Askeri Yüksek İdare Mahkemesi 3. Daire 2010/1859 Esas 2011/1889 Karar
Karar Dilini Çevir:
AskeriYüksekİdareMahkemesi
Dairesi: 3. Daire
Esas No: 2010/ 1859
Karar No: 2011 / 1889
Karar Tarihi: 22.09.2011

(2330 S. K. m. 1, 2, 3, 10) (818 S. K. m. 113) (Nakdi Tazminat ve Aylık Bağlanması Hakkında Yönetmelik m. 2, 19)

Davacı vekili, 23.09.2010 tarihinde AYİM kaydına geçen dava dilekçesi ile özetle; müvekkilinin 1'inci Motorlu P. Kolu, 1'inci Manevra Unsur Komutanı olarak görev yaptığı sırada 12.02.2009 tarihinde Derya Meydanı Tepesinde operasyon için görevlendirildiğini; icra edilen operasyon sırasında saat 14.30 sıralarında sağ gözüne ağaç dalı çarpması sonucu yaralandığını; Diyarbakır Asker Hastanesine yapılan şevki sonrasında 23.02.2009 tarihinde yatırılarak tedavi gördükte sonra 20 gün istirahat verilerek taburcu edildiğini; tedavisinin uzun bir süre devam etmesinin ardından bulanık görme sorunlarının halen devam etmekte olduğunu; sağ gözünde %40 oranında görme kaybı oluştuğunu; müvekkiline nakdi tazminat ödenmesi için 14.07.2010 tarihli dilekçe ile yapılan müracaatın davalı idare tarafından dava açma süresi içinde cevap verilmemek suretiyle reddedildiğini; davacının durumunun 2330 sayılı Yasa hükümlerine uymasına rağmen kendisine nakdi tazminat verilmemesi işleminin hukuka aykırı olduğunu öne sürerek iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Dosyada bulunan bilgi ve belgelerin incelenmesi sonucunda; davacının Dava dosyasının incelenmesi sonucunda; davacının, 3'üncü Komanda Tugayı 2'nci Motorlu P. Tabur K.lığı emrinde görev yapmakta olduğu sırada 12.02.2009 tarihinde Derya Meydanı tepesinde icra edilen operasyon görevine katıldığı; 1'inci Mot. P. Kolu 1'inci Manevra Unsur Komutanı olarak operasyona katılan davacının, saat 14.30 sularında sağ gözüne ağaç dalı çarpması sonrasında sağ gözünde hasar meydana geldiği; davacının uzun bir süre gördüğü tedavilerinin ardından Diyarbakır Asker Hastanesinin 01.06.2010 tarihli raporu ile Sağ gözde derin santral korneal çizgisel nefelyon teşhisi ile hakkında Keskin görme gerektiren işlerden muafiyeti uygundur kararı verildiği; davacıya nakdi tazminat ödenmesi için 14.07.2010 tarihli dilekçe ile yapılan müracaatın davalı idare tarafından dava açma süresi içinde cevap verilmemek suretiyle reddedilmesi üzerine iş bu davanın açıldığı anlaşılmaktadır.

AYİM 3'üncü Daire Başkanlığının 21 Temmuz 2011 Gün ve GENSEK NO:2010/3935 ESAS NO: 2010/1859 Sayılı Ara Kararına istinaden: GATA Adli Tıp ABD Bşk.lığının 13 Eylül 2011 Gün ve ADLI TIP: 9067-75-11/1564-337 sayılı yazısı ile Sağ gözde 0.4, görme sistemi yetersizlik oranı ve özür oranının %4 olduğu, -sağ göz korneal kesafet+PTK Ameliyatlısı- tanısı ile A/6 F-1 sınıfı görevini yapar kararı verildiği 18.01.1993 tarih ve 21469 sayılı RG'de yayınlanan Nakdi Tazminat ve Aylık Bağlanması Hakkındaki Yönetmeliğe göre; 40 (Kırk) gün iş ve gücüne engel teşkil edeceği kanaatini bildirir rapordur şeklinde Kati Rapor, verilmiştir.

Dava konusu ile ilgili mevzuat incelendiğinde, nakdi tazminatın ödenme usul ve esasları, 2330 Sayılı Nakdi Tazminat ve Aylık Bağlanması Hakkında Kanun ile Nakdi Tazminat ve Aylık Bağlanması Hakkında Yönetmelikte düzenlenmiştir.

03.11.1980 tarih ve 2330 sayılı Nakdi Tazminat ve Aylık Bağlanması Hakkında Kanunun Amaç başlığı altındaki 1 nci maddesinde, bu kanunun amacı; Barışta güven ve asayişi korumak, kaçakçılığı men, takip ve tahkikle görevli olanların bu görevlerinden dolayı ya da görevleri sona ermiş olsa bile yaptıkları hizmet nedeniyle derhal veya bu yüzden maruz kaldıkları yaralanma veya hastalık sonucu ölmeleri veya sakat kalmaları halinde ödenecek nakdi tazminat ile birlikte bağlanacak aylığın ve bu yüzden yaralanmaları halinde ödenecek nakdi tazminatın esas ve yöntemlerinin düzenlenmesidir, şeklinde belirtilmiştir.

Nakdi Tazminatın ödenme usul ve esasları, 2330 Sayılı Nakdi Tazminat ve Aylık Bağlanması Hakkında Kanun ile Nakdi Tazminat ve Aylık Bağlanması Hakkında Yönetmelikte düzenlenmiştir.

03.11.1980 tarih ve 2330 sayılı Nakdi Tazminat ve Aylık Bağlanması Hakkında Kanunun Amaç başlığı altındaki 1 nci maddesinde, bu kanunun amacı; Barışta güven ve asayişi korumak, kaçakçılığı men, takip ve tahkikle görevli olanların bu görevlerinden dolayı ya da görevleri sona ermiş olsa bile yaptıkları hizmet nedeniyle derhal veya bu yüzden maruz kaldıkları yaralanma veya hastalık sonucu ölmeleri veya sakat kalmaları halinde ödenecek nakdi tazminat ile birlikte bağlanacak aylığın ve bu yüzden yaralanmaları halinde ödenecek nakdi tazminatın esas ve yöntemlerinin düzenlenmesidir, şeklinde belirtilmiştir.

Kanunun ikinci maddesinde ise, iç güvenlik ve asayişin korunması veya kaçakçılığın men, takip ve tahkikle görevlendirilen personelle kimlerin amaçlandığına açıklık getirilerek kanun kapsamında bulunan personel sayılmıştır.

Aynı Kanunun 10 ncu maddesinin 1 nci fıkrasında; Kanuna göre verilecek nakdi tazminatların ödeme şekli ile 3 ncü maddenin (b) bendi uyarınca ödenecek tazminatların tutarları ile bu kanunla ilgili diğer hususların hazırlanacak bir yönetmelikle düzenleneceği öngörülmüştür.

Nakdi Tazminat ve Aylık Bağlanması Hakkında Yönetmeliğin Kapsamla ilgili 2 nci maddesinde, iç güvenlik ve asayişin korunması ile kaçakçılığın men, takip ve tahkiki konularında görevlendirilen personel sayılmakta, bu görev ve yardımlardan dolayı veya görev ve yardımları sona ermiş olsa bile yaptıkları bu görev ve yardımları nedeniyle ya da Devlet güçlerini sindirme amacına yönelik saldırı sonucu, derhal veya bu yüzden maruz kaldıkları yaralanma ve hastalık sonucu ölmeleri halinde hak sahiplerine verilecek Nakdi Tazminat ile bağlanacak aylığın, sakat kalmaları halinde kendilerine verilecek nakdi tazminatın esaslarını kapsayacağı açıklanmıştır.

Yönetmeliğin 19 ncu maddesinde, Nakdi tazminat ödenmesi, aylık bağlanması, öğretim ve sağlık yardımlarıyla ilgili hükümlerinin; ölüm, sakatlanma ve yaralanmanın görevin sebep ve tesiriyle olmayıp da görevli kişinin kendi kasdı sonucu meydana geldiğinin idarece saptanması halinde uygulanmayacağı vurgulanmıştır.

Yukarıda açıklanan yasal düzenleme ve Yönetmelik hükümlerine göre nakdi tazminat ödenebilmesi için: 1) İç güvenlik ve asayişin korunması, kaçakçılığın men, takip ve tahkiki konularında görevli olunması ya da görevli kişinin 2330 Sayılı Kanunun 2 nci maddesinde belirtildiği derecede yakım bulunulması, 2) Ölüm, sakatlanma ve yaralanmanın, belirtilen görevlerin yapılışı sırasında veya görev sona ermiş bulunsa bile görevden dolayı meydana gelmiş olması, 3) Ölüm, yaralanma ve sakatlanmanın oluşumunda kendi kastı bulunmaması koşullarının bir araya gelmesi gerekmektedir.

Yapılan açıklamalar sonrasında dava konusu uyuşmazlık incelendiğinde; davacının yaralanması olayının meydana geldiği sırada, davacının 2330 sayılı Kanun kapsamında sayılan bir iç güvenlik görevinin sebep ve tesirinin bulunduğu hususu tartışmasızdır. Sadece nakdi tazminat ödenmesi için işleme esas alınabilecek kesin işlemli sağlık kurulu raporu bulunmadığı için davacıya nakdi tazminat ödemesi yapılamadığı anlaşılmaktadır. Söz konusu kesin işlemli kati rapor davacının şevki sağlanarak GATA Adli Tıp ABD Bşk.lığının 13 Eylül 2011 Gün ve ADLİ TIP: 9067-75-11/1564-337 sayılı yazısı ile Sağ gözde 0.4, görme sistemi yetersizlik oranı ve özür oranının %4 olduğu, -sağ göz korneal kesafet+PTK Ameliyatlısı- tanısı ile A/6 F-l sınıfı görevini yapar kararı verildiği 18.01.1993 tarih ve 21469 sayılı RG'de yayınlanan Nakdi Tazminat ve Aylık Bağlanması Hakkındaki Yönetmeliğe göre; 40 (Kırk) gün iş ve gücüne engel teşkil edeceği kanaatini bildirir rapordur şeklinde Kati Rapor ile çözüme kavuşturulmuştur.

Davacı vekilinin tahakkuk tarihinden itibaren nakdi tazminata faiz verilmesi talebinin de irdelenmesi gerekmektedir. Bilindiği üzere, konusu bir miktar paranın ödenmesinden ibaret olan borçlarda, borcun doğduğu veya muaccel olduğu tarihten ödemesinin yapıldığı tarihe kadar bir süre geçmiş olabilir. Verilmesi gereken hakkın doğum tarihi ile verildiği tarih arasında bir süre geçmiş ise alacaklının mal varlığında bir eksilme meydana gelmiş olacaktır ve bu eksilmenin telafisi gereklidir. İşte faiz, borçlunun borcunu ödemesi gereken tarih ile ödediği tarih arasındaki süreden faydalanması nedeniyle alacaklıya, kanun veya sözleşme gereğince ve bir oran dâhilinde olmak üzere ödenmesi gereken para miktarıdır. Faiz borcu hukuki mahiyeti itibariyle fer'i bir borçtur. Zira faiz borcunun doğum ve hatta kural olarak varlığı, asıl borcun doğum ve varlığına bağlıdır. Faiz alacağın bir bölümü olmayıp, onun fer'i niteliğinde ve fakat ayrı bir alacaktır. Faizin talep şekli Borçların fer'ilerin sükutu başlıkla Borçlar Kanununun 113 ncü maddesinde düzenlenmiştir.

2330 Sayılı Kanunun 3 ncü maddesi b) bendinde Bu nakdi tazminatın tespitine esas tutulacak aylık; tazminat verilmesine dair karar tarihindeki en yüksek Devlet memuru aylığının (Ek gösterge dahil) brüt tutandır". Hükmünü getirmiştir. Nakdi tazminat komisyonunun karar tarihindeki en yüksek devlet memuru aylığı tazminat belirlenmesinde esas alınmak suretiyle olay tarihinden itibaren geç verilen tazminatlarda, alım gücündeki kayıpların önlenmesi amaçlanmıştır. Asıl alacak olan nakdi tazminat miktarının karar tarihindeki katsayılara göre belirlenmesi nedeniyle olay tarihinden nakdi tazminat komisyonun karar tarihine kadar olan sürede faize hükmetmesi 2330 sayılı kanunun düzenleniş biçimine ve amacına uygun düşmemektedir.

Yukarıda açıklanan nedenlerle;

1. Davacıya 2330 Sayılı Kanun gereği nakdi tazminat ödenmemesi işleminin İPTALİNE,

2. Nakdi Tazminata faiz ödenmesi isteminin REDDİNE,

22 EYLÜL 2011 tarihinde OYBİRLİĞİ ile karar verildi. (¤¤)

Full & Egal Universal Law Academy