Askeri Yüksek İdare Mahkemesi 3. Daire 2012/1934 Esas 2013/361 Karar
Karar Dilini Çevir:
AskeriYüksekİdareMahkemesi
Dairesi: 3. Daire
Esas No: 2012/ 1934
Karar No: 2013 / 361
Karar Tarihi: 14.02.2013

(353 S. K. m. 95)

Davacı vekili, 01.02.2012 tarihinde İstanbul Nöbetçi İdare Mahkemesi ve 06.02.2012 tarihinde AYİM kayıtlarına geçen dava dilekçesinin AYİM 3'üncü Dairesinin 05.04.2012 tarih ve 2012/748-724 E.K. sayılı kararı ile reddedilmesi, akabinde 24.04.2012 tarihinde AYİM kaydına geçen yenileme dilekçesinin AYİM 3'üncü Dairesinin 31.05.2012 tarih ve 2012/1160-1356 E.K. sayılı kararı ile reddedilmesi üzerine, 10.07.2012 tarihinde İstanbul Nöbetçi İdare Mahkemesi ve 16.07.2012 tarihinde AYİM kayıtlarına geçen ikinci yenileme dilekçesinde özetle; müvekkilinin, Silahlı Kuvvetler Akademisi Komutanlığında müdavim subay olarak görevli iken 15.04.2011 günü, Silahlı Kuvvetler Akademisi Komutanı tarafından çağrılarak, Deniz Kuvvetleri Kurmay Başkanının aradığını ve 18.04.2011 sabahı Deniz Kuvvetleri İstihbarat Başkanlığında olmasının istendiğinin müvekkiline tebliğ edildiğini, emri yerine getiren müvekkilinin 18.04.2011 sabahı Deniz Kuvvetleri Komutanlığında bulunan İstihbarat Başkanlığında hazır bulunduğunu, o andan itibaren bir seri kanunsuz işlem uygulandığını, tüm sorgulama mevzuatının ve tekniklerinin hiçe sayıldığını, söz konusu ifade tutanağının bir nüshasının ise müvekkiline verilmediğini, bu nedenlerle 31.10.2011 tarihli dilekçe ile davalı komutanlığa başvurulduğunu ve davacının imzaladığı ifadenin bir suretinin ve var ise ses ve görüntü kayıtlarının bir suretinin tarafına verilmesinin, yasal olmayan bir şekilde alman ifade ve işlemlerden müvekkilinin şahsi dosyasına ilişkilendirilenlerin dosyadan terkininin talep edildiğini, bu talebi üzerine davalı komutanlığın 28.11.2011 tarih 2011/695 (168554) sayılı cevabında, idari soruşturma ile ilgili işlemler devam ettiğinden alınan ifade tutanağının verilemeyeceğinin bildirdiğini, davalı komutanlığın cevabının tarafınca 05.12.2011 tarihinde tebellüğ edildiğini, idareye yapılan başvuru dilekçesinde bu başvurunun Bilgi Edinme Kanunu kapsamında yapıldığı açıklanmamakla birlikte, başvuruda dayanak düzenlemenin açıkça gösterilmesi zorunluluğunun olmadığını, 31.10.2011 günlü başvurusundan başka idareye başvurusunun olmadığını, idarenin aynı başvurunun Bilgi Edinme Kanunu kapsamında yapılmasını isteme yetkisinin olmadığını, idareye yapılan başvurularda dayanak kanunun açıkça belirtilmesinin gerekmediğini, alınan ifadenin bir suretinin davacıya verilmesinin yasa gereği olduğunu belirterek, davalı komutanlığın 28.11.2011 tarih 2011/695 (168554) sayılı cevabında bulunan idari soruşturma ile ilgili işlemler devam ettiğinden alman ifade tutanağı verilip verilmeyeceği hususunun Bilgi Edinme Kanunu kapsamında talep edilmesi durumunda yeniden değerlendirileceğine dair işlemin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Dava dosyasının incelenmesi neticesinde; davacının, Silahlı Kuvvetler Akademisi Komutanlığı emrinde görev yapmakta iken, davacı hakkında, disiplinsizlik ve ahlaki zafiyetlerine ilişkin olarak çeşitli bilgi ve belgeler (davacıya ait olduğu Jandarma Kriminal Daire Başkanlığınca tespit edilen ses kaydı ile askeri casusluk ve şantaj iddianamesinde yer alan bilgiler) elde edilmesi üzerine konunun araştırılarak açıklığa kavuşturulması amacıyla ve bu kapsamda yapılabilecek işlemlere esas teşkil etmek üzere Dz.K.K.Kurmay Başkanının emri ile idari soruşturma başlatıldığı, bu kapsamda davacının da soruşturma konusu olay ile ilgili olarak bilgisine başvurulmak üzere 18.04.2011 tarihinde Dz.K.K.lığına çağrılarak ifadesinin alındığı, akabinde davacı vekilinin 31.10.2011 tarihli dilekçesi ile Dz.K.K.lığına başvurarak, davacının imzaladığı ifadenin bir suretinin ve var ise ses ve görüntü kayıtlarının bir suretinin tarafına verilmesini talep ettiği, davacı vekilinin bu talebine, Deniz Kuvvetleri Komutanlığının 28.11.2011 tarihli yazısıyla, davacının idari soruşturma kapsamında alman ifadesi esnasında hiçbir şekilde sesli veya görüntülü kayıt yapılmadığı, idari soruşturma ile ilgili işlemler devam ettiğinden davacının imzaladığı ifade tutanağının verilip verilmeyeceği hususunun, Bilgi Edinme Kanunu kapsamında talep edilmesi durumunda yeniden inceleneceği şeklinde cevap verildiği, bu cevabi yazının davacı vekiline 05.12.2011 tarihinde tebliğ edilmesi üzerine süresinde işbu davanın açıldığı, dava açıldıktan sonra AYİM Başsavcılık düşüncesinin taraflara tebliğ edildiği anlaşılmış olup, davanın konusu, ifade tutanağının verilmemesi işleminin iptali istemi olarak değerlendirilmiştir.

353 sayılı Askeri Mahkemeler Kuruluşu ve Yargılama Usulü Kanununun "Bir Suçun İşlendiğinin Öğrenilmesi ve ilk Tedbirler" başlıklı 95'inci maddesi; "Cumhuriyet savcılıklarına veya zabıta makam ve memurlarına yapılacak askeri yargıya tabi suç ihbar ve şikayetleri şüphelinin amiri olan makama gönderilir.

Askeri birlik komutanı veya askeri kurum amiri maiyetinden birinin kendisine ihbar veya şikayet olunan veyahut diğer suretle öğrendiği, askeri mahkemelerin görev alanına giren suçları hakkında şüphelinin kimliğini, isnat olunan suçu ve bu suçun delillerini gösterir bir vak'a raporu düzenler ve adli yönden bağlı bulunduğu askeri mahkemenin teşkilatında kurulduğu kıt'a komutanı veya askeri kurum amirine gönderir.

Teşkilatında askeri mahkeme kurulan kıt'a komutanı veya askeri kurum amiri, suç evrakını inceledikten sonra askeri savcıya gönderir ve şüphelinin tutuklanmasını isterse bu husustaki istemini de bildirir.

Ağır ceza mahkemesinin görevine giren suçlar veya gecikmesinde sakınca umulan hallerde askeri savcılar derhal soruşturmaya başlarlar. Zorunluluk halinde bu soruşturma bir disiplin subayı tarafından da yapılabilir. Bu hallerde durum derhal yetkili askeri mahkemenin teşkilatında kurulduğu komutan veya askeri kurum amirine bildirilir.

Cumhuriyet savcıları, zabıta makam ve memurları ve askeri amirler askeri savcının işe el koymasına kadar eylemin sübut vasıtalarının ve delillerinin kaybolmasını önleyecek, gecikmesinde sakınca umulan tedbirleri alırlar." hükmünü içermektedir.

Yukarıda belirtilen kanun hükmüne göre; askeri birlik komutanı veya askeri kurum amiri ile teşkilatında askeri mahkeme kurulan kıt'a komutanı veya askeri kurum amirinin, maiyetinden birinin kendisine ihbar veya şikayet olunan veyahut diğer suretle öğrendiği, askeri mahkemelerin görev alanına giren suçları hakkında, konunun araştırılarak açıklığa kavuşturulması amacıyla ve bu kapsamda yapılabilecek idari ve yargısal işlemlere esas teşkil etmek üzere idari soruşturma yapmak/yaptırtmak yetkisine sahip olduğu, yapılan idari soruşturmalarda ilgili şahısların konuya ilişkin ifadelerinin alınmasının mümkün olduğu, ancak yapılan idari soruşturmalarda konuya ilişkin ifadeleri alman ifade sahibi şahıslara, ifadelerini içerir ifade tutanaklarının herhangi bir sebeple verilmesini engelleyen (yasaklayan) herhangi bir düzenleme bulunmadığı, somut olayda ise, davacının dava konusu ifade tutanağına ilişkin ifadesinin, hakkında disiplinsizlik ve ahlaki zafiyetlerine ilişkin olarak çeşitli bilgi ve belgeler elde edilmesi üzerine Deniz Kuvvetleri Komutanlığınca başlatılan idari soruşturma kapsamında alınmış olduğu, davacı vekilinin, dava konusu ifade tutanağının bir suretinin tarafına verilmesi yönündeki talebinin savunma hakkına ilişkin olduğu ve savunma hakkının kısıtlanamayacağı, dolayısıyla dava konusu ifade tutanağının bir suretinin, talepte bulunan ifade sahibi davacıya verilmesi gerektiği, diğer yandan, dava konusu ifade tutanağında yer alan ifadelerin davacıya ait olduğu ve dava konusu ifade tutanağında davacının bilmediği bir husus bulunmadığı dikkate alındığında, dava konusu ifade tutanağına yönelik olarak soruşturmanın selameti bakımından gizli tutulması gerektiğini ileri sürmenin hukuka uygun olmadığı, bu itibarla, davacının vekili aracılığıyla talep ettiği dava konusu ifade tutanağının bir suretinin, idari soruşturma ile ilgili işlemler devam ettiğinden ve soruşturmanın selameti bakımından bu sürece ilişkin işlemlerin gizli tutulması gerektiğinden bahisle verilmemesi işleminin hukuka aykırı olduğu sonuç ve kanaatine varılmıştır.

Yukarıda açıklanan nedenlerle;

Dava konusu ifade tutanağının verilmemesi işlemin İPTALİNE,

14 ŞUBAT 2013 tarihinde OYBİRLİĞİ ile karar verildi. (¤¤)

Full & Egal Universal Law Academy