Askeri Yüksek İdare Mahkemesi 3. Daire 2010/566 Esas 2010/944 Karar
Karar Dilini Çevir:
AskeriYüksekİdareMahkemesi
Dairesi: 3. Daire
Esas No: 2010/ 566
Karar No: 2010 / 944
Karar Tarihi: 08.07.2010

(5434 S. K. m. 64, 69) (2629 S. K. m. 13)

Davacı vekili, 12.03.2010 tarihinde AYİM'de kayda geçen dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin oğlu olan P. Bşçvş. ... 'in Balıkesir Bakım Okulu ve Eğitim Merkezi K.lığı Muh. Bl. K.lığı idari işler astsubaylığı görevini ifa ettiği sırada, 08.11.2009 tarihinde Muhabere bölüğü nöbetçi astsubayı olduğu; saat 08.55 civarında, nöbet değişimi için nöbet servis aracı ile Loj.Ds.K.lığı binası önüne geldiği; nöbet aracından indiği sırada aynı birlikte görevli olan ve psikolojik sorunları nedeniyle silahsız nöbet tutturulan Er ... tarafından vurulduğu; şehidin babası tarafından 07.12.2009 tarihli dilekçeyle K.K.K.lığına başvuruda bulunularak şehitliğe defnedilmesinin talep edildiği; bu talebin K.K.K.lığının 09.02.2010 tarihli yazısı ile reddedildiği; Şehitlik Yönergesinin sübjektif kriterlere göre hazırlandığı; aynı şekilde vefat eden bazı personelin şehitliğe gömüldüğü; müvekkilinin de şehitliğe gömülmesi gerektiği ve yapılan işlemin hukuka aykırı olduğunu belirtmek suretiyle iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Dava dosyasının incelenmesinden; P. Bşçvş. ...'in Balıkesir Bakım Okulu ve Eğitim Merkezi K.lığı Muh. Bl. K.lığı idari işler astsubaylığı görevini ifa ettiği sırada, 08.11.2009 tarihinde bölük nöbetçi astsubayı olduğu; belirtilen tarihte nöbet değişimi için saat 08.55 civarında servis aracı marifetiyle Loj.Ds.K.lığı binası önüne geldiği; nöbet aracından indiği sırada aynı birlikte görevli olan ve psikolojik sorunları nedeniyle silahsız nöbet tutturulan Er ... tarafından ateş açılmak suretiyle vurulduğu; olay sonrası vefat eden P. Bşçvş. ...'in babası olan davacı tarafından 07.12.2009 tarihli dilekçe ile başvuruda bulunularak müteveffanın şehitliğe naklinin talep edildiği, bu talebin MSB.lığının 09.02.2010 tarihli yazısı ile ölüm olayının Milli Savunma Bakanlığı Şehitlik Yönergesi kapsamına girmediği gerekçesiyle reddedilmesi üzerine AYİM'de işbu davanın açıldığı anlaşılmıştır.

Şehitliğe defnedilecek kişilerin belirlendiği MSY 439-1 (A) MSB Şehitlik Yönergesinin 2'nci bölüm 4'üncü maddesi;

Şehitliklere; Kara, Deniz, Hava Kuvvetleri Komutanlıkları ve Jandarma Genel Komutanlığı ile Sahil Güvenlik Komutanlığına mensup asker ve sivil kişilerden aşağıda belirtilen durumlarda olanlar defnedilir:

a. Harpte fiilen ateş altında ölenler, ya da yaralanıp tedavisi sırasında bu yaranın sebep ve tesiri ile ölenler veya geride bulunulup da, düşman silahlarının tesiriyle ölenler ya da yaralanıp tedavi sırasında bu yaranın sebep ve tesiriyle ölenler,

b. İç güvenlik görevlerinde (Disiplinsizlik ve ihmali görülenler hariç) veya terör ve anarşi ile mücadelede ölenler ya da yaralanıp tedavi sırasında bu yaranın sebep ve tesiri ile ölenler,

c. Eğitim, atış, tatbikat, manevra gibi görevleri yapan asker kişilerden; görev yaptıkları sırada veya yetkili makamlarca görevlendirilmeleri nedeniyle, sabit görev yerlerinden ayrıldıktan sonra, vuku bulan bir olayda ölenler veya yaralanıp da sonradan bu yaranın sebep ve tesiriyle ölenler,

d. Kaçakçılığın men ve takibinde fiilen çatışma sırasında ölenler, ya da yaralanıp tedavi sırasında bu yaranın sebep ve tesiriyle ölenler,

e. Hudut emniyet hizmetlerinde iken silahlı çatışma sırasında veya hudut emniyet hizmetinin ifasına yönelik diğer faaliyetler sırasında kaza ve olaylarda ölenler ya da yaralanıp tedavi sırasında bu yaranın sebep ve tesiriyle ölenler, (Disiplinsizlik ve ihmali görülenler hariç)

f. Ailesi arzu ettiği takdirde, ölen MSB.ları, orgeneraller ve oramiraller

g. Türk Silahlı Kuvvetleri Mensubu veya Türk Silahlı Kuvvetlerinden ayrılanlardan (emekli, istifa vb.) daha önce Türk Silahlı Kuvvetleri Mensubu olmaları gerekçesiyle terör eylemlerine muhatap olarak ölenler,

h. Herhangi bir askeri tesis, kışla ve binanın vs. yangın, sel, deprem, heyelan, çığ gibi doğal afetlere maruz kalması nedeniyle ölenler,

i. Hangi meslek sınıfından olursa olsun; vazifeli olarak askeri uçak veya askeri maksatla kullanılan uçak, helikopter, gemi ve denizaltının herhangi bir sebep ve etki ile düşmesi, batması, infilak etmesi sonucu bu vasıtalarda bulunanlardan ölenler (Disiplinsizlik ve ihmali görülenler hariç),... hükmünü içermektedir.

Buna göre; dava konusu olay değerlendirildiğinde; davacının oğlu P. Bşçvş. ...'in vefatı ile neticelenen olayın, şehit sayılmayı gerektiren hallerden olan harp, iç güvenlik, eğitim, atış, tatbikat, manevra, kaçakçılığın men ve takibi gibi görevler esnasında veya doğal afet nedeni gibi şartlar altında veya bu görev ve şartların sebep ve tesiri ile meydana gelmediği anlaşıldığından, P. Bşçvş. ...'in şehitliğe gömülmesine ilişkin talebinin reddine dair işlemde hukuka ve mevzuata aykırı bir yön bulunmadığı kanaatine varılmıştır.

Ayrıca davacı vekili tarafından Şehitlik Yönergesinin ilgili hükümlerinin iptalinin de talep edildiği görülmektedir.

İç hukukumuzda Şehitin tanımını yapan bağlayıcı bir düzenleme bulunmamaktadır. 1325 tarihli Askerî Tekaüt ve Maaş Kanunu’nda şehit kavramı geçmekte ise de tanımı verilmemektedir. Keza, 5434 Sayılı T.C Emekli Sandığı Kanunu’nun 64 ve müteakip maddesinde Harp Malullüğünden söz edilmekle birlikte, şehitle ilgili herhangi bir hüküm bulunmamaktadır. Ancak Kanununun 69 ncu maddesinin (d) bendinde: ...64 ncü madde de yazılı hallerde şehit olmuşlarsa;... ibaresinin, şehit ya da şahadeti tam olarak açıkladığı da ileri sürülememektedir. Keza 2629 sayılı Kanunu'nun 13'üncü maddesinde de şehitlik ve sakatlık tazminatından bahsedilmektedir.

İptali istenen Milli Savunma Bakanlığı’nca hazırlanan Şehitlik Yönergesi ((MSY 439-1(A))"nin 10.12.1999 tarihli Başemrinde açıkça şehit tanımı ve şehitlerin definine dair kanun çıkıncaya kadar denilmek suretiyle, mevcut bir sorunun yasal düzenleme yapılıncaya kadar çözümüne yönelik olarak yürürlüğe konulduğu vurgulanmaktadır.

Diğer yandan bu konuda TBMM'nin 927 sayılı yorum kararı ile 4992 sayılı Kanuna ek 5107 sayılı Kanunun 2'nci maddesinin tefsirine lüzum ve zaruret olmadığına dair Heyeti Umumiye kararı mevcuttur. Bu kararlarda, harpte veya eşkıya müsademesinde her nevi düşman silahı tesiri ile derhal vefat edenler ile harpte yaralanıp tedavi sırasında veya icra olunan cerrahi ameliyat neticesinde vefat edenlerin şehit sayılacağı belirtilmiştir.

Davalı idarenin şehitliğe gömülecekleri belirlerken, mevcut yasal düzenlemelere aykırı olmayacak biçimde, çeşitli yasalardaki konuyla ilgili hükümleri, TBMM yorum kararını, gelenek ve idari teamüller ile toplumun değer yargılarını dikkate alarak bir yönerge çıkarması ve işlemlerinde bu yönergeyi esas almasında hukuka aykırı bir yön bulunmadığı gibi yönergenin iptalini gerektirecek bir hukuka aykırılık da bulunmamaktadır.

Dava konusunu teşkil eden ve MSB.lığınca uygulamaya konulan MSY 43 9-1 (A) Şehitlik Yönergesi, şehitliğe kimlerin gömüleceğinin belirlenmesi, şehitlik yerlerinin tespiti ve tescili ile bakım ve onarım işlemlerinin yürütülme esas ve usullerinin tespiti amacı ile çıkarılan bir iç düzenlemedir. Şehitlik Yönergesi ilgili hükümleri incelendiğinde; Yönergenin İkinci bölümünün 4'üncü maddesinde şehitliklere defnedilecekler sayılmıştır. Yönergenin, şehitliklere kimlerin defnedileceğine ilişkin hükümleri, bu alandaki hizmet gerekleri gözetilerek ve şehit kabul edilen personele karşı kamu vicdanında duyulan saygı ve minnettarlığın bir ifadesi olarak, objektif kriterler esas alınarak düzenlenmiştir. Davacı vekili tarafından ileri sürülen Yönergenin iptali istemine dayanak yapılan gerekçelerin objektif olduğunu kabul etmek mümkün değildir. Ayrıca, bu kapsamda ileri sürülen Yönerge tarafından kamu hizmetleri arasında ayrım yapıldığı iddiası ise hukuken kabul edilebilir nitelikte değildir.

Yukarıda açıklanan nedenlerle;

Yasal dayanaktan yoksun davanın REDDİNE,

08 TEMMUZ 2010 tarihinde OYBİRLİĞİ ile karar verildi. (¤¤)

Full & Egal Universal Law Academy