Askeri Yüksek İdare Mahkemesi 3. Daire 2012/1453 Esas 2013/584 Karar
Karar Dilini Çevir:
AskeriYüksekİdareMahkemesi
Dairesi: 3. Daire
Esas No: 2012/ 1453
Karar No: 2013 / 584
Karar Tarihi: 04.04.2013

(211 S. K. m. 39, 86) (Subay Sicil Yönetmeliği m. 91)

Davacı 07.09.2012 tarihinde AYİM kayıtlarına geçen dava ve cevap dilekçesinde özetle; 30.08.2003 tarihinde sözleşmeli subay olarak Hava Kuvvetleri Komutanlığında göreve başladığını, 27.04.2012 tarihinde hakkında takipli personel formu düzenlendiğini, bu işlemin kaldırılması için 25.06.2012 tarihinde müracaat ettiğini, dilekçesine cevap verilmediğini, 30.08.2012 tarihinde kendi isteği ile sözleşmesini yenilemeyerek ayrıldığını, özel hayatın gizliliğine ilişkin bilgilerin ile hukuka aykırı olarak elde edilen bilgilerin kullanılamayacağını belirterek takipli personel işleminin iptaline karar verilmesini talep etmiştir.

Dava dosyasında yer alan bilgi ve belgelerin incelenmesinden; fuhuş furyası konulu bir e-postanın Hava Kuvvetleri Komuta katına gönderilmesi üzerine idari tahkikat yapıldığı, davacıya ilişkin bazı bilgi ve belgelerin elde edilmesi üzerine davacı hakkında personel güvenliği inceleme formu düzenlendiği, davacının 25.06.2012 tarihli dilekçesi ile hakkında tesis edilen takipli personel işleminin kaldırılması için müracaat ettiği, cevap verilmediği, davacının 30.08.2012 tarihinde kendi isteği ile sözleşmesini yenilemeyerek Türk Silahlı Kuvvetlerinden ayrıldığı, takipli personel işleminin iptali için dava açıldığı, AYİM Başsavcılık düşüncesinin taraflara tebliğ edildiği anlaşılmıştır.

Öncelikle dava konusu işlemin mahiyetinin ve davanın konusuz kalıp kalmadığının irdelenmesi gerekmektedir. Türk Silahlı Kuvvetlerinde takipli personel işlemleri MY 114-1 (C) Silahlı Kuvvetler İKK Koruyucu Güvenlik ve İş Birliği Yönergesi hükümleri uyarınca yürütülmektedir. Hakkında bir duyum alman personelle ilgili araştırma, bilgi toplama ve değerlendirme sonucunda personel takip işlemi başlatılmaktadır. Personel takip işlemi personel hakkında yapılacak ayırma, sözleşme yenilememe gibi işlemlere esas teşkil edebileceği gibi nitelikli görevlere seçilmesini de engelleyebilir. Bu nedenle kişinin özlük haklarını etkileyebilir, sonuç doğurucu olduğundan idari davaya da konu edilebilir. Davacı statüden çıkmadan önce takipli personel işleminin kaldırılması için müracaat etmiş, takipli personel işlemi davacının statüden çıkmasına kadar etkisini sürdürmüştür. Müracaat tarihi itibariyle dava konusu işlemde davacının korunacak menfaati de bulunmaktadır. Anayasanın 125'inci maddesi uyarınca idarenin her türlü işlemlerine karşı yargı yolu açıktır. Bir süre uygulanarak ilgilisi hakkında etkileyici olan işlemlerin statüden çıkma ile konusu kalmadığı sonucuna varılır ise geçici işlemler ve bir süre uygulanarak kaldırılan işlemler yargı denetimi dışında kalır. Bu durum da hukuk devleti ilkesi ile bağdaşmaz. Bu nedenle davacının Türk Silahlı Kuvvetlerinden ayrılmış olması nedeniyle davanın konusuz kalmadığı, idari davaya konu edilebilecek bir işlem bulunduğu sonucuna varılmış, üye J.Kur.Alb. Güven ŞAĞBAN bu görüşe katılmamıştır.

Davacı 03.12.2012 tarihinde AYİM kayıtlarına geçen dilekçesinde; savunma ekinde gizli kaydı ile gönderilen belgelerin inceletilmesini talep etmiş, 1602 Sayılı kanunun 52'nci maddesi uyarınca AYİM 3'üncü Dairesinin 20.12.2012 tarih Gensek No:2012/3283, Esas No:2012/1453 sayılı ara kararı ile başka şahıslara ait özel bilgilerin korunması ve idarenin soruşturma metodlarının gizli tutulması maksadıyla ilgili görülen kısımların karartılmak suretiyle davacıya incelettirilmesine, incelettirilen belgelere karşı diyeceklerini bildirmesi için davacıya 10 gün ek süre verilmesine karar verilmiş, 22.01.2013 tarihinde ilgili belgeler davacıya incelettirilmiştir.

211 Sayılı İç Hizmet Kanununun 39'uncu maddesinde Silahlı Kuvvetlerde askeri eğitim ile beraber ahlak ve maneviyatın yükseltilmesine ve milli duyguların kuvvetlendirilmesine bilhassa itina olunacağı, Cumhuriyete sadakat, vatanını sevmek ve iyi ahlaklı olmak, üste itaat, hizmetin yapılmasında sebat ve gayret cesaret ve atılganlık, icabında hayatını hiçe saymak, bütün silah arkadaşları ile iyi geçinmek, birbirilerine yardım, iltizam severlik, yapılması men edilen şeylerden kaçınmanın sıhhatini korumanın ve sır saklamanın her askerin esas vazifesi olduğu belirtilmiş, aynı kanunun 86'ncı maddesinde; "Asker, kendisinden beklenen vazifeleri hakkıyla yapabilmek için yüksek ahlak ve kuvvetli maneviyata sahip olmalıdır.

Her askerde bulunması lazım gelen ahlaki ve manevi vasıflar şunlardır:

a. Cumhuriyete, Yurda ve Millete karşı sevgi ve bağlılık,

h. İyi ahlak sahibi olmak: Askerlerin ahlakı ve yaşayışı kusursuz ve lekesiz olmalıdır. Asker, esrarkeşlikten, sarhoşluktan, yalancılıktan borçtan ve kumardan dolandırıcılıktan, ahlaksız kimselerle düşüp kalkmaktan, hırsızlıktan, yağmadan, yakıp yıkmaktan ve sair bütün fenalıklardan sakınmalıdır. Bunlar vazifenin yapılmasına mani olurlar, yaşayışı, sıhhati, azim ve cesareti bozar: namusu lekeler, manevi şahsiyeti öldürür ve her biri ayrı ayrı cezaları üstüne çeker. Asker bunlar gibi yalnız kabahat ve cinayetlerden değil aynı zamanda dine hürmetsizlikten, iki yüzlülükten, göz boyamaktan, şahsi arzu ve isteklerin temini peşinde koşmaktan, dalkavukluktan, aklını herkesin yükseğinde görerek kendini beğenmekten, şöhret için iyi sayılmayacak derecede hırs göstermekten, nefsini koruyup çekinmelidir." hükmü yer almaktadır.

Subay Sicil Yönetmeliğinin 91'inci maddesinde hizmetin gerektirdiği şekilde tavır ve hareketlerini ikazlara rağmen ıslah olmaması, aşırı derecede menfaatine, içkiye, kumara düşkün olması, Türk Silahlı Kuvvetlerinin itibarını sarsacak şekilde ahlak dışı hareketlerde bulunması, tutum ve davranışları ile yasa dışı siyasi yıkıcı, bölücü, irticai ve ideolojik görüşleri benimsediği, bu faaliyetlerde bulunduğu veya karıştığı anlaşılanların hizmet sürelerini bakılmaksızın emeklilik işlemi yapılacağı belirtilmiştir.

MY 114-1 (C) Silahlı Kuvvetler İKK Yönergesi 8'inci Bölüm 9'uncu maddesi; "İKK zafiyetine yol açacak şekilde; TSK'nm ve kendisinin itibarını zedeleyecek şekilde ahlaki zafiyetleri, kanunsuz eylem ve faaliyetleri (içkiye, karşı cinse ve şans oyunlarına aşırı düşkünlük, hemcinsleriyle ilişkide bulunmak, kumar oynamak, uyuşturucu kullanmak, yasalara uygun olmayan ticari gelir sağlamak, genel ahlaka uygun olmayan işyerini çalıştırmak veya buralarda çalışmak, mücbir sebepler hariç olmak üzere aşırı borçlanmak ve bu borçlarını ödemeye yönelik gayret göstermemek, kazancıyla uyumlu olmayan tarzda lüks yaşantı sürmek, servetinin kaynağını açıklayamamak vb) bulunduğuna veya bu faaliyetlerle iltisaklı olduğuna dair haklarında ciddi duyum/emare bulunanlar, bu gerekçelerle haklarında idari ve adli işlem başlatılmış olanlarla ilgili olarak "Personel Güvenlik İncelemesi (PERGİN) başlatılır" şeklinde düzenlenmiştir.

Türk Silahlı Kuvvetleri mensuplarında bulunması gereken vasıflar, İç Hizmet Kanununun 39 ve 86'ncı maddelerinde gösterilmiş, Subay Sicil Yönetmeliğinde hangi hallerde disiplinsizlik ve ahlaki durum nedeniyle ayırma işlemi tesis edilebileceği açıklanmıştır. Türk Silahlı Kuvvetleri İKK Yönergesi hükümleri uyarınca Türk Silahlı Kuvvetler mensuplarının İç Hizmet Kanununda aranan şartları muhafaza edip etmediği hususunda bir duyum alınması halinde takipli personel uygulaması başlatılacağı belirtilmektedir.

Türk Silahlı Kuvvetler personeli İç Hizmet Kanununda belirtilen özellikleri muhafaza etmek durumundadır. İlgili hakkında kesin işlem yapmaya, Silahlı Kuvvetlerde kalmasına veya ilişiğinin kesilmesine yeterli delil elde edilinceye kadar inceleme başlatılabilir. Savunma ekinde gönderilen belgelerin incelenmesinde davacının genel ahlaka uygun olmayan yaşantı sürdüğü, fuhuş furyası konulu bir e-posta gönderilmesi üzerine idari tahkikat yapıldığı, sarmaşık faaliyeti olarak adlandırılan tahkikat sonunda davacı hakkında takipli personel formu düzenlendiği anlaşılmıştır. Davacının sözleşmesinin fesh edilip edilmemesi konusunda yapılacak işlemde takibin etkili olması takipli personel işlemi için yeterli bilgi ve belge bulunması nedeniyle davacının dilekçe tarihi itirabiyle hakkındaki takipli personel işleminin kaldırılmamasında hukuka aykırılık görülmemiştir.

Yukarıda açıklanan nedenlerle;

Yasal dayanaktan yoksun DAVANIN REDDİNE,

04 NİSAN 2013 tarihinde usul yönünden Üye J.Kur.Alb. Güven ŞAGBAN'm karşı oyu ve OYÇOKLUĞU esas yönünden OYBİRLİĞİ ile karar verildi.

KARŞI OY GEREKÇESİ

Davacı Hava Kuvvetleri Komutanlığında 30.08.2003 tarihinde sözleşmeli subay olarak göreve başlamış, MY 114-1(C) Silahlı Kuvvetler İKK ve Koruyucu Güvenlik ve İşbirliği Yönergesi kapsamında personel güvenlik incelemesi başlatılmış ve bu durum 27.04.2012 tarihinde davacıya tebliğ edilmesi üzerine davacının söz konusu işlemin kaldırılması için 25.06.2011 tarihinde davalı idareye başvurmuş, bu talebin zımnen reddedilmesi üzerine iş bu dava açılmıştır.

Davacı dava açmadan önce sözleşmesini kendi isteği ile yenilememiş ve TSK'dan ayrılarak statü dışına çıkmıştır. Davacının iptalini istediği işlem Silahlı Kuvvetlerin iç işleyişine yönelik bir istihbarat işlemidir ve yalnızca TSK mensupları için geçerlidir.

Davacı 30.08.2012 tarihinde statüden çıkmış dolayısı ile işlem ve işlemin hukuki etkisi ortadan kalkmıştır. Nitekim AYİM 3'üncü Dairesinin 29.01.2009 tarih ve 2008/343 E, 2009/132 K. sayılı kararı da bu yöndedir. Hukuken ortadan kalkmış bulunan bir işleme yönelik açılmış iptal davasının konusuz olduğunu ve davanın esası hakkında bir karar verilmesine yer olmadığını düşündüğümden sayın çoğunluk kararına katılmadım. 04.04.2013 (¤¤)

Full & Egal Universal Law Academy