet bağı kurulması gerektiğini, Silahlı Kuvvetlerde çalışan sivil memurların çalışma şartları ve istirahat ve izinleri kanunla düzenlendiğinden, müvekkiline izafe olunan icap nöbetinin de kanunla düzenlenmesi gerektiğini, ancak, İç Hizmet Kanunu ve uzman memur olarak görevlerini düzenleyen yasa ve yönetmelik ve yönergelerde icap nöbeti veya özel niteliklere sahip olunmasını gerektiren güvenlik kontrol nöbeti tutulacağına dair bir hüküm bulunmadığını, ayrıca bu nöbetin veya icap görevinin sınıf astsubayları veya bu konularda eğitim almış olan veri hazırlama memurları tarafından tutulacağının hüküm altına alındığını, müvekkili, her ne kadar kendi isteğiyle ve yasal koşullan kabul ederek TSK'de çalışmayı kabul ediyor görülse de, müvekkilinin haklı olmayan büyük bir sorumluluk alarak, bu koşulları kabul etmesi nedeniyle oluşan fiili durumun, bir ay içerisinde 7-8 gün süre ile icap nöbeti hizmeti adı altında çalıştırılmasını ve aşırı bir sorumluluk altına girmesinin kabul edileceği anlamına gelmeyeceğini, bu hususun 657 sayılı Kanunun 232'nci maddesi kapsamında genişletici bir yorumla dahi haklı görülemeyeceğini, mevcut görevin sebep unsuru yönünden bu sebeple takdir yetkisinin objektif olmadığı/kullanılmadığı yönünden hukuka aykırı olduğunu, idarenin takdir hakkını kullanırken müvekkiline yüklenen icap nöbeti veya güvenlik kontrol nöbeti hizmetinin, müvekkilinin diğer arkadaşları ile birlikte varılan sonuçla orantılı olması gerektiğini, bu tür görevlendirmenin Güney Deniz Saha Komutanlığı haricindeki diğer komutanlıklarda bulunmadığını, idarenin, idari işlemi tesis ederken kişi yararı, kamu yararı dengesini korumak ve bu ilkeden hareketle tesis ettiği işlemde orantılılık ilkesini de gözetmek adına, müvekkili yönünden, müvekkiline yüklenen ve bugüne kadar ifa ettiği görevlerin niteliği dikkate alındığında kamu hizmetinin verimliliği ve etkinliğine yönelik objektif bir kriterler içinde hukuki bir gerekçeye dayalı olarak tesis etmediğini, müvekkili hakkında tesis olunan icap veya kontrol nöbet görevinin aynen devam etmesine yönelik işleminin öncelikle icap nöbetinin uzman memur olan müvekkili yönünden, görevi ile ilgisi olmamasından dolayı kanunda yer almaması ve görevlendirmenin rütbe ve makam yönünden yetkili olmayan genel sekreter yarbay tarafından izafe edilmesi nedeniyle şekil, idarenin takdir hakkını kötüye kullanması ve takdir hakkını kullanırken yasal gerekçe gösterememesi ve bu görevin müvekkili yönünden bir gereklilik veya zorunluluk olmaması nedeniyle sebep ve amaç unsurları bakımından, dava konusu nöbet veya görevin diğer komutanlıklarda görevli benzer memurlara tahmil edilmemesi nedeniyle orantılık ve ölçülülük ilkesine aykırı olduğundan, kanuna ve hukuka aykırı olduğunu, devamlılık arz eden bir icap görevi tanımının yasalarla düzenlenmediğini, eğer mevcut görevlendirme bir nöbet görevi ise, yapılan uygulamanın tamamen yasaya aykırı olduğunun çok açık olduğunu, görevlendirmenin karargahta görevli olan personel arasında adil bir görevlendirme ile yapılmadığını belirterek, müvekkiline tahmil olunan icap nöbeti veya güvenlik kontrol nöbetinin tutulmasının ve bu nöbet görevlerinin yerine getirilmesinden müvekkilinin sorumlu olduğuna yönelik Güney Deniz Saha Komutanlığı Genel Sekreterliğinin 02 Kasım 2010 tarihli GENSEK İDARİ EMRİ NO:01/10 sayılı ve 28 Eylül 2011 tarih ve GENSEK İDARİ EMRİ NO:06/1 sayılı emriyle yürürlüğe konan "Genel Sekreterlik İcap Görevleri" başlıklı idari işleminin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Dava dosyasında mevcut bilgi ve belgelerin incelenmesi sonucunda; davacının, Güney Deniz Saha Komutanlığı Genel Sekreterliği emrinde, genel idari hizmetler sınıfına mensup basın ve halkla ilişkiler uzmanı sivil memur olarak görev yapmakta iken, Güney Deniz Saha Komutanlığı Genel Sekreterliğinin 28.09.2011 tarihli, 06/11 sayılı ve "Genel Sekreterlik İcap Görevleri" konulu idari emri ile, hafta içi ve hafta sonu sabahları basın özetleri, sabah ve akşam karargahtaki evrak/mesaj işlemlerinin daha etkin yapılması, evrak/mesaj trafiğinde meydana gelebilecek aksaklıkların önlenmesi, evrak/mesaj, elektronik ortam bilgi güvenliğinin ve kat emniyetinin kontrolü maksadıyla Genel Sekreterlikte görevli subay, astsubay ve devlet memurları tarafından icap görevi icra edileceğine dair düzenleme yapıldığı ve icra edilecek icap görevlerinin emir içeriğinde ayrıntılı olarak belirtildiği, bu emrin davacıya 28.09.2011 tarihinde tebliğ edildiği, bu emre istinaden Genel Sekreterlik tarafından Ekim 2011 ayından itibaren görevli personel listesi düzenlendiği, davacının 04.01.2012 tarihli dilekçesi ile davalı idareye müracaat ederek, tarafına yönelik söz konusu görevlendirmenin iptal edilmesini talep ettiği, davacının bu talebinin, 07.01.2012 tarihli mütalaa formu ile uygun görülmeyerek reddedildiği, bu mütalaa formunun davacıya 09.01.2012 tarihinde tebliğ edilmesi üzerine süresinde işbu davanın açılarak, Genel Sekreterlik icap görevlerinin iptalinin dava konusu yapıldığı, dava açıldıktan sonra AYİM Başsavcılık düşüncesinin taraflara tebliğ edildiği anlaşılmaktadır.

Davalı idarenin savunmasında, "Genel Sekreterlik Görev Dağılımı" konulu GENSEK İDARİ EMRİ NU:06/11 sayılı emrin 28.09.2011 tarihinde çıkarıldığı ve aynı gün şahıslara tebliğ edildiği, dava açabilmek için uygun olan son tarih 27.11.2011 olması gerekirken, davacı vekilinin süre yokmuş gibi göstermek maksadıyla, davacının tesis edilen işlem tarihini daha sonra 04.01.2012 tarihinde vermiş olduğu dilekçeye yapılan mütalaanın kendisine tebliğ tarihi olan 09.01.2012 tarihini tebliğ tarihi olarak belirttiği, ancak 1602 sayılı Kanunun 40'ıncı maddesine göre düşmüş olan dava açma süresinin yeniden ihya edilemeyeceği, bu nedenle davanın öncelikle süre yönünden reddinin gerektiği belirtilmiş ise de; davanın konusu, Güney Deniz Saha Komutanlığı Genel Sekreterliğinin 28.09.2011 tarihli, 06/11 sayılı ve "Genel Sekreterlik İcap Görevleri" konulu idari emrinin iptali istemi olmayıp, bu emir ile davacıya verilen ve işbu davanın açıldığı tarih itibariyle devam eden Genel Sekreterlik icap görevlerinin iptali istemi olduğundan, işbu davanın süresinde açılmış olduğu kabul edilerek, davalı idarenin bu yöndeki savunmasına itibar edilmemiştir.

657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 11/1'inci maddesi; "Devlet memurları kanun, tüzük ve yönetmeliklerde belirtilen esaslara uymakla ve amirler tarafından verilen görevleri yerine getirmekle yükümlü ve görevlerinin iyi ve doğru yürütülmesinden amirlerine karşı sorumludurlar." hükmünü, aynı kanunun 36/1-1 maddesi ise; "Bu Kanunun kapsamına dâhil kurumlarda yönetim, icra, büro ve benzeri hizmetleri gören ve bu Kanunla tespit edilen diğer sınıflara girmeyen memurlar Genel idare Hizmetleri sınıfını teşkil eder." hükmünü içermektedir.

Diğer yandan, 211 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri İç Hizmet Kanununun 14'üncü maddesi; "Ast; amir ve üstüne umumi adap ve askeri usullere uygun tam bir hürmet göstermeye, amirlerine mutlak surette itaate ve kanun ve nizamlarda gösterilen hallerde de üstlerine mutlak itaate mecburdur. Ast muayyen olan vazifeleri, aldığı emri vaktinde yapar ve değiştiremez, haddini aşamaz..." hükmünü, aynı kanunun 115/b maddesi; "Bütün sivil personel emrinde çalıştıkları askeri amirlere karşı ast durumunda olup bu kanunun 14 üncü maddesinin asta tahmil ettiği vazifeleri aynen yapmaya mecburdurlar. Hilafına hareket edenler askerlerin tabi olduğu cezai müeyyidelere tabi olurlar." hükmünü, aynı kanunun 232'nci maddesi ise; "Türk Silahlı Kuvvetleri İç Hizmet Kanunu ve Yönetmeliğinin, Askeri Mahkemeler Kuruluş ve Yargılama Usulü Kanununun ve bunlar hakkında halen yürürlükte bulunan diğer mevzuatın uygulanmasını sağlama bakımından Türk Silahlı Kuvvetlerinde çalışan sivil memurlar, sözleşmeli ve geçici personel ile işçiler hakkında bu kanunun; çalışma saatleri hakkındaki 99'uncu, günlük çalışma saatlerinin tespiti hakkındaki 100'üncü, günün 24 saatinde devamlılık gösteren hizmette çalışma saat ve usulünün tespiti hakkındaki 101'inci, fazla çalışma ücreti hakkındaki 178'inci, görevden uzaklaştırmaya yetkilileri sayan 138'inci, maddeleri hükümleri uygulanmaz." hükmünü içermektedir.

Yukarıda belirtilen kanun hükümleri çerçevesinde somut olay değerlendirildiğinde; kamu hizmetinde etkinliğin, verimliliğin ve devamlılığın sağlanması esastır. Güney Deniz Saha Komutanlığı Genel Sekreterliğince, hafta içi ve hafta sonu sabahları basın özetleri, sabah ve akşam karargâhtaki evrak/mesaj işlemlerinin daha etkin yapılması, evrak/mesaj trafiğinde meydana gelebilecek aksaklıkların önlenmesi, evrak/mesaj, elektronik ortam bilgi güvenliğinin ve kat emniyetinin kontrolü maksadıyla Genel Sekreterlikte görevli subay, astsubay ve devlet memurları tarafından icap görevi icra edileceğine dair düzenleme yapıldığı,

Genel Sekreterliğin, dava konusu icap görevlerine ilişkin düzenleme yapma hususunda yetkili olduğu ve dava konusu icap görevlerinin Genel Sekreterlikte görevli tüm personel tarafından belirli bir sıra dâhilinde icra edildiği görülmektedir. Genel Sekreterlikte görevli tüm personelin, dava konusu icap görevleri ile görevlendirilmesinin amacı, hizmetin etkinliğinin, verimliliğinin ve devamlılığının sağlanmasıdır. Türk Silahlı Kuvvetleri mensupları ihtiyaç halinde sınıf, rütbe ve kadro unvanlarına uygun icap görevleri ile görevlendirilebilirler. Dava konusu icap görevlerinin, davacının sınıf, rütbe ve kadro unvanına uygun olduğu görülmektedir. Bu itibarla, davacının, davalı idarece dava konusu icap görevleri ile görevlendirilmesi işleminde hukuka aykırılık bulunmadığı sonuç ve kanaatine varılmıştır.

Yukarıda açıklanan nedenlerle;

1. Yasal dayanaktan yoksun DAVANIN REDDİNE,

2. 1602 sayılı Kanunun 71'inci maddesi uyarınca yargılama giderlerinin (Posta giderleri dâhil) davacı üzerinde BIRAKILMASINA,

659 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 14'üncü maddesi ve karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 1.200,00 Türk Lirası (Binikiyüz Türk Lirası) avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalı idareye VERİLMESİNE,

3. Savunma ekinde gönderilen belgelerin davalı idareye İADESİNE,

06 ARALIK 2012 tarihinde OYBİRLİĞİ ile karar verildi. (¤¤)

Full & Egal Universal Law Academy