Askeri Yüksek İdare Mahkemesi 3. Daire 2010/688 Esas 2010/533 Karar
Karar Dilini Çevir:
AskeriYüksekİdareMahkemesi
Dairesi: 3. Daire
Esas No: 2010/ 688
Karar No: 2010 / 533
Karar Tarihi: 15.04.2010

(2709 S. K. m. 157) (5434 S. K. m. 15) (1602 S. K. m. 20)

Davacı 01.04.2010 tarihinde Çorlu 1'inci Asliye Hukuk Mahkemesi ve bu yolla 07.04.2010 tarihinde AYİM kaydına geçen dava dilekçesinde özetle; 4 yıl süreli üniversite mezunu olduğunu ve 30.08.1996 tarihinde teğmen rütbesiyle muvazzaf subay nasbedildiğini, 5434 sayılı Kanunun 15/e maddesi uyarınca sivil öğrencilikte geçen eğitim-öğretim sürelerinin fiili hizmetine eklenip eklenmediğini araştırdığını, kendi payına düşen ödemeyi yapmasına rağmen Kurum payının Sandık hesabına yatırılmadığını öğrendiğini, müracaatı üzerine bilahare Kurum karşılığı tutarın bütçeden ödendiği, ancak gecikmeden kaynaklanan faiz ödemesinin yapılmadığını, yaptığı müracaata kurum katkı payına faiz ödenmesinin mümkün olmadığı şeklinde cevap verildiğini, zamanında yapılmayan kesintilerden şahsının değil idarenin sorumlu olduğunu belirterek, hizmet borçlanması karşılığı olarak kurum tarafından ödenmesi gereken tutara işletilen faizin ödenmemesi işleminin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmektedir.

AYİM Genel Sekreterliğinin 12.04.2010/1330 sayılı yazısıyla; dava konusunun AYİM'nin görevine girmediği belirtilerek ilk inceleme aşamasında bir karar verilmek üzere dava dosyası Dairemize gönderilmiştir.

Dava dosyasının incelenmesinden; davacının fakülteden mezun olduktan sonra 1996 yılında teğmen nasbedildiği, 5434 sayılı Kanunun 15'inci maddesi uyarınca öğrencilikte geçen süresinin hizmetten sayılması için Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı'na müracaat ettiği, Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığımın 02.06.2009 tarihli yazısı ile hizmet borçlanması talebinin uygun görüldüğü, davacı tarafından ödenmesi gereken 210,70 TL şahıs katkı payını davacının 23.12.2009 tarihinde ilgili Kurum'un banka hesabına yatırdığı, faiz oranının uygulanmasından sonra Kurum karşılığı kesenek miktarı olarak 1.963,70 TL.nin tespit edildiği, davalı idare tarafından Kurum karşılığı olan 263,35 TL.nin 19.11.2009 tarihinde Sosyal Güvenlik Kurumuna yatırılmasına rağmen faiz tutarı olan 1.700,35 TL.nin yatırılmadığı, faiz tutarının ödenmesinin mümkün olmadığı şeklinde davacıya olumsuz cevap verildiği, bunun üzerine işlemin iptali istemi ile dava açıldığı anlaşılmaktadır.

Anayasanın 157'nci maddesinde, Askeri Yüksek İdare Mahkemesi'nin askeri olmayan makamlarca tesis edilmiş olsa bile, asker kişileri ilgilendiren ve askeri hizmete ilişkin idari işlem ve eylemlerden doğan uyuşmazlıkların yargı denetimini yapan ilk ve son derece mahkemesi olduğu; ancak askerlik yükümlülüğünden doğan uyuşmazlıklarda ilgilinin asker kişi olma şartının aranmayacağı belirtilmiş; 1602 sayılı Kanunun 2568 sayılı Kanunla değişik 20'nci maddesinde de aynı hüküm yer almıştır. Askeri Yüksek İdare Mahkemesi'nin bir davaya bakabilmesi için dava konusu idari işlemin asker kişiyi ilgilendirmesi ve askeri hizmete ilişkin bulunması koşullarının birlikte gerçekleşmesi gerekmektedir.

1602 sayılı Kanunun değişik 20'nci maddesinde, Türk Silahlı Kuvvetlerinde görevli bulunan veya hizmetten ayrılmış olan, subay, askeri memur, astsubay, askeri öğrenci, uzman çavuş, uzman jandarma çavuş, erbaş ve erler ile sivil memurlar asker kişi olarak sayılmaktadır. Davacının asker kişi olduğunda kuşku bulunmamaktadır.

İdari işlemin, görevli yargı yerinin tespiti yönünden askeri hizmete ilişkin olup olmadığının saptanabilmesi için işlemin konusuna bakılması gerekmektedir. Eğer idari işlem askeri gereklere, askeri usul ve yönteme ve askeri hizmete göre tesis edilmiş ise bu işlemin askeri hizmete ilişkin olduğu kabul edilmelidir. Daha açık bir ifadeyle, askeri hizmete ilişkin idari işlemler: İdarenin bir asker kişinin askeri yeterlik ve yeteneklerinin, tutum ve davranışlarının askeri geçmişinin, asker kişi olmaktan kaynaklanan hak ve ödevlerinin; askerlik hizmetinin amacı, askeri görev yerlerinin özellikleri, askeri kural ve gerekler göz önünde tutularak değerlendirilmesi sonucunda tesis edilen işlemlerdir. İşlem, askeri olmayan bir makam tarafından tesis edilmiş olsa bile durum değişmemekte menfaati ihlal edilen asker kişinin açtığı davaya Askeri Yüksek İdare Mahkemesi'nde bakılması gerekmektedir.

Dava konusu uyuşmazlık subay nasbedilmeden önce yüksek okulda geçen başarılı öğrencilik süresinin fiili hizmet süresine eklenebilmesi için borçlanılmasından doğmuştur. Davalı taraf kurum karşılığı anaparanın yatırıldığını ancak faiz ödenemeyeceğini beyan etmiş ve uyuşmazlık faiz konusunda odaklanmıştır. Faizin ödenmemesine ilişkin davalarda görevli mahkeme faizin doğduğu asıl işleme göre tespit edilmektedir. Hizmet borçlanmasından kaynaklanan işlemin tesisinde askeri yeterlilik, yetenek, tutum ve davranışlar, askerlik hizmetinin amacı yönünden bir değerlendirme yapılmamaktadır. Uyuşmazlığın çözümünde de bu hususlar dikkate alınmayacaktır. Askeri hizmete ilişkinlik şartı gerçekleşmediğinden davanın Askeri Yüksek İdare Mahkemesinde çözülmesi mümkün değildir.

Genel İdari Yargı görevlidir. Uyuşmazlık Mahkemesinin 05.04.2010 tarih 2009/278 E., 2010/86 K. tarihli kararı da bu yöndedir.

Yukarıda açıklanan nedenlerle;

1. Uyuşmazlığın çözümü genel idari yargının görevine girdiğinden, DAVANIN GÖREV YÖNÜNDEN REDDİNE,

2. 2577 Sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 9'uncu maddesi uyarınca, görevsizlik kararının tebliğinden itibaren otuz gün içerisinde görevli mahkemede dava açılabileceğinin, görevli mahkemede dava açıldığı takdirde ödenen başvuru harcının dikkate alınabileceğinin davacıya bildirilmesine,

15 Nisan 2010 tarihinde OYBİRLİĞİ ile karar verildi. (¤¤)

Full & Egal Universal Law Academy