Askeri Yüksek İdare Mahkemesi 3. Daire 2012/357 Esas 2012/1752 Karar
Karar Dilini Çevir:
AskeriYüksekİdareMahkemesi
Dairesi: 3. Daire
Esas No: 2012/ 357
Karar No: 2012 / 1752
Karar Tarihi: 14.09.2012

(Uzman Erbaş Yönetmeliği m. 21)

Davacı 13.01.2012 tarihinde AYİM kaydına geçen dava dilekçesinde özetle; 03.09.1992 yılından beri uzman erbaş olarak görev yaptığını, birliği tarafından Yönetmelik gereği tabancasını taşıyamayacağının 17.12.2011 tarihli emirle kendisine tebliğ edildiğini, iç güvenlik harekât bölgesinde çalışmasından dolayı tabanca taşımasının zorunlu olduğunu, 20 yıldır tabancasını eğitim elbisesi ile taşıdığını, aynı görevi yapanların aynı haklara sahip olması gerektiğini, Türk Silahlı Kuvvetlerinde çalışan personelin tamamı ile aynı zorluklarda görev yaptığından kendisinin de tabanca taşıma hakkı bulunduğunu, subay, astsubay ve uzman jandarmalar ile uzman erbaşların giyecek, bakım ve barınmaları yönünden yasal olarak bir fark bulunmadığını, uzman jandarmalar tabanca taşırken kendisine müsaade edilmemesinin ayrımcılık olduğunu, bu durumun çalışma motivasyonunu olumsuz etkilediğini belirterek uzman erbaşların yönetmelik gereği eğitim elbisesi üzerine tabanca taşıyamayacaklarına ilişkin işlemin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Dava dosyasında mevcut bilgi ve belgelerin incelenmesi neticesinde: Davacının halen P.Uzm.Çvş. olarak Siirt 3'üncü Komd.Tug.K.lığı 1'inci Komd.Tb.K.lığı Kh.Ds.Bl.K.lığında görevli olduğu, 3'üncü Komd.Tug.K.lığının 17.12.2011 tarih ve PER: 1590-3274-11/İd.Ks. sayılı yazısı ile kışla içerisinde tabanca taşıyan uzman erbaşların olduğundan bahisle uzman erbaşların kışlaya gelip giderken şahsi ve ruhsatlı silahlarını yanlarında taşıyacaklarının ancak TMK'da belirtilen kadro silahı tabanca olan uzman erbaşlar haricindeki diğer uzman erbaşların tabanca veya boş tabanca kılıfı taşıyamayacaklarına ilişkin emrin davacıya tebliğ edildiği, davacının da kışla içerisinde görevde iken tabanca taşımasına izin verilmemesi işlemin iptali istemiyle süresinde bu davayı açtığı anlaşılmıştır.

Taraflar arasındaki uyuşmazlık; sözleşmeli uzman erbaş olan davacının zati tabancasını görev esnasında (eğitim elbisesi ile mesai saatinde) taşıyıp taşıyamayacağına ilişkindir. Bu konu ile ilgili mevzuat hükümleri incelendiğinde; Uzman Erbaşlar Kanununun 13'üncü maddesi; Uzman erbaşların kıyafetleri, Kıyafet kararnamesinde gösterilir.

Uzman erbaşlar ilk sözleşmelerini müteakip bedeli karşılığında zati tabanca edinebilirler ve görevli olmadıkları zamanlarda da resmi veya sivil elbise ile zati tabancalarını göze görünmeyecek bir şekilde taşıyabilirler. hükmünü amirdir.

Uzman Erbaş Yönetmeliğinin 21 'inci maddesinde; Uzman erbaşlar, ilk sözleşmelerini müteakip bedeli karşılığında zati tabanca edinebilirler ve görevli olmadıkları zamanlarda da resmi veya sivil elbise ile zati tabancalarını göze görünmeyecek şekilde taşıyabilirler. şeklinde hüküm bulunmaktadır.

Konuyla ilgili bir hüküm de Yönerge'de mevcuttur. Uzman Erbaş Yönergesi Üçüncü Bölüm İkinci Kısım 2'nci maddesinde; Uzman erbaşlar ilk sözleşmelerini imzalamayı müteakip bedeli karşılığında zati tabanca edinebilir ve görevli olmadıkları zamanlarda resmi veya sivil elbise ile zati tabancalarını gözle görünmeyecek bir şekilde taşıyabilirler. Ancak atandıkları kadro görev yerinin kadro silahı tabanca olması halinde zati ve miri tabancalarını eğitim elbisesi üzerine, kılıfı ile birlikte, takılı şekilde taşıyabilirler. Eğitimlerde kadro silahını taşırlar hükmünü amirdir.

Burada kısaca bir hususa temas etmek gereği bulunmakla bu husus, ilgili Kanun ve Yönetmelikte getirilen Uzman erbaşlar, ilk sözleşmelerini müteakip bedeli karşılığında zati tabanca edinebilirler ve görevli olmadıkları zamanlarda da resmi veya sivil elbise ile zati tabancalarını göze görünmeyecek şekilde taşıyabilirler. şeklindeki hükmün ne anlama geldiğidir. Zira davacı bu nedenle mesai saatleri içerisinde eğitim elbisesi ile mutlaka tabanca taşıyacağını belirtmektedir. Yukarıdaki normun lafzından açıkça anlaşılacağı üzere uzman erbaşlar görevli oldukları zamanda zati tabancalarını taşıyabileceklerdir. Burada görevde iken buna yasal olarak izin verilmiş yani daha açık bir ifadeyle hizmet gereklerine göre bunun olabileceği belirtilmiştir. İdare mesai saatlerindeki kıyafet tarzını, silah taşınıp taşınmayacağını kuşkusuz görevin özelliklerine uygun bir şekilde tayin edebilecektir. Yukarıda belirtilen hükümden, idarece, mesai saatlerinde eğitim elbisesi ile mutlaka zati tabancanın taşınacağına izin verilmesinin gerektiğini anlamak olanaksızdır. İdare, Yönerge ile bu konuda, hizmet gereklerine uygun bir düzenleme getirmiş ve mesai saatleri içerisinde uzman erbaşların taşıyacağı silahı ve taşıma şeklini açıkça belirtmiştir.

Yukarıda belirtilen mevzuat hükümleri gereğince, uzman erbaşların onbaşı ve çavuş rütbesini taşıyan asker kişi oldukları, subay ve astsubaylardan farklı statüde bulundukları, bu nedenle, Kanunun bu statüye tanıdığı hakların dışında subay ve astsubaylara tanınan haktan yararlanma imkânlarının bulunmadığı, uzman erbaşların onbaşı ve çavuş rütbesini taşıyan asker kişi olmaları, kendilerine görevde kadro silahı verilmesi, istihdam edildikleri kadro görev yerleri ile beraber Türk Silahlı Kuvvetleri İç Hizmet Kanununda erbaşlar için belirtilen görevleri de yapacaklarının belirtilmesi, karşısında, davacının ilk sözleşmesini müteakip edindiği zati tabancasını görevli iken eğitim elbisesi ile palaskaya takılı olarak ve göze görünecek şekilde taşımasının mümkün bulunmadığı, bu nedenle davalı idare tarafından tesis edilen işlemin hukuka uygun olduğu sonucuna varılmıştır.

Yukarıda açıklanan nedenlerle;

Yasal dayanaktan yoksun DAVANIN REDDİNE,

14 Eylül 2012 tarihinde Üye Hâkim Albay Mehmet AKBULUT'un karşı oyu ve OYÇOKLUĞU ile karar verildi.

KARŞI OY GEREKÇESİ

Dava konusu uyuşmazlık sözleşmeli uzman erbaş olan davacının zati tabancasını görev esnasında (mesai içerisinde) taşıyıp taşıyamayacağına ilişkindir.

3269 Sayılı Uzman Erbaş Kanununun 13'üncü maddesi; Uzman erbaşlar ilk sözleşmelerini müteakip bedeli karşılığında zati tabanca edinebilirler ve görevli olmadıkları zamanlarda da resmi veya sivil elbise ile zati tabancalarını göze görünmeyecek şekilde taşıyabilirler... hükmünü amirdir. Uzman erbaş Yönetmeliğinin 21'inci maddesinde de aynı düzenlemeye yer verilmiştir.

Burada kanun hükmünün ne anlama geldiğinin açıklığa kavuşturulması bakımından kanun metninde geçen görevli olmadıkları zamanlarda da ibaresi üzerinde özellikle durulmalıdır.

Türkçedeki da eki Her çeşit ve her gramer şeklindeki kelimeden sonra gelen ve ilgi kurduğu kelimeyi anlam bakımından güçlendiren, dikkati üzerine çekerek belirten veya onu önceki veya sonraki unsurlara bağlayan dahi, bile, esasen, fakat, artık, aynen üstelik, ise, o kadar, pek, hatta gibi manalara gelen kelimeden ayrı yazılan takı olarak tanımlamaktadır. (İlhan AYVERDİ-Ahmet TOPALOĞLU: Misalli Büyük Türkçe Sözlük, İstanbul 2005, s.608)

Kanun metninde geçen da eki zamanlarda kelimesinden ayrı yazılmıştır. Kanun metni bir bütün olarak değerlendirildiğinde Görevli olmadıkları zamanlarda da ibaresindeki da nın üstelik, hatta, dahi anlamında kullanıldığı, dolayısıyla uzman erbaşların görevli oldukları zamanlarda her halükarda tabancalarını taşıyabilecekleri, buna karşılık görevli olmadıkları zamanlarda resmi ve sivil elbiseli olarak ancak göze görünmeyecek şekilde tabancalarını taşıyabilecekleri anlamı çıkmaktadır. Eğer kanun koyucu sadece görevli olunmayan zamanlarda zati tabancanın taşınmasına izin vermek isteseydi o zaman görevli olmadıkları zamanlarda da ibaresi yerine görevli olmadıkları zamanlarda ibaresini koyardı. Kanunlar öncelikle lafzıyla (sözüyle) yorumlanmalıdır.

Nitekim Türk Silahlı Kuvvetleri İç Hizmet Kanununun 34/c maddesinde de benzer bir şekilde subay ve astsubaylar hizmet dışında da resmi veya sivil elbise ile zati tabancalarını göze görünmeyecek şekilde taşıyabilirler. hükmüne yer verilmiştir. Subay ve astsubayların görevli iken tabancalarını taşıyabildikleri her türlü izahtan varestedir.

Her ne kadar Uzman Erbaş Yönergesinin 3'üncü Bölüm 2'nci Ks. 2'nci maddesinde uzman erbaşların ancak atandıkları kadro görev yerinin kadro silahı tabanca olması halinde zati ve miri tabancalarını eğitim elbisesi üzerinde kılıfı ile taşıyabilecekleri hükmüne yer verilmiş ise de; Kanunda zati tabancanın taşınması kadro silahının tabanca olması şartına bağlanmamıştır. Yönerge ile Kanunla getirilmeyen bir sınırlama getirilmiştir. Yönergenin bu hükmü Kanun ve Yönetmeliğe uygun değildir. İşlem tesis edilirken normlar hiyerarşisine göre öncelikle kanun esas alınmalıdır.

Yukarıda açıklanan nedenlerle sözleşmeli uzman erbaş olan davacının görevde iken (mesai içerisinde) zati silahını taşımasına izin verilmemesi işlemi mevzuata ve hukuka aykırı olduğu, tesis edilen işlemin iptaline karar verilmesi gerektiği düşüncesinde olduğumdan sayın çoğunluk kararına katılamadım. 14.09.2012 (¤¤)

Full & Egal Universal Law Academy