Askeri Yüksek İdare Mahkemesi 3. Daire 2012/1513 Esas 2013/321 Karar
Karar Dilini Çevir:
AskeriYüksekİdareMahkemesi
Dairesi: 3. Daire
Esas No: 2012/ 1513
Karar No: 2013 / 321
Karar Tarihi: 07.03.2013

(3497 S. K. m. 2) (2330 S. K. m. 1, 2, Geç. m. 1) (Nakdi Tazminat ve Aylık Bağlanması Hakkında Yönetmelik m. 1, 2)

Davacı vekili, 04.09.2012 tarihinde Askeri Yüksek İdare Mahkemesi'nde kayda geçen dava dilekçesinde özetle; Müvekkillerinin çocuğu olan müteveffanın, 10.08.1982 yılında Ardahan’ın Çıldır ilçesinin hudut bölgesinde devriye görevini ifa ederken sınır dışından atılan mermiler sonucu şehit düşerek vefat ettiğini, müvekkillerinin 2330 sayılı Kanun kapsamında nakdi tazminat talep ettiğini, ancak bu talebin reddedildiğini, anılan yazının kendilerine 20.05.2012 tarihinde tebliğ edildiğini, vefatın görevden kaynaklandığını ve görev sırasında meydana geldiğini, nakdi tazminat ödenmesi talebinin reddi işleminin hukuka aykırı olduğunu belirterek iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Dava dosyasının incelenmesinden; Davacıların oğlu olan A....’nun Kars/Çıldır 9’uncu Hudut Tabur 4’üncü. P. Bölük komutanlığı emrinde görevli iken, 10.08.1982 tarihinde 154 numaralı hudut taşı Çıldır bölgesinde devriye hizmetini ifa ederken sınırdan atılan Rus askerlerinin ateşi sonucu şehit olduğu, bu olayda müteveffanın kusurunun olmadığının olaydan sonra düzenlenen vak’a raporunda belirtildiği, dava dosyasında müteveffanın görevlendirme yazısının bulunduğu, davacıların kendilerine nakdi tazminat ödenmesi için idareye başvuruda bulundukları, ancak taleplerinin 13.04.2012 tarihli MSB’lığı Nakdi Tazminat Komisyon Kararı ile reddedildiği, davacı vekilinin bu red işleminin iptali için iş bu davayı açtığı ve Başsavcılık düşüncesinin taraflara tebliğ edildiği anlaşılmıştır.

3497 sayılı Kara Sınırlarının korunması ve Güvenliği Hakkında Kanunun 2’nci maddesinde; “Kara sınırlarını korumak ve güvenliğini sağlamak görevi Kara Kuvvetleri Komutanlığına ait olup bu görev sınır birliklerince;

1. Kendi sorumluluğunda olan bölgede sınırı korumak ve güvenliğini sağlamak, 2. Gümrük hattındaki giriş ve çıkış kaçakçılığı ile kara sınırları boyunca tesis edilen birinci derece askeri yasak bölge içerisinde suç teşkil eden eylemleri önlemek, suçluları yakalamak, bu bölgede işlenen meşhut suç faillerini ikinci derece askeri yasak bölgede de takip etmek ve yakalamak, failler hakkında zorunlu yasal işlemleri yapmak, yakalanan kişi ve suç delillerini ilgisine göre mahalli güvenlik kuvvetlerine teslim etmek, 3. Kara sınırlarından iltica amacıyla giren muharip yabancı ordu mensupları hakkında 11.8.1941 tarihli ve 4104 sayılı Muharip Yabancı Ordu Mensuplarından Türkiye'ye İltica Edenler Hakkında Kanun hükümlerini uygulamak, diğer mültecileri silah, mühimmat ve sair harp araç ve gereçlerinden arıtmak, bu mülteciler ile beraberlerinde getirdikleri malzemeleri ilgili makamlara teslim etmek, şeklinde yerine getirilir. Yukarıda belirtilen görevler askeri hizmetten sayılır...” hükmüne, Mali Hükümler başlıklı 3’üncü maddesinde “Sınır birlikleri personeli, bu Kanunla verilen görevlerin ifası sırasında veya bu görevlerinden dolayı ya da görevleri sona ermiş olsa bile, yaptıkları hizmet nedeniyle derhal veya bu yüzden maruz kaldıkları yaralanma veya hastalık sonucu ölmeleri veya sakat kalmaları veya yaralanmaları halinde haklarında 3.11.1980 tarihli ve 2330 sayılı Nakdî Tazminat ve Aylık Bağlanması Hakkında Kanun hükümleri uygulanır...” düzenlemesine yer verilmiştir.

Nakdi tazminatın ödenme usul ve esasları ise 2330 sayılı Nakdi Tazminat ve Aylık Bağlanması Hakkında Kanun ile Nakdi Tazminat ve Aylık Bağlanması hakkında Yönetmelikte düzenlenmiştir.

03.11.1980 tarih ve 2330 sayılı Nakdi Tazminat ve Aylık Bağlanması Hakkında Kanunun “Amaç” başlıklı 1’inci maddesinde; “Bu kanunun amacı, barışta güven ve asayişi korumak, kaçakçılığı men, takip ve tahkikle görevli olanların bu görevlerinden dolayı ya da görevleri sona ermiş olsa bile yaptıkları hizmet nedeniyle derhal veya bu yüzden maruz kaldıkları yaralanma veya hastalık sonucu ölmeleri veya sakat kalmaları halinde ödenecek nakdi tazminat ile birlikte bağlanacak aylığın ve bu yüzden yaralanmaları halinde ödenecek nakdi tazminatın esas ve yöntemlerinin düzenlenmesidir.” düzenlemesine yer verilmiş, 2’nci maddesinde iç güvenlik ve asayişin korunması veya kaçakçılığın men, takip ve tahkiki konularında görevli personel belirtilmiştir.

Nakdi Tazminat ve Aylık Bağlanması Hakkında Yönetmeliğin 1’inci maddesinde; “Bu Yönetmeliğin amacı; 2330 sayılı Nakdi Tazminat ve Aylık Bağlanması Hakkında Kanun ile 2453 sayılı Yurt Dışında Görevli Personele Nakdi Tazminat Verilmesi ve Aylık Bağlanması Hakkında Kanun, 2566 sayılı Bazı Kamu Görevlilerine Nakdi Tazminat Verilmesi ve Aylık Bağlanması Hakkında Kanun, 2935 sayılı Olağanüstü Hal Kanunu, 2937 sayılı Devlet İstihbarat Hizmetleri ve Milli İstihbarat Teşkilatı Kanunu, 3497 sayılı Kara Sınırlarının Korunması ve Güvenliği Hakkında Kanun ve 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanununda belirtilen hallerde ölen, yaralanan ve sakat kalanlara, bu Kanunlara göre nakdi tazminat verilmesi, aylık bağlanması ve yapılacak diğer yardımların esas ve usullerinin düzenlenmesidir.” düzenlemesine yer verilmiş, 2’nci maddesinde iç güvenlik ve asayişin korunması ile kaçakçılığın men, takip ve tahkiki konularında görevli personel belirtilmiş, bu görevlerinden dolayı derhal veya bu yüzden maruz kaldıkları yaralanma ve hastalık sonucu ölmeleri halinde ödenecek aylık ve tazminatın esasları belirlenmiştir.

Her ne kadar ölüm olayının meydana geldiği 1982 yılında 3497 sayılı Kanun yürürlükte değilse de; davacının görev yaptığı birliğin hudut birliği olması dolayısıyla 2330 sayılı Kanunda belirtilen kaçakçılığın men ve takip görevinin bulunduğu açıktır.

Belirtilen hükümlere göre nakdi tazminat ödenebilmesi için; ölüm, sakatlanma ya da yaralanmanın 2330 sayılı Kanunun 1’inci maddesinde belirtilen görevlerden dolayı veya görev sona ermiş olsa bile bu görevler nedeniyle meydana gelmesi, olay ile kaçakçılığın men ve takip görevi arasında illiyet bağı bulunması ve olayın meydana gelmesinde kişinin kendi kastının bulunmaması gerekmektedir.

2330 sayılı Nakdi Tazminat ve aylık bağlanması hakkında kanununun geçici 1’inci maddesinde; bu Kanunun

a) 3’üncü maddesinin (a) bendi hükümleri ile düzenlene nakdi tazminatlar 01.01.1968 tarihinden;

b) Bağlanacak aylıkları düzenleyen 4’üncü maddesi, 01.01.1968 tarihinden itibaren bu Kanunun şümuluna girenleri de kapsayacak şekilde yayımı tarihini takip eden aybaşından;

c) 7’inci maddesi hükümleri, 01.01.1968 tarihinden itibaren bu kanunun kapsamına girenlerin çocuklarını da içine alacak şekilde yayımı tarihinden; geçerli olarak uygulanır “denilmektedir.
2330 sayılı Kanunun geçici 1’inci maddesine bakıldığında nakdi tazminat bağlanması ile ilgili hususların 01.01.1968 tarihine kadar geriye götürüldüğü görülmektedir. Bu husus aynı kanunun geçici 2’nci maddesinde de belirtilmiştir.

Davacının, olay tarihinde 2330 sayılı Kanun kapsamında kaçakçılığın men ve takibi hususlarıyla görevli bulunan Hudut Birliğinde askerlik hizmetini yerine getirdiği, birliğin askeri görevinin 2330 sayılı Kanun kapsamında olduğu anlaşılmakla birlikte davacının vefatına neden olan olayın kendi kuşum olmaksızın meydana geldiği, bu hususun olaydan sonra düzenlenen vak’a raporunda belirtildiği, bu raporda ayrıca olayda müteveffanın emir dışı hareket ve yasak dışı fiillerde bulunmadığı hususunun da yer aldığı, müteveffanın ölümünün daha önce görevlendirildiği devriye görevi sırasında meydana geldiği, olayda müteveffa dışında bir başka askerinde şehit olduğu, bu nedenle kendi kusuru olmaksızın devriye görevi sırasında vefat eden müteveffa er A.... hakkında tesis edilen işlemde hukuka aykırılık bulunduğundan işlemin iptaline karar verilmiştir.

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkillerine ödenmesi gereken nakdi tazminatın yasal faiziyle birlikte ödenmesini talep etmiş ise de; 2330 sayılı Kanunun 3’üncü maddesi b) bendinde “Bu nakdi tazminatın tespitine esas tutulacak aylık; tazminat verilmesine dair karar tarihindeki en yüksek Devlet memuru aylığının (Ek gösterge dahil) brüt tutarıdır”. Hükmünü getirmiştir. Nakdi tazminat komisyonunun karar tarihindeki en yüksek devlet memuru aylığı tazminat belirlenmesinde esas alınmak suretiyle olay tarihinden itibaren geç verilen tazminatlarda, alım gücündeki kayıpların önlenmesi amaçlanmıştır. Asıl alacak olan nakdi tazminat miktarının karar tarihindeki katsayılara göre belirlenmesi nedeniyle olay tarihinden nakdi tazminat komisyonun karar tarihine kadar olan sürede faize hükmetmesi 2330 sayılı Kanunun düzenleniş biçimine ve amacına uygun düşmemektedir.

Yukarıda açıklanan nedenlerle;

1. Davacıya 2330 Sayılı Kanun gereği nakdi tazminat ödenmemesi işleminin OYBİRLİĞİ ile İPTALİNE,

2. Nakdi Tazminata faiz ödenmesi isteminin Üye Hak. Alb. Muhittin KARATOPRAK’ın karşı oyu ve OYÇOKLUĞU ile REDDİNE,

07 MART 2013 tarihinde karar verildi. (¤¤)

Full & Egal Universal Law Academy