Askeri Yüksek İdare Mahkemesi 3. Daire 2011/2066 Esas 2012/874 Karar
Karar Dilini Çevir:
AskeriYüksekİdareMahkemesi
Dairesi: 3. Daire
Esas No: 2011/ 2066
Karar No: 2012 / 874
Karar Tarihi: 12.04.2012

(926 S. K. Geç. m. 32) (1602 S. K. m. 40, 71) (211 S. K. m. 34, 80)

Davacı 22.08.2011 tarihinde AYİM kayıtlarına geçen dava dilekçesinin yanı sıra, 29.11.2011 tarihinde kayıtlara geçen cevaba cevap dilekçesinde özetle; 14.05.1990 tarihinde binbaşı rütbesinde iken istifa ederek ayrıldığını, ayrıldığı tarihteki hizmetinin 23 yıl 9 ay 7 gün olması ve 25 yıldan az olması nedeniyle kendisine müstafi subay kimlik kartı verildiğini, istifa ettikten sonra yaklaşık 2,5 yıl süreyle sigortalı olarak çalışması nedeniyle hizmet birleştirmesi sonucu 25 yıl 6 ay hizmet üzerinden 01.12.1992 tarihinde emekliliğe hak kazandığını, 926 sayılı Kanuna eklenen Geçici 32'nci maddesi gereğince; 12.03.1971 tarihinden itibaren YAŞ kararı ile TSK'dan ilişiği kesilenlere kimlik kartı alma hakkı tanındığını, bu kişilerin hizmetlerinin kendisinin kadar olmadığı halde emekli subay kimlik kartı alabildiklerini, kendisine bu kartın verilmemesinin eşitlik ilkesine aykırı olduğunu, 20.05.2011 tarihili idari müracaatının reddedildiğini belirterek, MY 88-1 TSK Akıllı Kart Yönergesinin 2'nci Bölüm 2'nci madde 3'üncü fıkra (a) bendinin ve emekli subay kimlik kartı verilmemesi işleminin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Dava dosyasının incelenmesinden; mühendis binbaşı sınıf ve rütbesindeki davacının 14.05.1990 tarihinde istifa ederek görevinden ayrıldığı, ayrıldığı tarihe kadar toplam hizmet süresinin 25 yıldan az olması nedeni ile (23 yıl 9 ay 7 gün) kendisine TSK Akıllı Kart Yönergesi gereğince müstafi subay kimlik kartı verildiği, bilahare davacının yaklaşık 2,5 yıl kadar sigortalı olarak çalışarak 916 gün üzerinden prim ödediği ve hizmet birleştirmesi suretiyle 01.12.1992 tarihinden itibaren maaşlı emekliliğe hak kazandığı, 20.05.2011 tarihli dilekçeyle davalı idareye başvurarak; 22.03.2011 tarihinde yürürlüğe giren ve 6191 sayılı Kanun ile 926 sayılı Kanuna eklenen Geçici 32'nci maddesi gereğince, kendisi kadar hizmeti olmayan ve YAŞ kararı ile TSK'dan ilişiği kesilenlere emekli subay kimlik kartı verilmesinin eşitliğe aykırı olduğunu belirterek, kendisine de emekli subay kimlik kartı verilmesi talebinde bulunduğu, ancak bu talebine Hv.K.K.lığının 13.06.2011/PER.: 1040-70390-11/Per.D.Emk.Ş. sayılı yazısıyla; YAŞ kararı ile ilişiği kesilenlerden 6191 sayılı Kanun gereğince başvurusu Milli Savunma Bakanlığı tarafından kabul edilenlere yasal mevzuat gereğince kimlik kartı verildiği, davacının ise istifa ederek ayrılması nedeniyle müstafi kimlik kartına hak kazandığı belirtilmek suretiyle talebin reddedilmesi üzerine, süresinde bu davanın açıldığı anlaşılmıştır.

Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; TSK'daki mecburi hizmet süresinin tamamlanması sonrasında, emeklilik için gerekli yasal hizmet süresinin TSK kadrolarında tamamlanmaksızın gerçekleşen istifanın akabinde, sivil işyerlerindeki çalışma sürelerinin eklenmesinden sonra kazanılan emeklilik statüsünün, emekli subay kimlik kartı hak sahipliği sağlayıp sağlamayacağı noktasında olduğu anlaşılmaktadır. Bu noktada davacı, işlem tarihi itibariyle yürürlükteki mevzuat hükümlerine göre emeklilik statüsü için gereken 25 yıllık hizmetinin bulunduğu hususun yanı sıra, 22.03.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6191 sayılı Kanun ile kendisi kadar hizmetleri bulunmayanlara emekli kartı verilmesinin eşitliğe aykırı olduğu hususunu belirtmektedir.

Öncelikle düzenleyici işlemin iptali ile ilgili istem incelenmiştir.

1602 sayılı AYİM Kanununun 40/2 maddesi; Kanuna göre ilanı gereken düzenleyici ve genel tasarruflara karşı, ilan tarihini izleyen günden itibaren altmış gün içinde dava açılabilir. Ancak bu tasarrufların kendilerine uygulanması üzerine, ilgililer düzenleyici tasarruf veya uygulanan işlem yahut her ikisi aleyhine birden dava açmakta muhtardırlar. İlgililer ayrıca; düzenleyici tasarrufun kaldırılması, değiştirilmesi veya yeni bir düzenleme yapılmasını uygulamadan itibaren altmış gün içinde idareden isteyebilirler. Bu isteklerinin reddi veya altmış gün içinde cevap verilmemesi halinde altmış günün bitiminden itibaren isteklerinin yerine getirilmemesi yolundaki işleme karşı altmış gün içinde dava açabilirler. Düzenleyici tasarrufun kaldırılmaması, değiştirilmemesi veya dava yoluyla iptal edilmemiş olması bu tasarrufa dayalı işlemin iptaline engel olmaz. şeklinde düzenlenmiştir.

Davacı 20.05.2011 tarihli idari müracaatına, Hv. K. K.lığı tarafından 13.06.2011 tarihinde verilen red cevabında bahsi geçen ve olumsuz işleme dayanak olarak gösterilen MY 88-1 TSK Akıllı Kart Yönergesinin 2'nci Bölüm 2/3-(a) maddesinin iptalini talep etmektedir. Söz konusu Yönerge hükmü; 926 sayılı TSK Personel Kanununun 112'nci maddesi gereğince istifa etmiş kabul edilenler hariç olmak üzere, emeklilik hakkını kazanmaksızın TSK'daki mecburi hizmet yükümlülüğünü tamamlayarak istifa nedeniyle ayrılan personelin kendisiyle, eşlerine Askeri Sosyal Tesislere Günübirlik Girişi Kartı verilmesiyle ilgili hususlar düzenlenmektedir. Davacın durumuyla ilgili husus Yönergenin 2'nci Bölüm 3/k maddesinde düzenlenmiştir. Bir diğer deyişle davacının iptalini talep ettiği Yönerge hükmü, davaya konu birel işlemin uygulama maddesi değildir. Yönerge 03.02.2009 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Yürürlük tarihinden itibaren altmış gün içinde dava açılmamış olması ve her ne kadar olumsuz işlemden bahsedilmiş ise de esasen iptali istenen 2'nci Bölüm 2/3-(a) maddesine göre işlem tesis edilmemiş olması nedeniyle, düzenleyici işlemin iptali isteminin süre aşımı yönünden iptaline karar verilmiştir.

211 sayılı TSK İç Hizmet Kanunun 34/e maddesi; Silahlı Kuvvetler mensupları şekil ve kullanma tarzı talimatnamede gösterilen hüviyet kartlarını resmi ve sivil olarak her zaman üzerlerinde bulundurmaya mecburdurlar., keza TSK İç Hizmet Yönetmeliğinin 80/b maddesi; Kimlik kartlarının şekilleri, dağıtma usulleri ve hangi makamlarca verileceği Milli Savunma Bakanlığınca hazırlanacak bir talimatla tesbit edilir. şeklinde düzenlenmiştir.

Yasal düzenlemelerde emekli subay ve astsubaylar ile aile fertlerine kimlik kartı verileceğine ilişkin bir düzenleme bulunmamaktadır. Ancak hizmetin gereği ve kimlik kartının işlevi dikkate alındığında, bu durumun idare tarafından takdir yetkisi kullanılarak bir Yönerge ile düzenlendiği anlaşılmaktadır.

MY 88-1 Türk Silahlı Kuvvetleri Akıllı Kart Yönergesinin TSK Akıllı Kart Hak Sahipliği başlıklı İkinci Bölüm 2/a-3 maddesi; Türk Silahlı Kuvvetlerinden T.C. Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından maaş bağlanmak suretiyle emekliye ayrılan veya emeklilik için gerekli yasal hizmet süresini, Türk Silahlı Kuvvetlerinde doldurduktan sonra kanunda belirlenen yaş hadlerini tamamlayamama nedeniyle istifa ederek ayrılan subay, istisnai memur, astsubay..... hak sahibi aile fertlerine, sonradan emekli hakkı veren başka bir kanunda veya TSK'da farklı bir statüde görev alsalar dahi Emekli TSK Personel Akıllı kartı verilir..., keza 3/k maddesi; Mecburi hizmet süresini tamamladıktan sonra, emeklilik için gerekli yasal hizmet süresini tamamlamadan istifa ederek ayrılan müstafi subay/astsubaylara daha sonraki hizmetlerinin birleştirilmesi nedeniyle emekli aylığı bağlansa dahi Emekli TSK Personel Akıllı Kartı verilmez. şeklinde düzenlenmiştir.

Mevzuat hükümlerine göre, bir kimseye emekli subay/astsubay kimlik kartı (Emekli TSK Personel Akıllı Kartı) verilebilmesi için bu kimsenin Türk Silahlı Kuvvetlerinden, T.C. Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından maaş bağlanmak suretiyle emekliye ayrılması veya emeklilik için gerekli yasal hizmet süresini (25 yıl) Türk Silahlı Kuvvetlerinde doldurduktan sonra Türk Silahlı Kuvvetlerinden ayrılmış olmak gerekmektedir.

Yapılan incelemede; davacının TSK'daki görevinden 23 yıl 9 ay 7 gün hizmet süresinin akabinde istifa etmek suretiyle ayrıldığı anlaşılmaktadır. Bu noktada davacının kendisine maaş bağlanarak emekliye ayrılmamış olmasının yanı sıra, ayrılma tarihindeki mevzuat hükümlerine göre emeklilik için gerekli yasal hizmet süresi olan 25 hizmet yılını tamamlayarak TSK'dan ayrılmasının da söz konusu olmadığı noktasında şüphe yoktur. Dolayısıyla emekli subay kimlik kartı (Emekli TSK Personel Akıllı Kartı) verilebilmesi için mevzuatta öngörülen koşullar davacı yönünden gerçekleşmediğinden, tesis edilen işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı sonuç ve kanaatine ulaşılmıştır.

Davacı, 22.03.2011 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren 6191 sayılı Kanun ile 926 Sayılı TSK Personel Kanununa eklenen Geçici 32'nci madde hükümlerinden istifade eden personele, kendisi kadar hizmet süreleri olmamasına rağmen emekli personel kimlik kartı verilmesinin eşitliğe aykırı olduğunu belirterek, cevaba cevap dilekçesinde Anayasa Mahkemesine müracaat edilmesini talep etmektedir. Öncelikle, 6191 sayılı Kanunun yürürlüğe girişinden sonra, uygulamaya yönelik olarak Akıllı Kart Yönergesinin 2'nci Bölüm 2/a-(3) maddesine ek yapılmıştır. Değişiklik Yönerge hükmünde olup, kanun (veya KHK) hükmünde gerçekleşmediğinden Anayasa Mahkemesine müracaat edilmesi mümkün değildir. Ayrıca davacının, bu davada uygulanma yeri olmayan 6191 sayılı Kanunun iptaline yönelik somut bir talebi de bulunmamaktadır. Öte yandan idari yargının yetkisi, idari işlem (ve eylemlerin) hukuka uygunluğunun denetimiyle sınırlı olduğundan, idarenin takdir hakkını ortadan kaldıracak şekilde karar verilmesi mümkün değildir. Bu bağlamda, davacıyla aynı durum ve konumda bulunmayan ve 6191 sayılı Kanundan istifade eden kişilere emekli personel kimlik kartı verilmesi davacı ile ilgili uygulama yönünden eşitlik ilkesine aykırılık oluşturmaz.

1. MY 88-1 TSK Akıllı Kart Yönergesinin 2'nci Bölüm 2'nci madde 3 'üncü fıkra (a) bendinin iptali isteminin süre yönünden REDDİNE,

2. Emekli subay kimlik kartı verilmesi talebinin reddine dair işlemin iptali isteminin REDDİNE,

3. 1602 sayılı Kanunun 71'inci maddesi uyarınca yargılama giderlerinin (Posta giderleri dahil) davacı üzerinde BIRAKILMASINA,

02.11.2011 tarih ve 28103 Sayılı Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 659 Sayılı KHK'nın 14'üncü maddesi ve karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari ücret tarifesi uyarınca 1.200,00 Türk Lirası (Binikiyüz Türk Lirası) avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalı idareye VERİLMESİNE,

12 NİSAN 2012 tarihinde OYBİRLİĞİ ile karar verildi. (¤¤)

Full & Egal Universal Law Academy