Askeri Yüksek İdare Mahkemesi 3. Daire 2011/1128 Esas 2011/2329 Karar
Karar Dilini Çevir:
AskeriYüksekİdareMahkemesi
Dairesi: 3. Daire
Esas No: 2011/ 1128
Karar No: 2011 / 2329
Karar Tarihi: 18.11.2011

(5434 S. K. m. 44, 45, 50, 67) (1602 S. K. m. 56) (657 S. K. m. 36, 55, 66, 72)

Davacılar vekili 20.04.2011 tarihinde Askeri Yüksek İdare Mahkemesi'nde kayıtlara giren dava dilekçesinde özetle; davacılar ...ile ....'in oğulları, ...ile ..'in kardeşleri olan...'in olay tarihinde Dağ ve Komando Tugayı 4'üncü Komando Taburu 10'uncu Komando Bölük Komutanlığı'nda telsiz operatörü olarak askerlik görevini yerine getirdiği sırada zor doğa koşulları altında 17.3.2010 tarihinde Rahmo Tepesi Üs Bölgesine intikal ettiğini, tüm gece bölgenin zor hava koşulları altında pusu mevziinde görev yaptığını, ertesi gün saat 11.30'da kaldığı çadırın girişinde yatar vaziyette bulunduğu ve aynı gün vefat ettiğini, Askeri Savcılık tarafından yapılan soruşturma sonucunda ölümün ani fizyolojik ölüm olduğu, müteveffanın ölümünde herhangi bir asker kişinin illiyet bağı kurulabilecek bir eyleminin kusurunun veya ihmalinin bulunmadığı sonucuna ulaşıldığını, karara itiraz sonucu hakkında henüz bir bildirimde bulunulmadığını, olay tarihi itibarıyla yürürlükte olan 5434 sayılı Kanunun 56'ncı maddesinde yedek ve gönüllü askerlerin silah altında bulundukları esnada maluliyete uğramaları halinde şartları varsa vazife malulü olabileceklerinin hükme bağlandığını, müteveffanın askerlik görevini yaptığı sırada ve askeri bir hizmet olan pusu görevini icra ederken bir diğer ifadeyle görevin etkisiyle vefat ettiğinden vazife malulü sayılmasının gerektiğini, 5434 sayılı Kanunun 67'nci maddesinde vazife maluliyetinden dolayı yetim aylığının kimlere bağlanabileceğinin belirtildiğini, Sosyal Güvenlik Kurumunun 05.04.2011 tarihli yazısı ile, İstanbul Adli Tıp Kurumu 1'inci İhtisas Kurulunun 01.09.2010 tarihli otopsi raporunun sağlık kurulunca incelenerek ölümün vazifesinin neden ve etkisiyle meydana gelmediğine karar verilmesi nedeniyle vazife maluliyeti aylığı bağlanması isteminin kabul edilmediğini, gerek askere sevk edilirken sağlam olan, gerekse askerlik hizmeti sırasında hiç bir rahatsızlığı bulunmayan, otopsi sonucunda da herhangi bir hastalığı tespit edilemeyen müteveffanın ölümünün vazife neden ve etkisiyle meydana gelmediğinin kabul edilmesinin hukuka uyarlı olmadığını belirterek 1602 sayılı Kanunun 56'ncı maddesinin göndermesi ile HUMK'nun 465'inci maddesi gereğince adli yardımdan yararlandırılmasına, vazife maluliyeti nedeniyle yetim aylığı bağlanmaması işleminin iptaline ve başvuru tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

AYİM 3'üncü Dairesinin 28.04.2011 gün ve E.2011/1128 sayılı kararı ile, davacıların iddiasında haklı olduğunu gösterecek dosyada yeterli delilin bulunmaması ve muhtaçlık belgesinin muhtar ve iki aza tarafından imzalanmaması nedeniyle adli yardım isteminin reddine karar verilmiştir.

Dava dosyasında mevcut bilgi ve belgelerin incelenmesi sonucunda; müteveffa P.Çvş.....'in Dağ ve Komando Tugayı 4'üncü Komando Taburu 10'uncu Komando Bölük Komutanlığı'nda telsiz operatörü olarak görevli olduğu, bahar yaz tertiplenmesi kapsamında 17.3.2010 tarihinde Rahmo Tepesinde bulunan Üs Bölgesine birliği ile beraber intikal ettiği, 18.03.2010 günü saat 11.30'da kaldığı çadırın girişinde vefat ettiği, İstanbul Adli Tıp Kurumu 1'inci İhtisas Kurulunun 01.09.2010 tarih ve Sayı: B.03.1.ATK.0.06.00.01-101.01.02-2010/26.08.2010/61108-3057 sayılı raporunda ölüm nedenin belirlenemediğine karar verildiği, Jandarma Asayiş Kolordu Komutanlığı Askeri Savcılığınca yapılan hazırlık soruşturması sonucunda müteveffanın askerlik süresi boyunca herhangi ciddi bir rahatsızlık geçirmediği, 18.03.2010 tarihinde meydana gelen ölüm olayının zehirlenme, donma, hastalık veya travmatik bir etkiden kaynaklanmadığı, ölümün ani fizyolojik ölüm olduğu, ölümünde herhangi bir asker kişinin illiyet bağı kurulabilecek bir eyleminin, kusurunun veya ihmalinin bulunmadığı değerlendirilerek 31.12.2010 tarih ve E.2010/809 K.2010/208 sayılı kararı ile Kovuşturmaya Yer Olmadığına karar verildiği, 20.03.2010 tarihinde Kara Kuvvetleri Komutanlığına aylık bağlanması talebinde bulunulduğu, Kara Kuvvetleri Komutanlığı'nın 07.06.2010 tarih ve PER.:9640-168566-10/Per.İşl.D.Şht.Gz.İşl.Ş.Nak.Tav.veÖz.Hak.Ks. sayılı yazısı ile Sosyal Güvenlik Kurumu'ndan kanuni varislere ayılık bağlanıp bağlanmayacağının bildirilmesinin istenildiği, müteakiben Kara Kuvvetleri Komutanlığı'nın 05.10.2010 tarih ve PER.:9640-284734-10/Per.İşl.D.Şht.Gz.İşl.Ş.Nak.Tav.ve Öz.Hak.Ks., 14.01.2011 tarih ve PER.:9640-131125-10/Per.İşl. D. Şht. Gz. İşi. Ş. Nak.Tav.ve Öz.Hak.Ks. sayılı yazıları işlem sonucunun sorulduğu, Sosyal Güvenlik Kurumu Sağlık Kurulunun 16.02.2011 tarih ve 4022, Vazife Malullüğü Tespit Kurulunun 25.03.2011 tarih ve 156 sayılı kararı ile ölümün vazifesinin neden ve etkisiyle meydana gelmediğine karar verildiği, Sosyal Güvenlik Kurumu'nun 05.04.2011 gün ve Sayı:B.13.2.SGK.0.12.04. 01/89.521.059 sayılı yazısı ile Kara Kuvvetleri Komutanlığı ve davacı....'e Vazife Malullüğü Tespit Kurulunun 25.03.2011 tarih ve 156 sayılı kararının gönderildiği, davacılar vekilince 04.02.2001 tarihli dilekçe ile müracaat edilerek ....ve....'e 5434 sayılı Emekli Sandığı Kanunu uyarınca vazife malullüğü aylığı bağlanılmasının talep edildiği, Sosyal Güvenlik Kurumu'nun 16.04.2001 gün ve Sayı:B. 13.2.SGK.0.12.04.01/89.521.059 sayılı yazısı ile Vazife Malullüğü Tespit Kurulunun 25.03.2011 tarih ve 156 sayılı kararı uyarınca aylık bağlanması talebinin reddedildiğinin bildirildiği anlaşılmıştır.

5434 sayılı T.C.Emekli Sandığı Kanununun 44'üncü maddesinde; Her ne sebep ve suretle olursa olsun vücutlarında hasıl olan arızalar veya duçar oldukları tedavisi imkansız hastalıklar yüzünden vazifelerini yapamayacak duruma giren iştirakçilere (Malul) denir ve haklarında bu kanunun malullüğe ait hükümleri uygulanır. Şu kadar ki, bunlar yazı ile istedikleri takdirde haklarında bu Kanun hükümleri uygulanmaksızın malullüklerinin mani olmadığı başka vazife ve sınıflara nakil suretiyle tayinleri yapılmak üzere istifa etmiş sayılırlar. Bunların, istifa etmiş sayıldıktan sonra dahi, bu Kanun hükümlerinin uygulanmasını istemek hakları mahfuzdur. Ancak, kurumlarında başka vazife ve sınıflara nakli mümkün olanlardan özel kanunlarına göre yükümlülük süresine tabi olanlar, bu yükümlülüklerini tamamlamadıkça veya maluliyetlerinin yeni vazifelerine de mani olduğuna dair 50 nci madde uyarınca yeniden rapor almadıkça bu haklarını kullanamazlar. İştirakçilerden; talim, manevra, seferberlik veya harp dolayısıyla vazifeleri ile ilgileri kesilmeksizin silah altına alındıkları dönemde malul olup, bu malullükleri asıl vazifelerini yapmaya mani olmayanlar ile Sandığa tabi göreve atandıkları tarihten önce malul sayılmayı gerektiren hastalık veya sakatlığı olduğu belirlenenler hakkında, bu hastalık veya sakatlıkları sebebiyle bu Kanunun malullüğe ilişkin hükümleri uygulanmaz. düzenlemesine, 45'inci maddesinde; 44'üncü maddede yazılı malullük; a) İştirakçilerin vazifelerini yaptıkları sırada vazifelerinden doğmuş olursa; b) Vazifeleri dışında kurumların verdiği her hangi bir kuruma ait başka işleri yaparken, bu işlerden doğmuş olursa; c) Kurumların menfaatini korumak maksadıyla bir iş yaparken o işten doğmuş olursa (Maksadın ilgili kurumlarca kabul edilmesi şartıyla); ç) Fabrika, atölye ve benzeri işyerlerinde, işe başlamadan evvel iş sırasında veya işi bitirdikten sonra, o işyerinde husule gelen ve yine o işyerinin mahiyetinden veya çalışma konusundan ileri gelen kazadan doğmuş olursa; Buna (Vazife malullüğü) ve bunlara uğrayanlara da (Vazife malulü) denir. düzenlemesine, 56'ncı maddesinde Muvazzaf, yedek ve gönüllü erlerin silah altında bulundukları esnada veya celp ve terhislerinde (Serbest şevkler dahil) şevkleri sırasında, Yedek Subay okulu öğrencilerinin gerek okulda, gerek okuldan evvelki hazırlık kıtasında vazife malulü olmaları halinde, kendilerine, öğrenim durumlarına göre, 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 36'ncı maddesinde tespit edilen giriş derece ve kademe tutarlarının, daha önce devlet memuriyetinde bulunmuş olanlardan kazanılmış hak aylıkları veya emekli keseneğine esas aylıkları, sözü edilen giriş derece ve kademe tutarının üzerinde olanlara bu aylıkları emeklilik gösterge tablosunda karşılığı olan derece ve kademe tutarının,%70'i üzerinden aylık bağlanır. Bu suretle bağlanacak aylıklarına, maluliyet derecelerine göre, 55'inci maddede gösterilen nispetlerde zam yapılır. Askerlik vazifesini veya yedek subaylık hizmetini başkasının yerine yaptığı anlaşılanlara aylık bağlanmaz. düzenlemesine, 66'ncı maddesinde; Dul ve yetim aylıkları:...e) Erlerden 56'ncı madde gereğince vazife malullüğü aylığı alanlardan (Aylığa müstahak duruma girip de henüz bağlama yapılmamış olanlar dahil) ölenlerin,...Ölüm tarihinde bu kanuna göre aylığa müstahak dul ve yetimlerine bağlanır. düzenlemesine, 67'nci maddesinde; 66'ncı maddede sözü geçen dul ve yetimler şunlardır: a) Karı; b) Koca; c) Çocuklar; ç) Ana; d) Baba düzenlemesine, 72'nci maddesinde; (Değişik: 3284-7.5.1986) Ölen iştirakçilerin,iştirakçi bulunmayan dul ve muhtaç anaları ile iştirakçi olmayan ve ölüm tarihinde muhtaç ve (65) yaşını doldurmuş bulunan babalarına Sandığa müracaat tarihini takip eden aybaşından itibaren aylık bağlanır. Muhtaç babalardan çalışarak geçimini sağlayamayacak derecede malul olanlar için yaş kaydı aranmaz. Muhtaç olması sebebiyle aylık bağlanan babanın ölümünde aylığı, muhtaç olması şartı ile Sandığa müracaat tarihini takip eden aybaşından itibaren öz anaya bağlanır....(Değişik son fıkra: 4354-1.4.1998) (Değişik ibare: 5754-17.4.2008 / m.75/l-Yürürlük m.93/b) 5510 sayılı Kanun'un 47 nci maddesinin sekizinci fıkrasında belirtilen durumlardan dolayı veya 3.11.1980 tarihli ve 2330 sayılı Kanun ile bu Kanuna ek 18.12.1981 tarihli ve 2566 sayılı Kanun kapsamında mütalaa edilen görevler nedeniyle hayatlarını kaybetmiş bulunan iştirakçilerle bunlardan aylık almakta iken ölenlerin baba veya analarına, ölüm tarihini takip eden aybaşından geçerli olarak aylık bağlanır. Babaya bağlanan aylık, dul ve yetimlerin bulunması hali de dahil, ana ve babaya eşit olarak paylaştırılarak ödenir. Dul ve yetimlerle beraber baba veya anaya aylık bağlanması halinde, eş ve çocukların aylıkları baba veya ananın bulunmadığı durumlarda bağlanacak aylıktan az olamaz. 3.11.1980 tarihli ve 2330 sayılı Kanun ile bu Kanuna ek 18.12.1981 tarihli ve 2566 sayılı Kanun kapsamında mütalaa edilen görevler nedeniyle bağlanan aylıklar Bakanlar Kurulu Kararıyla iki katına kadar çıkartılabilir. Ödenecek aylığın Bakanlar Kurulunca artırılması halinde, bağlanan aylıkta meydana gelecek farklar ile dul ve yetimlerle beraber aylık bağlanması halinde, baba veya anaya bağlanan aylıklar da sosyal güvenlik kurumlarınca Hazineden tahsil edilir. (Ek cümle: 5754 - 17.4.2008/m.75/2 - Yürürlük m.93/b) Yukarıdaki hükümler 31/5/2006 tarihli ve 5510 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamındaki sigortalılar ile hak sahipleri hakkında ilgisine göre uygulanır. düzenlemesine yer verilmiştir.

Belirtilen hükümlerden de anlaşıldığı üzere muvazzaflık hizmetini yapan erlere vazife malullüğü hükümlerinin uygulanabilmesi ve yetimlerine aylık bağlanabilmesi için, bunların silah altında bulundukları esnada, celp ve terhislerinde veya şevkleri sırasında vazifelerinden doğan ve vücutlarında hasıl olan arızalar veya duçar oldukları tedavisi imkansız hastalıklar yüzünden vazifelerini yapamayacak duruma gelmeleri, dul ve yetimlere 5434 sayılı Kanun kapsamında aylık bağlanabilmesi için iştirakçi olmayan babanın muhtaç ve 65 yaşını doldurmuş ya da malul olması, iştirakçi olmayan ananın ise dul ve muhtaç olması gerekmektedir.

Bunun yanı sıra yetimlere 2330 sayılı Nakdi Tazminat Ödenmesi ve Aylık Bağlanması Hakkında Kanun kapsamında aylık bağlanabilmesi vefat olayının emniyet ve asayiş görevi sırasında bu görevin sebep ve tesiri ile meydana gelme koşulunun gerçekleşmesi yeterli olmakta, bunun dışında başkaca bir koşul aranmamaktadır.

Dul ve yetim aylığı bağlanmasına ilişkin işlemlerde aşamalı olarak öncelikle vazife malullüğüne ilişkin bir işlem tesis edilmekte, müteveffanın vazife malulü olduğuna karar verildikten sonra aylık bağlanmasına yönelik işlem tesis edilmektedir.

Dava konusu uyuşmazlıkta Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından müteveffanın vazife malulü olmadığına karar verildiğinden öncelikli koşulun gerçekleşmemesi nedeniyle yetim aylığı bağlanması hususunda ayrıca bir işlem tesis edilmemiştir. Bu nedenle dava konusu uyuşmazlık davacıların kanuni yakını müteveffa P.Çvş....'in vazife malulü kabul edilmemesi işlemi ile sınırlandırılmış, esasa ilişkin inceleme ve değerlendirme bu kabule göre yapılmıştır.

Müteveffa P.Çvş.....'in bahar yaz tertiplenmesi kapsamında 17.3.2010 tarihinde Rahmo Tepesinde bulunan Üs Bölgesine birliği ile beraber intikal ettiği, 18.03.2010 günü saat 11.30'da kaldığı çadırın girişinde vefat ettiği, İstanbul Adli Tıp Kurumu l'inci İhtisas Kurulunun 01.09.2010 tarih ve Sayı:B.03.1.ATK.0.06.00.01-101.01.02-2010/26.08.2010/61108-3057 sayılı raporunda ölüm nedenin belirlenemediğine karar verildiği, Jandarma Asayiş Kolordu Komutanlığı Askeri Savcılığınca yapılan hazırlık soruşturması sonucunda müteveffanın askerlik süresi boyunca herhangi ciddi bir rahatsızlık geçirmediği, meydana gelen ölüm olayının zehirlenme, donma, hastalık veya travmatik bir etkiden kaynaklanmadığı, ölümün ani fizyolojik ölüm olduğu tespitine yer verildiği, müteveffa P.Çvş....'in vefatının vazifenin sebep ve tesiri ile ilgisini ortadan kaldıracak bir rahatsızlığının bulunmadığı, keyif verici içki ve her çeşit maddeler kullanmaktan, kanun, tüzük ve emir dışında hareket etmiş olmaktan, yasak fiilleri yapmaktan ve intihara teşebbüsten, her ne suretle olursa olsun kendisine veya başkalarına menfaat sağlamak veya zarar yapmak maksadından kaynaklanmadığı, vefat olayının mart ayı içerisinde zor doğa koşullarının hakim olduğu bir bölgede gerçekleştiği, bunun dışında bir sebeple yaşamını yitirdiğine ilişkin hiçbir kanıt ve bilgi bulunmadığı dikkate alındığında Müteveffa P.Çvş.....'in askerlik hizmetinin sebep ve tesiri ile vefat ettiği vicdani kanaatine ulaşıldığından vazife malulü kabul edilmeme yönünde tesis edilen işlemin sebep ve konu unsurları bakımından hukuka aykırı olduğunun kabulü ile iptaline karar verilmiştir.

Yukarıda açıklanan nedenlerle;

Müteveffa....'in vazife malulü kabul edilmemesi işleminin İPTALİNE,

18 KASIM 2011 tarihinde OYBİRLİĞİ ile karar verildi. (¤¤)

Full & Egal Universal Law Academy