Askeri Yüksek İdare Mahkemesi 3. Daire 2012/1512 Esas 2013/530 Karar
Karar Dilini Çevir:
AskeriYüksekİdareMahkemesi
Dairesi: 3. Daire
Esas No: 2012/ 1512
Karar No: 2013 / 530
Karar Tarihi: 04.04.2013

(2803 S. K. m. 7) (5668 S. K. m. 7, 8) (375 S. KHK m. 28/A)

Davacı 09.07.2012 tarihinde Siirt Asliye Hukuk Mahkemesi kaydına, 16.07.2012 tarihinde AYİM kaydına geçen dava dilekçesinde özetle; Siirt Cezaevi Jandarma Bölük Komutanı olarak görev yaptığını, Başbakanlık oluruna göre 1'inci derecede kritik illerde bulunan Cezaevi Jandarma Bölük Komutanlığında görevli personelin terörle mücadele kapsamında değerlendirildiğini, 16.03.2012 tarihli ilave ek tazminat konulu Başbakanlık olurunun (2) sayılı cetvel 7'nci maddesinde İlçe Jandarma Komutanlıkları ve bağlı karakollar ile İl Merkez Jandarma Komutanlıklarına bağlı Karakollarda görev yapan personelin ek tazminattan yararlanacağına dair hüküm bulunduğunu, kritiklik derecesi aynı illerde görev yapıp aynı terör tehdidine maruz kalan, görev yoğunluğu yönünden daha yoğun olan herhangi bir karargah görevi olmayan Cezaevi Koruma Bölük Komutanlıklarının bu tazminattan faydalanamadığını, aynı işi yapan, görev yoğunluğunun az olması sebebiyle karakol olarak teşkil edilen İlçe Jandarma Komutanlıklarına bağlı olan Cezaevi Jandarma Karakol Komutanlıklarının bu tazminattan yararlandıklarını, ilave tazminatın aynı işi yapmalarına rağmen sadece organik teşkilat yapısı nedeniyle bir kesime ödenirken diğer kesime ödenmediğini, Siirt İl Jandarma Komutanlığı Cezaevi Jandarma Bölük Komutanlığı personeline terörün yoğun olduğu illere sevk ve nakillerin yapıldığını, cezaevinde terör örgütü mensubu hükümlü/tutuklu sevk ve nakillerinin yapıldığını, cezaevi personelinin sürekli devriye görevinde olduğunu ve kışla dışında görev yaptığını, terörle mücadele eden birlikler kadar bu görevler sebebiyle terör örgütü saldırılarına maruz kalma riski altında olduğunu, Hatay İli Samandağ İlçesinde deniz kenarında bulunan Çevlik Jandarma Karakol Komutanlığında masa başında idari işlem elemanı olarak görev yapan ve fiilen operasyona katılmayan bir personele bu tazminat ödenirken sürekli terör tehdidi ile karşı karşıya olan cezaevi personeline ödenmemesinin hukuka aykırı olduğunu, Cezaevi birliklerinin iç güvenlik görevi ifa ettiğini, Siirt İl Jandarma Komutanlığının 5668 sayılı Kanuna göre cezaevi jandarma koruma bölüğü dahil terörle yaygın ve yoğun bir şekilde mücadeleye yönelik iç güvenlik harekatı ile görevli birlik statüsünde kabul edilerek kazandan beslendiğini belirterek ilave ek tazminatın 01 Aralık 2011 tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Dava dosyasında mevcut bilgi ve belgelerin incelenmesi neticesinde: Davacının Siirt İl Jandarma Komutanlığı Cezaevi Jandarma Koruma Bölük Komutanı olarak görevli olduğu, davacının 16.03.2012 tarihli Başbakanlık oluruna ekli (2) sayılı cetvel a-7'nci maddesine göre 9460 gösterge puanı üzerinden ilave özel harekat ve operasyon tazminatı ödenmesi için 02.05.2012 tarihli dilekçesi ile idari müracaatta bulunduğu, Siirt İl Jandarma Komutanlığının 09 Mayıs 2012 tarih ve MLY:9200-29047-12 sayılı yazısıyla davacının görevli olduğu birliğin söz konusu Başbakanlık oluru kapsamında olmadığı belirtilerek davacının talebinin reddedilmesi üzerine süresinde bu davanın açıldığı anlaşılmıştır.

Özel Harekat ve Operasyon Tazminatının ödenmesine ilişkin usul ve esasları belirleyen 375 sayılı KHK.nın 28/A maddesi "sıkıyönetim veya olağanüstü hal ilan edilen bölgeler veya Milli Savunma ve İçişleri Bakanlıklarınca müştereken belirlenecek kritik yörelerde özel harekat ve operasyon timi olarak görev yapan; Emniyet Genel Müdürlüğü emniyet hizmetleri sınıfı kadrolarında bulunanlar ile sözleşmeli uçuş personeline, subay, astsubay, uzman jandarma ve uzman erbaşlara ve operasyonları fiilen sevk ve idare eden karargah ve bürolardan bu fıkra uyarınca alınacak Başbakan onayında belirtilenlerden görevlendirilen personele.....fiilen görev yapıldığı sürece ve bu süre ile orantılı olarak ek tazminat, B fıkrasında yer alan tazminata ilave olarak ayrıca ödenir." düzenlemesini içermektedir.

375 sayılı KHK.nın 28/A maddesi 2'nci paragrafında da tazminat ödenecek yerleşim birimleri, tazminat miktarı ve tazminatın ödenmesine ilişkin usul ve esasların İçişleri ve Milli Savunma Bakanlığının teklifi ve Maliye Bakanlığının görüşü üzerine Başkan onayı ile tespit edileceği belirtilmiştir.

02.11.2011 tarih ve 28103 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 666 sayılı KHK'nın 5'inci maddesinin (r) bendi ile 375 sayılı KHK'nın 28'inci maddesinin (A) fıkrasının 4'üncü paragrafından sonra gelmek üzere eklenen 5'inci paragrafta "Emniyet Genel Müdürlüğü......yapanlar ile, terörle yaygın ve yoğun bir şekilde mücadeleye yönelik olarak Genelkurmay Başkanlığınca belirlenen birliklerde fiilen görev yapan subay, astsubay, uzman jandarma, uzman erbaş ve sözleşmeli erbaş ve erlere, (10.750) gösterge rakamının memur aylıklarına uygulanan katsayı ile çarpımı sonucu bulunacak aylık miktarı geçmemek üzere fiilen görev yapıldığı sürece ve bu süre ile orantılı olarak bu fıkra uyarınca ödenen tazminata ilave ek tazminat ödenebilir. Yerleşim birimi, fiilen yapılan görevin riski, zorluğu, önemi gibi kriterler birlikte ve ayrı ayrı dikkate alınmak suretiyle günlük veya aylık olarak hesaplanmak üzere ödenecek ilave ek tazminatın miktarı, ödenme usul ve esasları ile hangi hallerde kesileceği Milli Savunma ve İçişleri Bakanlığının müşterek teklifi ve Maliye Bakanlığının görüşü üzerine Başbakan onayı ile tespit edilir." düzenlemesine yer verilmiştir.

375 sayılı KHK'nın 28/A maddesinin 5'inci paragrafı uyarınca ödenecek ilave özel harekat ve operasyon tazminatını düzenleyen Başbakanlık oluru 01.12.2011-31.12.2014 tarihleri arasında uygulanmak üzere 16.03.2012 tarihinde yürürlüğe konulmuştur.

İlave özel harekat ve operasyon tazminatının ödenmesine ilişkin esasları düzenleyen söz konusu Başbakanlık olurunda 9460 gösterge rakamı üzerinden aylık olarak ilave tazminat ödenecek birliklerde görevli personel (2) sayılı cetvelde:

"a) (1) sayılı cetvelde yer alan birinci derece kritik illerde daimi veya geçici olarak konuşlandırılmış ve terörle yaygın ve yoğun bir şekilde mücadeleye yönelik olarak fiilen görev yapan harekat ve operasyon veya sınır/hudut birliği veya iç güvenlik birliği olarak tespit edilmiş birliklerden;

1. Tabur ve aşağı seviyedeki Komando, Dağ ve Komando, Jandarma Komando birliklerinde görevli personel,

2. Tabur ve aşağı seviyedeki Özel Kuvvetler, Jandarma Özel Harekat birliklerinde görevli personel,

3. Tabur ve aşağı seviyedeki P./Mknz.P./Mot.P. birliklerinde görevli personel,

4. Tabur ve aşağı seviyedeki sınır/hudut birliklerinde görevli personel,

5. Kışla uzak emniyeti gibi görevler kapsamında sabit ya da geçici üs bölgelerinde görevlendirilen muharip, muharebe destek ve muharebe hizmet destek birlikleri,

6. Yukarıda sayılan birliklerin emrine/desteğine/harekat komutasına veya harekat kontrolüne verilen muharebe, muharebe destek ve muharebe hizmet destek birliklerinde görevli personel,

7. İlçe Jandarma Komutanlıkları ve bağlı karakollar ile İl Merkez Jandarma Komutanlıklarına bağlı karakollarda görev yapan personel," olarak gösterilmiş,

Yukarıdaki hükümlere göre davacıya 9460 gösterge rakamı üzerinden ilave özel harekat ve operasyon tazminatı ödenebilmesi için davacının terörle yaygın ve yoğun şekilde mücadeleye yönelik olarak görevlendirilmiş ve 1'inci derece kritik ilde konuşlu 2 sayılı cetvelde sayılan birliklerden herhangi birinde görevli olması gereklidir.

(2) sayılı cetvelin (a) bendinde söz konusu ilave tazminatın ödeneceği birliklerin açık isimleri tek tek sayılmamış, sadece bu birliklerin nitelik ve özellikleri belirtilmiştir. Bu özellikleri taşıyan birliklerden hangilerinin terörle yaygın ve yoğun bir şekilde görevlendirilerek aylık olarak ilave tazminat ödeneceği ise idarenin takdirine bırakılmıştır.

Dava konusu uyuşmazlığın davacının görevli olduğu Cezaevi Koruma Jandarma Bölük Komutanlığının Başbakanlık oluruna ekli (2) sayıl cetvel a-7'nci maddesi kapsamında terörle yaygın ve yoğun bir şekilde mücadele eden birlik olarak kabulü ile davacıya aylık olarak 9460 gösterge rakamı üzerinden ilave özel harekat ve operasyon tazminatı ödenip ödenmeyeceği noktasında odaklandığı anlaşılmıştır.

Davacının görev yaptığı birliğin 1'inci derece kritik il olan Siirt'te konuşlu olduğu konusunda tereddüt bulunmamaktadır. Ancak davacının görev yaptığı birliğin terörle yaygın ve yoğun bir biçimde mücadele eden birlik olarak değerlendirilerek 2 sayıl cetvelin a/7'nci maddesi kapsamında kabul edilip edilmeyeceğinin irdelenmesi gerekmektedir.

Öncelikle belirtmek gerekir ki 2803 sayılı Jandarma Teşkilat Görev ve Yetkileri Kanununun 7'nci maddesinde ceza infaz kurumlan ve tutukevlerinin dış korumasını yapmak Jandarmanın mülki görevleri arasında, işlenmiş suçlarla ilgili olarak Kanunlarda belirtilen işlemleri yapmak adli görevleri arasında sayılmıştır.

Jandarma Teşkilatı, Görev Yetkileri Yönetmeliğinin Jandarma İç Güvenlik Birliklerinin konuşunu düzenleyen 7'nci maddesinde Cezaevi Jandarma Koruma Bölüğü terörle mücadeleye yönelik iç güvenlik birliği olarak gösterilmemiş, aynı Yönetmeliğin 65 ve 66'ncı maddelerinde Cezaevi Jandarma Birliklerinin durumu özel olarak düzenlenmiş asli olarak ceza infaz kurumu ve tutukevlerinin dış koruması ile tutuklu ve hükümlülerin şevki ile görevli bulundukları belirtilmiştir. Cezaevi Jandarma Koruma Birliklerinin askeri görevler kapsamında terörle yaygın ve yoğun bir şekilde mücadele etmek gibi bir görevi bulunmamaktadır. Görevlerin ifası sırasında terörist saldırılara maruz kalma tehlikesi her güvenlik görevlisi veya asker kişi için söz konusu olup, sırf terör saldırısına maruz kalma riski ilave özel harekat ve operasyon tazminatı ödenmesini gerektirmemektedir. Davacının görev yaptığı birliğin, tutuklu ve hükümlülerin muhafazası ve şevki olağan görevi olup, sırf muhafaza ve şevki yapılanlar arasında terör örgütü mensubu olanların olması davacıya ilave operasyon tazminatı ödenmesi için bir sebep teşkil etmez.

Davacı tarafından 5668 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Besleme Kanunu kapsamında terörle mücadeleye yönelik olarak iç güvenlik harekatında görevli birlik statüsünde değerlendirilerek Cezaevi Jandarma Koruma Bölüğü personelinin kazandan beslendiğini kendisine bu sebeple ilave tazminat ödenmesi gerektiğini ileri sürmüş ise de; 5668 sayılı Kanun sadece terörle mücadeleye yönelik olarak görev yapan personelin kazandan beslenmesine yönelik bir kanun olmayıp bu Kanunun 7 ve 8'inci maddelerinde belirtildiği üzere kanunda özellikleri gösterilen birçok personel ve birliği kapsamına almaktadır. Bu kanunda da davacının görev yaptığı birliğin terörle yaygın ve yoğun bir şekilde mücadeleye yönelik olarak görevli birlik personeli olduğu ve bu nedenle kazandan besleneceğine dair bir hüküm de mevcut değildir. Dolayısıyla davacının sırf 5668 sayılı Kanuna göre kazandan beslenecek birlikler içine dahil edilmiş olması, davacının görev yaptığı birliğin terörle yaygın ve yoğun şekilde mücadele eden birlik olarak kabulünü gerektirmez.

Sonuç olarak davacının görev yaptığı birliğin (2) sayılı cetvelde 9460 gösterge rakamı üzerinden ilave özel harekat ve operasyon tazminatı ödenecek terörle yaygın ve yoğun bir şekilde mücadele eden birliklerden olmaması sebebiyle davacıya ilave özel harekat ve operasyon tazminatı ödenmemesi işleminde hukuka aykırılık bulunmadığı sonuç ve kanaatine varılmıştır.

Yukarıda açıklanan nedenlerle; Yasal dayanaktan yoksun DAVANIN REDDİNE, 04 NİSAN 2013 tarihinde Üye Jandarma Kurmay Albay Güven ŞAĞBAN'ın karşı oyu ve OYÇOKLUĞU ile karar verildi.

KARŞI OY GEREKÇESİ

Davacı, Siirt Cezaevi Jandarma Bölük Komutanı olarak görev yaptığını, 375 sayılı KHK'nın 28'inci maddesinde belirtilen esaslara göre kapsamda olması gerekirken, kapsam dışında tutularak "Özel Harekat ve Operasyon Tazminatını" alamadığını ifade etmektedir.

Söz konusu anlaşmazlık davacının terörle yaygın ve yoğun bir şekilde mücadeleye yönelik olarak fiilen görev yapıp yapmadığına ilişkindir.

Terörle yaygın ve yoğun bir şekilde görev yapma, teröristi arayıp bulmak ve etkisiz hale getirmek şeklinde olabileceği gibi terörle yoğun bir şekilde mücadele edilen bir ilde terör tehdidi altında bulunan bir ekonomik tesisi, bir kişiyi veya hem tesisi hem de kişileri korumak şeklinde de olabilir.

Terörle mücadele edilen iç güvenlik harekat bölgesinde yapılan intikaller, sorumluluğuna verilen tutuklu/hükümlü terör örgütü mensuplarının korunması ve şevkinin sağlanması, cezaevinin dış korama hizmetini eksiksiz bir şekilde yerine getirilmesinin terörle yaygın ve yoğun bir şekilde görev yapma kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini düşündüğümden aksi yöndeki sayın çoğunluk kararına katılmadım. 04.04.2013 (¤¤)

Full & Egal Universal Law Academy